Ücretin sigortaya düşük bildirilmesi, yani işçinin sigorta primine esas kazançlarının eksik ödenmesi, elden ödeme yapılması, işçinin sosyal güvenlik haklarını doğrudan etkileyen ve işverenin yasal yükümlülüklerine aykırılık teşkil eden bir durumdur. Bahsettiğimiz şey, işverenin işçiye ödediği ücreti sigortaya düşük bildirmesi, maaşının fazla kısmını başka banka hesabından ödemesi veya elden maaş ödemesi yapması gibi şekillerde ortaya çıkar. Bu durum, işçinin emeklilik maaşından kıdem tazminatına kadar birçok alanda hak kaybına uğramasına neden olur.
Bu bağlamda, işçi haklarının korunması için hukuki yollara başvurmak kritik öneme sahiptir. İşçi ücretin sigortaya düşük bildirilmesini tespit ettiğinde SGK’ya şikâyette bulunabilir veya prime esas kazancın tespiti davası açabilir. Bu durumda, işçinin haklı fesih imkânı da mevcuttur, işçi kıdem tazminatı talep edebilir.
İşçinin başvuracağı bu hukuki süreçler, işçinin eksik yatırılan primlerinin düzeltilmesini ve sosyal güvenlik haklarının korunmasını sağlayacaktır. Ayrıca, bu süreçler işverene idari para cezası ve gecikme faizi gibi yaptırımları da beraberinde getirecektir.
Harbiye Hukuk Bürosu, iş hukuku ve sosyal güvenlik konularında uzman avukat kadrosuyla danışanlarına profesyonel destek sunmaktadır. Sorularınız için web sitemizdeki “Avukata Sor” sekmesini ziyaret ederek haklarınızı güvence altına alabilirsiniz.
İÇİNDEKİLER
- ÜCRETİN SİGORTAYA DÜŞÜK BİLDİRİLMESİ NEDİR?
- ÜCRETİN DÜŞÜK BİLDİRİLMESİ İŞÇİ HAKLARINI NASIL ETKİLER?
- SİGORTAYA EKSİK ÜCRET BİLDİRİMİNİN YASAL SONUÇLARI
- ÜCRETİN SİGORTAYA DÜŞÜK BİLDİRİLDİĞİ NASIL ANLAŞILIR?
- ÜCRETİN SİGORTAYA DÜŞÜK BİLDİRİLDİĞİ VEYA ELDEN ÖDEME NASIL İSPAT EDİLİR?
- ÜCRETİN DÜŞÜK BİLDİRİLMESİ, ELDEN ÖDEME DURUMUNDA İŞÇİNİN HAKLARI NELERDİR?
- İŞÇİNİN SGK PRİMLERİNİN DÜŞÜK GÖSTERİLMESİ, ELDEN ÖDEME DURUMUNDA HAKLI FESİH
- İŞÇİNİN SGK PRİMLERİNİN DÜŞÜK GÖSTERİLMESİ, ELDEN ÖDEME DURUMUNDA HAKLI FESİH NASIL YAPILIR ?
- İŞÇİNİN SEBEP BİLDİRMEDEN İSTİFA ETMESİ HALİNDE; SGK PRİMLERİNİN DÜŞÜK GÖSTERİLMESİ, ELDEN ÖDEME GEREKÇESİYLE KIDEM TAZMİNATI ALABİLİR Mİ?
- SGK EKSİK PRİM YATIRMA CEZASI VE HESAPLANMASI
- ÜCRETİN EKSİK BİLDİRİMİ İÇİN YAPILABİLECEK ŞİKAYET VE BAŞVURU YOLLARI
- ÜCRETİN EKSİK BİLDİRİLMESİNİN EMEKLİLİK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
- ÜCRETİN SİGORTAYA DÜŞÜK BİLDİRİLEN İŞÇİNİN HİZMET TESPİT DAVASI
- ÜCRETİN SİGORTAYA DÜŞÜK BİLDİRİLMESİ DAVASINDA İSPAT VE DELİLLER
- SIKÇA SORULAN SORULAR
ÜCRETİN SİGORTAYA DÜŞÜK BİLDİRİLMESİ NEDİR?
Ücretin sigortaya düşük bildirilmesi, işveren tarafından işçinin ücretinin sigortaya gerçekte aldığı ücret üzerinden değil de asgari ücret üzerinden bildirilmesi şeklinde vuku bulan bir olaydır. Bazen de işveren işçiye maaş bordrosunda görünenden daha yüksek bir ücret öder ancak bu farkı elden veya kayıt dışı vermektedir. Ya da işveren işçinin yemek, yol gibi yan haklarını sigortaya bildirmeyebilir. Bu olayların yansıdığı bir Yargıtay kararını inceleyecek olursak:
- ‘’ Somut olayda davacı, ücretinin gerçekte daha fazla olmasına rağmen bordrolarda düşük ücretten gösterilip primlerinin de düşük yatırıldığını, ücret ödemelerinin sürekli geciktirildiğini, maaşın asgari ücret kısmının bankaya yatırılıp kalanın elden ödendiğini, bu nedenle haklı sebeple sözleşmeyi feshettiğini belirterek, kıdem tazminatının ödetilmesini istemiştir. … Dinlenen tanıklar, davacının ücretinin gerçekte daha fazla olmasına rağmen kayıtlarda düşük gösterildiğini ve ücret ödemelerinde gecikmeler olduğunu, ödemelerin bir kısmının banka kanalıyla bir kısmının elden yapıldığını söylemişlerdir. ‘’
- Hukuk Dairesi 2011/43613 E. , 2012/40431 K.
