Tüketici HukukuGÜMRÜKTE EL KONULAN MALLARIN İADESİ

Uluslararası ticarette ve yolcu giriş-çıkışlarında gümrük işlemleri sırasında bazı durumlarda getirilen mal veya eşyaya el konulmasıyla karşılaşılabilir. Gümrük idareleri, ülke ekonomisini korumak, vergi kaybını önlemek ve yasaklanmış ürünlerin girişini engellemek amacıyla denetimler yapar. Bu denetimler sonucunda gümrükte el konulan malların iadesi önemli bir konu haline gelir. Gümrük müdürlüğünce bir eşyaya el koyulması sık rastlanan bir durumdur ve sürecin doğru yönetilmesi, mülkiyet hakkının korunması açısından kritiktir . Bu makalede gümrükte el konulan malların iadesiyle ilgili yasal dayanaklar, hangi mallara el konulabileceği, iade sürecinin nasıl işlediği, el konulan malların tasfiyesi ve gümrük avukatı desteğinin önemi ele alınacaktır. Konu teknik ayrıntılar barındırdığından, okuyucunun ilgisini kaybetmeyecek şekilde sade ama derinlemesine bilgiler sunmaya çalışacağız.

Not: Gümrükte el konulan malların iadesi oldukça teknik ve hassas bir süreçtir. Yapılacak en küçük hata hak kayıplarına yol açabilir; bu nedenle sürecin başından sonuna kadar mutlaka uzman bir gümrük avukatı ile hareket etmek önemlidir . HARBİYE HUKUK BÜROSU

Gümrükte El Konulan Malların Hukuki Dayanağı

Gümrükte eşyaya el koyma ve iade işlemleri çeşitli yasal düzenlemelerle çerçevelendirilmiştir. 4458 sayılı Gümrük Kanunu, gümrük işlemlerinin esaslarını belirler ve hangi hallerde eşyaya el konulabileceğini ve sonrasındaki işlemleri düzenler. Örneğin, Gümrük Kanunu’nun 235. maddesi, ithal edilen mal veya eşyanın yasaklanmış olması ya da gerekli izin/belgeye sahip olmaksızın ülkeye sokulmaya çalışılması hallerinde gümrük müdürlüğünün eşyalara el koyabileceğini belirtir.

Bunun yanında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, kaçakçılık fiillerini ve bu fiillerde el konulan eşya ve taşıtlara uygulanacak işlemleri düzenler. Kaçakçılık kanunu kapsamında yürütülen ceza soruşturmalarında, eşyaya el koyma bir koruma tedbiri olarak uygulanabilir. Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) md.131 de soruşturma veya kovuşturma sırasında el konulan eşyanın iadesine ilişkin usulü belirtir. Özellikle kaçakçılık şüphesi varsa, soruşturma makamları CMK uyarınca eşyaya elkoyma kararı alabilir ve yargılama sonunda eşyanın müsaderesi (devletleştirilmesi) veya iadesi karara bağlanır.

Ayrıca gümrük ve dış ticarete ilişkin çeşitli yönetmelikler de (örneğin “El Konulan Eşya ve Alıkonulan Taşıtlara İlişkin Uygulama Yönetmeliği”) sürecin ayrıntılarını düzenler (T.C. Ticaret Bakanlığı) (T.C. Ticaret Bakanlığı). Bu düzenlemeler, el konulan eşyaların nasıl muhafaza edileceği, tasfiye edileceği ve iade kararlarının nasıl uygulanacağı gibi konuları kapsar. Örneğin, ilgili yönetmelik gereği el konulan eşyanın cinsi, miktarı, seri numarası gibi tüm ayırt edici özellikleri elkoyma anında ayrıntılı biçimde tutanağa geçirilir; kaçak zannıyla el konulan eşya en yakın gümrük idaresine teslim edilip uygun koşullarda depolanır (T.C. Ticaret Bakanlığı). Bu yasal çerçeve, hem idari (gümrük) makamların hem de ceza yargısının el koyma ve iade işlemlerini hukuka uygun ve denetlenebilir şekilde yürütmesini sağlamaktadır.

Özetle, gümrükte el koyma işlemlerinin dayanağı Gümrük Kanunu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve ilgili yönetmeliklerdir. Bu mevzuat, bir malın ülkeye yasadışı yollarla veya belgeler eksik şekilde girişini engellemeyi hedefler ve gerektiğinde eşyaya el konulup sonrasında koşullara göre iade edilmesini veya müsadere edilmesini düzenler .

HANGİ MALLARA EL KONULUR?

Her türlü eşya, belirli şartlar oluştuğunda gümrükte el koyma konusu olabilir. Genellikle aşağıdaki durumlar ve eşya türleri için gümrük müdürlüğü el koyma işlemi uygular:

  • Yasaklı veya İzne Tabi Eşyalar: Ülkeye girişi tamamen yasak olan maddeler (örneğin uyuşturucu maddeler, bazı silahlar) veya özel izin/lisans gerektiren eşyalar (örneğin patlayıcılar, bazı kimyasallar). Gerekli izin olmadan getirilen bu tür eşyalara derhal el konulur .
  • Vergisi Ödenmemiş veya Beyanı Hatalı Eşyalar: Beyannameye yanlış bilgiyle bildirilen, değeri düşük gösterilen veya vergileri ödenmemiş mallar. Örneğin, ticari miktarda mal getirip bunu kişisel eşya gibi beyan eden yolcuların eşyalarına, vergi kaybına neden olduğu için el konulabilir.
  • Kaçak Eşyalar: Kaçakçılıkla mücadele kapsamında, kaçakçılık fiili şüphesi bulunan her türlü mal. Örneğin, gümrük kapıları dışında gizli yollardan sokulan mallar, transit beyan edilip iç piyasaya bırakılan ürünler, marka/tescilli ürünlerin taklitleri vb. kaçak eşya kapsamında yakalanırsa el konulur. Kaçak sigara, akaryakıt gibi ürünler kolluk veya gümrükçe yakalandığında derhal muhafaza altına alınır.
  • Belirli Kategorilerdeki Özel Eşyalar: Kanun ve yönetmeliklerde sayılan bazı eşya grupları gümrük kontrolünde özel risk taşır. Örneğin:
    • Taşıtlar: Kaçak eşya naklinde kullanılan veya vergisiz/yasa dışı getirilen araçlar (arabalar, ticari araçlar, gemi, tekne, uçak vb.) el konulabilir.
    • Nükleer ve Radyolojik Maddeler: Nükleer malzemeler, radyoaktif maddeler ve bunların üretimine yarayan ekipmanlar. Bu tür stratejik veya tehlikeli maddeler izinsiz getiriliyorsa hemen el konur .
    • Kimyasal Maddeler: Tehlikeli kimyasallar, zehirli veya çevreye zararlı maddeler, bazı endüstriyel kimyasallar uygun izin/standart olmadan getirildiğinde el konulur .
    • Tarım Ürünleri ve Gıda: Toprak mahsulleri (meyve, sebze, tohum vs.) ile et, süt ürünleri, canlı hayvanlar ve diğer gıda maddeleri gerekli sağlık kontrolü veya izin olmadan sokulursa el konulabilir . Bu, biyogüvenlik ve salgın hastalık risklerine karşı önlemdir.
    • İlaçlar ve Tıbbi Malzemeler: Özellikle özel izne tabi ilaçlar, tıbbi cihazlar, insan sağlığını etkileyebilecek ürünler. Sağlık Bakanlığı izni olmadıkça getirilen ilaç, serum, aşı gibi ürünlere el konulması söz konusu olabilir.
    • Kıymetli Maden ve Para: Beyan edilmeden sokulan büyük miktarda döviz, altın, mücevher gibi değerli maden ve taşlar, veya sahte para tespiti halinde bu değerlere el konulur . Örneğin, yurt dışından gelirken belirlenen limitlerin üzerinde nakit getiren bir kişinin parasına, yasa gereği beyan edilmediği için el konup idari işleme tabi tutulabilir.
    • Kültür ve Tabiat Varlıkları: Eski eserler, tarihi objeler, arkeolojik değeri olan eşyalar ile nesli tükenmekte olan canlılar gibi özel koruma altındaki varlıklar kaçak yollarla çıkarılırken veya getirilirken yakalanırsa el konulur . Örneğin, tarihi eser kaçakçılığına konu bir obje gümrükte yakalanırsa, milli kültür mirasını korumak adına eşya devlet korumasına alınır.
    • Fikir ve Sanat Eserleri Kapsamındaki Yayınlar: Bazı durumlarda, telif hakkı ihlali veya sansüre tabi durumlar nedeniyle, kitap, CD, tablo gibi eserler de gümrükte durdurulup el konabilir . Özellikle bandrolsüz veya korsan ürünler gümrük kontrolünde tespit edilirse müsadere işlemi yapılır.

Yukarıdaki liste, yaygın örnekleri içermekle birlikte el koyma sadece bu sayılanlarla sınırlı değildir. Genel ilke, hukuka aykırı şekilde ülkeye sokulmaya çalışılan veya ülke güvenliği, kamu düzeni, sağlık ve vergi düzeni açısından risk oluşturan her türlü eşyanın gümrükte alıkonulabileceğidir . Gümrük memurları şüpheli gördükleri durumlarda inceleme yapmak ve gerektiğinde soruşturma sonuçlanana dek eşyayı emanette tutmakla yükümlüdür. Unutulmamalıdır ki, el konulan mal, henüz mülkiyeti sahibinden tamamen alınmış (müsadere edilmiş) değildir; geçici bir önlem olarak devlet gözetiminde muhafaza altındadır ve bu eşyanın akıbeti, yapılacak işlemlere ve hukuki sürece bağlıdır.

EL KONULAN MALLARIN İADESİ SÜRECİ

Gümrükte el konulan bir malın geri alınabilmesi, olayın niteliğine ve el koyma gerekçesine bağlı olarak farklı yollardan ilerler. Genel olarak süreç şu şekilde işler:

1. El Koyma Nedeninin Belirlenmesi: İlk adım, eşyaya neden el konulduğunu tespit etmektir. El koyma gerekçesi vergisel bir eksiklik mi, belge noksanlığı mı, yoksa kaçakçılık şüphesi mi? Bu ayrım, iade sürecinin idari mı yoksa adli yönden mi işleyeceğini belirler. Örneğin, gümrük beyanında eksik evrak olduğu için el konulduysa süreç çoğunlukla idari düzlemde çözülebilir. Buna karşılık, kaçakçılık iddiasıyla savcılık tarafından el koyma yapılmışsa süreç ceza soruşturması/kovuşturması kapsamında yürüyecektir.

2. İdari İade Süreci (Gümrük İdaresi Nezdinde): Eğer el koyma idari bir tedbir olarak gümrük müdürlüğü tarafından uygulandıysa (örneğin eksik belge, ödenmemiş vergi gibi nedenlerle), malın iadesi için öncelikle bu eksikliklerin giderilmesi gerekir. Gümrük Kanunu’na göre, el konulan malın geri verilebilmesi için malın niteliğine göre Gümrük Bakanlığındaki özet beyan işlemlerinin öngörülen sürelerde tamamlanması şarttır. Yani, gümrüğe sunulmamış bir evrak varsa sunmak, eksik beyanı düzeltmek veya ödenmemiş gümrük vergisi varsa ödemek ilk adımdır .

Vergisel bir yükümlülük nedeniyle eşya çıkarılamamışsa, bu verginin tamamlanması ve diğer gümrük işlemlerinin belirli süre içinde yapılması gerekir . Gerekli işlemler tamamlanınca, eşyanın iadesi talebiyle ilgili gümrük müdürlüğüne dilekçe ile başvuru yapılmalıdır. Bu dilekçede, el koyma tutanağı bilgileri, eşyanın tanımı, ve eksiklerin giderildiğine dair belgeler (ödendi makbuzu, izin belgesi vb.) eklenmelidir. Gümrük müdürlüğü, talebi ve evrakları inceleyerek eğer şartlar sağlanmışsa idari kararla malın sahibine iadesine karar verebilir . İdari iade kararı çıktığında, tasfiye idaresi veya gümrük ambarı malı sahibine teslim eder .

3. Adli İade Süreci (Savcılık/Mahkeme Nezdinde): Eğer el koyma bir suç soruşturması kapsamında (özellikle kaçakçılıkla mücadele kanunu uyarınca) gerçekleşmişse, iade süreci yargısal bir süreçtir. Bu durumda mal sahibi, Cumhuriyet savcılığına veya davanın görüldüğü mahkemeye başvurarak el konulan malın iadesini talep edebilir . İlgili makama verilecek dilekçede, eşyanın kendisine ait olduğu, suç teşkil etmediği veya artık delil olarak tutulmasına gerek kalmadığı gibi hususlar ve destekleyici belgeler sunulur .

Savcılık soruşturma aşamasında, eğer eşya suçla ilgisizse veya sahibine verilmesinde sakınca yoksa iade kararı verebilir. Yargılama sırasında ise mahkeme, genellikle dava sonunda karar verir; sanık beraat ederse el konulan eşyaların iadesine hükmeder, mahkûmiyet ve müsadere söz konusu olursa iade talebi reddedilir. Önemli nokta, ceza soruşturmasında malın uzun süre elde tutulmasına itiraz hakkıdır: CMK uyarınca, mal sahibi veya avukatı, soruşturma hakimine başvurarak elkoyma tedbirinin kaldırılmasını talep edebilir. Bu bir tür itiraz mekanizmasıdır ve özellikle eşyanın bozulma riski varsa veya suçla ilgisi yoksa erken iade sağlanabilir.

4. Sürelere Dikkat ve İtiraz Mekanizmaları: El konulan eşyaların iadesi için zaman çok kritiktir. Gerek idari, gerek adli yoldan olsun, mal sahibi en kısa sürede gerekli başvuruları yapmalıdır. İdari el koymalarda, gümrük idaresinin el koyma kararına karşı mal sahibi, üst makamlara itiraz edebilir veya doğrudan idare mahkemesinde iptal davası açabilir. Örneğin, yasal yollardan geldiğini düşündüğü malına haksız yere el konulduğunu iddia eden bir ithalatçı, süresi içinde idare mahkemesine başvurarak el koyma işleminin iptalini ve eşyanın iadesini talep edebilir .

Bu gibi davalarda genellikle yürütmenin durdurulması talep edilerek, dava süresi boyunca malın tasfiye edilmesi önlenmeye çalışılır. Ceza yargısında ise savcılık elkoyma kararına karşı, mağdur olan kişi sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir veya ceza davasında mahkemeden malın iadesini talep edebilir. Tüm bu itiraz ve davaların, kanunlarda öngörülen süreler içinde yapılması şarttır; aksi takdirde hak kaybı yaşanabilir.

5. Gerekli Belgelerin Hazırlanması: İade talebinin başarılı olabilmesi için destekleyici belgeler sunmak gerekir. Başvuru dilekçesine eklenecek belgeler şunlar olabilir:

  • Eşya Beyan ve Ticari Belgeleri: Fatura, taşıma belgeleri, varsa CE belgesi, sağlık sertifikası, lisans, kota belgesi vb. El koyma gerekçesindeki eksik ne ise onu tamamlayan belge mutlaka sunulmalıdır (örneğin eksik sağlık sertifikası sonradan temin edilmişse bunu ibraz etmek).
  • El Koyma Tutanakları: Gümrük görevlilerinin düzenlediği elkoyma tutanağı ve liste. Bu, malın cinsi ve miktarıyla birlikte hukuki gerekçesini gösterir, dilekçede bu tutanağa atıf yapılmalıdır.
  • Ödeme Dekontları: Eğer vergi ya da ceza ödemesi yapıldıysa buna dair dekontlar (örn. gümrük vergisi, ceza tutarı yatırıldı makbuzu).
  • Mülkiyet Belgeleri: Eşyanın başvurana ait olduğunu gösteren belgeler (satış faturası, varsa garanti belgesi, taşıt ise ruhsat vs.). Üçüncü bir kişiye ait eşyanın iadesi ayrı bir sorun olabileceğinden, hak sahibi olduğunu kanıtlamak önemli.
  • Dava/Kovuşturma Evrakı: Ceza soruşturması varsa, savcılık dosya numarası veya mahkeme esas numarası gibi bilgiler başvuru dilekçesinde belirtilmeli. Beraat kararı alınmışsa bunun onaylı bir sureti iade talebiyle sunulmalıdır.

6. Kararın Uygulanması: Gerek idari gerekse adli merciden iade kararı çıktığında, bu kararın tebliğinden itibaren malın fiilen teslim alınması gerekir. Gümrük Kanunu uyarınca, iade kararının gümrük müdürlüğünce mal sahibine tebliğ edildiği tarihten itibaren 30 gün içinde eşya teslim alınmalıdır . Aksi halde, mal teslim alınmazsa yasal olarak tasfiye işlemleri başlatılabilir (bu süre sonunda eşya sanki sahipsiz kalmış gibi işleme konulabilir) . Dolayısıyla malın iadesine karar verildiğinde mal sahibi vakit kaybetmeden ilgili gümrük deposuna veya yediemin kuruluşuna başvurup eşyasını geri almalıdır. Teslim sırasında, kimlik, vekaletname (eğer avukat veya temsilci alacaksa) ve varsa depo masraflarının ödendiğine dair belgeler ibraz edilir.

7. Depolama ve Muhafaza Ücretlerinin Ödenmesi: El konulan mallar, gümrüğün gözetiminde kaldığı süre boyunca bazı hallerde muhafaza ücreti adı altında depolama giderlerine tabi olabilir. Mevzuata göre, eşyanın değeri üzerinden günlük belirli bir oran (genelde binde 1) hesaplanarak depoda kaldığı gün sayısıyla çarpılan bir tutar, teslim öncesi istenir ). Örneğin, 100.000 TL değer biçilen bir makine gümrükte 30 gün kalmışsa yaklaşık 3.000 TL depo ücreti çıkabilir. Bu ücret, eşya teslim alınmadan önce ödenmek zorundadır; aksi halde gümrük malı teslim etmeyebilir. Ancak altı aydan fazla süren depolamalarda oranın yarıya düşmesi, toplam ücretin eşya değerinin %30’unu aşmaması gibi yasal sınırlamalar da vardır .

Ayrıca, özel saklama koşulu gerektiren eşyalar için (soğuk hava deposu, özel güvenlik tedbiri vb.) oran biraz daha yüksek uygulanabilir . İstisna olarak, bazı durumlarda eşya sahibine yediemin olarak teslim edilmişse (yani dava sonuna kadar eşya sahibinde emaneten bırakılmışsa) bu ücreti ödemek gerekmez (5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu El Konulan Eşya). Uygulamada, özellikle araçlar için bazen mahkeme kararıyla aracı sahibine yediemin olarak teslim etme imkanı vardır; böylece araç otoparkta çürümez, sahibi kullanamaz ama bakımını yapabilir, ve depo ücreti birikmez.

8. Özel Durumlar – İmha Edilen veya Satılan Eşya: Bazı eşya türleri vardır ki, kanun gereği iade edilmesi mümkün olmaz ve doğrudan imha edilir. Özellikle ambalajında resmi bandrol, etiket, hologram bulunmayan kaçak sigara ve tütün mamulleri ile sahte alkollü içkiler, daha yargılama bitmeden özel yöntemlerle imha edilmektedir . Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile işbirliği içinde bu ürünler öğütme, yakma, toprağa gömme gibi şekillerde yok edilir . Bunun nedeni, bu tür ürünlerin toplum sağlığına zarar verme potansiyeli ve kaçak ürünlerin tekrar dolaşıma girmesini engelleme amacıdır.

Benzer şekilde bozulabilecek gıda maddeleri de uzun yargılamayı beklemeden imha edilebilir. Eğer mal mahkeme kararı beklenmeksizin kanunen imha edilmiş veya satılmış ise, yargılama sonunda iade kararı çıkarsa malın fiziksel olarak geri verilmesi imkansız olacağından, malın bedelinin ödenmesi yoluna gidilir. Nitekim Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Gümrük Kanunu’ndaki düzenlemelere göre, tasfiye edilen eşya için iade kararı çıkarsa satış bedeli (gümrük vergileri düşülerek) hak sahibine ödenir ().

Örneğin, devletin el koyup ihale ile sattığı bir eşya hakkında daha sonra mahkeme iade kararı verirse, elde edilen satış geliri yasal kesintiler yapıldıktan sonra mal sahibine verilir (). Bu, malın tamamen yok edildiği (örneğin kaçak sigaranın imhası) durumlarda uygulanmasa da, satılmış veya kamuca kullanılmış mallarda mülkiyet hakkının tazmini için öngörülmüş bir mekanizmadır.

Yukarıdaki adımlar özetle, gümrükte el konulan bir malın iadesi için izlenecek yolu göstermektedir. El koyma sebebine göre doğru mercie başvurmak ve tüm prosedürleri eksiksiz yerine getirmek çok önemlidir . Her aşamada, gerektiğinde uzman bir gümrük avukatından yardım almak, belgelerin düzgün hazırlanması ve hakların tam olarak savunulması açısından süreci hızlandırabilir.

GÜMRÜKTE EL KONULAN MALLARIN TASFİYE SÜRECİ

Her ne kadar mal sahibinin temel hakkı eşyasını geri almak olsa da, bazı durumlarda el konulan mallar iade edilemez veya mal sahibi tarafından talep edilmez. Bu gibi hallerde devreye tasfiye süreci girer. Tasfiye, el konulmuş malların nihai akıbetini belirleyen işlemler bütünüdür.

Mülkiyetin Kamuya Geçmesi: Eğer el konulan mal, belli bir süre içinde sahibince geri alınmazsa ya da yargı kararıyla müsadere edilirse, eşya üzerindeki mülkiyet hakkı kamuya (devlete) geçer . Örneğin, gümrük deposunda bekleyen mal için 30 gün içinde başvuru yapılmadı ve süreler aşıldıysa, yasa gereği artık o mal devlete ait kabul edilebilir. Yine, mahkemece müsadere kararı verilen kaçak eşya da devletin mülkiyetine geçer. Mülkiyeti kamuya geçen eşyalar tasfiye edilecek eşya statüsündedir.

Tasfiye Yöntemleri: Gümrük mevzuatına göre mülkiyeti kamuya geçen (iade edilmeyen) eşyaların tasfiyesi çeşitli şekillerde olabilir. Başlıca tasfiye yöntemleri şunlardır ):

  • İhale Yoluyla Satış: Tasfiyelik hale gelen eşyalar, açık artırma usulüyle halka satışa sunulur. Bu, gümrükte yakalanan malların en bilinen tasfiye yöntemidir. Ticaret Bakanlığı’nın belirli periyotlarla düzenlediği e-ihale sistemi üzerinden bu mallar ihale ile satılabilir . Örneğin, gümrükte kalmış elektronik eşyalar, araçlar vb. e-ihale ile alıcı bulabilir.
  • Yeniden İhraç Amaçlı Satış: Bazı eşyalar iç piyasaya sunulması sakıncalı veya imkânsız ise (örneğin farklı standarttaki ürünler), bunlar yurtdışına yeniden ihraç edilmek üzere satılabilir . Bu yolla, mal Türkiye’ye sokulmadan başka bir ülkeye gönderilerek değerlendirilir.
  • Perakende Satış (Gümrük Mağazaları): Tasfiyelik eşyanın halka doğrudan satışı için Ticaret Bakanlığı’nın kurduğu perakende satış mağazaları bulunmaktadır . Bu mağazalarda, ihaleye çıkmadan fiyatı belirlenmiş çeşitli gümrük malları satılır. Günümüzde Türkiye’de farklı illerde bu tür mağazalar (halk arasında “gümrük outleti” gibi de anılır) mevcuttur ve herkes buralardan alışveriş yapabilir.
  • Kamu Kurumlarına ve Vakıflara Tahsis: Bazı tasfiye edilecek eşyalar, ihtiyaç halinde kamu kurumlarına veya özel kanunla kurulmuş vakıf/derneklere bedelsiz tahsis edilebilir . Örneğin, gümrükte kalmış eğitim malzemeleri bir okula, sağlık cihazları bir hastaneye tahsis edilebilir. Bu, kamunun yararına değerlendirme yollarından biridir.
  • Özel Yolla Tasfiye: Yukarıdaki yöntemlerin uygun olmadığı durumlarda, kanunun öngördüğü özel imha veya değerlendirme yöntemleri devreye girer . Örneğin, çok kısa sürede bozulacak bir mal mahkeme sonucu beklenmeden hızla satılabilir ya da imha edilebilir; veya patent ihlali içeren bir ürün marka sahibinin talebiyle imha edilir.
  • İmha: Hiç bir şekilde kullanılamayacak, yasaklı veya tehlikeli maddeler ile değersiz hale gelmiş eşyalar imha edilir. Özellikle sağlık riski taşıyan gıda, kimyasal, kaçak tütün mamulleri gibi ürünler kontrollü şekilde yok edilir. İmha işlemleri, çevreye zarar vermeyecek yöntemlerle (yakma, gömme, öğütme gibi) ve resmi komisyon gözetiminde gerçekleştirilir.

Tasfiye sürecinde, eşyaların değer tespiti gümrük muayene memurlarınca yapılarak bir tespit ve tahakkuk belgesi düzenlenir . Bu belgede eşyanın cinsi ve tahmini piyasa değeri, varsa vergileri gösterilir. İhale veya perakende satışa çıkacaksa, eşya bedeli serbest piyasa koşullarına göre belirlenir; bu bedel üzerinden satış yapılır . İhale sonucunda elde edilen gelir, yasada belirtilen şekilde dağıtılır: Önce masraflar ve vergiler karşılanır, kalan kısım Hazine’ye ve ilgili döner sermaye işletmesine aktarılır. Eğer daha sonra mahkeme kararıyla mal sahibine iade kararı çıkarsa, emanette tutulan bu satış geliri sahibine ödenir ().

Tasfiye edilmiş eşyaların listeleri genellikle Ticaret Bakanlığı’nca ilan edilir. İlgilenenler, bakanlığın e-ihale platformu veya duyurularını takip ederek bu satışlara katılabilir. Örneğin, gümrükte yakalanmış araçların ihale ilanları Resmi Gazete’de veya ilgili web sitelerinde yayınlanır.

Sonuç olarak, gümrükte el konulan malların tasfiye süreci, malların nihai şekilde ekonomiye kazandırılması ya da ortadan kaldırılması işlemlerini kapsar. Elbette mal sahibi açısından tercih edilen, tasfiyeye gerek kalmadan eşyasını geri alabilmektir. Ancak iade mümkün olmazsa veya talep edilmezse, kanun koyucu bu malların çürüyüp israf olmasını önlemek veya kamu yararına kullanılması için tasfiye mekanizmasını işletir. Bu nedenle, malı el konulan kişilerin tasfiye süreçlerine meydan vermemek için haklarını zamanında takip etmeleri çok önemlidir.

GÜMRÜK AVUKATININ ÖNEMİ

Gümrükte el koyma ve iade süreçleri, hem idari hukuk hem de ceza hukukunu ilgilendiren karmaşık prosedürler içerir. Teknik terimler, süre sınırlamaları, birden fazla kuruma başvuru gerekliliği gibi konular, tecrübesiz biri için zorluk yaratabilir. İşte bu noktada gümrük avukatı olarak bilinen, gümrük mevzuatında uzmanlaşmış bir hukukçunun desteği büyük önem taşır.

Hukuki Mevzuat ve Prosedür Bilgisi: Gümrük Kanunu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, ilgili yönetmelikler, tebliğler derken mevzuat oldukça geniştir. Uzman bir gümrük avukatı, aldığı hukuki eğitim ve tecrübe sayesinde bu mevzuata hâkimdir . Hangi kanun maddesinin hangi duruma uygulanacağını, idari mi adli yol mu seçileceğini, hangi makama nasıl dilekçe verileceğini bilir. Örneğin, el konulan eşyanın niteliğine göre idareye mi yoksa mahkemeye mi başvurulacağı konusu stratejik bir karardır ve bir avukat doğru yolu belirleyebilir.

Usulî Süreçlerin Yönetimi: Gümrükte el koyma işlemleri, kısa itiraz süreleri ve titiz usul kuralları barındırır. Bir gümrük avukatı, süreleri kaçırmadan itirazları yapar, gerektiğinde yürütmeyi durdurma talepli davaları açar. Özellikle, kaçakçılık suçlamalarında ceza muhakemesi prosedürünü bilmek çok kritiktir. Avukat, soruşturma aşamasında savcılıkla iletişime geçerek delil sunabilir, Sulh Ceza Hâkimliği’nden elkoyma kararının kaldırılmasını talep edebilir, veya ceza davasında etkin savunma yaparak müsadereyi önleyebilir. Tüm bu adımlar, teknik bilgi kadar tecrübe de gerektirir.

Dilekçe ve Dokümantasyon Hazırlığı: Bir diğer önemli nokta, resmi makamlara verilecek dilekçelerin doğru hazırlanmasıdır. Gümrük avukatları, el konulan malın iadesi dilekçesi hazırlarken hangi hususlara vurgu yapılacağını bilir; ilgili kanun maddelerine uygun bir dil kullanır ve gerekli belgeleri eksiksiz ekler . Örneğin, ithalat izni sonradan alınmış bir ürün için dilekçede bu izin belgesine, yürürlükteki mevzuata ve emsal kararlara atıf yapmak, avukatın sağlayacağı bir avantajdır.

Hak Kaybının Önlenmesi: Bir malın iadesini kaçırmak sadece eşyanın kaybı değil, ciddi maddi zararlara da yol açabilir. Uzman avukat, süreci başından itibaren doğru yönlendirerek, hatalı beyan veya eksik işlem yüzünden doğabilecek hak kayıplarının önüne geçer . Örneğin, yanlış bir başvuru yüzünden 30 günlük süre geçirildiğinde mal devlete geçebilir; avukat bunun olmaması için zamanında müdahale eder.

Emsal Kararlardan Faydalanma: Gümrük avukatları, benzer vakalardaki yargı kararlarını (emsal kararları) takip ederler. Bu sayede müvekkilinin durumuna uygun bir emsal kararı mahkemeye sunarak olumlu bir karar çıkmasını destekleyebilirler. Örneğin, daha önce benzer bir olayda Danıştay’ın iptal kararı verdiğini bilmek, idari dava açarken avukatın elini güçlendirir.

Müzakere ve İletişim: Tecrübeli bir avukat, gümrük idaresi yetkilileriyle veya savcılık makamıyla gerektiğinde doğrudan iletişim kurabilir. Sorunun idari aşamada çözülmesi için gümrük memurlarıyla müzakere edip eksikleri hızla tamamlattırabilir. Aynı şekilde, savcıyla görüşüp suç unsuru olmadığını açıklayan belgeler sunarak daha iddianame aşamasında iade kararı aldırmaya çalışabilir.

Tüm bu nedenlerle, gümrükte el konulan malın iadesi sürecinde profesyonel destek almak son derece faydalıdır. Nitekim bu süreç, ancak uzman bir avukatın bilebileceği incelikler barındırır ve bir gümrük avukatına başvurmak hakların etkin savunulması açısından önem taşır. Gümrük mevzuatında deneyimli bir avukatın yardımıyla, hem idaredeki hem de mahkemedeki işlemler daha hızlı ilerler ve olası hatalar minimize edilir. Harbiye Hukuk Bürosu gibi alanında uzman ekiplerle çalışmak, sürecin en başından en sonuna kadar doğru yönetilmesini sağlayarak malınızın geri alınma şansını artırır.

Gerçek Dava Örnekleri ve Mahkeme Kararları

El konulan malların iadesi konusunda Türk hukukunda çeşitli emsal teşkil eden olaylar ve yargı kararları bulunmaktadır. Aşağıda konunun somutlaşması için birkaç örnek paylaşılmıştır:

Örnek 1: İthalat Beyannamesinde Uyumsuzluk Nedeniyle El Koyma ve Sonrası
Bir şirket, Libya’ya ihraç etmek üzere hazırladığı tekstil ürünlerini gümrükten çıkarırken beyannamesinde bildirdiği eşya ile fiili yük arasında farklılık tespit edilir. Ürünlerin adedi ve niteliği beyana uymadığı, ayrıca beyan edilen FOB değerinin anormal derecede yüksek gösterildiği anlaşılınca gümrük makamları 15.07.1999’da mallara el koyar. Olay kaçakçılık şüphesiyle savcılığa intikal eder . İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada şirket yetkilisi yargılanır ve sonuçta beraatine karar verilir; mahkeme, suça konu eşyaların da karar kesinleştiğinde iadesine hükmeder .

Bunun üzerine Gümrük İdaresi, temyiz süreci tamamlanıp karar kesinleşince (yaklaşık 4 yıl sonra, 10.03.2003’te) tekstil ürünlerini şirket sahibine iade eder . Ancak iade edildiğinde mallar uzun süre depoda beklediği için eskimiş, değer kaybına uğramıştır. Şirket, malların kolilerde yıllarca bekletilip defolu hale geldiği ve bu nedenle kazanç kaybına uğradığı gerekçesiyle Maliye ve Gümrük Bakanlığı’na karşı tazminat davası açar . Bu dava çeşitli mahkemelerde görülür, Danıştay’a kadar gider ancak sonuçta reddedilir.

Bunun üzerine şirket, mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunur. Anayasa Mahkemesi (AYM) 21/02/2019 tarihli kararında, uzun süren yargılama ve tazminat verilmemesi nedeniyle başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiğine hükmeder . AYM gerekçesinde, “her el koyma kaçınılmaz olarak zarara yol açar; ancak kaçınılmaz olandan fazla bir zararın tazmini sağlanmazsa, el koyma nedeniyle mal sahibine aşırı bir külfet yüklenmiş olur” diyerek iyi niyetli malikin zararının karşılanması gerektiğini vurgulamıştır . Bu karar, gümrükte el konulan malların yıllarca iade edilmeyip değer kaybetmesi halinde, tazminat ödenmesinin gerekliliğini ortaya koyan önemli bir emsal niteliğindedir.

Örnek 2: Yolcu Beraberindeki Değerli Eşyaya El Koyma
Yurt dışında yaşayan bir vatandaş, Türkiye’ye giriş yaparken beraberinde yüksek miktarda ziynet eşyası ve nakit para getirir. Gümrükte beyan sınırını aştığı halde bildirimde bulunmadığı için bu değerlere el konulur. Savcılık olayı 5607 sayılı Kanun kapsamında kaçakçılık fiili sayarak soruşturma açar. Soruşturma sonunda mahkeme, kişinin suç kastı olmaksızın prosedürleri bilmediği sonucuna varıp cezaya yer olmadığına karar verir ve ziynet eşyası ile nakdin iadesine hükmeder.

Ancak bu süreçte, ziynet eşyalarının bir kısmı Hazine’ye gelir kaydedilmek üzere çoktan tasfiye edilmiş durumdadır. Mahkeme kararı üzerine, tasfiye edilen kısmın karşılığı olan tutarın, Gümrük Kanunu’nun 180. maddesi gereği mal sahibine ödenmesine karar verilir (). Bu örnekte görüldüğü gibi, yolcu beraberinde getirilen değerin usulsüzlüğü söz konusu olunca bile sonunda iade mümkün olabilmekte, ancak fiziksel olarak mal teslimi yapılamayan hallerde bedel iadesi devreye girmektedir.

Örnek 3: Kaçak Eşya Taşıyan Aracın Müsaderesi
Kaçakçılık suçlarında, çoğu zaman suça karışan taşıtlara da el konulur. Örneğin, yurda gümrük kaçağı sigara sokarken yakalanan bir kamyon düşünelim. Kamyondaki sigaralara ve kamyonun kendisine el konulur. Ceza davası sonucunda sanık mahkûm olursa, çoğunlukla sadece sigaralar değil, suçta kullanılan araç olan kamyon da müsadere edilir (kalıcı olarak devlet mülkiyetine geçirilir). Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir kararında, kaçak sigara taşımacılığında kullanılan aracın, sahibi farklı bir kişi olsa dahi, kaçakçılık fiilinde kullanıldığı için müsaderesinin hukuka uygun olduğuna hükmedilmiştir .

Ancak başka bir emsal olayda, araç sahibinin suçtan habersiz olduğu ispatlanabilmiş ve mahkeme araca el koyma kararını kaldırarak iadesine karar vermiştir. Bu tip davalar, üçüncü kişinin iyi niyeti kavramının önemini göstermektedir; eğer araç sahibi kaçaktan haberdar değil ve gerekli özeni göstermiş ise, aracın iadesi mümkün olabilmektedir (Yargıtay 7. Ceza Dairesi, E.2015/xx kararında bu yönde bir içtihat ortaya koymuştur). Dolayısıyla her somut olayın kendine özgü şartları, mahkeme kararlarını etkilemektedir.

Yukarıdaki örnekler, gümrükte el konulan malların iadesi konusunda farklı senaryoları ve yargısal yaklaşımları gözler önüne sermektedir. Gerek Anayasa Mahkemesi gerek Yargıtay kararları, bir yandan devletin kaçakçılıkla mücadele hakkını vurgularken diğer yandan mülkiyet hakkının da korunması gerektiğini ortaya koymaktadır. Özellikle AYM’nin kararı, uzun süren elkoyma işlemlerinde orantılılık ilkesine dikkat edilmesi gerektiğini belirtmiştir . Bu tür emsal kararlar, benzer durumda olan kişiler için yol gösterici olduğundan, süreci yürüten avukatların ve ilgililerin bu kararları yakından takip etmesi önerilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Gümrükte el konulan malımı nasıl geri alabilirim?

El konulan malınızı geri alabilmek için öncelikle neden el konulduğunu öğrenmelisiniz. Eğer eksik evrak, ödenmemiş vergi gibi idari bir neden varsa, bunları tamamlayıp ilgili gümrük müdürlüğüne iade talebiyle başvurmanız gerekir. Bir dilekçe yazarak el koyma tutanağına atıf yapmalı ve eksikleri giderdiğinizi belgelemelisiniz. El koyma kararı ceza soruşturması kapsamında ise, savcılığa veya davaya bakmakta olan mahkemeye dilekçe ile başvurarak eşyanın iadesini talep etmelisiniz . Süreç karmaşık olabileceğinden, bir gümrük avukatı aracılığıyla başvurmak başarı şansını artırır.

El konulan malların iadesi ne kadar sürer?

Bu süre, durumun niteliğine göre çok değişir. İdari bir eksiklik söz konusu ise ve hemen giderilirse, gümrük idaresi birkaç gün veya hafta içinde iade kararı verebilir. Örneğin, eksik bir sertifikayı sunup vergiyi ödediğinizde, işlemler tamamlanınca malınızı kısa sürede alabilirsiniz. Ancak iş kaçakçılık soruşturmasına intikal etmişse ve ceza davası açılmışsa, süreç mahkemenin sonucuna kadar uzayabilir. Bir ceza davası ise aylar, hatta bazen yıllar alabilir. Bu süre zarfında eşyalar genellikle gümrük ambarında veya yediemin depolarında bekletilir.

Yine de, ceza soruşturması devam ederken malın beklemesinin gereksiz olduğu durumlarda, avukatınız aracılığıyla savcılıktan veya hakimden elkoyma kararının kaldırılmasını talep edip daha erken iade sağlama imkânınız olabilir. Özetle, iade süresi birkaç günden birkaç yıla kadar geniş bir skalada değişebilir; ortalama bir süre vermek mümkün değildir.

Hangi durumlarda el konulan mallar iade edilmez?

Bazı hallerde, el konulan eşyanın geri verilmesi yasal olarak mümkün değildir. Suç eşyası niteliğindeki mallar iade edilmez; mahkeme kararıyla müsadere edilerek devlet mülkiyetine geçer. Örneğin, uyuşturucu madde, ruhsatsız silah, tarihi eser kaçakçılığına konu objeler asla sahibine iade edilmez, aksine ya imha edilir ya da müzeye devredilir.

Kaçak sigara, bandrolsüz içki gibi ürünler de yargılama beklenmeden imha edildiği için geri verilemez . Ayrıca milli güvenlik veya kamu düzenine aykırı maddeler (örneğin patlayıcılar) de iade edilmez. Bunun dışında, mahkeme kişinin suçlu olduğuna ve malın kaçak olduğuna karar vermişse, malın müsaderesine hükmedilir ki bu durumda da iade söz konusu değildir. Kısaca, yasaklı, tehlikeli veya suçla doğrudan bağlantılı mallar iade kapsamı dışındadır.

El koyma kararına karşı itiraz edebilir miyim?

Evet. Gümrükteki el koyma işlemlerine karşı hukuken itiraz haklarınız vardır. Eğer el koyma kararı bir idari işlem ise, ilgili gümrük idaresinin bağlı olduğu üst makama itiraz edebilir veya doğrudan idare mahkemesinde dava açabilirsiniz. Örneğin, gümrük müdürlüğünün el koyma kararının iptali için 30 gün içinde idare mahkemesine başvurmak mümkündür. Karar bir savcılık ya da hakim kararı ise (ceza soruşturması kapsamında elkoyma), 7 gün içinde Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz edebilirsiniz.

Ayrıca ceza davası açıldığında, davayı gören mahkemeden elkoyma tedbirinin kaldırılmasını talep etme hakkınız da vardır . İtiraz dilekçesinde, el koymanın haksız veya gereksiz olduğunu hukukî gerekçelerle açıklamanız önemlidir. Bu süreçlerde de bir avukat desteği, usule uygun ve ikna edici bir itiraz hazırlamak açısından faydalı olacaktır.

El konulan eşyam satılmış veya imha edilmişse ne olacak?

Bazı durumlarda, eşya dava sonuçlanmadan önce kanun gereği tasfiye edilip satılabilir veya imha edilebilir (örneğin bozulabilir mallar, kaçak sigara vs.). Eğer yargılama sonucunda eşyanın iadesine karar verilirse ve eşya fiziken mevcut değilse, mağduriyetinizi gidermek için devlet size eşyanın bedelini öder.

Mevzuata göre, tasfiye edilen eşya için iade kararı çıkarsa satış bedeli, gerekli kesintiler (vergi gibi) düşüldükten sonra hak sahibine ödenmektedir (). Ancak eşya imha edilmişse veya değersiz hale gelmişse, tazmin yoluna gidilip gidilmeyeceği olaydaki koşullara bağlıdır. Örneğin kaçak olduğu için imha edilen bir mal için tazminat ödenmez; ama bozulma riskiyle satılmış bir malın parası iade edilir. Prensip olarak AYM kararları da iyi niyetli malikin zararı oluşmuşsa bunun telafi edilmesi gerektiğini belirtmektedir . Dolayısıyla, eşyanız geri verilemiyorsa, maddi karşılığını talep etme hakkınız olabilir.

Gümrükte el konulan mallar için avukat tutmak şart mı?

Hukuken zorunlu olmasa da son derece tavsiye edilir. Gümrük mevzuatı ve süreçleri karmaşıktır; yanlış bir başvuru yapmak, süreyi kaçırmak veya usul hatası, malınızı kaybetmenize neden olabilir. Gümrük avukatı, bu özel alanda uzmanlaşmış bir profesyoneldir ve haklarınızın en iyi şekilde savunulmasını sağlar. Özellikle yüksek değerli mallar veya ceza soruşturmasına konu durumlar söz konusuysa, tek başınıza hareket etmek riskli olabilir. Avukatlar dilekçelerin doğru makama, doğru şekilde verilmesini sağlar, gerektiğinde dava açar, emsal kararları sunar ve süreç boyunca sizin adınıza takip yapar. Bu yüzden, gümrükte el konulan malların iadesi sürecinde bir avukata başvurmak şart olmasa bile fiilen çok büyük bir avantajdır.

GÜMRÜKTE EL KONULAN MALLARIN İADESİ

GÜMRÜKTE EL KONULAN MALLARIN İADESİ

Sonuç ve Öneriler

Sonuç olarak, gümrükte el konulan malların iadesi meselesi, bir yanda devletin kaçakçılıkla mücadele görevi ve kamu güvenliği, diğer yanda bireylerin mülkiyet hakları arasında denge kurulmasını gerektiren hassas bir alandır. Mevzuat, uygun olmayan şekilde ülkeye sokulmaya çalışılan eşyalara el konulmasına izin verirken, haksız yere el konulan veya şartları yerine getirilince geri verilmesi gereken malların da sahibine iadesine imkân tanımaktadır . Bu sürecin sağlıklı işlemesi, hem yasal düzenlemelerin bilinmesine hem de etkin şekilde uygulanmasına bağlıdır.

Önerilerimiz: Gümrükle uğraşan ithalatçı-ihracatçılar, yolcular ve vatandaşlar olarak öncelikle önleyici tedbirler almak en iyisidir. Yani, malınızı gönderirken veya getirirken tüm belgelerinizin tam olmasına, yasaklı ürün sokmaya çalışmamaya, gümrük mevzuatını ihlal etmemeye özen gösterin. Beyan edeceğiniz değer ve miktarların doğru olması, varsa kısıtlamalara uyulması el koyma riskini en baştan azaltacaktır.

Yine de, beklenmedik bir şekilde malınıza el konulursa paniğe kapılmadan haklarınızı aramak için vakit kaybetmeyin. El koyma tutanağını dikkatlice okuyup size verilen kopyasını saklayın. Hemen bir yol haritası belirleyerek ilgili mercilere başvurulara başlayın. Bu aşamada, vakit kritik olduğu için mümkünse derhal bir gümrük hukukunda uzman avukattan danışmanlık veya temsil hizmeti alın. Profesyonel destek, hem sürecin hızlanmasını sağlar hem de olası hataları önler.

Unutulmamalıdır ki, bir iade kararı çıktıktan sonra bile malınızı belli süre içinde teslim almazsanız devlet onu tasfiye edebilir . Bu yüzden kararların takibi ve uygulanması da önem taşır. Sonraki süreçte, eğer uğradığınız bir zarar varsa (örneğin mal beklerken bozulmuşsa), bunun için ayrıca tazminat yollarını da araştırabilirsiniz. Nitekim yüksek yargı kararları, makul sürede iade edilmeyen mal nedeniyle oluşan zararların tazmin edilebileceğini göstermiştir .

Profesyonel destek almaya yönlendirme: Gümrük mevzuatı ve el koyma-iade prosedürleri uzmanlık gerektirdiğinden, böyle bir durumla karşılaşan kişilere mutlaka bu alanda tecrübeli bir hukuk bürosundan yardım almaları önerilir. Harbiye Hukuk gibi gümrük hukuku alanında deneyimli ekipler, sizin adınıza gerekli başvuruları yapabilir, idari ve adli süreçleri yakından takip edebilir. Bu sayede hak kaybı yaşamadan, mallarınızın en kısa sürede geri alınmasını sağlama şansınız artacaktır.

Son söz olarak, gümrükte el konulan malların iadesi zorlu bir maraton gibidir; doğru yol haritası ve uzman bir rehberle bu maratonu başarıyla tamamlamak mümkündür. Hem yasal haklarınızın farkında olarak hem de gerekli durumlarda profesyonel destek alarak hareket ettiğiniz takdirde, el konulan mallarınızı geri alma yolunda en iyi pozisyona sahip olursunuz. Ülkemizin ticaret kurallarına uygun hareket etmek ve sorun yaşandığında vakitlice çözüme yönelmek, her zaman en etkili yaklaşımdır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment