İdari işlem; kamu gücüne dayanılarak gerçekleştirilen, idare hukuku ve uyuşmazlık durumunda idari yargıya tabi olan, hukuki sonuç doğurmaya yönelik irade açıklamalarıdır. Yani kısaca idari işlem, idarenin hukuki sonuç doğurmaya yönelik irade açıklaması olarak açıklanabilir.
İdari işlemin yasal bir tanımı bulunmamakla birlikte, bu işlemin nitelikleri öğretide ve idari yargı kararlarında belirlenmektedir. Bir tasarruf ya da kararın idari işlem sayılabilmesi için, bunun kamu kurumu veya idare örgütü içinde yer alan bir idari makam tarafından verilmiş olması gerekir. Ayrıca idarenin, idare hukuku alanındaki faaliyetleriyle ilgili olması da önemlidir. Başka bir deyişle, idarenin kullandığı yetki ve serdettiği kamusal irade ve bundan doğan etki ve sonuçlar idare hukuku alanında açıkça ortaya koymalıdır.
İÇİNDEKİLER
- İDARİ İŞLEM NEDİR?
- İDARİ İŞLEM VE İDARİ EYLEM FARKLARI NELERDİR?
- İDARİ İŞLEMİN ÖZELLİKLERİ
- İDARİ İŞLEMİN UNSURLARI
- İDARİ İŞLEMİN SONA ERMESİ
- İDARİ İŞLEMLERE KARŞI İTİRAZ
- İDARİ İŞLEMLERE KARŞI İTİRAZ SÜRESİ
- İDARİ İŞLEMLERE KARŞI YARGI YOLU
- İDARİ İŞLEMİN İPTALİ DAVASI
- İDARİ İŞLEMİN İPTALİ DAVASI AÇMA SÜRESİ
- İDARİ İŞLEMLERDEN KAYNAKLANAN TAM YARGI DAVASI
- İDARİ İŞLEMLERDEN KAYNAKLANAN TAM YARGI DAVASI AÇMA SÜRESİ
- ÜST MAKAMLARA BAŞVURMANIN ZORUNLU OLDUĞU HALLER
- SIKÇA SORULAN SORULAR
İDARİ İŞLEM NEDİR?
İdari işlem, kamu gücüne dayalı olarak gerçekleştirilen, idare hukukuna tabi olan ve uyuşmazlık durumunda idari yargı denetimine giren, hukuki sonuçlar doğurmaya yönelik irade beyanlarıdır.
Anayasa Mahkemesi’ne Göre İdari İşlem
Anayasa Mahkemesi’nin tanımına göre, hukuk alanında idarenin değişiklik ve yenilik yaratan irade beyanları olarak ifade edilen “idari işlemler”, Anayasal sınırlar içinde görev ve yetki sahibi olan idarenin, yükümlülüklerini yerine getirme ve özellikle kamu hizmetlerini sunma noktasında sahip olduğu temel araçlardan biridir. İnsanların hukuki durumlarının ve statülerinin belirlendiği idare hukuku alanında, bu statülere girip çıkmak daima bu işlemler aracılığıyla gerçekleşmektedir.
Danıştay’a Göre İdari İşlem
Danıştay’a göre, idari makamlar ve merciler, kamu gücü ve yetkisiyle hareket ederek, idari usulleri takip ederek, idareye ilişkin işlevleri yerine getiren ve çeşitli haklar ve yükümlülükler doğuran, doğrudan uygulanabilen, kesin ve yürütülmesi zorunlu olan tek taraflı irade açıklamalarıdır.
İDARİ İŞLEM VE İDARİ EYLEM FARKLARI NELERDİR?
İdari eylem, idarenin kamu hukuku çerçevesinde gerçekleştirdiği maddi fiil ve hareketleri ifade eder. Bu eylemler, bazen idarenin bilerek besleyerek yaptığı fiilleri, bazen idarenin işlevini yerine getirirken iradesi dışında gerçekleşen olayları, bazen de hareketsiz kalması sonucu meydana meydana gelen fiili durumları kapsar. Yani idari eylem kavramı, idarenin herhangi bir idari işlem veya sözleşmeye dayanmayan ve doğrudan bir tasarrufta bulunmayan faaliyetlerini ifade eder. Bu faaliyetler, özellikle hukuki bir sonuç doğurmayan durumlar veya idarenin pasif davranışları ile ilgilidir.
İdari işlemler ise belirli bir hukuki sonucun meydana gelmesi için idarenin tek taraflı irade beyanında bulunması ile oluşur. Ancak idari eylemler ilgililerin hak ve yetkilerini kullanmasıyla birlikte belirli hukuki etkiler doğurur. Örneğin, idarenin bir konuda hareketsiz kalması, belirli bir yükümlülüğünü yerine getirmemesi ya da pozitif yükümlülüklerini ihlal etmesi yargı önünde sorumluluk doğurabilecek bir eylem olarak değerlendirilebilir. Bu noktada idarenin sorumluluğu, bazen yalnızca fiziksel bir faaliyetle bazen de hareket etmeyerek örneğin bir yükümlülüğü yerine getirmeyerek ortaya çıkabilir bu bakımdan idari eylem ve idari işlem arasındaki farklar idarenin faaliyeti ile hukuki sonuç doğuran etkinlikler arasında ayrımı gösterir.
İDARİ İŞLEMİN ÖZELLİKLERİ
Tek Yanlılık
Tek taraflı idari işlemler, ilgilinin onayına gerek olmaksızın, idarenin tek başına yaptığı irade beyanı ile meydana gelen işlemlerdir.
Hukuka Uygunluk Karinesinden Yararlanma
İdari işlemler, kural olarak hukuka uygunluk karinesinden faydalanır. Bu, idari işlemin yapıldığı anda hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirildiği anlamına gelir. Bunun sonucu olarak, bir idari sıfata sahip işleme karşı dava açılması doğrudan işlemin yürütmesini durdurmaz. Yürütmenin durdurulması talep edilmedikçe işlem uygulamaya devam eder.
İcrailik
İdari işlemin muhatabın rızasına ihtiyaç duyulmaksızın tek taraflı olarak hukuki sonuç doğurmaya kabil olması demektir. Hazırlık işlemleri, teyit edici işlemler, iç düzen işlemleri vs. tek başlarına hukuki sonuç meydana getirmediklerinden icrai sayılmazlar.
Re’ Sen İcra Edilebilirlik
Bir idari kararın hukuki sonuçlarının, idare tarafından doğrudan ve kendi inisiyatifiyle maddi alana aktarılmasıdır.
İDARİ İŞLEMİN UNSURLARI
İdari işlemin unsurları yetki, şekil, sebep ve konu olarak ayrılır:
Yetki
İdari işlemin unsurlarından yetki unsuru, bir idari makamın belirli bir işlem yapma yetkisine sahip olma durumudur. Başka bir deyişle, yetki; idari makamı temsil eden ya da kişilerin kamu tüzel kişiliği adına hukuki işlemler yapabilme yeteneğidir. İdari işlem belirli bir hukuki sonucu doğurmayı amaçlayan bir irade beyanıdır ancak bu irade beyanını geçerli olabilmesi için yalnızca yetkili bir kişi ya da kişiler tarafından yapılması gerekmektedir. İşte idari işlemin unsurlarından olan bu irade beyanının kimler tarafından yapılacağı işlemin yetki unsurunu oluşturur. Kimlerin idare adına irade beyanında bulunabileceği hukuk kurallarıyla belirlenir. Anayasada ve kanunlarda kendisine bu yetki verilmiş kişi ya da kişiler, idare adına irade beyanında bulunabilirler. Yani, idari bir işlemde yetkili kişiler, yalnızca anayasa ve kanunlardan kaynaklanan yetkilerle işlem yapabilirler. İdare hukukunda, yetkilerin sadece anayasa ve kanunlarla verilebileceği kabul edilir. Bir kişiye, kanunda açıkça bir yetki verilmedikçe o kişinin yetkili olamayacağı gibi, kendisine yetki verilen kişinin bu yetkisini başkasına devretmesi de mümkün değildir.
Şekil
İdari işlemin unsurlarından şekil unsuru, bir hukuku işlemin belirli bir şekilde açıklanması gerektiğini belirten bir unsurdur. Şekil iradenin açıklandığı araca, yani hukuki işlemin maddi alemdeki görünümüne işaret eder. Başka bir deyişle, idari işlemin unsurlarından olan şekil; hukuki işlemin içeriğini değil bu içeriğin ifade bulduğu aracı tanımlar. Hukuki işlemlerin açıklanmasında kullanılan yöntemler yazılı, sözlü ya da başka bir biçimde olabilir ancak idare hukukunda şekil unsuru daha sıkıdır ve belirli bir düzenlemeye tabiidir. Özel hukukta kişiler genel olarak hukuki işlemleri, yazılı ya da sözlü şekilde gerçekleştirebilirler. Fakat idare hukukunda, idari makamların işlemleri daha sıkı şekil şartlarına tabidir. Çünkü idare, kamu çıkarlarını koruyan bir yapıdır ve bu tür işlemlerin ihtiyatsızca yapılması beklenemez. Şekil şartlarının uygulanması idari işlemlerin denetimini kolaylaştırır ve idare edilenler için güvence sağlar.
İdari işlemlerin genellikle yazılı olması gerekmektedir. Anayasanın 125. maddesinin 3. fıkrasına göre, idari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirimin tarihinden başlar. Bu da idari işlemlerin yazılı şekilde yapılmasını öngören bir düzenlemeyi dolaylı olarak kabul eder. Dolayısıyla, idarenin işlemleri genellikle yazılı bir metin şeklinde ve yetkili makamın ıslak imzası ile kayda geçirilmelidir. Ancak, bazı özel durumlarda ve kanuni bir düzenleme ile idari işlemler elektronik ortamda yapılabilir. Türkiye’de bu durum, 15 Ocak 2004 tarihli 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu kanunla belirlenen şartlara uygun şekilde, idari makamlar elektronik ortamda işlem yapabilir ve e-imza kullanabilirler. Elektronik imza, normal ıslak imzanın hukuki sonuçlarını doğurur.
Son olarak idari işlem metni Türkçe olarak yazılmalıdır çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili Türkçedir anayasaya göre bu işlemler sadece Türkçe yapılabilir. Uluslararası ilişkilerdeki bazı özel durumları hariç başka bir dilde yazılmış idarenin işlemleri geçersiz kabul edilir.
Sebep
İdari işlemin unsurlarından bir diğeri de sebeptir. İdari işlemin unsurlarından olan sebep, idari bir işlemi gerçekleştiren idareyi harekete geçiren hukuki ya da fiili unsurlardır. Başka bir deyişle, idari işlemin unsurlarından sebep, işlemi yapmaya yönlendiren etkenlerdir ve bu etkenler, işlemden önce gelir. İdarenin bir işlemi gerçekleştirebilmesi için yalnızca yetkili olması yeterli değildir; aynı zamanda bir sebebe de dayanması gerekmektedir.
Özel hukuk işlemlerinde ise sebep, genellikle kanunlarla belirlenmemiştir. Kişiler, istedikleri sebeple hukuki işlemler yapabilirler ve bu işlemin geçerliliği, sebebi varlığına bağlı değildir. Özel hukukta işlemin sebebi, geçerliliği etkilemez ancak idare hukukunda durum farklıdır. İdarenin yaptığı her işlemin mutlaka bir sebebe dayanması gerekir çünkü idarenin tüm faaliyetleri, kamu yararını gerçekleştirmeye yöneliktir. Bu nedenle, idarenin işlemleri de bu amaca hizmet eden bir sebebe dayanmalıdır. İdari işlemin sebebi, çoğunlukla idarenin takdirine bırakılmadan, kanunlar tarafından belirlenir. İdare hukuku, idari işlemin bir sebebe dayandırılmasını zorunlu kılar ve bu sebebin de kanunlara uygun olması gerekir. Şayet, idari işlem hukuka aykırı bir sebeple yapılırsa, bu işlem geçersiz sayılır. Dolayısıyla sebep unsuru, işlemlerin geçerliliği için önemli bir rol oynar.
Konu
Konu, idari işlemin unsurlarının bir diğeridir. İdari işlemin unsurlarından olan konu, hukuki işlemin doğurduğu sonuçları yani hukuk dünyasında meydana getirdiği değişiklikleri ifade eder. Örneğin, bir satım sözleşmesinin konusu, satıcının satılan mal üzerindeki mülkiyet hakkını alıcıya devretmesi ve alıcının da bedeli satıcıya ödemesi yükümlülüğüdür. Benzer bir şekilde, emeklilik işleminin konusu da bir kişinin memuriyet statüsünden çıkarak emeklilik durumuna geçmesidir. Örneklerden de anlaşılacağı gibi, idari işlemin konusu, o işlemin özüdür yani işlemin içeriğidir. Genellikle bir idari işlemden bahsedilirken o işlemin konusu da belirtilmiş olur. Bir idarenin işleminin konusu, yalnızca uygulanabilir olmalıdır, yani işlemden beklenen sonuç gerçekleştirilebilir nitelikte olmalıdır. Eğer işlemin konusu imkansız bir durumu içeriyorsa, örneğin bir memur ataması yapılacak kişi zaten ölmüşse, bu işlem hukuka aykırı olur ve iptal edilmesi gerekir. Ayrıca, idari işlemin konusu, kanunlarla çelişiyorsa da işlem geçersiz olur.
İDARİ İŞLEMİN SONA ERMESİ
İdare tarafından yapılan bir idari işlemin sonsuza kadar geçerli kalması ve hüküm ve sonuçlarını sürekli olarak doğurmaya devam etmesi doğası gereği mümkün değildir. İşlemler, çeşitli nedenlerle etkisini yitirebilir ve geçerliliğini kaybedebilir keza nihayetinde sona erebilir. İdari işlemleri sona erdiren sebepler, idarenin iradesi dışındaki sebepler ve idarenin iradesine bağlı sebepler olmak üzere ayrıma tabi tutulur:
İdarenin iradesi dışındaki sebepler:
- İptal
İptal idari işlemi sona erdiren en yaygın sebeplerden biridir. İptal, bir mahkeme kararıyla gerçekleşir ve işlemi geriye dönük olarak yani alındığı tarihten itibaren tüm hüküm ve sonuçlarıyla geçersiz kılar.
- Sürenin dolması
İdari işlemler genellikle belirli bir süre sınırlaması olmaksızın yürürlüğe girer, ancak bazen bir işlem belirli bir süre için geçerli olacak şekilde düzenlenebilir. Örneğin, bir idari işlem 2 yıl, 5 yıl gibi belirli bir süreyle veya belirli bir tarihe kadar (örneğin 31 Aralık 2024’e kadar) geçerli olacağı şekilde yapılabilir. Bu tür durumda, öngörülen sürenin dolması ya da belirli tarihe ulaşılması, işlemin otomatik olarak sona ermesine yol açar. Sürenin bitmesi veya tarihin gelmesi, işlemi geleceğe dönük olarak geçersiz kılar. Örneğin, yabancı bir öğrenciye verilen çalışma izni, sürenin sona ermesiyle kendiliğinden geçerliliğini yitirir.
- İnfisâhi şartın gerçekleşmesi
İdare, bir işlemi infisâhi şarta bağlı olarak gerçekleştirebilir. Bu durumda, belirtilen şartın yerine gelmesiyle işlem, alındığı tarihten itibaren, yani geriye dönük olarak yürürlükten kalkar. Örneğin, Anayasamızın 119. maddesinin son fıkrasına göre, olağanüstü hal sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görüşülüp karara bağlanmalıdır. Aksi takdirde, bu kararnameler kendiliğinden geçersiz hale gelir ve yürürlükten kalkar.
- Maddi sebepler
Maddi sebepler, bir idari işlemi idarenin iradesi dışında sona erdiren bir başka faktördür. Bir idari işlemin konusu ortadan kalkarsa ya da işlemin muhatabı olan kişi vefat ederse işlem geçerliliğini yitirir ve hüküm ve sonuçları son bulur. Bu tür maddi sebepler, işlemi geçmişe dönük olarak değil; maddi sebebin gerçekleştiği tarihten itibaren ortadan kaldırır.
İdarenin İradesine Bağlı Sebepler:
- İlga
İlga, idari işlemin idarenin alacağı bir kararla geleceğe dönük olarak yürürlükten kaldırılmasıdır. Bu işlem, idare adına irade açıklamaya yetkili kişi veya kişiler tarafından yapılır. Bir idari işlem hangi makam tarafından yapılmışsa, o makam tarafından ilga edilebilir. İşlemin şekli ve usulü konusunda, genel olarak şekil ve usul paralellik ilkesi geçerlidir; yani bir işlem nasıl ve hangi usullerle yapılmışsa, ilgası da aynı şekilde ve usulle gerçekleştirilir.
- Geri alma
Geri alma, bir idari işlemin, idarenin yapacağı bir işlemle geçmişe dönük olarak yürürlükten kaldırılmasıdır. Geri alınan işlem de bir idarenin işlemi olduğu için bu işlem de idare adına irade açıklamaya yetkili kişi veya kişiler tarafından yapılır. Geri alma işleminde de şekil ve usul bakımından paralellik ilkesi geçerlidir. Yani hangi makam tarafından, hangi şekil ve usulle işlem yapılmışsa aynı makam tarafından aynı şekil ve usulle geri alınabilir. Geri alınan işlem, alındığı andan itibaren tüm hüküm ve sonuçlarıyla hukuki düzen içinde geçersiz hale gelir. Yani, geri alma geçmişe dönük bir etki yaratır. Geri alınmış bir işleme karşı, ilgili kişi dava açamaz.
İDARİ İŞLEMLERE KARŞI İTİRAZ
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu‘nun 11. maddesine göre, iptal davası açılmadan önce, isteğe bağlı olarak, ilgili idari işlemi gerçekleştiren idarenin üst makamına ya da üst makam bulunmuyor ise, işlemi yapan makama, işlemin iptali, geri alınması veya düzeltilmesi talebiyle yapılan başvurulara “itiraz” denir. İdare, hukuka aykırı işlemleri kendiliğinden veya başvuru üzerine geri alabilir ya da iptal edebilir ve bu işlemler yerine yeni bir işlem yapma yetkisine sahiptir. Bu, idare hukukunun temel ilkelerindendir. İYUK’un 11. maddesi, idari işlemlere karşı, ilgililerin dava yoluna başvurmadan önce idareye başvuru yaparak işlem taleplerinde bulunmalarını sağlar ve başvurunun yapıldığı süre boyunca dava açma süresinin durmasını öngörür. Bu başvurular; idarenin işleminin kaldırılması, işlemin geri alınması veya değiştirilmesi veyahut yeni bir işlem yapılması konularını kapsar.
Başvurular dava açma süresi içinde yapılmalıdır. Ayrıca başvuru yapıldıktan sonra idare 30 gün içinde cevap vermezse başvuru reddedilmiş sayılır. Başvurunun reddedilmesi ya da reddedilmiş sayılması durumunda, dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvuru tarihine kadar geçen süre de hesaba katılır.
İDARİ İŞLEMLERE KARŞI İTİRAZ SÜRESİ
İdari işlemin iptali davası idare mahkemeleri ve Danıştay’da açılacaksa dava süresi işlemin tebliğ inden itibaren 60 gündür. Vergi mahkemesinde açılması durumunda ise Tebliğ ya da ilan edilen tarihten itibaren 30 gündür. Ancak özel kanunlar farklı bir süre belirlemişse o süre geçerlidir. İdari uyuşmazlıklar için dava süresi yazılı bildirimin yapıldığı tarih itibarıyla başlar. Çevre, kültür, imar ve tabiat varlıklarına ilişkin işlemler de ise süre; öğrenme tarihinden itibaren başlar. Eğer kişi dava açmadan önce İYUK’un 11. maddesi gereğince idari başvuru yapmışsa, idari dava açma süresi durur. Başvurulan merci 30 gün içinde yanıt vermezse, başvuru reddedilmiş sayılır.
İDARİ İŞLEMLERE KARŞI YARGI YOLU
Anayasanın 125. maddesi uyarınca, yöneticilerin eylemleri hukuki kurallara bağlı olmalı ve bireysel hakları ile özgürlükler etkin güvence altına alınmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında temel hak ve özgürlükler güvence altına alınarak, kamu otoriteleri ihlallerine karşı bireyleri korumak amacıyla idari işlemlerle ilgili yargı yolu açık tutulmuştur.
Bir kişinin anayasayla güvence altına alınan hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiğini düşündüğünde bu iddiayı yetkili mercilere iletmesi ve adil yargılama sonucunda haklı bulunması durumunda hakkının iade edilmesi veya tazmin edilmesi, hukuk devletlerinin temel özelliklerindendir. Ancak hak ihlali iddiasını iletebilmek için belirlenen usul kurallarına uygun hareket edebilmesi ve başvurunun doğru zaman ve makama yapılması gerektiği hususu önem arz etmektedir.
İDARİ İŞLEMİN İPTALİ DAVASI
İptal davaları; idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu veya amaç bakımından hukuka aykırı olduğu durunlarda bu işlemlerden menfaatleri zarar gören kişiler tarafından açılan davalardır. İptal davaları, idari işlemlerle ilgili olarak açılan en temel ve en yaygın dava türüdür. İdari bir işlem hukuka aykırı olduğunda, bu işlemin iptali talep edilebilir. İptal davaları, idarenin hukuka aykırı işlemlerinin ortadan kaldırılmasını sağlayarak bireylerin haklarının korunmasına olanak tanır.
İDARİ İŞLEMİN İPTALİ DAVASI AÇMA SÜRESİ
İdare mahkemelerinde iptal davası açmak için belirli bir süre koşulu vardır. Bu süre, idari işlemin ilgilisine tebliğinden itibaren 60 gündür. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesine göre, işlem ilgilisine tebliğ edildiği ya da başka bir şekilde öğrenildiği tarihten itibaren 60 gün içinde dava açılmalıdır. Tebliğ, yazılı ya da elektronik ortamda yapılabilir ve ilgilinin adresine bildirilir. Adresi bilinmeyenler için tebligat ilan yoluyla yapılır. Dava açma süresi, işlemin kesinleştiği tarih değil, ilgilinin tebliğ aldığı ya da işlemi öğrendiği tarihte başlar. Süre hak düşürücü niteliktedir yani sürenin dolmasından sonra açılacak davalar reddedilecektir ve bu işlemin hukuka aykırılığına itiraz edilmesi mümkün olmayacaktır.
İDARİ İŞLEMLERDEN KAYNAKLANAN TAM YARGI DAVASI
Tam yargı davası, idarenin gerçekleştirdiği işlem veya eylemler nedeniyle kişisel hakları ihlal edilen bireylerin, bu ihlal sonucunda uğradıkları maddi ve manevi zararların tazminini talep etmek amacıyla idareye karşı açtıkları davadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde, “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan etkilenenler tarafından açılan tam yargı davaları” şeklinde tanımlanmıştır.
Tam yargı davası, özel hukuktaki tazminat davalarının kamu hukukundaki karşılığıdır ve bu yönüyle tipik bir tazminat davası olarak kabul edilir. İdari bir işlem nedeniyle tam yargı davası üç farklı şekilde açılabilir: iptal davası ile birlikte, iptal davasının kesinleşmesinin ardından ve iptal davası hakkında yerel mahkeme kararı verildikten sonra. Türk Anayasası, idare tarafından gerçekleştirilen işlem ve eylemlerden zarar görenlerin, uğradıkları zararın giderilmesi için idari yargıya başvurabileceklerini hükme bağlamış ve bu hakkı güvence altına almıştır.
Tam yargı davalarına bakmakla görevli mahkemeler şunlardır:
- İdare Mahkemesi
- Vergi Mahkemesi
- Bölge İdare Mahkemesi
- Danıştay
İdare ve vergi mahkemelerinde açılan tam yargı davalarına karşı istinaf başvurusu Bölge İdare Mahkemesi’ne, temyiz başvurusu ise Danıştay’a yapılır.
İDARİ İŞLEMLERDEN KAYNAKLANAN TAM YARGI DAVASI AÇMA SÜRESİ
İdari işlemlerden kaynaklanan tam yargı davası açma süresi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu kanuna göre, tam yargı davaları için dava açma süresi 60 gündür. Bu süre, idarenin işleminden veya eyleminden zarar gören kişinin zararı öğrendiği tarihten itibaren başlar. Ayrıca, idari eylemden kaynaklanan zararlar için belirli başvuru süreleri örneğin, idareye başvuru süresi 1 yıl veya 5 yıl olsa da, bu süreler dava açma süresini uzatmaz, sadece sürenin başlangıcını etkiler. Özetle, tam yargı davası açma süresi 60 gündür ve dava, zarar görülen işlem veya eylemin öğrenildiği tarihten itibaren bu süre içinde açılmalıdır.
ÜST MAKAMLARA BAŞVURMANIN ZORUNLU OLDUĞU HALLER
İdari başvurular, bireylerin kamu idaresiyle ilişkilerinde belirli işlemlerin iptali, değiştirilmesi veya geri alınması amacıyla başvurdukları taleplerdir. Bu başvurular, genellikle kamu yararını koruma ve bireylerin haklarını savunma amacını güder. Türk hukukunda, idari başvuru hakkı anayasal güvenceye sahiptir ve 1982 Anayasası’nın 36, 40 ve 74. maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 13. maddesi başvuru hakkını düzenler. İdari Yargılama Usûlü Kanunu’nun 11. maddesi de bu hakkı, idari işlemin geri alınması veya değiştirilmesi için kullanılabileceğini belirtir. İdari başvurular, genellikle idari dava açılmadan önce yapılan bir süreçtir ve hatalı idarenin işlemlerinin düzeltmek amacıyla üst makamlara başvurulmasını gerektirir. Üst makamlara başvurmanın zorunlu olduğu haller, genellikle belirli bir idari işlemden önce, ilgili idari birim veya üst makamdan yapılacak düzeltme taleplerini içerir. İdari işlemlerden önce başvurulacak üst makamlar, idari başvurunun esaslı ve hukuka uygun şekilde sonuçlanabilmesi için belirli bir usule tabi tutulmuşlardır. İdarenin hatalı işlemi, öncelikle üst makamlara başvurarak düzeltilmeye çalışılmalıdır. Bu süreçte, başvurulan üst makamlar tarafından verilen karara göre, işlem geri alınabilir, değiştirebilir ya da yeni bir işlem yapılabilir. Başvurulan üst makamlar, işlemin düzeltilmesi veya değiştirilmesi için karar verebilir. Eğer başvurulara belirli bir süre içinde yanıt verilmezse, başvuru reddedilmiş sayılır ve idari dava açma süresi başlar.
SIKÇA SORULAN SORULAR
İdari işlem nedir örnek?
İdarenin idare işlevine ilişkin olarak kamu gücünü kullanmak suretiyle yaptığı tek yanlı irade açıklamaları idari işlem olarak tanımlanır. Bu işlemlere örnek olarak, devletin kamu görevlisini belirli bir göreve ataması, belediyenin işletmenin ruhsat alması için verdiği izin verilebilir.
İdari işlemler kaça ayrılır?
İdari işlemler, doğurdukları hukuki sonuca göre farklı kategorilere ayrılabilir. Bu tasnif, maddi açıdan yapılan bir sınıflandırmadır ve idarenin işlemleri dörde ayrılır. Bunlar: genel düzenleyici işlemler, bireysel işlemler, karma işlemler ve birden fazla kişiye yönelik bireysel işlemlerdir.
Genel düzenleyici işlemler: Kamu düzenini sağlamak amacıyla yapılan, genel bir düzeni belirleyen işlemlerdir. Örneğin, bir belediyenin aldığı genel trafik düzenlemesi.
Bireysel işlemler(Birel işlemler): Tek bir kişiye ya da belirli bir grup kişiye yönelik yapılan idari işlemlerdir. Örneğin, bir kamu görevlisinin görevden alınması.
Karma işlemler: Hem genel düzenleyici hem de bireysel yönleri barındıran işlemlerdir. Örneğin, bir kamu ihalesinin düzenlenmesi.
Birden fazla kişiye yönelik bireysel işlemler: Birden fazla kişi için özel olarak yapılan idari işlemlerdir. Örneğin, aynı konuda birden çok kişiye yönelik verilen ruhsatlar.
Kimler idari işlem yapabilir?
İdari işlemler, kamu gücünü kullanan ve belirli bir yetkiyle hareket eden idari merciler tarafından yapılır. İdari işlem yapma yetkisi genellikle kamu idaresi ve ona bağlı olan kamu kurumlarına ve kuruluşlarına aittir. Kimlerin bu işlemi yapabileceği yetki ve görev alanlarına göre belirlenir. Keza idari işlem yapma yetkisi, belirli bir yasa çerçevesinde düzenlenir ve yetkisiz kişiler tarafından bu işlem yapılmaz. Bundan mütevellit, bu işlemi gerçekleştiren kişilerin ilgili mevzuatla kendilerine verilmiş bir yetkiyle hareket etmeleri gerekir.
Birel işlem nedir örnek?
Birel işlem, belirli kişi ya da kişilerin veya nesnelerin hukuki durumunu değiştiren, bir hukuki duruma sokan veya bir hukuki durumdan çıkaran işlemdir. Örneğin, memurun emekliye sevkedilmesi, bir öğrencinin öğretim kurumundan diploma alması gibi işlemler birel işlemlerdendir.
Hangi kurumlar idari işlem yapabilir?
İdari işlem yapabilme yetkisi genellikle kamu kurum ve kuruluşlarına verilmiştir. Bakanlıklar, belediyeler, kaymakamlık ve valilik gibi kurumlar idari işlem yapabilir.
Yapılan işlemin idari işlem olduğunu nasıl anlarız?
Bir işlemin idari işlem olup olmadığını anlamak için işlemin kamu gücü kullanarak, kamu yararını gözeterek ve tek taraflı olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğine bakılır. İdari işlemler, genellikle devlet ya da kamu kurumları tarafından yapılan, yasalarla belirlenen yetkilerle yapılan ve bireylerin haklarını etkileyen, toplumu düzenlemeyi amaçlayan işlemlerdir. Bu tür işlemler, kamu hukuku çerçevesinde yapılır ve çoğunlukla devletin otoritesine dayanır.
İdari işlemin unsurları nelerdir?
İdari işlemin unsurları yukarıda da belirtildiği gibi, yetki, konu, sebep ve şekildir.
Yetki: İdari işlemi gerçekleştirecek organın bu işlemi yapma yetkisine sahip olması gerekir. Yetki, yasal bir dayanağa dayanmalıdır.
Amaç: İdari işlemin amacı, kamu yararını gözetmek olmalıdır. İdare, yapılan işlemle toplumsal bir fayda sağlamayı hedefler.
Konu: İdari işlem, bir konuya ilişkin olmalı ve bu konu yasal olarak belirlenmiş olmalıdır. İşlemin konusunun hukuka uygun olması gerekir.
Şekil: İdari işlemlerin belli bir şekle, usule uygun olarak yapılması gerekir. Bu usul, kanunlarla belirlenir.
Sebep: İdari işlemi gerçekleştiren organın, işlem için hukuki bir dayanağa sahip olması gereklidir. Yani, işlem hukuka uygun bir sebeple yapılmalıdır.