Sigorta primlerini yatırmak işverenin asli yükümlülüklerindendir ve bu primlerin düzenli ve gerçeğe uygun yatırılması gerekmektedir. Sigorta primleri yatırılırken esas alınan ücret brüt ücrettir. Brüt ücret; işçinin maaşında herhangi bir kesinti yapılmadan evvel aldığı toplam ücrettir, bu ücrete yan haklar ile fazla mesai ücretleri ve ikramiyeler gibi diğer ödemeler de dahildir.
Eğer işveren işçinin sigorta primlerini gerçeğe uygun yatırmıyor ise; bu durum işçinin hak kaybı yaşamasına neden olacaktır, işçinin alacağı kıdem tazminatı ve işçiye bağlanacak emekli maaşı buna örnek verilebilir.
Bu durumla karşı karşıya kalan işçi muhakkak hukuki yollara başvurarak hakkını aramalıdır. İş hukuku, çalışan ve işveren haklarının korunmasında uzmanlık gerektiren bir alandır.
İŞÇİ HAKLARI KONUSUNDA DESTEK ALMAK İÇİN BİZİ ARAYIP DETAYLI BİLGİ ALABİLİRSİNİZ
ÜCRETİN DÜŞÜK BİLDİRİLMESİ İŞÇİ HAKLARINI NASIL ETKİLER?
İşveren işçiyi sigortalı çalıştırmak zorundadır ve sigorta primlerini yatırmak işverenin asli yükümlülüklerindendir ve bu primlerin düzenli ve gerçeğe uygun yatırılması gerekmektedir.
Eğer işveren işçinin sigorta primlerini gerçeğe uygun yatırmıyor ise bu durum işçinin hak kaybı yaşamasına neden olacaktır, işçinin alacağı kıdem tazminatı ve işçiye bağlanacak emekli maaşı buna örnek verilebilir.
İşçinin hak kaybı yaşayabileceği hususlar şunlardır:
- Emeklilik ve Prim Günleri: Prim gerçek ücrete göre değil de daha az ödendiğinden emeklilikte alınacak maaş düşer. İşçi emeklilik yaşı ve prim gün sayısı şartlarının tamamlanmasında gecikerek dezavantajlı konuma düşebilir.
- Kıdem Tazminatı: Kıdem tazminatı, sigortaya bildirilen ücret üzerinden hesaplanacağından ücret düşük gösterildiğinde işçi gerçekte hak ettiği kıdem tazminatını alamayacaktır.
- İhbar Tazminatı: İhbar tazminatı daha düşük hesaplanacaktır.
- İşsizlik Maaşı: İşsizlik sigortası primi düşük ücretten yatırıldığı için, işçi işsiz kaldığında alacağı maaş daha düşük olacaktır.
- SGK’nın Sağladığı Haklar: İş kazası, meslek hastalığı gibi durumlarda sigortanın ödediği birtakım ödenekler (geçici ya da sürekli iş göremezlik ödenekleri gibi) daha düşük hesaplanacaktır.
SİGORTAYA EKSİK ÜCRET BİLDİRİMİNİN YASAL SONUÇLARI
İşveren açısından sigortaya eksik ücret bildirilmesinin yasal sonucu idari yaptırımla karşı karşıya kalmasıdır: İşverene eksik prim yatırdığı her bir ay için, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır. Bununla beraber gecikme zammı ve cezası da söz konusu olacaktır.
Tüm bunlara ek olarak, işçi iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshederek işten ayrılabilir, işte bu durumda işveren tarafından işçinin kıdem tazminatı ve diğer hakları karşılanmalıdır. Ayrıca, işçi hizmet tespit davası da açabilir, işveren de bu davaya davalı olarak muhatap olur.
ÜCRETİN SİGORTAYA DÜŞÜK BİLDİRİLDİĞİ NASIL ANLAŞILIR?
İşçi, işveren tarafından ücretinin sigortaya düşük bildirildiğini şu şekillerde anlayabilir:
- İşçi, e-devlet üzerinden SGK Hizmet Dökümü sekmesinden işverenin bildirdiği prime esas kazanç tutarını kontrol edebilir. Burada görünen tutar, bordrodaki brüt maaşı ile uyumlu olmalıdır.
- İşçi, maaş bordrosu ile banka hesabına yatan maaş tutarını karşılaştırabilir.
- İşverenin resmi maaş bildirimleri ve işçinin sözleşmesinde yazan ücret karşılaştırılabilir.
ÜCRETİN SİGORTAYA DÜŞÜK BİLDİRİLDİĞİ VEYA ELDEN ÖDEME NASIL İSPAT EDİLİR?
İşçi, işveren tarafından ücretinin sigortaya düşük bildirildiğini ve ya işveren tarafından işçinin maaşlarının elden ödenmesi durumunda gerçek ücretin ispatı sorunu ortaya çıkmaktadır. Bu durumun ispatını ne şekilde olacağı Yargıtay kararları ile belirlenmiştir. Emsal kararda ;
- “Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmelidir. Diğer yandan işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından, tarafların bildirdikleri emsal işyerlerinden ve Türkiye İstatistik Kurumu’ndan emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.” Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/7050, Karar No: 2021/2476, Tarihi: 27/01/2021
Denilerek işçinin gerçek ücretinin SGK’ya bildirilen yada bordroda gösterilen ücret üzerinde olması durumunda, bunu için Tanık anlatımları ve emsal ücret araştırması ile birlikte sonuca gidilmesi gerektiği beyan edilmiştir.
İşyerinde birlikte mesai arkadaşı olan çalışanların maaşlarının elden alındığına dair beyanları tek başına yeterli değildir. Emsal kararda da belirtildiği üzere işçi sendikaları veya TÜİK üzerinden yapılacak inceleme ile de davacı ile emsal çalışanların alabilecekleri ücretin miktarının araştırılması gerekmektedir.
Ayrıca işveren tarafından işçiye maaşının daha yüksek olduğuna dair verilen her türlü yazılı belge banka dekontu ödeme belgesi gibi delillerle de işçinin ücretinin daha fazla olduğunun tespiti mümkündür.
ÜCRETİN DÜŞÜK BİLDİRİLMESİ, ELDEN ÖDEME DURUMUNDA İŞÇİNİN HAKLARI NELERDİR?
Ücretin sigortaya düşük bildirilmesi halinde, Yargıtay kararlarına da yansıdığı üzere, işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle derhal feshederek kıdem tazminatına hak kazanır. Üstelik, yine Yargıtay kararlarına da yansıdığı üzere, son birkaç ay işçinin gerçek ücreti üzerinden primlerin ödenmiş olması halinde de işçinin haklı fesih imkânı devam edecektir çünkü önceki dönemlerde ücretin sigortaya düşük bildirilmesi önceki dönemler için sosyal güvenlik haklarını olumsuz yönde etkileyecektir.
İŞÇİNİN SGK PRİMLERİNİN DÜŞÜK GÖSTERİLMESİ, ELDEN ÖDEME DURUMUNDA HAKLI FESİH
Yargıtay kararlarına yansıdığı üzere:
- ‘’… İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi işçinin sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır. … ‘’
- Hukuk Dairesi 2009/24286 E. , 2010/74 K.
Görüldüğü üzere işveren sigorta primleri hiç yatırmamış ya da eksik veya düşük ücretten yatırmışsa işçinin haklı fesih imkânı mevcuttur.
- ‘’…4857 sayılı İş Kanunun 24/II-f maddesine göre çalışma koşullarının uygulanmaması işçiye haklı fesih imkânı tanıdığından ve işçinin gerçek ücreti yerine düşük ücretten sigorta priminin yatırılması bu anlamda haklı fesih imkânı verdiğinden davacı işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği kabul edilmeli ve kıdem tazminatı talebi hüküm altına alınmalıdır. …‘’
- Hukuk Dairesi 2017/14099 E. , 2020/2109 K.
Görüldüğü üzere; işçinin ücretin sigortaya düşük bildirilmesi, eksik yatırılması veya hiç yatırılmaması durumlarında sahip olduğu haklı fesih imkânı Kanun’daki ‘’Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri’’ kapsamındadır.
- ‘’… Son 2 ay için gerçek ücret üzerinden primlerin ödenmiş olması önceki dönemler için sosyal güvenlik haklarını olumsuz etkilediğinden işçinin haklı fesih imkanının temadi ettiği ve feshin İş Kanunun 26. maddesindeki hak düşürücü süreden etkilenmediği kabul edilmelidir. …’’
- Hukuk Dairesi 2017/14099 E. , 2020/2109 K.
Yukarıda da bahsettiğimiz üzere, son birkaç ay işçinin gerçek ücreti üzerinden primlerin ödenmiş olması halinde de işçinin haklı fesih imkânı devam edecektir çünkü önceki dönemlerde ücretin sigortaya düşük bildirilmesi önceki dönemler için sosyal güvenlik haklarını olumsuz yönde etkileyecektir.
İŞÇİNİN SGK PRİMLERİNİN DÜŞÜK GÖSTERİLMESİ, ELDEN ÖDEME DURUMUNDA HAKLI FESİH NASIL YAPILIR ?
İşçinin SGK primlerinin eksik ödenmesi, elden ödeme alması iş kanunu ve SGK mevzuatına aykırıdır. Bu durumda işçinin iş akdini bildirimsiz olarak sona erdirebilmesi mümkündür. Yani işverene herhangi bir bildirimde bulunmadan işçinin işten çıkarak tazminatlarını isteme hakkı doğacaktır. Bu bildirimsiz fesih şu şekillerde gerçekleştirilmesi mümkündür;
- Eylemli şekilde (işe gitmeme, işi bırakma)
- Noterden haklı fesih ihtarı yapma
- Haklı nedenlerle iş akdini istifa ederek sona erdirme,
- İşi bırakma ve arabuluculuk sürecine başvuru yapma
İŞÇİNİN SEBEP BİLDİRMEDEN İSTİFA ETMESİ HALİNDE; SGK PRİMLERİNİN DÜŞÜK GÖSTERİLMESİ, ELDEN ÖDEME GEREKÇESİYLE KIDEM TAZMİNATI ALABİLİR Mİ?
İşçinin sebep belirtmeden istifa ederek işten ayrılması durumunda da, eğer iş yerinde elden ödeme almaya devam ediyor ve sgk primleri eksik ödeniyorsa tazminatını isteme hakkı bu durumu 1 yıl içerisinde makul sürede açacağı dava dilekçesinde beyan ederek davasında haklı nedenlerini beyan etmesi hâlinde kıdem tazminatını istemek hakkına sahiptir. Bunun için;
- İşçinin kıdem süresinin 1 yıldan fazla olması
- İstifa dilekçesinde gerekçe belirtmemesi (gördüğüm lüzüm üzerine vs)
- İş yerinde elden ödeme alması ve sigorta primlerinin eksik veya düşük gösterilmesi
- İşi bıraktığı yani istifa dilekçesini verdiği tarihten itibaren 1 yıllık makul sürede davasını açmış olması gerekmektedir.
SGK EKSİK PRİM YATIRMA CEZASI VE HESAPLANMASI
Yukarıda bahsettiğimiz üzere, işveren açısından sigortaya eksik ücret bildirilmesinin yasal sonucu idari yaptırımla karşı karşıya kalmasıdır: İşverene eksik prim yatırdığı her bir ay için, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır. Bununla beraber gecikme zammı ve cezası da söz konusu olacaktır.
ÜCRETİN EKSİK BİLDİRİMİ İÇİN YAPILABİLECEK ŞİKAYET VE BAŞVURU YOLLARI
Eğer işçinin ücreti sigortaya düşük bildirilmesi durumunda bunu fark eden işçi SGK’ya dilekçe ile şikâyette bulunabilir. Şikâyette, çalıştığı işyerinin bilgileri, çalıştığı pozisyonu, çalışmaya başladığı tarih, ücret bilgileri ve eksik bildirim yapıldığına dair iddialar yer almalıdır. Bu başvurusunu e-devlet üzerinden yapmak da mümkündür.
Şikâyet üzerine, müfettişler işyerinde inceleme başlatır. Ücretin sigortaya düşük bildirilmesi söz konusu ise birtakım yaptırımlar söz konusu olur: Eksik bildirilen primlerin faiziyle tahsil edilir, bildirilmeyen hizmet günleri için geriye dönük sigorta primi talep edilir ve idari para cezası uygulanır. Böylece işçinin sigortalı çalışma günleri tespit edilir ve geriye dönük sigorta işlemleri düzeltilir, bu şekilde işçinin sosyal güvenlik hakları korunmuş olur.
Şikâyet yolundan başka, işçi işverene noter yoluyla bir ihtarname gönderebilir. Bu ihtarnamede ücretlerin eksik bildirildiğini ve hak kayıplarının giderilmesini talep eder. Bir başka yol olarak da eğer işçi bir sendikaya üyeyse, bu işçi sendikası aracılığıyla hukuki süreç başlatabilir, sendikanın üyelerine sağladığı hukuki destekten faydalanabilir.
Ücreti sigortaya işverence eksik bildirilen işçi hizmet tespit davası açma yoluna başvurabilir. Hizmet tespit davasını aşağıda detaylıca incelemiş bulunmaktayız.
ÜCRETİN EKSİK BİLDİRİLMESİNİN EMEKLİLİK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Ücretin eksik bildirilmesi, emeklilik maaşının düşmesine, prim gün sayısının eksik hesaplanmasına ve emeklilik için gereken süre ve prim miktarının tamamlanamaması nedeniyle emeklilik yaşının gecikmesine yol açar. İşçi, hak kayıplarının önüne geçmek için hukuki yollara (şikayet, hizmet tespit davası) başvurmalıdır.
İş hukuku, çalışan ve işveren haklarının korunmasında uzmanlık gerektiren bir alandır.
ÜCRETİN SİGORTAYA DÜŞÜK BİLDİRİLEN İŞÇİNİN HİZMET TESPİT DAVASI
HİZMET TESPİT DAVASI NEDİR? AMACI NEDİR?
Anayasa ile de temellendirildiği üzere herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Sigortalılık zorunlu ve vazgeçilmezdir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. Bu noktadan hareketle, Sosyal Güvenlik Kurumu denetimlerinde sigortasız işçi çalıştırıldığını ya da eksik gün bildirildiğini tespit ederse re’sen tescil işlemini yapacaktır ancak bu durumlar her zaman Kurumca re’sen tespit ve tescil edilemeyebilir. İşte böyle bir durumda, işveren tarafından bildirilmeyen veya primleri eksik bildirilen işçinin hizmet tespit davası açarak hizmet süresini tespit ettirir ve bu hizmetler için ödenecek primler için esas olacak prime esas kazançların da tespitini talep eder.
Hizmet tespit davası, sigortalıların hizmetlerinin karşılığı olan sosyal güvenlik hakkının korunmasını amaçlar. Hizmet tespit davaları Yargıtay’ın da vurguladığı üzere, sosyal güvenlik hakkı kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu davanın özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerekir. Bu davalarda davalarda re’sen araştırma ilkesi uygulanır yani hakimin tarafların ileri sürmedikleri vakıaları da kendiliğinden araştırabilir ve kararını bu vakıalara dayandırabilir.
Hizmet tespit davası bir Yargıtay kararına şu şekilde yansımıştır:
- ‘’Ne var ki, sigortalıların bazı haklardan yararlanmaları öncelikle Kuruma bildirilmeleri, belirli süre prim ödemiş olmaları ve kanunun gerektirdiği bilgilerin açık bir şekilde bilinmesi koşullarına da bağlıdır. Anılan bilgi ve belgelerin Kuruma ulaştırılmaması veya eksik ulaştırılması hâlinde ise bildirimsiz (kaçak) çalıştırma olgusu ortaya çıkacaktır. Bu durum, prim ve gelir vergisi ödememek için işverenlerce sıklıkla başvurulan bir yol olup, ülkenin gerçeklerinden biridir. İşte bu noktada, işçinin birtakım yasal haklardan yararlanabilmesi için sigortalı hizmetinin tespitini istemesi gereği ortaya çıkmaktadır. … beş yıl olarak düzenlenmiş olup, hâlen geçerliliğini korumaktadır. Bu kapsamda işe giriş bildirgesi düzenlenmediği veya düzenlenmesine karşın kanuni hak düşürücü süre içerisinde Kuruma verilmediği, bu süre içerisinde Kuruma verilen dönem bordroları ile bildirimin yapılmadığı, sigorta primlerinin Kuruma yatırılmadığı, çalışmanın varlığı yönünde sigorta müfettişince herhangi bir saptamanın söz konusu olmadığı durumlarda, hizmetin varlığını ileri süren kişilerin hak düşürücü süre gerçekleşmeden yargı yoluna başvurması zorunludur.’’
Hukuk Genel Kurulu 2016/2343 E. , 2020/560 K.
HİZMET TESPİT DAVASINI KİM AÇABİLİR?
Hizmet davasını kimin açabileceği sorusu bu davanın davacı tarafını ifade etmektedir. hizmet tespit davasını açabilecek olan davacı taraf, aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya eksik/yanlış düzenlenen sigortalılardır. Ve bunların hak sahipleri de (örneğin mirasçılar) bu davayı açabilir.
Hizmet tespit davasında davalı taraf işçiyi iş sözleşmesine dayalı olarak çalıştırdığı halde sosyal sigorta yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverendir. İşverenin ad ve hesabına işin veya görülen hizmetin bütününü yönetmekle yükümlü olan işveren vekili de sorumlu olduğundan dava işveren vekiline karşı da açılabilir. Sosyal Güvenlik Kurumu ise hizmet tespit davasında Fer’i müdahil konumundadır.
HİZMET TESPİT DAVASI NE ZAMAN AÇILIR? DAVA AÇMA SÜRESİ
Kanunun ilgili hükmünden anlaşılacağı üzere; sigortalı, işten ayrıldığı yılın sonundan itibaren beş yıl içerisinde bu davayı açmalıdır. Bu sürenin hukuki niteliği tartışmalı olmakla beraber Yargıtay kararlarında bu süre genellikle hak düşürücü süre olarak kabul edilmiştir, yani bu sürenin geçirilmesi ile birlikte hizmet tespit davası açma hakkı ortadan kalkacaktır.
HİZMET TESPİT DAVASINDA NE YAPILIR? HİZMET TESPİT DAVASININ KONUSU
Hizmet tespit davalarında mahkeme kararı ile sigortalının geçmiş dönemlere ait hizmetlerinin tespiti yapılmaktadır yani çalışma olgusunun tespiti yapılır. Bu durumda hizmet tespit davasının konusu, sigortalı hizmetlerin geçmişe doğru yargı kararı ile tespitidir.
Hizmet tespit davası sonucunda mahkeme;
- Prime esas kazançları, çalışma süresine uygun olarak belirler.
- Döneme ait ücret ve prim ödeme gün sayılarını kararda açıkça belirtir.
- İşverenin eksik bildirim yapmış olduğu dönemlere ilişkin sigorta prim borcu tahakkuk ettirilir.
ÜCRETİN SİGORTAYA DÜŞÜK BİLDİRİLMESİ DAVASINDA İSPAT VE DELİLLER
Hizmet tespit davası, sigortalıların hizmetlerinin karşılığı olan sosyal güvenlik hakkının korunmasını amaçlar. Hizmet tespit davaları Yargıtay’ın da vurguladığı üzere, sosyal güvenlik hakkı kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu davanın özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerekir. Bu davalarda re ‘sen araştırma ilkesi uygulanır yani hâkimin tarafların ileri sürmedikleri vakıaları da kendiliğinden araştırabilir ve kararını bu vakıalara dayandırabilir, davanın ispatı için bütün delillere kendiliğinden başvurabilir.
Hizmet tespit davalarında ispat edilmesi gereken şeyler şunlardır:
- Sigortalı sayılmayı gerektiren ‘’çalışma’’ olgusunun varlığı,
- Çalışmanın süresi
- Çalışma karşılığı elde edilen prime esas kazanç.
Çalışma Olgusunun İspatı
Çalışma olgusunun ispatı, hizmet tespit davasının temel konusudur. Yargıtay kararlarına göre, sigortalı çalışmanın tespiti kamu düzenine ilişkindir, bu nedenle de bu tür davalarda re ‘sen araştırma ilkesi uygulanır yani hâkim, tarafların sunduğu delillerle sınırlı kalmayıp gerekli gördüğünde kendiliğinden delil toplayabilir. Bununla beraber, bu davalarda çalışma olgusunun ispatı için her türlü delilden yararlanılabilir (örneğin tanık ifadeleri, bordrolar, işyeri kayıtları, SGK hizmet dökümleri, yazılı belgeler ve diğer her türlü delil). Yargıtay, tanıkların beyanlarını değerlendirirken tanığın işyeriyle ilişkilerini, bilgiye nasıl vakıf olduğunu ve verilen bilginin doğruluk derecesini değerlendirmektedir. Re ’sen araştırma kapsamında işyeri müdürleri, ustabaşıları, işyeri yakınında çalışan kişiler gibi çalışma koşullarına vakıf olan şahıslar tanık olarak dinlenebilir.
Çalışma olgusu dediğimiz şey birtakım unsurları bünyesinde barındırdığında ‘’çalışma’’ niteliğini kazanır. ‘’Çalışma’’nın unsurları şunlardır:
- Bağımlılık İlişkisi: İşçinin, işverenin emir ve talimatlarına bağlı olarak çalışması gerekir.
- Zaman Unsuru: İşçinin, belirli veya belirsiz bir süre içinde işverene hizmet sunması gerekir. Başka bir anlatımla, zaman unsuru; çalışanın iş gücünü belirli veya belirsiz bir süre içinde işverenin buyruğunda bulundurmasını, bağımlılık ilişkisi çerçevesinde işverene hizmet sunmasını ifade eder
- Ücret Unsuru: Ücret, Yargıtay kararlarına göre hizmet akdinin zorunlu bir unsuru değildir. Yargıtay bazı özel durumlarda çalışma olgusunun yani hizmet akdinin tespiti için ücretin özellikle araştırılması gerektiğine karar vermiştir.
Prime Esas Kazançların İspatı
Hizmet tespit davaları kapsamında sigortalının prime esas kazançları ve prim ödeme gün sayıları tespit edilir. Prime esas kazançlar, mahkeme tarafından hizmet akdiyle belirlenen dönemdeki gerçek ücret dikkate alınarak hesaplanır. Bir başka anlatımla, gerçek ücretin tespiti prime esas kazançların belirlenmesinde temel teşkil eder. Yargıtay kararlarına göre, işçinin çalıştığı işyeri ve yaptığı işin niteliği dikkate alınarak gerçek ücretin belirlenmelidir. İşçinin sektördeki pozisyonu ve kıdemi de bu değerlendirmede belirleyici olacaktır.
Prime esas kazancın tespiti davaları her türlü delil ile ispatlanabilir. İspat faaliyetinde iş yerinde tutulması gerekli dosyalar ile kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, mümkün oldukça tespiti istenen dönemde iş yerinin yönetici ve görevlileri, iş yerinde çalışan öteki kişiler ile o iş yerine komşu ve yakın iş yerlerinde, tarafları veya iş yerini bilen veya bilebilecek durumda olanlar zabıta marifetiyle araştırılarak saptanmalı, alınan ücret konularında beyanlarına başvurularak, tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, iş yeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli, beyanları diğer yan delillerle desteklenmelidir. Yargıtay’ın bazı kararlarında, prime esas kazançların ispatında yazılı belgelerin öncelikli olduğu belirtilmiştir.
SIKÇA SORULAN SORULAR
Maaşım Asgari Ücretten Gösteriliyorsa Hangi Hak Kayıplarına Uğrarım?
Ücretin sigortaya düşük bildirilmesi, işveren tarafından işçinin ücretinin sigortaya gerçekte aldığı ücret üzerinden değil de; asgari ücret üzerinden bildirilmesi şeklinde vuku bulabilir. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan işçi şu hususlarda hak kaybına uğrar:
- Emeklilik ve Prim Günleri: Prim gerçek ücrete göre değil de daha az ödendiğinden emeklilikte alınacak maaş düşer. İşçi emeklilik yaşı ve prim gün sayısı şartlarının tamamlanmasında gecikerek dezavantajlı konuma düşebilir.
- Kıdem Tazminatı: Kıdem tazminatı, sigortaya bildirilen ücret üzerinden hesaplanacağından ücret düşük gösterildiğinde işçi gerçekte hak ettiği kıdem tazminatını alamayacaktır.
- İhbar Tazminatı: İhbar tazminatı daha düşük hesaplanacaktır.
- İşsizlik Maaşı: İşsizlik sigortası primi düşük ücretten yatırıldığı için, işçi işsiz kaldığında alacağı maaş daha düşük olacaktır.
- SGK’nın Sağladığı Haklar: İş kazası, meslek hastalığı gibi durumlarda sigortanın ödediği birtakım ödenekler (geçici ya da sürekli iş göremezlik ödenekleri gibi) daha düşük hesaplanacaktır.
Sigortayı Düşük Göstermenin Cezası Nedir?
İşveren açısından sigortaya eksik ücret bildirilmesinin yasal sonucu idari yaptırımla karşı karşıya kalmasıdır: İşverene eksik prim yatırdığı her bir ay için, aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır. Bununla beraber gecikme zammı ve cezası da söz konusu olacaktır.
Maaşım Düşük Gösteriliyor Ne Yapmalıyım?
Sigorta primlerini yatırmak işverenin asli yükümlülüklerindendir ve bu primlerin düzenli ve gerçeğe uygun yatırılması gerekmektedir. Eğer işveren işçinin sigorta primlerini gerçeğe uygun yatırmıyor ise; bu durum işçinin hak kaybı yaşamasına neden olacaktır. Bu durumla karşı karşıya kalan işçi muhakkak hukuki yollara başvurarak (şikayet, hizmet tespit davası gibi) hakkını aramalıdır. İş hukuku, çalışan ve işveren haklarının korunmasında uzmanlık gerektiren bir alandır. Çalışma hayatınızda karşılaştığınız sorunlar için Harbiye Hukuk Bürosu uzman avukat ekibi ile size profesyonel destek sunmaya hazırdır. Sorularınız için web sitemizdeki “Avukata Sor” sekmesini ziyaret ederek hukuki danışmanlık alabilir ve haklarınızı güvence altına alabilirsin
Maaşı Asgari Ücretten Göstermek Suç Mu?
İşçinin ücretinin sigortaya olduğundan düşük bildirilmesi kanuna uygun olmayan bir uygulamadır ve işveren bu hareketiyle yükümlülüklerine aykırı davranmış olur. Bu durumda işçinin sosyal güvenlik hakkı zedelenir ve hak kayıpları yaşar.
Elden Alınan Maaş Nasıl İspat Edilir?
Elden maaş alınması, işverenin işçiye ödediği ancak resmi kayıtlara yansıtmadığı bir ödemedir. Bu durum, prim ve gelir vergisi ödememek için işverenlerce sıklıkla başvurulan bir yoldur. İşçiye gerçek maaşın resmi kayıtlara yansıtılmayarak elden maaş verilmesi SGK primlerinin eksik yatırılmasına ve işçinin sosyal güvenlik haklarının zarar görmesine neden olacaktır. Elden ödenen maaşın şu şekillerde ispatı mümkündür:
Elden alınan maaşın ispatı için aynı işyerinde çalışmış veya çalışmakta olan kişiler tanık olarak dinlenebilir ve bu tanıklar, işverenin elden maaş ödediğini ve maaşın gerçek miktarını ifade edebilir.
Maaş bordrolarında belirtilen tutarın işçiye ödenen gerçek maaşla uyumsuzluğu delil olabilir.
Bankaya yatırılan maaş ile işçiye elden verilen maaş arasındaki fark ispat edilebilir. Bankaya yatırılan tutar, genellikle SGK’ya bildirilen kazançtır. İşte bankaya yatırılan bu tutarın altında maaş alındığı gösteriliyorsa, elden maaş ödendiği ileri sürülebilir.
İşyerindeki yazışmalar ve belgeler delil olarak kullanılabilir.
İşçinin yaptığı işin niteliği, sektördeki ücret ortalamaları ve işyerindeki diğer çalışanların maaşları öne sürülebilir. Örneğin, nitelikli bir çalışan asgari ücret üzerinden çalışıyor gösteriliyorsa, mahkeme bunun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu değerlendirebilir.
Elden Maaş Ödeme Nereye Şikayet Edilir?
Eğer işçiye elden maaş veriliyor ve işçinin ücreti sigortaya düşük bildiriliyorsa, bu durumda bunu fark eden işçi SGK’ya dilekçe ile şikâyette bulunabilir. Şikayetinde çalıştığı işyerinin bilgileri, çalıştığı pozisyonu, çalışmaya başladığı tarih, ücret bilgileri ve eksik bildirim yapıldığına dair iddialar yer almalıdır. Bu başvurusunu e-devlet üzerinden yapmak da mümkündür. SGK, işyerinde denetim yapar ve denetim sonucunda işveren geriye dönük prim borcu ve ceza ödemekle yükümlü olur.
Elden maaş ödemesi, işverenin gelir vergisini eksik ödemesine yol açar. İşçi, işverenin bu usulsüzlüğünü Gelir İdaresi Başkanlığı’na veya ilgili vergi dairesine bildirebilir.
CIMER üzerinden de şikâyet başvurusu yapılabilir.
Asgari Ücretten Gösterilen Maaş Emekliliğimi Nasıl Etkiler?
Sigorta primlerini yatırmak işverenin asli yükümlülüklerindendir ve bu primlerin düzenli ve gerçeğe uygun yatırılması gerekmektedir. Eğer işveren işçinin sigorta primlerini gerçeğe uygun yatırmıyor ise; bu durum işçinin hak kaybı yaşamasına neden olacaktır. Bu hak kaybı emeklilik hususunda da karşımıza çıkar. İşçi emeklilik yaşı ve prim gün sayısı şartlarının tamamlanmasında gecikerek dezavantajlı konuma düşebilir.
Maaşımın Düşük Gösterilmesi Durumunda Dava Açabilir Miyim?
Anayasa ile de temellendirildiği üzere herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Sigortalılık zorunlu ve vazgeçilmezdir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. Bu noktadan hareketle, Sosyal Güvenlik Kurumu denetimlerinde sigortasız işçi çalıştırıldığını ya da eksik gün bildirildiğini tespit ederse re ‘sen tescil işlemini yapacaktır ancak bu durumlar her zaman Kurumca re ‘sen tespit ve tescil edilemeyebilir. Alınan ücret sigortaya düşük gösteriliyor ve dolayısıyla eksik prim ödeniyorsa kişinin sosyal güvenlik hakkı zedelenecektir. Bu durumda, işveren tarafından bildirilmeyen veya primleri eksik bildirilen işçinin hizmet tespit davası açarak hizmet süresini tespit ettirir ve bu hizmetler için ödenecek primler için esas olacak prime esas kazançların da tespitini talep eder.
Maaşın Düşük Gösterilmesi ile Kıdem Tazminatım Nasıl Etkilenir?
Sigorta primlerini yatırmak işverenin asli yükümlülüklerindendir ve bu primlerin düzenli ve gerçeğe uygun yatırılması gerekmektedir. Eğer işveren işçinin sigorta primlerini gerçeğe uygun yatırmıyor ise; bu durum işçinin hak kaybı yaşamasına neden olacaktır. Bu hak kaybı kıdem tazminatı hususunda da karşımıza çıkar. Kıdem tazminatı, sigortaya bildirilen ücret üzerinden hesaplanacağından ücret düşük gösterildiğinde işçi gerçekte hak ettiği kıdem tazminatını alamayacaktır.
Maaşın Düşük Gösterilmesi İş Kazası Tazminatını Etkiler Mi?
Sigorta primlerini yatırmak işverenin asli yükümlülüklerindendir ve bu primlerin düzenli ve gerçeğe uygun yatırılması gerekmektedir. Eğer işveren işçinin sigorta primlerini gerçeğe uygun yatırmıyor ise; bu durum işçinin hak kaybı yaşamasına neden olacaktır. Bu hak kaybı SGK’nın sağladığı birtakım haklar hususunda da karşımıza çıkar. İş kazası, meslek hastalığı gibi durumlarda sigortanın ödediği birtakım ödenekler (geçici ya da sürekli iş göremezlik ödenekleri gibi) daha düşük hesaplanacaktır.
Düşük Maaş Bildirimi ile Hangi İşçilik Alacaklarımı Talep Edebilirim?
Düşük maaş bildirimi; işverenin SGK’ya işçinin gerçek maaşını değil, daha düşük bir maaşı bildirmesi anlamına gelir. Bu durum, işçinin hem sosyal güvenlik haklarını hem de işçilik alacaklarını olumsuz etkiler. Düşük maaş bildirimi nedeniyle işçi şu alacaklarını talep edebilir:
Gerçek maaşı üzerinden eksik ödenen kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, prim ve ikramiye farklarını talep edebilir.
Ayrıca, işsizlik maaşı ve emekli maaşı gibi sosyal güvenlik haklarındaki kayıplar için SGK’ye başvurarak fark talebinde bulunabilir.