İşçilik alacakları zamanaşımı süreleri, 4857 sayılı İş Kanunu ve 6098 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri ile düzenlenmiştir. Ayrıca 25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı Kanunla İş Kanunu’na eklenen maddeler (ek madde 3 ve 8), ücret alacağı haricindeki feshe bağlı işçilik alacaklarında var olan genel zamanaşımı süresi değiştirmiştir. Ücret alacakları için İş Kanunu m. 32 gereği uygulanan 5 yıllık zamanaşımı süresi değişmemiştir. Diğer işçilik alacaklarında ise 7036 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra sona eren iş sözleşmeleri bakımından TBK m. 146’da düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmayacaktır. Bunun yerine İş Kanunu’na eklenen ek madde 3’teki hüküm gereği, 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır.
İÇİNDEKİLER
- İŞÇİLİK ALACAKLARI NELERDİR?
- İŞÇİLİK ALACAKLARI ZAMANAŞIMI
- İŞÇİLİK ALACAKLARINDA ZAMANAŞIMINI KESEN VE DURDURAN HALLER
- ZAMANAŞIMI SÜRELERİNİN DOLMASI DURUMUNDA İŞÇİNİN HAKLARI
- ZAMANAŞIMI SÜRESİ NASIL HESAPLANIR?
- SIKÇA SORULAN SORULAR
- Alacak Zamanaşımı Ne Zaman Başlar?
- Zamanaşımı Süresinin 5 Yıl Olduğu Alacaklar Nelerdir?
- Kıdem Tazminatı Dava Açma Süresi Ne Kadardır?
- Kıdem Tazminatında Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
- Ücret Alacaklarında Zamanaşımı Nasıl Hesaplanır?
- İşçilik Alacakları Hangi Tarihten İtibaren Faiz Ödenir?
- Kaç Gün Maaş Yatmazsa İş Bırakılır?
- Zamanaşımı Süresi Geçmiş İse İşçi Ne Yapmalı?
- Alınamayan Maaş İçin Nereye Başvurulur?
İŞÇİLİK ALACAKLARI NELERDİR?
İşçilik alacağı, işçinin çalışmasının karşılığı ve iş sözleşmesinin gereği olarak hak ettiği her türlü ücret (maaş) ve tazminat gibi parasal alacaklardır.
İşçilik alacakları şunlardır:
- Maaş(ücret)
- Prim İkramiye Alacağı
- Fazla mesai ücreti,
- Hafta tatili ücreti,
- Yol – yemek ücretleri,
- UBGT (ulusal bayram ve genel tatil günleri) ücretleri,
- Yıllık izin ücreti,
- Kıdem tazminatı,
- İhbar tazminatı,
- Kötü niyet tazminatı
- Ayrımcılık tazminatı
İŞÇİLİK ALACAKLARI ZAMANAŞIMI
Kanunlarda öngörülen işçilik alacakları zamanaşımı süreleri içinde işçi alacağını elde etmek için girişimde bulunmaz ise sürenin sonunda alacağını talep etme hakkını kaybeder. Borçlu işveren de borcunu ödemekten kaçınma hakkına sahip olur. İşçinin talep hakkını kaybettiği, borçlu işverenin ise borç ödemekten kaçınma hakkını elde ettiği bu süreye zamanaşımı süresi denir.
İşçilik alacakları zamanaşımı süreleri, hem İş Kanunu’nda hem de 6098 sayılı TBK’da düzenlenmiştir. Kanunda öngörülen zamanaşımı süreleri, TBK m. 148 gereği tarafların iradeleriyle değiştirilemez.
İş Kanunu ve TBK’da düzenlenen işçilik alacakları zamanaşımı süreleri alacağın niteliğine göre farklılık arz ettiğinden yazımızın devamında farklı işçilik alacakları için öngörülen zamanaşımı sürelerine ayrı başlıklar altında yer verilecektir.
İHBAR VE KIDEM TAZMİNATI ZAMANAŞIMI
İş sözleşmesinden doğan tazminatlar için öngörülen zamanaşımı süreleri, 25.10.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’yla İş Kanunu’na eklenen ek 3 ve ek 8’inci maddeler vasıtasıyla değişikliğe uğramıştır. 7036 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 25.10.2017 tarihinden önce sona eren iş sözleşmelerindeki işçiler için ihbar ve kıdem tazminatı zamanaşımı süresi 10 yıl olarak uygulanmaktaydı. Bu hükmün kaynağı 6098 sayılı TBK’nın 146’ncı maddesidir. 25.10.2017 tarihinden sonra sona eren iş sözleşmelerindeki işçiler için ise ihbar ve kıdem tazminatı zamanaşımı süresi 5 yıl olarak uygulanacaktır. Her iki durumda da ihbar ve kıdem tazminatı zamanaşımı süreleri iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Değişiklikten önceki ve sonraki zamanaşımı süreleri yukarı açıklandığı gibi olmakla birlikte ek madde 8/2. fıkra ile 10 yıllık zamanaşımı süresine sınırlama getirilmiştir. Şöyle ki, değişiklikten önceki bir tarihte sona eren iş sözleşmesine uygulanacak 10 yıllık zamanaşımı süresinin değişiklik tarihinden sonraya tekabül eden kısmı 5 yıldan uzunsa zamanaşımı süresi doğrudan 5 yıl olarak kabul edilir.
Örneğin, değişiklikten önce 01.08.2015 tarihinde sonra eren bir iş sözleşmesi için öngörülen ihbar ve kıdem tazminatı zamanaşımı süresi 10 yıl olup, zamanaşımı 01.08.2025 tarihinde sona erecektir. Ancak değişiklik tarihinden sonraya tekabül eden kısım 5 yıldan uzun (25.10.2017-01.08.2025= 7 yıl 9 ay 7 gün) olduğu için değişiklik tarihinden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Bu durumda ihbar ve kıdem tazminatı zamanaşımı süresi, 25.10.2022 tarihinde sona erer.
Dolayısıyla değişiklikten önceki tarihlerde sona eren iş sözleşmeleri için TBK m.146’da öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süre uygulanmamaktadır. Ek madde 8/2’de düzenlenen hüküm uygulama alanı bulmaktadır.
İş sözleşmesinin son erdiği tarih | 7036 sayılı kanun (ek m.3 ve ek m.8) | Ek m.8/2’ye göre uygulanacak zamanaşımı tarihi | TBK 146’ya göre zamanaşımı tarihi |
01.08.2015 | 25.10.2017 | 25.10.2022 | 01.08.2025 |
Kötü niyet tazminatı ile ayrımcılık tazminatından doğan işçilik alacakları zamanaşımı süreleri, kıdem ve ihbar tazminatı için öngörülen zamanaşımı süreleri ile aynıdır. Kanun koyucu ek madde 3’te tazminat alacakları bakımından aynı zamanaşımı süresini benimsemiştir.
ÜCRET, FAZLA MESAİ VE PRİM ALACAKLARINDA ZAMANAŞIMI SÜRELERİ
İş Kanunu’nun 32’nci maddesi gereği ücret alacaklarında 5 yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. Nitekim TBK m. 147/1’e göre de ücret gibi dönemsel alacaklar 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca 854 sayılı Deniz İş Kanunu ile 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamında çalışan işçilerin iş sözleşmelerinden doğan işçilik alacakları zamanaşımı süreleri de TBK m. 147 hükmüne tabidir. Zira bu kanunlarda iş sözleşmesi sona eren işçilerin ücret alacaklarının zamanaşımı süresi hakkında bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle genel kanun niteliğindeki Borçlar Kanunu hükümlerine başvurmak gerekecektir.
İş Kanunu m. 32 ile TBK m. 147’de öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresi, ücret (aylık) alacağının yanı sıra ücret eki olarak kabul edilen aşağıdaki alacaklar bakımından da geçerlidir:
- Fazla mesai ücreti,
- Fazla sürelerle çalışma ücreti,
- Hafta tatili ücreti,
- UBGT (ulusal bayram ve genel tatil) ücreti,
- Prim ve ikramiye ücretleri.
Ücret ve eklerinden kaynaklanan işçilik alacakları zamanaşımı süreleri hakkında bilinmesi gereken husus zamanaşımının başlangıç tarihidir. Ücret alacaklarında zamanaşımı süresi, iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren değil, ücret alacağının muaccel olduğu tarihten itibaren başlar. Yani iş sözleşmesi devam ederken dahi zamanaşımı süresi başlayabilir ve işçi ücret alacağını işverenden talep edebilir.
Zamanaşımı başlangıcı için örnek vermek gerekirse, 29 Ekim gibi bir ulusal bayram gününde çalıştırılan işçi için zamanaşımı süresi o günden itibaren başlar. Yine 2020 yılı Ekim ayına ait ücret alacağı için muacceliyet tarihi ayın sonudur ve zamanaşımı Ekim ayının bitmesiyle başlar.
YILLIK İZİN ZAMANAŞIMI SÜRELERİ
Çalışanın yıllık izin hakkından doğan işçilik alacakları zamanaşımı süreleri, Borçlar Kanunu ile 7036 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihlere göre değişkenlik göstermektedir.
Yeni Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden evvel işten ayrılanlar için yıllık izin zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu düzenlemenin dayanağı 818 sayılı eski Borçlar Kanunu’nun 126/3’üncü maddesidir.
Yeni Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra ise yıllık izin zamanaşımı süresi 10 yıl olarak kabul edilmiştir. Buradaki 10 yıllık süre Yargıtay içtihatlarıyla oluşturulmuştur ve yasal dayanağını yine TBK’nın 146’ncı maddesinden almaktadır. Maddeye göre her alacak kanunda aksine hüküm bulunmadıkça 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
7036 sayılı Kanun gereği, bu kanunun yürürlüğe girdiği 25.10.2017 tarihinden sonrası için öngörülen zamanaşımı süresi ise 5 yıldır.
Yukarıda sıralanan her üç durum için zamanaşımının başlangıcı iş sözleşmesinin sona erdiği yani işçinin işten ayrıldığı tarihtir.
Yıllık izin hakkından doğan işçilik alacakları zamanaşımı süreleri için söz konusu olan ihtimaller tabloda gösterilmiştir:
818 sayılı eski BK dönemi | 6098 sayılı yeni TBK dönemi | 7036 sayılı kanun dönemi |
01.07.2012 tarihi öncesi | 01.07.2012-25.10.2017 arası | 25.10.2017 sonrası |
5 yıl | 10 yıl | 5 yıl |
İŞÇİLİK ALACAKLARINDA ZAMANAŞIMINI KESEN VE DURDURAN HALLER
İşçilik alacaklarında zamanaşımını kesen haller iş kanununda düzenlenmemiştir. Bu nedenle Borçlar Kanunu’nun 154’üncü maddesinde düzenlenen zamanaşımını süresini kesen haller uygulama alanı bulacaktır.
Aşağıdaki durumlarda işçilik alacakları zamanaşımı süreleri kesilir:
- Borçlunun borcu ikrar etmesi, alacağı tanıması, kabul etmesi,
- Kanun veya Kanun Hükmündeki Kararnameler ile düzenlenen özel hükümler (Pandemi dönemi süresince Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 16.03.2020-01.06.2020 tarihi arasındaki dönem)
- Dava açılması veya icra takibi yapılması,
- İşçinin şikâyette bulunması (şikâyet üzerine işveren borcu ikrar ederse),
- Kısmi alacak davası (saklı tutulan kısım için zamanaşımı kesilmez, dava edilen kısım için zamanaşımı kesilir.)
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2020/1527 Esas, 2020/7111 Karar ve 07.07.2020 tarihli kararına göre, işçinin Çalışma ve İŞKUR il müdürlüğüne şikâyette bulunması zamanaşımını kesen bir neden değildir. Sadece işverenin Çalışma ve İŞKUR il müdürlüğü nezdinde alacağı ikrar etmesiyle zamanaşımı kesilir. Yine Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun benimsediği ilke gereği, kısmi davada fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmuş ise saklı tutulan kısım için zamanaşımı kesilmez fakat dava edilen kısım için zamanaşımı kesilir (Yargıtay 9. HD, 2015/25486 Esas, 2018/22695 Karar, 10.12.2018 tarih).
Yukarıda sayılan haller zamanaşımını kesen durumlara ilişkin örneklerdir. İşçilik alacakları zamanaşımı süreleri işçi tarafından arabuluculuk yoluna başvurulmuş olması halinde durur. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (HUAK) 16. maddesinde arabuluculuk sürecinin sürelere etkisi düzenlenmiştir. Maddeye göre, arabuluculuk süreci başladıktan sonra sona erinceye kadar geçen süre, zamanaşımı veya hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmamaktadır. Haliyle işçilik alacaklarından doğan uyuşmazlıklarda arabuluculuk yoluna gidildiğinde, arabuluculuk süreci boyunca zamanaşımı süreleri işlemez ve durur. Arabuluculuk süreci bittikten sonra kaldığı yerden işlemeye devam eder.
Yine kanun veya kanun hükmünde kararnameler ile düzenlenen özel hükümler ile de zamanaşımı sürelerinin durdurulması mümkündür. Bu şekilde zamanaşımının durmasına en önemli ve güncel olan neden Pandemi döneminde yani 16.03.2020-01.06.2020 tarihleri arasındaki dönem için sürelerin durmasıdır. Kanun hükmünde kararname ile de bu süreçte zamanaşımı sürelerin hak kaybı olmaması açısından durmasına karar verilmiş olup belirlenen sürelerin zamanaşımına ilave edilerek sürecin tespiti mümkündür.
ZAMANAŞIMI SÜRELERİNİN DOLMASI DURUMUNDA İŞÇİNİN HAKLARI
İşçilik alacakları zamanaşımı süreleri, işçinin alacağını dava edebilmesinin süre yönüyle sınırını belirlemektedir. Zamanaşımı süresi içerisinde arabuluculuğa götürülemeyen yahut dava edilmeyen işçilik alacağı zamanaşımına uğradığı için dava edilebilirlik özelliğini kaybeder. İşçi artık söz konusu alacağı nedeniyle işvereni dava edemez, arabuluculuk yoluna gidemez. Ancak söz konusu alacak tamamen ortadan kalkmaz, eksik borç haline gelir. Dava edilemese de borç olarak varlığını korur.
ZAMANAŞIMI SÜRESİ NASIL HESAPLANIR?
İşçilik alacaklarında zamanaşımı süreleri hesaplanırken alacağın niteliği yani ücret veya tazminat alacağı olup olmaması önem arz eder. Alacak eğer bir ücret veya ücret eki alacağı ise zamanaşımının hesaplanmasında muacceliyet tarihi dikkate alınır. Örneğin aylık ücret alacağında muacceliyet tarihi ayın son günü, UBGT ücreti alacağında ise çalışma yapılan ulusal bayram günüdür. Bu tarihten itibaren 5 yıllık zamanaşımı uygulanır.
İhbar ve kıdem tazminatı zamanaşımı ise iş sözleşmesinin sona erdiği tarih dikkate alınarak hesaplanır ve işlemeye başlar.
Alacak Türü | Zamanaşımı Başlangıcı |
Aylık ücret | Muacceliyet tarihi (ayın son günü) |
UBGT ücreti | Muacceliyet tarihi (çalışma yapılan ulusal bayram günü, Örn.: 19 Mayıs) |
Fazla mesai, hafta tatili, prim, ikramiye | Muacceliyet tarihi (çalışmanın yapıldığı tarih, Örn.: 29 Eylül 2024 Pazar günü) |
Yıllık izin ücreti | İş sözleşmesinin sona erdiği tarih |
Kıdem tazminatı | İş sözleşmesinin sona erdiği tarih |
İhbar tazminatı | İş sözleşmesinin sona erdiği tarih |
Kötü niyet tazminatı | İş sözleşmesinin sona erdiği tarih |

işçilik alacakları zamanaşımı süreleri
SIKÇA SORULAN SORULAR
Alacak Zamanaşımı Ne Zaman Başlar?
Alacak eğer ücret alacağı ise, alacağın muaccel hale geldiği anda alacak zamanaşımı işlemeye başlar. Alacağın muaccel hale gelmesi, bildirim yapılmasına bağlı ise bildirimin yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.
Alacak, tazminat (kıdem, ihbar, yıllık izin ve feshe bağlı olan diğer tazminat ve alacaklar) alacağı ise iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren zamanaşımı işlemeye başlar.
Zamanaşımı Süresinin 5 Yıl Olduğu Alacaklar Nelerdir?
Ücret ve ücret benzeri (fazla mesai, prim, ikramiye, UBGT, hafta tatili) alacaklar için zamanaşımı süresi 5 yıldır. Tazminat alacaklarında (kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatı) ise 25.10.2017 tarihinden sonra sona eren iş sözleşmeleri bakımından 5 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir.
Kıdem Tazminatı Dava Açma Süresi Ne Kadardır?
Kıdem tazminatı dava açma süresi, 25.10.2017 tarihinden önce ve sonra sona eren iş sözleşmeleri bakımından farklılık gösterir. 25.10.2017 tarihinden sona eren iş sözleşmeleri açısından 5 yıllık dava açma süresi öngörülmüştür. 25.10.2017 tarihinden önce sona eren iş sözleşmelerinde ise 10 yıllık dava açma süresi bulunmaktadır. Ancak 25.10.2017 tarihinden sonraya sarkan zaman diliminin uzunluğu 5 yıldan fazlaysa, fazlalık kısım dikkate alınmaz. 25.10.2017 tarihinden itibaren 5 yıllık dava açma süresinin var olduğu kabul edilir.
Kıdem Tazminatında Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
Kıdem tazminatı zamanaşımı, 25.10.2017 tarihinden önce ve sonra sona eren iş sözleşmeleri bakımından farklılık gösterir. 25.10.2017 tarihinden sona eren iş sözleşmeleri açısından 5 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. 25.10.2017 tarihinden önce sona eren iş sözleşmelerinde ise 10 yıllık genel zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Ancak 10 yıllık zamanaşımında, 25.10.2017 tarihinden sonraya sarkan zaman diliminin uzunluğu 5 yıldan fazlaysa, fazlalık kısım dikkate alınmaz. 25.10.2017 tarihinden itibaren 5 yıllık kıdem tazminatı zamanaşımı süresinin var olduğu kabul edilir.
Ücret Alacaklarında Zamanaşımı Nasıl Hesaplanır?
Ücret alacaklarında zamanaşımının hesaplanması muacceliyet tarihine göre belirlenir. İş sözleşmesinin sona erip ermemesi dikkate alınmaz. Aylık ücret alacaklarında, ayın son günü alacağın muacceliyet tarihidir ve bu tarihten itibaren 5 yıl sonrasına kadar zamanaşımı süresidir. Hafta tatili (Pazar) veya UBGT (19 Mayıs) gibi ücret alacaklarında ise muacceliyet tarihi çalışmanın yapıldığı (örneğin; 19 Mayıs) tarihtir. O tarihten itibaren 5 yıl hesaplanır.
İşçilik Alacakları Hangi Tarihten İtibaren Faiz Ödenir?
İşçilik alacaklarında faizin başlangıç tarihi, kıdem tazminatı açısından ve diğer feshe bağlı alacak ve tazminatlarda iş sözleşmesinin fesih tarihidir. Yani iş sözleşmesinin feshi tarihinden itibaren faiz işlemeye başlar.
Diğer işçilik alacakları bakımından mevzuat ile Yargıtay uygulaması arasında farklı bir durum söz konusudur. İhbar ve kötü niyet tazminatı açısından faizin başlangıç tarihi işçinin noterden ihtarname düzenlediği tarih; ihtarname düzenlenmemişse davanın açıldığı tarihtir. Aylık ve diğer ücret alacakları bakımından da faizin başlangıcı, işçinin ihtarname gönderdiği tarihtir. İhtarname gönderilmediyse davanın açıldığı tarihten itibaren faiz işletilir.
Kaç Gün Maaş Yatmazsa İş Bırakılır?
İşçinin ücreti, ödeme gününden itibaren 20 içinde mücbir sebepler olmaksızın ödenmezse; işçi iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir.
Zamanaşımı Süresi Geçmiş İse İşçi Ne Yapmalı?
İşçilik alacağı için zamanaşımı süresinin geçmesi, o alacağın talep yani dava edilebilme imkânını ortadan kaldırır. Bu durumda işçi, alacağı için dava açamaz. Ancak işveren yine de borcunu ödemek isterse, işçi bunu kabul edebilir.
Alınamayan Maaş İçin Nereye Başvurulur?
Maaşını ödeme gününden itibaren 20 gün geçtiği halde alamayan işçi, alacağını dava edebilir. İşçinin dava açabilmesi için öncelikle arabuluculuk yoluna gitmesi gerekir. Arabuluculuk yoluyla maaşını elde edemeyen işçi, İş Mahkemesinde dava açabilir.