Ceza HukukuHIRSIZLIK SUÇU UNSURLARI VE CEZASI

Hırsızlık suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) onuncu bölüm “malvarlığına karşı suçlar” başlığı altında 141. madde vd. düzenlenmiştir. Hırsızlık suçu günlük hayatımızda çok sık rastlanılan bir hukuksuzluk halidir. Bu sebeple kanun koyucu, hırsızlık suçunu ayrıntılı bir şekilde düzenlemiştir. TCK 142, 143,144,145 ve 146 nitelikli hırsızlık suçu maddeleri, kanun koyucunun ne denli ayrıntılı düzenleme yaptığını göstermektedir.

Yazımızda, hırsızlık suçunun ceza sistemimizde nasıl düzenlendiğine, düzenlemelerin hangi şartlar altında uygulama alanı bulduğuna ve hırsızlık suçunun unsurlarına değinilecektir. Harbiye Hukuk Bürosu olarak ceza hukuku alanındaki yetkinliğimiz ile hazırladığımız bu yazımızın okuyucularımıza rehberlik edeceğine inanmaktayız.

 

HIRSIZLIK SUÇU VE ZİLYETLİK KAVRAMI NEDİR?

 

Hırsızlık suçu, başkasına ait bir taşınır malı, onun rızası bulunmadan kendine veya başka bir kişi adına yarar sağlama amacıyla alınmasıdır. Zilyetlik ise taşınır malı elinde bulunduran, söz konusu mal üzerinde hakimiyeti bulunan yani mal üzerinde tasarruf etme hakkı bulunan kişidir. Normal şartlarda medeni hukuk alanında karşılaştığımız “zilyetlik” kavramı, hırsızlık suçu için önem arz etmektedir. Bunun sebebi, kanun maddesinde geçen “başkasına ait taşınır mal” ifadesinden yalnızca malın mülkiyetini elinde bulunduran malik anlaşılmamalı; söz konusu malın zilyedinin de anlaşılması gerektiğidir.

HIRSIZLIK SUÇUNDA KORUNAN HUKUKİ DEĞER

 

Korunan hukuki değer, hukuk düzeni tarafından ahlaka, genel sağlığa ve kamu düzenine aykırı olmamak koşuluyla her türlü korunması gereken hak ve menfaatlerdir. Hırsızlık suçunda korunan hukuki değeri tespit edebilmemiz için suçun düzenlendiği TCK 141. Maddede yapılan “hırsızlık” tanımını incelememiz gerekir. İlgili maddede karşımıza “başkasına ait taşınır mal” ifadeleri çıkmaktadır. Bu ifadeden yalnızca malın maliki değil zilyedinin de anlaşılması gerekmektedir. “Zilyetlik” kavramını birinci başlık altında açıklamıştık. “Başkasına ait taşınır mal” ifadesindeki “aitlik” kelimesi mülkiyeti elinde bulundurmayı yanı mülkiyet hakkını temsil etmektedir. Bu açıklamalar doğrultusunda hırsızlık suçunda korunan hukuki değerin zilyetlik ve mülkiyet hakkı olduğu sonucuna ulaşmaktayız.

HIRSIZLIK SUÇUNDA MAĞDUR

 

Mağdur, suçun maddi unsurlarından bir tanesidir suç teşkil eden fiilin ihlal ettiği hak ve menfaatin sahibi olan gerçek kişidir. Suçtan zarar gören ise suç teşkil eden fiilden dolayı zarara uğrayan kişidir. Mağdur, her zaman suçtan zarar görendir; ancak suçtan zarar gören her zaman suçun mağduru olmayabilir. Örneğin tüzel kişiye (örneğin bir şirkete) ait olan bir arabanın çalınması olayında kural olarak tüzel kişi mağdur olamaz ancak suçtan zarar gören olabilir. Başka bir örnek olarak malın zilyedinin ve malikinin farklı kişiler olduğu durumuna bakalım. Bu durumda malın zilyedi mağdur; malın maliki suçtan zarar görendir.

Zilyetliğin hukuka uygun olarak tesis edilip edilmemesinin mağdura etkisinin olup olmadığı konusuna değinmek gerekmektedir. Hırsızlık suçunun düzenlendiği TCK 141. Maddesinde zilyetliğin hukuki durumuna dair bir ayrım yapılmamıştır. Çünkü bir mal üzerinde zilyetliğin kurulabilmesi için o mal üzerinde hakimiyetin kurulması yeterlidir. Bu sebeple zilyetliğin hukuka uygun tesis edilip edilmediğinin mağdura etkisi yoktur.

 

HIRSIZLIK SUÇUNUN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN GEREKEN ŞARTLAR VE SUÇUN MADDİ UNSURLARI

            Suçun unsurları, bir fiilin suç teşkil edip etmemesinin değerlendirilmesinin şartlarını belirlemektedir. Suçun maddi unsurları, suçun manevi unsurları ve hukuka aykırılık olmak üzere üç unsurdan oluşmaktadır.

  1. Fiil

Fiil, belirli bir amaç ile dünyada değişikliğe yol açan iradi veya ihmali insan davranışıdır. Ceza hukuku açısından fiil, kanunda tanımlanan durumlar ile sınırlıdır.

Kural olarak sırf hareket suçudur. Özü itibariyle başkasına ait bir mal rızası olmaksızın alındığında suç tamamlanmış olur. Ancak söz konusu açıklamadaki “alma” fiilinin kapsamı incelenmelidir. Mevcut yargı sistemimizde benimsenen görüş “hakimiyet alanı” görüşüdür. Suçun gerçekleşmesi için mal üzerindeki hakimiyet alanının rızasız bir şekilde el değiştirmesi gerekir. Yani zilyetliğin rızasız bir şekilde el değiştirmesi gerekir.

  1. Fail

Fail, suç teşkil eden fiilin bizzat sahibi veya fiilin gerçekleşmesinde pay sahibi olan kişilerdir.  Hırsızlık suçunda malın maliki dışında herkes suçun faili olabilir.

  1. Konu

Konu, kanunda belirtilen suç teşkil eden fiilin yöneldiği “değerdir.” Hırsızlık suçunun konusu başkasına ait taşınır bir maldır.

 

HIRSIZLIK SUÇUNUN MANEVİ UNSURLARI

Suçun manevi unsurları, failin suç teşkil eden fiili icra ederken içinde bulunduğu irade halidir. Bu irade halleri kasti ve Taksirli olmak üzere ikiye ayrılır.

 Kasten işlenebilen bir suçtur. Taksir yani hata sonucu işlenemez bir suçtur. Örnek olarak kişi taşınır bir malı kendisine ait olduğunu sanarak alması gösterilebilir. Ancak kişi aldığı malın başkasının olduğunu öğrenirse buna rağmen malı elinde bulundurmaya devam ederse başka bir suç olan TCK 160. Madde “kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu” söz konusu olabilir.

Buradaki kasıttan anlaşılması gereken fail aldığı malın başkasına ait olduğunu bilmesi ve o mal üzerinde hakimiyet alanı kurma niyetinin yani zilyetliği ele geçirme niyetinin olmasıdır. Hırsızlık suçunun olası kast ile işlenmesi mümkündür. Kişi eğer taşınır malın başkasına ait olduğunu tahmin ettiği halde alırsa bu durumda olası kasttan söz edebiliriz.

Manevi unsurlarından bir diğeri ise yarar sağlama amacıdır. TCK 141. Maddesinde yalnızca yarar sağlama amacının olması arandığından yararın sağlanıp sağlanmadığının bir önemi yoktur.

 

HIRSIZLIK SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ

            Suçun nitelikli unsurları, kanunda düzenlenmiş suçların basit hali için öngörülen cezaları arttıran veya azaltan unsurlardır.

CEZAYI ARTTIRAN NİTELİKLİ HALLERİ

  • “Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında” (TCK m. 142/1-a)

            Tek bir bentte üç ayrı nitelikli hal düzenlenmiştir. Bu nitelikli haller, kamu kurum ve kuruluşu içinde işlenmesi veya kamuya açık ibadethanelerde işlenmesi ya da kamu yararına tahsis edilmiş olan eşyaların hırsızlık suçuna konu olmasıdır. Bentte sayılan nitelikli hallerde hırsızlık suçuna konu olan eşyanın kime ait olduğuna bakılmaz.

  • B.” Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında” (TCK m. 142/1-c)

            Kamuya açık ulaşım araçları içinde işlenmesi gerekmektedir. Bu sebeple örneğin özel ulaşım araçlarında hırsızlık suçunun işlenmesi durumunda bu nitelikli hal uygulanmayacaktır.

  • “Bir afet veya genel bir felaketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında” (TCK m. 142/1-d)

            Bentte belirtilen nitelikli halin uygulanabilmesi için hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın, afet veya felaket durumlarında kullanılması için hazırlanan eşyalar olması gerekmektedir. Yangın söndürme tüpleri ve deniz taşıtlarında bulunan can simitleri örnek olarak gösterilebilir.

  • “Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında” (TCK m. 142/1-e)

            Belirtilen nitelikli halin uygulanabilmesi için yalnızca eşyanın açıkta bırakılması yeterli değildir. Eşyanın kullanım amacına göre açıkta bırakılmasının zorunlu olması gerekmektedir.

  • “Kişinin malını koruyamayacak durumda olmasından veya ölmesinden yararlanarak” (TCK m. 142/2-a)

Belirtilen nitelikli halin uygulanabilmesi için, hırsızlık suçunun meydana geldiği anda mağdurun malını koruyamayacak halde olması, mağdurun zor durumundan yararlanılarak hırsızlık suçunun işlenmesi ve mağduru zor durumuna hırsızlık suçunun failinin sebebiyet vermemesi gerekmektedir.

  • “Elde veya üstte taşınan eşyayı çekip almak suretiyle ya da özel beceriyle” (TCK m. 142/2-b)

            Belirtilen nitelikli hal halk arasında “kapkaç” ve “yankesicilik” olarak geçmektedir. Ancak nitelikli halin uygulanabilmesi için fail eylemi esnasında cebir uygulamamış olması gerekmektedir.

  • “Doğal bir afetin veya sosyal olayların meydana getirdiği korku veya kargaşadan yararlanarak” (TCK m. 142/2-c)

            Belirtilen nitelikli halin uygulanabilmesi için deprem, sel gibi doğal afetlerin veya savaş, ayaklanma gibi sosyal olayların meydana getirdiği kargaşa ortamından yararlanılması gerekmektedir.

  • “Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle” (TCK m. 142/2-d)
  • “Bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle” (TCK m. 142/2-e)

            Örnek olarak mağdurun internet bankacılığı şifresini ele geçirerek hırsızlık suçunun işlenmesi gösterilebilir.

  • “Tanınmamak için tedbir alarak veya yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak” (TCK m. 142/2-f)

            Belirtilen nitelikli halin uygulanabilmesi için tanınmamak için alınan tedbirin hırsızlık suçunun işlenmesinden önce veya suç işlenirken gerçekleşmesi gerekir. Hırsızlık suçunu işledikten sonra yakalanmamak adına tedbir alması durumunda bu nitelikli hal uygulanamaz.

  •  “Büyük veya Küçük Baş Hayvan Hakkında İşlenmesi” (TCK m. 142/2-g)

Büyük baş hayvanlar örnek olarak at, deve, manda ve sığırdır. Küçük baş hayvanlar ise koyun ve keçidir. Tavuk gibi kümes hayvanları bu kapsamda değildir. Suçun konusu bahsedilen hayvanlar ise verilecek ceza artacaktır.

  • “Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında” (TCK m. 142/2-h)

            İki ayrı nitelikli hal düzenlenmiştir. İlki herkesin girebileceği yerlerde muhafaza altına alınmış eşyanın çalınmasıdır. Örnek olarak lokanta içerisinde muhafaza altına alınmış eşyanın çalınması. Diğer nitelikli hal ise bina gibi herkesin giremeyeceği yerlerde muhafaza altına alınmış eşyanın çalınmasıdır. İkinci nitelikli halde söz konusu eşyanın kilitlenmesi şartı aranmamaktadır.

  • “Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi” (TCK m. 142/3)

            Nitelikli halin uygulanabilmesi için iki şart aranmaktadır. İlk şart, suç konusu malın enerji olmasıdır. İkinci şart ise enerjinin depolanması veya işlenmesi için kurulan tesislerde gerçekleşmesidir. Bu sebeple benzinlikte araca gizlice benzin doldurmak veya enerjinin nakli için kullanılan tankerden enerjiyi çalmak nitelikli hal kapsamına girmemektedir.

  • “Hırsızlığın gece vakti işlenmesi (TCK m. 143)

            “Gece vakti” TCK m. 6/1-e maddesinde açıklanmıştır. “Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi.” Nitelikli halin uygulanabilmesi için bu süreler içinde işlenmesi yeterlidir. Vaktin tespit edilemediği durumlarda hırsızlık suçunun basit halinden yargılama yapılır.

CEZAYI AZALTAN NİTELİKLİ HALLER

  • “Paydaş veya elbirliği ile malik olunan mal üzerinde işlenmesi” (TCK m. 144/1-a)

            Nitelikli halin soruşturma ve kovuşturmaya konu edilebilmesi için şikayet koşulu vardır.

  • “Hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi” (TCK m. 144/1-b)

            Hukuki bir ilişkiye dayanan bir alacak olması gerekmektedir. Bu sebeple kumar veya bahis gibi durumlardan doğan alacak tahsili söz konusu olduğunda bu nitelikli hal uygulanamaz.

            Suçun işlenmesinde alacaklıyla birlikte müşterek fail varsa diğer failler basit hırsızlık suçundan yargılanır. Ancak alacaklının fail, diğerlerinin yardım eden konumunda olması durumunda herkes bu nitelikli halden yararlanır.

  • “Malın değerinin az olması” (TCK m. 145)

            “Hırsızlık suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” Kanun hükmünde belirtildiği üzere cezada indirim yapılabilir veya ceza vermekten vazgeçilebilir.

  • “Kullanma hırsızlığı” (TCK m. 146)

            “Hırsızlık suçunun, malın geçici bir süre kullanılıp zilyedine iade edilmek üzere işlenmesi halinde, şikayet üzerine, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir. Ancak malın suç işlemek için kullanılmış olması halinde bu hüküm uygulanmaz.” Nitelikli halin uygulanabilmesi için failin, malı iade etmek amacıyla almış olması gerekmektedir.

 

AÇIKTA BIRAKILMIŞ EŞYA HIRSIZLIK SUÇUNUN KONUSUNU OLUŞTURUR MU?

Hırsızlık suçunun nitelikli hallerinden biri olan TCK m. 142 (1/e) adet gereği açıkta bırakılan eşya hırsızlığını açıklamıştık. Bu nitelikli halde söz konusu eşya, mülkiyet hakkından veya zilyetlikten feragat etmeden bilerek açıkta bırakılmaktadır. Ancak terk edilen eşyada malik veya zilyet, eşya üstündeki mülkiyet hakkından feragat ederek eşyasını “açıkta” bırakmaktadır. Böylelikle söz konusu eşyanın artık sahibi yoktur. Ancak hırsızlık suçunun oluşması için söz konusu eşyanın başkasına ait olması gerekmektedir.

HIRSIZLIK SUÇU UNSURLARI VE CEZASI

HIRSIZLIK SUÇU UNSURLARI VE CEZASI

HIRSIZLIK SUÇUNDA ETKİN PİŞMANLIK VE ŞAHSİ CEZASIZLIK SEBEPLERİ

            Hırsızlık suçunda şahsi cezasızlık sebepleri TCK m. 167 (1) hükmüyle düzenlenmiştir. İlgili hüküm uyarınca:

  • Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşler arasında
  • Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın arasında
  • Aynı konutta beraber yaşayan kardeşler arasında

Durumlarında hırsızlık suçunu işleyen akraba hakkında cezaya hükmedilmez.

Hırsızlık suçunda etkin pişmanlık TCK 168 maddesinde düzenlenmiştir. Hırsızlık suçunda failin etkin pişmanlıktan yararlanabilmesi için failin bizzat kendisinin pişmanlık göstermesi ve mağdurun uğradığı zararı aynen iade veya tazmin yoluyla gidermesi gerekmektedir. Bu durumda failin alacağı ceza üçte ikisine kadar indirilir. Ayrıca kısmen geri verme ve tazmin durumunda mağdurun rızası gerekmektedir.

TCK m. 168 (2) uyarınca kovuşturma başladıktan yani kamu davası açıldıktan sonra fail etkin pişmanlık gösterirse failin alacağı ceza yarı oranında azaltılır.

 

HIRSIZLIK SUÇUNUN MUHAKEMESİ, ŞİKÂYET SÜRESİ VE ZAMANAŞIMI

            Hırsızlık suçu, kullanma hırsızlığı, hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla hırsızlık ve akrabalar arasında işlenmesi durumları hariç şikayete bağlı olmayan bir suçtur. Dava zamanaşımı süresi olan 8 yıl içinde şikayetle veya re’ sen soruşturma başlatılmalıdır.

HIRSIZLIK SUÇUNUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

            Suçun özel görünüş biçimleri teşebbüs, iştirak ve içtimadır.

1)Teşebbüs

Teşebbüs, TCK 35 “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” Teşebbüs halinde, kanunda düzenlenen suç tamamlanmamıştır. Bu sebeple teşebbüs edilen söz konusu suçun kanunda öngörülen ceza indirim yapılarak hükmolunur.

Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için failin suç konusu eşya üzerinde hakimiyet alanını kurması gerekmektedir. Bu sebeple hırsızlık suçunun teşebbüs aşamasında kalması için failin eşya üzerinde hakimiyet alanını kuramaması gerekmektedir. Ancak yargıtay, kesintisiz takip hallerinde failin henüz eşya üzerinde hakimiyet alanını kurmadığını kararlaştırmıştır. Örneğin fail çaldığı eşya ile polisten veya güvenlikten kaçarken henüz suç halen teşebbüs aşamasındadır.

2)İştirak

İştirak, TCK 37 vd. düzenlenmiştir. Bir kişi tarafından da işlenebilecek bir suçun birden fazla kişinin daha önceden anlaşarak suçu işlemesidir. Hırsızlık suçunda iştirakin her şekli söz konusu olabilir.

3)İçtima

            İçtima, failin bir veya birden çok fiille, kanunda düzenlenen aynı veya farklı suçu bir veya birden fazla defa işlemesi durumunda faile tek bir suçtan ceza verilmesidir.

Hırsızlık suçunda içtima konusunda öne çıkan hususlar özellikle bina içinde söz konusu suçun işlenmesi halinde mahiyeti gereği binaya da girilmesi gerektiğinden konut dokunulmazlığını ihlal suçu ve binaya girerken herhangi bir mala zarar verilmesi halinde bu suçtan da kişinin cezalandırılması gerekmektedir. Bu uygulamanın gerekçesi kanun metninden çıktığı gibi her bir fiile karşılık bir ceza prensibinin de gereği olarak yorumlanmaktadır.

            Hırsızlık suçunun aynı kişiye karşı farklı zamanlarda işlenmesi halinde ortada tek bir hırsızlık fiili var kabul edilip birden fazla kez işlendiği gerekçesiyle TCK 43. Maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri gereği cezasında arttırım yapılacaktır. Ancak sanığın aynı mahallede ya da aynı apartmanda birden fazla ve farklı kişiye ait bina veya eklentilere girmesi halinde mağdur sayısınca suç oluşacaktır.

            Hırsızlık suçunun işlenmesi sırasında mağdura yönelik cebir ve tehdit kullanılmak suretiyle kişinin taşınır bir malının alınması halinde yağma suçu oluşacaktır. Aslında yağma suçunun içerisinde hem hırsızlık hem de duruma göre tehdit ya da yaralama suçları işlendiği halde daha ağır cezayı gerektiren yağma suçundan hüküm kurulacaktır (TCK m. 149/2 hükmü hariçtir.)

 

HIRSIZLIK SUÇUNUN CEZASI

            Hırsızlık suçunun temel şekli (TCK m. 141) için bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Temel şekli, başkasına ait malın, malikinin veya zilyedinin izni olmadan kendine veya başkasına yarar sağlama amacı ile alınmasıdır.

            Ceza kanununun 142. maddesinin birinci fıkrasında sayılan “adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılan eşya hakkında” gibi nitelikli hallerin olması durumunda üç yıldan yedi yıla; aynı maddenin ikinci fıkrasında sayılan nitelikli hallerin olması durumunda beş yıldan on yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.

 Suçun konusu sıvı veya gaz halindeki enerjiler ise ve bu enerjilerin nakli ve işlenmesi durumlarında beş yıldan 12 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Eğer suç, örgüt faaliyeti kapsamında işlendiyse ceza yarı oranında arttırılır ve on bin güne kadar adli para cezasına hükmedilir.

 

ÖRNEK YARGITAY KARARLARI

  1. Ceza Dairesi Esas No: 2022/15078 Karar No: 2024/7889 Karar Tarihi: 26-06-2024

            Minibüs içerisinde sanık, katılanın cebine parasını çalmak amacıyla uzanmıştır. Katılanın durumu fark etmesi üzerine tartışma çıkmıştır. Tartışma üzerine söz konusu kişiler minibüsten dışarı çıkmışlardır. Katılana cebir, minibüs içerisinde değil minibüs dışında tartışma sebebiyle uygulanmıştır. Bu sebeple minibüsten dışarı çıkılana kadar hırsızlığa teşebbüs suçunu oluşturduğunu, katılana uygulanan cebrin malını çalmaya yönelik olmadığı sebebiyle yağma suçunu oluşturmadığı anlaşılmıştır.

  1. Ceza Dairesi Esas No: 2021/12309 Karar No: 2024/6417 Karar Tarihi: 28-05-2024

Jandarma eri, kaçakçılık operasyonuyla ele geçirilen on bir çuval kaçak sigaranın bir çuvalını kendine yarar sağlamak amacıyla üçüncü bir kişiye vermiştir. Olayımızda jandarma erinin görevi sebebiyle kaçak sigaralardan sorumlu olduğunun sorulması gerektiği; eğer sorumlu ise zimmet suçundan, sorumlu değilse hırsızlık suçundan yargılanması gerektiği belirtilmiştir.

 

SIKÇA SORULAN SORULAR

Nitelikli hırsızlıkta HAGB verilir mi?

HAGB yani hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 231. maddesinde düzenlenmiştir. HAGB kararı verilebilmesi için şartlar mevcuttur. Bu şartlar, CMK 231. maddesinde düzenlenmiştir:

  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması
  • Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması
  • Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi

Şartlarının sağlanması gerekmektedir.

İlk kez hırsızlık yapan ne kadar ceza alır?

 Hırsızlık suçunun işleniş şekline göre alt sınırı bir yıldan başlayan ancak nitelikli hallerinde temel cezanın üst sınırının on iki yıl olarak düzenlenmesi sebebiyle bu süreler arasında ceza alınabilir. Ancak uygulamada kişilerin ilk defa bu suçu işlemesi halinde somut olayda alt sınırdan aşmayı gerektirecek bir husus yoksa genel olarak madde metninde düzenlenen alt sınırdan ceza verilmektedir.

Hırsızlıktan nasıl beraat edilir?

İddia edilen fiilin kişi tarafından işlenmediği ya da suç tarih ve saatinde olay yerinde olmadığı, suç işlediği konusunda her türlü şüpheden uzak ve somut delilin olmadığı iddia ve ispat edildiğinde kişi beraat edebilir.

Nitelikli hırsızlık ağır ceza mı?

TCK 142/3 maddesi “Suçun, sıvı veya gaz hâlindeki enerji hakkında ve bunların nakline, işlenmesine veya depolanmasına ait tesislerde işlenmesi halinde, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” düzenlemesi gereği bu suça bakma görevi Ağır Ceza Mahkemesinin olup diğer hırsızlık suçlarında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir.

Hırsızlık suçunda tutuklama olur mu?

CMK hükümleri göz önünde bulundurulduğunda herhangi bir tutuklama yasağının bulunmadığı anlaşıldığından şartlarının oluşması durumunda tutuklama olabilir. Ancak genel mahkeme uygulamaları hırsızlık suçunun basit hallerinde tutuklama tedbirine başvurmamaktadır.

Arda Erdem Türkmen

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment