Ceza HukukuYURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI NEDİR NASIL KALDIRILIR

Yurt dışına çıkış yasağı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109.maddesinde adli kontrol tedbirlerinden biri olarak düzenlenmiştir. Adli kontrol, bir suç nedeniyle yürütülen soruşturmalar veya kovuşturmalar sırasında, tutuklama koşulları mevcut olduğunda şüphelinin cezaevine kapatılmasından ziyade, dışarıda denetim altında tutulmasını sağlamaya yönelik bir uygulamadır. Suç şüphesi taşıyan bir kişi için tutuklama yerine getirilebilecek denetim yöntemlerinden biri de yurt dışına çıkış yasağı getirilmesidir. CMK m.109 gereği, mahkeme, suç şüphesi taşıyan bir kişi hakkında tutuklama kararının ağır bir karar olduğu sonucuna vardığında ve adli kontrol tedbirlerinin yeterli olacağına inanıyorsa, o kişi için adli kontrol tedbirleri uygulanacaktır. Şüpheli veya sanık hakkında, işin önemi, beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile orantılı değilse tutuklama kararı verilemeyecektir.

Yurt dışına çıkış yasağındaki temel amaç, şüphelinin ülkeden kaçmasını önlemektir. Dolayısıyla şüphelinin ülkenin egemenlik alanı içerisinde kalması sağlanmaya çalışılır çünkü ülkesellik ilkesine göre, bir suçun işlendiği devletin sınırları içinde o devletin ceza kanunu geçerli olur. Keza TCK m.8’e göre, Türkiye’de kime karşı hangi suç işlenirse işlensin Türk yasaları uygulanacaktır.

İÇİNDEKİLER

YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI NEDİR?

Yurt dışına çıkış yasağı, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109.maddesinde yer alan ve şüpheli ya da sanığın kaçmasını engellemek amacıyla uygulanan adli kontrol tedbirlerinden biridir. Yurt dışına çıkma yasağı kararı alınırken, şüpheli veya sanığın kaçma olasılığı, delilleri karartma ihtimali, tanık ya da bilirkişilere yönelik tehdit veya yıldırma durumu ve suçu tekrar işleme riski gibi unsurlar dikkate alınır. Yurt dışına çıkış yasağı tedbiri, savcılığın talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından, soruşturmanın her aşamasında veya kovuşturmanın sürdüğü mahkeme tarafından uygulanabilir.

Yurt dışına çıkış yasağı, kanunda suç işleme şüphesi bulunan veya suç işleyen bireylere karşı ceza kanunlarının uygulanmasını sağlamak amacıyla, gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda geçici olarak başvurulan bir adli kontrol tedbiridir. Bu tedbir, ilgili ceza davasının kararı verilmeden önce uygulanır.

yurt dışı çıkış yasağı

yurt dışı çıkış yasağı

YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI KİMLERE UYGULANIR? ŞARTLARI

Yurtdışına çıkış yasağı, kanun kapsamında suç işleme şüphesi bulunan ya da suç işlemiş kişilere yönelik bir adli kontrol tedbiridir. Bu tedbir, ceza kanunlarının etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla, ilgili ceza davasının sonucunu beklemeden, gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda geçici olarak uygulanır.

Soruşturma aşamasında, suç işlediği iddia edilen kişiler hakkında kuvvetli şüphe bulunduğunda, Cumhuriyet Savcısı’nın talebi üzerine Sulh Ceza Hakimi, yurtdışına çıkış yasağı getirebilir. Bu yasak, yargılama sürecinde kaçma veya delilleri karartma ihtimali olan sanıklar için de geçerlidir.

Yurtdışına çıkış yasağının uygulanması, tutuklamaya alternatif bir tedbir olarak değerlendirildiğinden, bu kararın verilebilmesi için aşağıdaki tutuklama şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir:

  • Kuvvetli suç şüphesi: Yurt dışına çıkma yasağı şeklinde adli kontrol kararı verilebilmesi için ilk şart, şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunmasıdır. Kuvvetli suç şüphesi, şüpheli veya sanığın suçu işlediğine dair yüksek bir ihtimalin olduğunu ifade eder.
  • Tutuklama sebebinin olması: CMK m.100 uyarınca yurt dışına çıkma yasağı verilebilmesi için kuvvetli suç şüphesinin varlığının dışında bir de tutuklama nedeninin bulunması gerekmektedir.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI VERMEYE YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

1. Soruşturma Aşamasında Yetkili Mahkeme

Soruşturma evresinde yurt dışına çıkış yasağı kararı verme yetkisi Sulh Ceza Hakimliği’ne aittir. 5235 sayılı Kanun’un 10. maddesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) 110/1. maddesi uyarınca, şüpheli hakkında Cumhuriyet savcısının talebi üzerine sulh ceza hâkimi adli kontrol kararı verebilir. Bu kapsamda, şüphelinin yurtdışına çıkmasını engelleyen tedbir, soruşturmanın her aşamasında uygulanabilir.

Öte yandan, soruşturma aşamasında tutukluluğa itiraz edilmesi durumunda, itirazı inceleyen Asliye Ceza Mahkemesi, tutuklamanın kaldırılmasına karar verirken yurt dışı çıkış yasağını adli kontrol tedbiri olarak uygulayabilir.
Bu nedenle, bazı özel durumlarda Asliye Ceza Mahkemesi de bu yetkiyi kullanabilir.

Yetkili sulh ceza hâkimliği, kural olarak suçun işlendiği yerin sulh ceza mahkemesidir. Bu nedenle adli kontrol kararı verilecekse, bu karar suçun işlendiği yerdeki sulh ceza hâkimi tarafından verilmelidir.

2. Kovuşturma Aşamasında Yetkili Mahkeme

Yargılamanın kovuşturma aşamasına geçildiğinde ise, yurt dışına çıkış yasağı kararını verme yetkisi ceza davasına bakan mahkemeye aittir. Bu mahkeme, dosyaya bakan Asliye Ceza Mahkemesi, Ağır Ceza Mahkemesi veya başka bir ceza mahkemesi olabilir.

Yargılama sürerken mahkeme, sanığın yurtdışına çıkmasını sınırlamak amacıyla CMK 109 ve devamı hükümleri çerçevesinde adli kontrol kararı verebilir. Ayrıca, mahkemece verilen adli kontrol kararına itiraz edilmesi halinde, itirazı inceleyen mahkeme de yurt dışına çıkış yasağı kararı verebilir ya da mevcut yasağı kaldırabilir.

Sonuç olarak, yurt dışına çıkış yasağı hem soruşturma hem de kovuşturma evresinde uygulanabilen bir tedbirdir ve hangi aşamada olunduğuna göre yetkili mahkeme farklılık göstermektedir.

  • Soruşturma aşamasında: Sulh Ceza Hâkimliği

  • Kovuşturma aşamasında: Yargılamayı yürüten ceza mahkemesi (örneğin Asliye veya Ağır Ceza Mahkemesi)
    karar verme yetkisine sahiptir.

ADLİ KONTROL KARARI VE HÜKMEDECEK MERCİLER

Madde 110 – (1) Şüpheli, Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adlî kontrol altına alınabilir. 

(2) Hâkim, Cumhuriyet savcısının istemiyle, adlî kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolun içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir. 

(3) 109 uncu madde ile bu maddenin birinci ve ikinci fıkra hükümleri, gerekli görüldüğünde, görevli ve yetkili diğer yargı mercileri tarafından da, kovuşturma evresinin her aşamasında uygulanır.22 

(4) (Ek:8/7/2021-7331/16 md.) Şüpheli veya sanığın adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda en geç dört aylık aralıklarla; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde ise resen mahkeme tarafından 109 uncu madde hükümleri göz önünde bulundurularak karar verilir. 

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI SÜRESİ

Bu konuya ilişkin düzenleme CMK m.110/A’da düzenlenmiştir:

  • Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işler için adli kontrol süresi en fazla iki yıldır. Zorunlu durumlarda bu süre bir yıl daha uzatılabilir.
  • Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işler için adli kontrol süresi ise en fazla üç yıldır. Zorunlu hallerde uzatılabilir; ancak toplam uzatma süresi, belirli suçlar için dört yılı geçemez.
  • Çocuklar için bu süreler yarı oranında uygulanmaktadır.

Hükmün kesinleşmesinden sonraki süreçte yurt dışına çıkış yasağı tedbiri otomatik olarak sona erecektir. Kesinleşen hükmün infaz aşamasında, yargılama sürecine ilişkin yurt dışına çıkış yasağına dair adli kontrol hükümleri uygulanamaz.

HANGİ SUÇLARDA YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI KARARI VERİLEBİLİR?

Yurt dışına çıkış yasağı genellikle her türlü suçlar için verilebilir.Yurt dışına çıkış yasağının verilebilmesi için, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin bulunması ve kişinin kaçma, saklanma veya bu durumu yaratacak somut olguların varlığı gereklidir.Kanunda, belirli suç tipleri için somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesi bulunduğunda, tutuklama nedeninin var sayılabileceği belirtilmiştir. Yurt dışına çıkış yasağına sıkça başvurulan bu suçlardan bazıları şunlardır:

Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, kasten öldürme, cinsel saldırı, yağma, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, terör ve anayasal düzene karşı suçlar ile kaçakçılık suçları gibi ciddi suçlar için yurtdışına çıkış yasağı verilebilir. Bu suçlar, kuvvetli suç şüphesinin bulunduğu durumlarda, yurt dışına çıkış yasağını gerektiren koşulları oluşturmaktadır.

YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞINA İLİŞKİN İDARİ TAHDİT KARARI VE ŞERH İŞLEMİ

Yukarıda da açıkladığımız üzere yurt dışı çıkışına engel kararların hakim kararıyla alınması gerekmekte ise de Anayasaya aykırı bir düzenleme ile Pasaport Kanunu 22. Maddesi ile idareye genel güvenlik bakımından mahzurlu gördüğü kişilere pasaport verilmemesi ve tahdit uygulanmasına ilişkin hüküm getirilmiştir. Özellikle 15 Temmuz sonrası çok sayıda vatandaş hakkında bu maddeye dayanılarak işlem tesis edilmiştir.

Hakkında ceza soruşturma ya da kovuşturması olmayan kişiler pasaportunun iptal edildiği ve hakkında şerh konulduğunu gümrük kapılarında öğrenmiştir. Idari bir işlem olan tahdit kararı pasaport iptali işlemlerine karşı İdare Mahkemelerinde dava açılması gerekmektedir. Hakkınızda yurt dışına çıkışa engel tahdit olup olmadığını e-devlette protokol belge sorgulama ile öğrenebilirsiniz. Bu sorgulamada Nüfus Müdürlüklerine başvurmanız gerektiği yazıyorsa hakkınızda tahdit işlemi olduğunu anlayabilirsiniz.

YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞI NASIL KALDIRILIR?

Yurt dışına çıkış yasağı, adli kontrol tedbiri kapsamında uygulanan bir kısıtlama olup, hem mahkemenin kararıyla kaldırılabilir hem de yasal süreler dolduğunda otomatik olarak sona erebilir. Uygulamanın hangi aşamada olduğu, yasağın kaldırılması sürecini de belirler.

1. Yurt Dışı Yasağının Süre Bitimiyle Kaldırılması

Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, adli kontrol süresi dolduğunda mahkeme yasağı kendiliğinden kaldırmakla yükümlüdür.
Ancak çoğu durumda bu işlem için ayrıca bir başvuru yapılması gerekebilir. Bu nedenle, adli kontrol süresi sona erdiğinde bile ilgilinin veya avukatının mahkemeye başvurarak kararın kaldırılmasını talep etmesi tavsiye edilir.

2. Talep Üzerine Yasağın Kaldırılması (Süre Dolmadan)

Şüpheli veya sanık, adli kontrol süresi dolmadan da yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep edebilir. Bu talep, ilgili soruşturma veya kovuşturma aşamasında görevli mahkemeye yapılır.

  • Soruşturma aşamasında: Sulh Ceza Hâkimliği
  • Kovuşturma aşamasında: Yargılamayı yapan ceza mahkemesi (Asliye veya Ağır Ceza)

İlgili talep üzerine, hâkim Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra en geç 5 gün içinde başvuru hakkında karar verir.
Bu süreç CMK madde 111 kapsamında düzenlenmiştir.

3. Adli Kontrol Kararına İtiraz Hakkı ve Süresi

Yurt dışına çıkış yasağı kararı verildikten sonra, bu karara karşı 2 hafta içinde itiraz edilebilir. Bu süre, kişinin karar hakkında bilgilendirildiği tarihten itibaren başlar.

İtiraz süresi geçmiş olsa dahi, ilgili mahkemeden yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması talep edilebilir.
Bu durumda da mahkeme savcılık görüşünü aldıktan sonra, dosya üzerinden veya gerekirse duruşmalı olarak karar verir.

4. Alternatif Yükümlülük Getirme ve Adli Kontrolün Değiştirilmesi

CMK 110/2 uyarınca, mahkeme yurt dışına çıkış yasağını kaldırarak yerine farklı bir adli kontrol yükümlülüğü getirebilir.
Örneğin:

  • Belirli aralıklarla karakola imza atma
  • Belirli bir bölgeyi terk etmeme gibi
    Mahkeme, adli kontrol kapsamındaki yükümlülükleri kısmen veya tamamen kaldırabilir, değiştirebilir ya da geçici olarak muafiyet tanıyabilir.

5. Hangi Aşamada Hangi Mahkeme Kaldırabilir?

  • Soruşturma aşamasında: Şüpheli, yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını sulh ceza hâkimliğinden talep edebilir. Cumhuriyet savcısının görüşü alınarak karar verilir.
  • Kovuşturma aşamasında: Sanık, yasağın kaldırılması için yargılamayı yapan ceza mahkemesine başvurur. Mahkeme, savcılık görüşünü aldıktan sonra yasağın devamına ya da kaldırılmasına karar verir.

Sonuç olarak, yurt dışına çıkış yasağı, hem süresi dolduğunda hem de tarafların talebi üzerine kaldırılabilir. Adli kontrolün kaldırılması için mutlaka usulüne uygun dilekçe ile başvuru yapılması ve ilgili aşamada görevli mahkemeye yöneltilmesi gerekir. Bu sürecin profesyonel bir şekilde yürütülmesi için bir ceza avukatından hukuki destek alınması büyük önem taşır.

yurt dışı çıkış yasağı kaldırılması avukata sor

yurt dışı çıkış yasağı kaldırılması avukata sor

YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞININ KALDIRILMASI

Adli mercilerce hakkınızda CMK hükümlerine göre konulan yurtdışı çıkış yasağının kaldırılmasını karar kesinleşinceye kadar (dosya Yargıtay’da olsa dahi) yerel mahkemeden talep edebilirsiniz. Yerel Mahkemeler dosyanın İstinaf veya Yargıtay’da olduğundan bahisle karar vermemezlik edemezler. Diğer taraftan en ağır suçlarda dahi yurtdışı çıkış yasağı maksimum 7 yıl uygulanabilir.

7 yıllık azami sürenin dolup dolmamasına göre (bu süre istisna suçlar dışında maksimum 6 yıldır) hakkınızdaki tedbirin kaldırılmasını mahkemenizden mutlaka talep edin. Normalde en geç 4 ayda bir değerlendirme yapmaları gerekir ama uygulamada riayet edilmiyor.

NOT: Bazı yer mahkemeleri kararın infazı tamamlansa dahi adli kontrol kararını kaldırmayı unutuyorlar. Yasa gereği Yargıtay’ın Onama kararı ile tedbir kendiliğinden kalkar. Bunu siz takip edin böyle durumlarda mahkemeden ilgili yerlere yazı yazıp tedbirin kaldırıldığını bildirmesini isteyin.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞININ KALDIRILMASI TALEBİNDE GÖSTERİLEBİLECEK HAKLI NEDENLER

Kişinin, alacağı eğitim, ticari faaliyetleri veya yurt dışında gerçekleştireceği akademik çalışmaları nedeniyle yurt dışına çıkması zorunlu olabilir.

Bu durumda, ilgili sebeplerin gerekçeli bir şekilde dilekçeye eklenmesi ve delillerle desteklenerek kaldırma talebinde bulunulması gerekmektedir. Buradaki haklı nedenler sınırlı değildir; somut olayın özelliklerine göre ilgili merci değerlendirme yapacaktır. Aynı zamanda, yeni düzenlemeyle birlikte vergi, askerlik gibi bazı ödevlerin yerine getirilmemesi nedeniyle yurda giriş-çıkış hakkının kişilerin elinden alınması politikasından vazgeçilmiştir. Buna göre, kişiye yalnızca bu Anayasal ödevleri nedeniyle yurt dışı çıkış yasağı getirilemeyecektir. Böyle bir durumla karşılaşan kişi, haklı bir neden göstererek yasak kaldırma talebinde bulunabilir.

YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞINA İTİRAZ SÜRECİ VE HUKUKİ YOLLAR

Yurt dışına çıkış yasağına ilişkin kararlar, soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimi, yargılama aşamasında ise mahkeme tarafından verilir. CMK m.111’e göre, adına yurtdışına çıkma yasağı bulunan şüpheli veya sanık, 1 Haziran 2024 tarihinde yürürlüğe giren 8. Yargı Paketiyle birlikte kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde karar merciine bir itiraz dilekçesi sunarak itiraz edebilir. Ayrıca, uygulamada savcıların sanık lehine adli kontrol kararlarına itiraz ettikleri de gözlemlenmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 111. maddesi gereği, itirazlar hâkim veya mahkeme tarafından beş gün içinde karara bağlanır.

yurt dışı çıkış yasağı nasıl kaldırılır

yurt dışı çıkış yasağı nasıl kaldırılır

YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞININ PASAPORT ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Yurt dışına çıkış yasağı, kişinin yurtdışına çıkmasını ve aynı zamanda pasaport almasını engeller. 5682 sayılı Pasaport Kanunu‘nun 22. maddesine göre, yurtdışı çıkış yasağı bulunan kişilere pasaport veya seyahat belgesi verilmez. Mevcut bir pasaport varsa, yenileme işlemleri de bu süre boyunca yapılamaz. Bu nedenle, yurt dışına çıkış yasağı olan kişiler, yasak kalkana kadar pasaport işlemlerini gerçekleştiremezler.

YURT DIŞI ÇIKIŞ YASAĞI NASIL SORGULANIR?

Yurt dışına çıkış yasağı sorgulama, bir bireyin hakkında herhangi bir yurt dışına çıkış yasağı olup olmadığını öğrenmesini mümkün kılan bir işlemdir. Yurt dışına çıkış yasağı sorgulamak isteyenler, soruşturma aşamasında soruşturma dosyasını, kovuşturma aşamasında ise mahkeme dosyasını inceleyerek bu bilgiyi edinebilirler. Ceza dosyasının soruşturma aşamasında olması ve dosyaya gizlilik kararı alınması durumunda, yurt dışına çıkış yasağı sorgulama işlemi gerçekleştirilemez. Bu kapsamda, terör suçları veya örgütlü suçlar gibi ciddi suçlar da yer almaktadır.

Eğer ilgili kişilerin inceleme imkânları yoksa, İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şube Müdürlüğü’ne başvurarak Bilgi Edinme Kanunu kapsamında yurt dışına çıkış yasağı sorgulaması yaparak öğrenebilirler. Ve de yurt dışına çıkış yasağı sorgulamak konusunda, E-Devlet sistemi üzerinden doğrudan https://www.turkiye.gov.tr/emniyet-yurda-giriscikis-belge-sorgulama adresini kullanarak yurt dışına çıkış yasağı sorgulamak da mümkündür.

YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞININ İHLALİ

Yurt dışına çıkış yasağını ihlal eden kişi, adli para cezası veya hapis cezası ile cezalandırılabilir. Adli kontrol hükümleri, tutuklamaya alternatif olarak uygulanır. Bu nedenle, hakkında yurt dışına çıkma yasağı bulunan şüpheli veya sanık, yasağı ihlal ederse hâkim veya mahkeme derhal tutuklama kararı alabilir.

YURT DIŞI YASAĞININ SONA ERMESİ

Yurt dışına çıkış yasağı, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermesi durumunda kendiliğinden sona erer. Ayrıca, savcı, bu tür kontrol tedbirlerinin gereksiz olduğunu düşündüğünde yasak kaldırılabilir. Kovuşturma aşamasında ise, sanığın talebi üzerine Cumhuriyet savcısının görüşü alındıktan sonra, sulh ceza hâkimi veya mahkeme, 5 gün içinde bu tedbirleri kaldırabilir. Yine, yasağa uyulmaması durumunda, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilerek yasak sona erdirilebilir.

İTİRAZ DİLEKÇESİ

… SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE

Gönderilmek Üzere

SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE İSTANBUL

Sorgu No                   :

Soruşturma No         :

ADLİ KONTROL KARARINA İTİRAZ EDEN SANIK: Adı ve Soyadı,  (T.C. Kimlik No)

Adres

SUÇ                            :

TALEP KONUSU     : … Sulh Ceza Hakimliğinin ../…/… tarih ve 20../… Sorgu sayılı kararı ile verilen yurt dışına çıkış yasağının kararına karşı itiraz.

İTİRAZ NEDENLERİ:

1- … Sulh Ceza Hakimliği verilen 20…/…. Sorgu sayılı yurtdışı çıkış yasaklı adli kontrol kararına itiraz ediyorum. İşlenen olayla benim herhangi bir ilgim yoktur. Üzerime atılı suçlama iftiradan ibarettir, herhangi bir delil yoktur. Yurt dışına şirketimin faaliyetleri kapsamında giriş çıkış yapmam gerekmektedir işlerimi yürütebilmem amacıyla yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması gerekmektedir, aksi halde bu durum mağduriyetime sebebiyet verecektir.

2- ………………… (Bu kısımları kendinize uygun uyarlayarak maddeler halinde sıralayabilirsiniz.) belirttiğim bu nedenlerle itiraz etme gereği hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLERİ: CMK 109, 110. Md. ilgili mevzuat.

SONUÇ VE İSTEM                 : Yukarıda kısaca açıklanan nedenlerle, hakkımda verilen yurtdışı çıkış yasağı kararının kaldırılmasına, bunun mümkün olmaması halinde hakkımda uygun olacak başka adli kontrol hükümlerinin uygulanması şeklinde kararın düzeltilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. (Tarih)

                                                                                                     İtiraz eden Adı ve Soyadı

                                                                                                                      İmza

istanbul avukat

istanbul avukat

SIKÇA SORULAN SORULAR

Yurt dışına çıkış yasağı var mı nasıl öğrenebilirim?

Hakkında yurt dışına çıkış yasağı sorgulama yapmak isteyen kişi E-Devlet üzerinden kolaylıkla yurt dışına çıkış yasağı sorgulama yapabilir. Ancak tedbiren konmuş ve henüz E-Devlet sistemine aktarılmamış bir yurt dışına çıkış yasağı da bulunabilir. Bu durumda yurt dışı yasağını sorgulamak isteyen kişi, İl Emniyet Müdürlüğü Pasaport Şube Müdürlüğü’ne giderek ve yurt dışına çıkış yasağı sorgulama konusu ile ilgili bir dilekçe yazarak yurt dışına çıkış yasağı sorgulama talebinde bulunabilmektedir.

Yurtdışı çıkış yasağı hangi durumlarda olur?

Yurtdışı çıkış yasağı, ceza kanunlarının uygulanmasını sağlamak amacıyla, gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda geçici olarak başvurulan bir adli kontrol tedbiridir. Suç işlediği veya işlemesi muhtemel olan kişiler hakkında, tutuklama nedenleri mevcut olmasına rağmen tutuklama kararı yerine uygulanan bu tedbir, kuvvetli suç şüphesi, kaçma riski veya delil karartma ihtimali olduğunda devreye girer.

Yurtdışı çıkış yasağı nasıl kaldırılır?

Kişi hakkında verilen yurtdışı çıkış yasağı, Cumhuriyet Savcısının talebiyle Sulh Ceza Hâkimi kararıyla veya şüpheli veya sanığın talebi üzerine, savcının görüşü alındıktan sonra hâkim kararıyla kaldırılabilir. Cumhuriyet Savcısının yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını istemesi nadir görülen bir durumdur; genellikle şüpheli veya sanığın kendisinin bu karara itiraz etmesi beklenir.

Yurt dışı yasağı en fazla kaç yıldır?

Bir suç, Ağır Ceza Mahkemesi kapsamına girmiyorsa, en fazla iki yıl yurtdışı çıkış yasağı kararı verilebilir ve bu süre zorunlu durumlarda en fazla bir yıl uzatılabilir. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen işlerde ise yurt dışına çıkış yasağı süresi üç yılı aşamaz; zorunlu hallerde, gerekçeleri gösterilerek uzatılması mümkündür.

Mahkemesi olan biri yurtdışına çıkabilir mi?

Şüpheli veya sanık konumundaki bir kişi hakkında, CMK m. 109/3-a uyarınca “yurt dışına çıkamamak” şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verilirse, yasak kaldırılıncaya kadar bu kişinin yurtdışına çıkması mümkün değildir.

Yurtdışı çıkış yasağı varken pasaport alınır mı?

Pasaport Kanunu’nun 22. maddesine göre, mahkeme tarafından “yurt dışına çıkamamak” şeklinde yasak konulan kişilerin pasaport veya seyahat belgesi alamayacağı belirtilmiştir. Bu nedenle, yurt dışı çıkış yasağı olan kişilere pasaport verilmesi, adli kontrol tedbirinin amacını zedeleyeceği için yasalar gereği mümkün değildir.

Yurtdışına Çıkış Yasağının Süresi Ne Kadar Olabilir?

Adli kontrolün verilebileceği süreler Ceza Muhakemesi Kanunu 110/A’da düzenlenmiştir.

Adli kontrol altında geçecek süre MADDE 110/A –  (1) Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde adli kontrol süresi en çok iki yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek bir yıl daha uzatılabilir. (2) Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Bu süre, zorunlu hâllerde, gerekçesi gösterilerek uzatılabilir; uzatma süresi toplam üç yılı, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda dört yılı geçemez.
(3) Bu maddede öngörülen adli kontrol süreleri, çocuklar bakımından yarı oranında uygulanır. 

 

                         

AZAMİ SÜRE DOLMADAN YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞININ KALDIRILMASI TALEBİ

 

……….. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE

 

Esas No          : 2021/0000

Konu              : YurtDışı Çıkış Yasağı Adli Kontrol Tedbirinin Kaldırılması Talebi

 

Mahkemenizin 2021/0000 Esas sayılı dosyasında sanık sıfatıyla yargılanmaktayım. Bahse konu dosyada hakkımda ……… tarihinden itibaren 5271 sayılı CMK’nun 109/3-a maddesi uyarınca Yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin uygulanmasına devam edilmektedir. (Burada haklarında soruşturma aşamasında Sulh Ceza Hâkimliğince tedbir kararı verilip de bu tedbir kaldırılmadan yine Mahkemesince de tedbir uygulanması yönünde karar verilenler Sulh Ceza Hakimliği kararının tarihini, ilk defa Mahkeme tarafından tedbir uygulananlar da Mahkemenin karar tarihini yazsınlar.)

Bilindiği üzere 14.07.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7331 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16. maddesi ile 5271 sayılı CMK’nun 110. maddesine “(4) Şüpheli veya sanığın adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda en geç dört aylık aralıklarla; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde ise resen mahkeme tarafından 109 uncu madde hükümleri göz önünde bulundurularak karar verilir.” hükmü eklenmiştir. Yine 7331 sayılı Yasa’nın 17. maddesi ile de CMK’na 110/A maddesi eklenerek adli kontrolde geçirilebilecek sürelere ilişkin sınırlama getirilmiştir.

Ayrıntıları Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 20.02.2014 gün ve 2014/1494 Esas, 2014/2310 Karar sayılı kararında (Ek-1) açıklandığı üzere adli kontrol kararının kaldırılması veya değiştirilmesi talebinin kovuşturma evresinin her aşamasında ileri sürülebileceği ve Mahkemesince bu taleple ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

CMK’nun 2/1-f maddesinde de kovuşturma evresi; iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre olarak tanımlanmıştır. Mahkemenizin 2021/0000 Esas sayılı dosyasının henüz kesin hükümle sonuçlanmamış olması nedeniyle kovuşturma aşamasının halen devam ettiği ortadadır.

Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla incelediği ve ihlal tespiti yaptığı birçok kararında yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol koruma tedbirinde olduğu gibi tüm koruma tedbirlerinin geçici olduğunu, herhangi bir tedbirin ilânihaye veya herhangi bir kriterden bağımsız olarak süreklilik arz eder biçimde uygulanmasının mümkün olmadığını vurgulamaktadır. Mahkeme, süregelen bir koruma tedbirinin durumun gerektirdiğinden daha uzun sürdüğünün anlaşıldığı durumlarda tedbir nedeniyle müdahale edilen anayasal hakların ihlalinin söz konusu olabileceğini belirtmektedir.

Ayrıca mahkemelerin koruma tedbiri kararlarında lehte ve aleyhte ileri sürülen bütün delilleri incelemek ve temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahaleye katlanmayı gerektirecek nitelikte kamu yararını haklı kılan gerçek bir ihtiyacın varlığını göstermek zorunda olduklarını, süregelen koruma tedbirlerinin devamına ilişkin olarak verilen kararlarda da tedbirin devamını haklı kılan gerekçelerin gösterilmesi ve çatışan menfaatler arasında adil dengenin korunması gerektiğini ifade etmektedir. (bkz. Latife Akyüz, B. No: 2016/50822, 07.09.2021; Hakkı Gök, B. No: 2017/33469, 03.11.2022; Yavuz İrişti, B.No: 2019/10850, 02.03.2023, Yağmur Erşan [GK], B. No: 2018/36451, 27.10.2021; Onur Can Taştan [GK], B. No: 2018/32475, 27.10.2021)

Anayasa Mahkemesi, yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında alınan koruma tedbiri ile hedeflenen amaca ulaşmak için hakların daha az sınırlanmasını sağlayacak alternatif yolların bulunup bulunmadığının da dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir (Latife Akyüz, § 58, Yavuz İrişti, § 14).

Yurt dışına çıkış yasağı öngören adli kontrol tedbirinin esas olarak Anayasanın 23. maddesiyle koruma altına alınan “yerleşme ve seyahat hürriyeti” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ortadadır. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve söz konusu müdahalenin gerek kapsamı gerek süresi itibarıyla orantılı olarak uygulanması gerekir.

Buna göre yerleşme ve seyahat hürriyetine ve bu temel hakla bağlantılı olarak özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına yapılan bir müdahale, zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamıyorsa ya da zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamakla birlikte orantılı değilse demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir müdahale olarak değerlendirilemez. Koruma tedbirinin süresinin uzamasının anayasal haklar üzerinde giderek ağırlaşan bir baskıya neden olacağı açıktır.

Yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol koruma tedbiri nedeniyle açılan bir tazminat davasında Yargıtay 12. Ceza Dairesi 12.12.2022 gün ve 2021/4879 Esas,  2022/9807 Karar sayılı (Ek-2) kararında özetle; her ne kadar 5271 sayılı CMK’nun 141. maddesinde yurt dışı çıkış yasağı adli kontrol tedbiri nedeniyle tazminat ödeneceği öngörülmemiş ise de davacının uzun süre uygulanan adli kontrol tedbiri nedeniyle manevi olarak zarar gördüğünün hayatın olağan akışına göre aşikar olduğunu,

adli kontrolün amacının tutuklama koruma tedbirinde de genel olarak öngörülen, şüpheli veya sanığın kaçmasını, saklanmasını veya delilleri karartmasını önlemek, tanık ve mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişimine engel olmak ve yargılamanın sağlıklı şekilde yapılmasını sağlamak olduğunu, bir koruma tedbiri olması nedeniyle, adli kontrol tedbirinin de geçici olup, bunu haklı kılan şartlar ortadan kalkınca bu tedbirin de kaldırılması gerektiğinin kuşkusuz olduğunu,

tazminat talebine konu edilen dava konusu somut olayda, davacı hakkında uygulanan adli kontrolün Anayasanın 13. maddesinde öngörülen temel hakların sınırlandırılmasında geçerli olan ölçülülük ilkesini ihlal ettiğini, davacı hakkında uygulanan yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbiri nedeniyle oluştuğu anlaşılan zararın CMK’nın 141/1. maddesi kapsamında açıkça lafzi olarak belirtilmediğini, ancak 18.06.2014 tarih ve 6546 sayılı Kanunun 70. maddesiyle CMK’nun 141. maddesine eklenen 3. fıkradaki “Birinci fıkrada yazan hâller dışında, suç soruşturması veya kovuşturması sırasında kişisel kusur, haksız fiil veya diğer sorumluluk hâlleri de dâhil olmak üzere hâkimler ve Cumhuriyet savcılarının verdikleri kararlar veya yaptıkları işlemler nedeniyle tazminat davaları ancak Devlet aleyhine açılabilir

şeklindeki düzenleme nazara alındığında, davacı (sanık) hakkında uzun süre uygulanan yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin seyahat özgürlüğünü kısıtlama tedbirini aştığı ve davacıyı özgürlükten yoksun bıraktığı, oranlılık ilkesini ihlal ettiği, kanun ile belirlenen amacın dışına çıkıldığı ve uygulanan tedbirin ölçüsüz hale geldiği tespiti yapılarak davacı yararına makul oranda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile Bozma kararı verilmiştir.

Yukarıda bahsedilen Anayasal ve yasal mevzuat hükümleri ve konuya ilişkin yargısal içtihatlar da dikkate alınarak; hakkımdaki adli kontrol tedbirinin …….. tarihinden beri uygulanıyor olması nedeniyle tedbirden beklenen fayda ile sınırlanan temel hak arasındaki dengenin temel hakkın ihlaline yol açacak şekilde aleyhe bozulması ve böylelikle orantılılık ilkesinin ihlal edilmesi, üzerime atılı suçlama ile ilgili savunmamın alınmış olması, bugüne kadar gerek yargılama aşamasında istenilen hususlar ile gerekse tedbir nedeniyle tarafımdan beklenen tüm sorumlulukları yerine getirmiş olmam, uygulanmakta olan yurtdışı çıkış yasağı tedbirin artık tedbirin amacını aşacak şekilde benim açımdan bir nevi cezaya dönüşmüş olması,

uygulanmakta olan tedbir nedeniyle; yurt dışı ticari faaliyetlerimi gerçekleştiremediğim için ekonomik anlamda olumsuz etkilenmem, mesleğimle ilgili uluslararası kongrelere davet edilmem, yurt dışındaki mesleki faaliyetlerim ve yurt dışında bulunan üniversitelerdeki eğitim faaliyetlerimi yerine getiremiyor olmam, yurt dışında bulunan ailemle uzun süredir görüşemiyor olmam, sağlık sorunlarım nedeniyle yurt dışında tedavi olma zorunluluğumun bulunması(buraya herkes yurt dışına çıkması için özel sebepleri var ise onları ekleyip varsa buna ilişkin belgeyi eklerse daha etkili olur) da dikkate alındığında aradan geçen süreye rağmen halen hakkımda yurt dışı çıkış yasağı tedbirinin uygulanmaya devam edilmesinin Anyasanın 20. ve 23. maddeleri ile CMK’nun 109 ve  110/A maddelerine aykırı olduğu değerlendirilmekle;

TALEP          : Yukarıda belirtilen sebeplerle;

Hakkımda uygulanan YurtDışı Çıkış Yasağı Adli Kontrol Tedbirinin KALDIRILMASINA ve verilecek kararın da tarafıma TEBLİĞİNE karar verilmesi hususunda,

Gereği arz ve talep olunur. …/…./202.

                                                                                                               Sanık ……Adı Soyadı

      İmza

EKLER         :

  • Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 20.02.2014 gün ve 2014/1494 E. 2014/2310 K. sayılı kararı
  • Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin 12.12.2022 gün ve 2021/4879 E. 2022/9807 K. sayılı kararı

7 YILLIK AZAMİ SÜRE DOLMASI NEDENİYLE YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI TEDBİRİNİN KALDIRILMASI TALEBİ

İSTANBUL …… AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE

 

Esas No : ……….

Konu     : Azami Sürenin Dolması Nedeniyle Yurtdışı Çıkış Yasağı Adli Kontrol Tedbirinin Kaldırılması Talebi

 

Mahkemenizin ………….. Esas sayılı dosyasında sanık sıfatıyla yargılanmaktayım. Bahse konu dosyada hakkımda İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 16.07.2016 gün ve 2016/3707 D. İş sayılı kararı uyarınca 16.07.2016 tarihinden itibaren 5271 sayılı CMK’nun 109/3-a maddesi kapsamında yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin uygulanmasına devam edilmektedir. (Burada haklarında soruşturma aşamasında Sulh Ceza Hâkimliğince tedbir kararı verilip de bu tedbir kaldırılmadan yine Mahkemesince de tedbir uygulanması yönünde karar verilenler Sulh Ceza Hakimliği kararının tarihini, ilk defa Mahkeme tarafından tedbir uygulananlar da Mahkemenin karar tarihini yazmalıdır.)

Bilindiği üzere 14.07.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7331 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 17. maddesi ile 5271 sayılı CMK’na Adli Kontrol Altında Geçecek Süre başlıklı 110/A maddesi eklenmiştir. Maddenin 2. fıkrasında; Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde adli kontrol süresinin en çok üç yıl olduğu, bu sürenin zorunlu hâllerde gerekçesi gösterilerek uzatılabileceği; uzatma süresinin toplam üç yılı, Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar yönünden ise dört yılı geçemeyeceği hüküm altına alınarak adli kontrolde geçirilebilecek sürelere ilişkin sınırlama getirilmiştir.

7331 sayılı yasanın 17. maddesine ilişkin teklif gerekçesinde; düzenlemede öngörülen sürelerin kişilerin zorunlu olarak adli kontrol yükümlülüğüne tabi tutulmaları gereken süreler olmayıp, belirtilen süreler dolmadan da her zaman yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol yükümlülüğüne son verilebileceği, düzenlemeyle kişilerin özgürlüklerinin güvence altına alınması ve adli kontrol tedbirinin ölçüsüz olarak uygulanmasının önüne geçilmesinin amaçlandığı vurgulanmıştır.

Ayrıntıları Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 20.02.2014 gün ve 2014/1494 Esas, 2014/2310 Karar sayılı kararında (Ek-1) açıklandığı üzere adli kontrol kararının kaldırılması veya değiştirilmesi talebinin kovuşturma evresinin her aşamasında ileri sürülebileceği ve Mahkemesince bu taleple ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

CMK’nun 2/1-f maddesinde de kovuşturma evresi; iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre olarak tanımlanmıştır. Mahkemenizin 2017/62 Esas sayılı dosyasının henüz kesin hükümle sonuçlanmamış olması nedeniyle kovuşturma aşamasının halen devam ettiği ortadadır.

Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla incelediği ve ihlal tespiti yaptığı birçok kararında yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol koruma tedbirinde olduğu gibi tüm koruma tedbirlerinin geçici olduğunu, herhangi bir tedbirin ilânihaye veya herhangi bir kriterden bağımsız olarak süreklilik arz eder biçimde uygulanmasının mümkün olmadığını vurgulamaktadır. Mahkeme, süregelen bir koruma tedbirinin durumun gerektirdiğinden daha uzun sürdüğünün anlaşıldığı durumlarda tedbir nedeniyle müdahale edilen anayasal hakların ihlalinin söz konusu olabileceğini belirtmektedir. (bkz. Latife Akyüz, B. No: 2016/50822, 07.09.2021; Hakkı Gök, B. No: 2017/33469, 03.11.2022; Yavuz İrişti, B.No: 2019/10850, 02.03.2023, Yağmur Erşan [GK], B. No: 2018/36451, 27.10.2021; Onur Can Taştan [GK], B. No: 2018/32475, 27.10.2021)

 

Koruma tedbirleri ile anayasal haklara yapılan müdahalelerin keyfî veya öngörülemez olmaması için bazı güvenceler sağlanmalıdır. Müdahale teşkil eden tedbirlerin özellikle kanun dışı veya keyfî ya da makul olmayan şekilde uygulandığına ilişkin savunma ve itirazlarını sorumlu makamlar önünde etkin bir biçimde ortaya koyabilme olanağının kişilere tanınmış olması gerekir. Söz konusu usul güvencelerinin mevzuatta yer almaması, yer aldığı hâlde uygulanmaması veya etkisizleşmesi koruma tedbirlerinin müdahale ettiği anayasal hakları ihlal eder (Latife Akyüz, § 52,).

Yurt dışına çıkış yasağı öngören adli kontrol tedbirinin esas olarak Anayasanın 23. maddesiyle koruma altına alınan “yerleşme ve seyahat hürriyeti” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ortadadır. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve söz konusu müdahalenin gerek kapsamı gerek süresi itibarıyla orantılı olarak uygulanması gerekir. Buna göre yerleşme ve seyahat hürriyetine ve bu temel hakla bağlantılı olarak özel hayata ve aile hayatına saygı hakkına yapılan bir müdahale, zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamıyorsa ya da zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılamakla birlikte orantılı değilse demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir müdahale olarak değerlendirilemez.

CMK’nun 111. maddesine göre Adli Kontrol kararının kaldırılması talebinin şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme tarafından beş gün içinde karar verileceği hüküm altına alınmıştır. İlk derece mahkemesince nihai hükümle sonuçlanan dosyalarda CMK’nun 111. maddesi uyarınca adli kontrol kararını kaldırma taleplerinin ilk derece yargı merciince mi yoksa kanun yolu merciince mi hükme bağlanacağı ceza usul yasamızda açık olarak düzenlenmemiştir. Ancak dilekçeye ekli Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 20.02.2014 gün ve 2014/1494 Esas, 2014/2310 Karar sayılı kararı uyarınca bu talebin yargılamanın her aşamasında yerel mahkeme tarafından karara bağlanması gerektiği ortadadır.

Diğer taraftan evrensel bir hukuk kuralı olan kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi ve 5237 sayılı TCK’nun 2. maddesi uyarınca ceza hukuku yönünden kıyas yolu kapatılmış ve sadece dar yorum yapılabileceği kabul edilmiş ise de ceza muhakemesi hukukunda yorum ve kıyas mümkündür. Kıyas, kanun koyucunun öngörmediği bir kuralı hakimin belirli bir muhakeme tarzıyla icad etmesini ifade eder. Yani saiklerdeki benzerliğe dayanarak kanunda mevcut bir kuralın kanun tarafından öngörülmüş olmayan bir hale uygulanması demektir. Kıyas kanunun lafzını yorumlamak değil boşluklarını doldurmak için yapılan bir genişletme faaliyetidir. Özetle kıyas birbirinin aynı olmayan fakat birbirine benzeyen olaylara aynı kuralın uygulanması demektir.

15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı yasanın 15. maddesi ile değişik CMK’nun 109. maddesinin 4. fıkrası uyarınca ağır hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen şüpheli ile gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadın şüphelinin tutuklanması yerine adlî kontrol altına alınmasına karar verilebileceği, bu kişiler hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesinin de yurtdışı çıkış yasağı adlî kontrol kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır.

Yine 7242 sayılı yasanın 16. maddesi ile CMK’nun 112. maddesinin birinci fıkrasına “Hakkında mahkûmiyet hükmü verilmiş ve bu hükümle ilgili olarak istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulmuş olması hâlinde, UYAP kayıtlarını incelemek suretiyle hükmü veren ilk derece mahkemesi de tutuklama kararı verebilir.” hükmü eklenmiştir.

7242 sayılı yasanın 15. ve 16. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde kanun koyucunun; özellikle istinaf veya temyiz kanun yolları aşamalarının uzun sürmesi nedeniyle her ne kadar ilk derece mahkemesi nihai hükümle dosyadan el çekmiş olsa da yargılama aşamasında ani gelişen durumlara bağlı olarak yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol kararına uyulmaması halinde tedbirin tutuklamaya çevrilebileceği, tutuklama tedbirinin de değişen şartlara bağlı olarak kaldırılıp yerine adli kontrol tedbirinin uygulanabileceği bu konuda tasarrufta bulunma yetki ve görevinin de hükmü veren ilk derece mahkemesine ait olduğu yönündeki iradesini net olarak ortaya koyduğu görülmektedir.

Ayrıca yasa koyucunun 14.07.2021 Resmi Gazete tarihli 7331 sayılı yasanın 17. maddesi ile adli kontrolde geçirilebilecek sürelere ilişkin sınırlama getirerek temel hak ve hürriyetlere sınırsız süre ile müdahale edilmesini önlemek istediği açık olup bu husus madde gerekçesinde de net olarak ifade edilmiştir.

5271 sayılı yasanın 109/4 ve 112/1 maddelerine 2020 yılında eklenen değişiklikler ve Yasaya 2021 yılında eklenen 110/A maddesi ile Yargıtay 9. Ceza Dairesinin yukarıda bahsedilen kararı birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemelerinin dosyadan hükümle el çekmiş olsalar bile kanun yollarına başvurulması halinde kovuşturma aşamasının halen devam ediyor olması nedeniyle gelişen durumlara bağlı olarak yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol kararı verme, değiştirme veya kaldırma konusunda görev ve yetkili oldukları, ceza muhakemesi hukukunda kıyas yasağı bulunmadığından Mahkemenizin iş bu taleple ilgili olarak CMK’nun 109/4 ve 112/1 maddelerini kıyasen somut olaya uygulayarak talebi karara bağlama yetkisinin bulunduğu kuşkusuzdur.

Her ne kadar hakkımda İstanbul 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen yurt dışı çıkış yasağı tedbiri soruşturmanın sonuna kadar geçerli olsa da Mahkemenizce 22.06.2017 tarihli iddianamenin kabulü kararına ilişkin düzenlenen tensip tutanağında tedbirle ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığı için tedbirin 16.07.2016 tarihinden beri uygulanmaya devam ettiğinin açık olduğu (Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 12.12.2022 gün ve 2021/4577 Esas, 2022/9798 Karar sayılı kararı), atılı suç nedeniyle tedbir için CMK’nun 110/A maddesinde öngörülen azami 7 yıllık sürenin de 16.07.2023 tarihi itibariyle dolduğu ortadadır.

Yukarıda bahsedilen Anayasal ve yasal mevzuat hükümleri ve konuya ilişkin yargısal içtihatlar da dikkate alınarak; hakkımdaki adli kontrol tedbiri için kanunda öngörülen azami sürenin dolması nedeniyle halen tedbirinin uygulanmaya devam edilmesinin Anyasanın 20. ve 23. maddeleri ile CMK’nun 109. ve  110/A maddelerine açıkça aykırı olduğu değerlendirilmekle;

TALEP          : Yukarıda belirtilen sebeplerle;

  • Öncelikle hakkımda uygulanan YurtDışı Çıkış Yasağı Adli Kontrol Tedbiri için kanunda öngörülen azami sürenin dolduğunun TESPİTİNE,
  • Yapılan tespit doğrultusunda sistem kayıtlarının güncellenmesi amacıyla Adli Kontrol Kararının CMK’nun 110/A-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
  • Kararın gereğinin ifası için ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına MÜZEKKERE YAZILMASINA,
  • Karardan bir suretinin tarafıma TEBLİĞİNE karar verilmesi hususunda,

Gereği arz ve talep olunur. …/…./……

                                                                                                               Sanık ……Adı Soyadı

      İmza

EK:

  • Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 20.02.2014 gün ve 2014/1494 E. 2014/2310 K. sayılı kararı
YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI NEDİR NASIL KALDIRILIR

YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI NEDİR NASIL KALDIRILIR

YURTDIŞINA ÇIKMA YASAĞI KARARINA İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

BÜYÜKÇEKMECE NÖBETÇİ SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE

Sorgu No :2020/… Sorgu

Adli Kontrole İtiraz Eden
(Şüpheli)                          : ………… (TC:…….)  Büyükçekmece/İSTANBUL

Müdafi                            : 

Konu                               : İstanbul Sulh Ceza Hakimliğinin …/…/2020 tarih ve 2020/… Sorgu numaralı yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbiri kararına ilişkin itirazlarımızın sunumudur.

Açıklamalar                    :

Müdafiliğini yaptığım şüpheli hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/… soruşturma sayılı dosya kapsamında, Büyükçekmece Sulh Ceza Hakimliği tarafından yurtdışına çıkma yasağı şeklinde asli kontrol kararı verilmiştir. Bu karar hukuka aykırı olup kaldırılarak şüphelinin koşulsuz salıverilmesi gerekmektedir. 

Şüpheli savcılıkta verdiği ifade de samimi bir şekilde beyanlar da bulunmuş ve tüm gerçekleri anlatmıştır. Ayrıca şüphelinin hakkında suç unsurları oluşmadığı ve soruşturmaya konu olan suçun şüpheli tarafından işlenmediği gayet açıktır.

Şüphelinin yerleşim yeri sabittir. Kaçma ihtimali yoktur. Şüphelinin delilleri karartma gibi bir tehlikesi de mevcut değildir. Mevcut durumlar göz önüne alındığında şüpheli hakkında verilen yurtdışı çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri aşırı bir tedbir olup müvekkilimi mağdur etmektedir. 

Sonuç ve İstem                :

Yukarıda sayılan nedenlerden, şüpheli hakkındaki yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin İTİRAZEN KALDIRILMASINA ve şüphelinin koşulsuz serbest bırakılmasına karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz.

Şüpheli Müdafi:

                                                                                                      Şeymanur Güney

 

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment