Ceza HukukuSUÇUN UNSURLARI, MADDİ VE MANEVİ UNSURLAR

Suçun unsurları, ceza hukukunun temel kavramlarından biridir ve bir eylemin suç olarak tanımlanabilmesi için gerekli olan şartları belirler. Genel olarak, suçun unsurları üç ana bileşenden oluşur: suçun maddi unsuru, manevi unsuru ve hukuka aykırılık. Maddi unsur, suçun fiziksel eylemini veya sonuçlarını ifade ederken; manevi unsur, failin bu eylemi gerçekleştirirken sahip olduğu niyet, kast veya taksir gibi zihinsel durumları içerir. Hukuka aykırılık ise, eylemin var olan yasal normlara aykırı olduğunu gösterir. Bu unsurların bir araya gelmesi, bir eylemin suç olarak kabul edilmesi için gereklidir. Suçun unsurlarının doğru bir şekilde anlaşılması hem suçların cezalandırılmasında hem de bireylerin haklarının korunmasında kritik bir rol oynar.

SUÇUN ÖN KOŞULLARI NELERDİR?

Ön koşullar, davanın açılması veya ilerlemesi için gerekli olan koşullardır. Bu koşullar yerine getirilmeden dava süreci başlatılamaz.

SUÇUN UNSURLARI NELERDİR?

Suç, tipe uygun, hukuka aykırı bir haksızlıktır. Suçun unsurları, suçun oluşabilmesi için gerekli olan temel bileşenlerdir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun esas aldığı suç teorisine göre, suçun unsurları 2 tanedir:

  • Tipiklik: Tipiklik, bir eylemin belirli bir suç tipine uyup uymadığını belirleyen suçun unsurlarından birisidir.
  1. Objektif Unsurlar: Fail, mağdur, konu, eylem olmak üzere 4’e ayrılmaktadır.
  2. Fail: Suçun işlenmesinde aktif rol oynayan kişi veya kişilerdir. Failin kimliği, suça ilişkin sorumluluğu ve ceza hukuku açısından önemlidir.
  3. Mağdur: Suçun zarar verdiği kişi veya topluluktur.
  4. Konu: Suçun hedef aldığı nesne veya durumdur. Örneğin, hırsızlık suçunda konu, çalınan maldır.
  5. Suçun Nitelikli Unsurları: Cezanın artırılmasını veya azaltılmasını etkileyen koşullardır
  6. Eylem: Suçun işlenmesi için gerekli olan fiildir. Eylemin niteliği, suçun tipini belirler. Eylem, kendi içerisinde 3 grupta incelenmektedir.
  7. Hareket: Suçun gerçekleştirilmesi için yapılan fiil veya davranıştır. Örneğin, birine zarar verme eylemi.
  8. Netice: Eylemin sonucunda ortaya çıkan durumdur. Örneğin, bir kişinin yaralanması.
  • Nedensellik Bağı: Failin gerçekleştirdiği hareket ile netice arasında doğrudan bir bağlantı olmalıdır. Bu bağın varlığı, failin suçtan sorumlu tutulabilmesi için gereklidir.
  1. Sübjektif Unsurlar: Kast ve taksir olmak üzere 2 gruba ayrılan suçun unsurlarıdır..
  2. Kast: Suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Kastın varlığı için fail, suçun maddi unsurlarının tamamını bilmeli ve bunları gerçekleştirmeyi istemelidir.
  3. Taksir: Uyulması gereken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla suçun maddi unsurlarının gerçekleşeceği öngörülmeyerek davranışın icra edilmesi (basit taksir) ya da suçun maddi unsurlarının gerçekleşebileceğinin öngörülmesine ancak gerçekleşmesinin istenmemesine rağmen söz konusu yükümlülüğe aykırı hareketin icrasından kaçınmama (bilinçli taksir) söz konusudur.
  • Hukuka Aykırılık: Hukuka aykırılık, bir eylemin mevcut hukuk düzenine aykırı olup olmadığını ifade eder. Suçun hukuka aykırı olması, ceza hukuku açısından temel bir gerekliliktir. Yani, eylemin suç sayılabilmesi için hukuka aykırı olması şarttır.

Bazı tasniflerde suçun unsurları arasında “kusurluluk da incelenmektedir.

      3-   Kusurluluk: Failin suç işleme kapasitesini ve suçu işlerken içinde bulunduğu durumunu ifade eden -bazı tasniflere göre- suçun unsurlarındandır. Failin, eylemi gerçekleştirirken akli bir eksiklik veya özür durumu yoksa, kusurlu kabul edilir. Kusurluluk, ceza sorumluluğunu etkileyen önemli bir unsurdur.

SUÇUN MADDİ UNSURLARI NELERDİR? 

  1. Fiil: Ceza hukuku açısından bir suçun varlığı için belirli bir fiil, yani somut bir eylem gereklidir. “Fiil” terimi, Arapça kökenli olup, gerçekleşen veya icra edilen eylemleri ifade eder. Bir suçun oluşabilmesi için, mutlaka bir insan davranışı, yani bir fiil olmalıdır. Fiil olmadan suçtan söz edilemez; bu da demektir ki ceza hukuku, insan eylemleri üzerine kuruludur. İnsanlar dışındaki olaylar ya da durumlar, ceza hukuku açısından suç olarak değerlendirilmez.
  2. Netice: Netice, bir eylemin veya hareketin sonucunda dış dünyada meydana gelen değişikliktir. Ceza hukuku açısından netice, suçun oluşabilmesi için önemli bir unsurdur. Özellikle ceza normlarında netice açıkça belirtilmişse, bu durum suçun değerlendirilmesinde kritik bir rol oynar. Örneğin, kasten öldürme suçunda netice, mağdurun ölmesidir. Yani, failin eylemi sonucunda somut bir değişiklik (ölüm) meydana gelmiştir.
  3. İlliyet (Nedensellik) Bağı: İlliyet bağının varlığı, bir hareket ile sonuç arasında bir neden-sonuç ilişkisi olduğunu gösterir.
  4. Fail: Ceza hukukunda “fail”, bir suçu işleyen kişi anlamına gelir. Fail, suçu işlemek için gerekli iradeye ve hareket etme yeteneğine sahip olmalıdır. Bu, kişinin bilinçli bir şekilde eylemde bulunabilmesi ve bu eylemin sonuçlarını anlayabilmesi anlamına gelir. Ceza hukuku açısından, failin iradesinin özgür olması ve hareket etme kabiliyetine sahip olması gerekir. Örneğin, bir kişi zorunlu bir durum altında, iradesi dışında bir eylemde bulunuyorsa (örneğin, zorla birini yaralamak), bu kişi suçun faili olarak kabul edilmez. Ceza hukukunun temelindeki insan odaklı yaklaşım, suçun ancak insanlar tarafından işlenebileceğini belirtir. Bu nedenle, hayvanlar veya cansız varlıklar suç fail olarak değerlendirilemez. Ceza hukuku, insan davranışlarını düzenlemek ve toplumu korumak amacıyla oluşturulmuştur.
  5. Mağdur: Suçun işlenmesiyle doğrudan zarar gören kişi veya varlık olarak tanımlanır. Mağdur, suçun etkileri nedeniyle fiziksel, duygusal veya ekonomik zorluklarla karşılaşabilir. Bu bağlamda, mağdurun durumu sadece suçun failiyle değil, aynı zamanda toplumsal ve hukuksal sistemle de ilişkilidir.
  6. Suçun Konusu: Kanuni tanımdaki hareketin yöneldiği, suçun üzerinde icra edildiği kişinin fiziki, maddi, ve manevi yapısı veya şeydir.
  7. Suçun Nitelikli Unsurları: Cezanın artırılmasını veya azaltılmasını etkileyen koşullardır. Örneğin, bir cinayet işlenirken birden fazla kişi tarafından gerçekleştirilmesi, cezanın artırılmasına neden olabilir.

KUSUR NEDİR?

Kusurluluk, işlediği fiil dolayısıyla kişinin kınanabilmesini, haksızlık teşkil eden eylemin ferde yüklenebilmesini ifade etmektedir.

Suçun unsurları içinde, kusurun varlığı, failin niyetini ve hareketinin derecesini değerlendirirken göz önünde bulundurulur. Örneğin, kasıtlı bir suçta fail, hareketinin sonuçlarını bilerek ve isteyerek gerçekleştirmiştir, bu da kusurun belirgin bir yönünü ortaya koyar. Ayrıca, taksirli suçlarda ise fail, hareketinin sonuçlarını öngörememesi nedeniyle kusurlu sayılır.

Kusurun tespiti, suçun unsurları arasında yer alan hukuka aykırılık ile birlikte ele alınmalıdır. Her iki unsurun bir arada değerlendirilmesi, failin ceza sorumluluğunu belirlemek açısından önemlidir.

FAİL NEDİR, KİMDİR?

“Fail” terimi, bir suçun işlenmesinde aktif rol oynayan kişiyi ifade eder. Failin, suçu gerçekleştirebilmesi için belirli bir bilinç düzeyine sahip olması gerekmektedir. Yani, suçun sonuçlarını kavrayabilen ve eylemlerini özgür iradesiyle gerçekleştiren bir kişi olmalıdır. Eğer bir kişi, zorunluluk ya da dışsal etkiler nedeniyle iradesinin dışında bir eylemde bulunuyorsa, bu kişi fail olarak kabul edilmez. Ceza hukuku, yalnızca insanlar tarafından gerçekleştirilen suçları ele alır. Bu bağlamda, hayvanlar veya cansız varlıklar fail olarak değerlendirilemez, çünkü hukuk insan davranışlarını düzenlemeyi ve toplumun güvenliğini sağlamayı hedefler.

MAĞDUR NEDİR?

Mağdur, bir suçun doğrudan etkilediği ve zarar gören kişi ya da kişiler olarak tanımlanır. Suçun faili tarafından gerçekleştirilen eylemler sonucunda zarar gören veya etkilenen kişi, mağdur olarak kabul edilir. Örneğin, kasten yaralama suçunda yaralanan kişi, suçun mağdurudur. Mağdurun hakları, ceza hukuku çerçevesinde korunur ve mağdur, süreç içerisinde çeşitli haklara sahip olur.

Suçtan zarar gören, bir suçu işleyen kişinin eylemleri sonucunda hukuki menfaatleri ihlal edilen kişidir. Bu kişiler, doğrudan mağdur olabileceği gibi, dolaylı olarak da zarar görebilirler. Örneğin, bir hırsızlık eyleminde, doğrudan mağdur olan kişi çalınan eşyaya sahip olan kişidir; ancak bu kişinin kaybı, onunla birlikte yaşayan aile üyeleri veya iş ortakları gibi dolaylı olarak zarar gören kişiler üzerinde de ekonomik veya psikolojik etkiler yaratabilir.

Mağdur, genellikle gerçek kişilerle ilişkilendirilse de, tüzel kişiler de (örneğin, bir şirket) suçtan zarar gören olarak kabul edilebilir. Tüzel kişilerin mağduriyetleri, ekonomik kayıplar veya itibar kaybı gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir. Ancak, mağdurun gerçek kişi olması gerekmektedir; bu nedenle bir suçun mağduru, suç işlendiği esnada hayatta olan bir birey olmalıdır. Eğer suç işlendiği anda kişi ölmüşse, o kişi mağdur olarak kabul edilmez, ancak mirasçıları bu durumda suçtan zarar gören olarak değerlendirilebilir.

Bir suçun birden fazla mağduru olabilir. Bu durum, suçun niteliğine ve kapsamına bağlı olarak değişir. Örneğin, bir konut dokunulmazlığının ihlali, birden fazla kişiyi etkileyebilir. Bu gibi durumlarda, mağdurların sayısı, ceza yargılamasında dikkate alınarak, suçun ciddiyeti ve failin cezası üzerinde etkili olabilir.

SUÇUN KONUSU NEDİR?

Suçun hukuki konusu, ceza hukukunda, belirli bir suçun işlenmesiyle korunmak istenen değerleri ifade eder. Bu değerler, toplumun, bireylerin veya devletin güvenliğini ve huzurunu sağlamaya yönelik olarak belirlenmiştir. Suçun konusu, suçun işlenmesiyle doğrudan zarar gören veya tehlikeye atılan varlık veya değerlerdir. Mağdur ise bu suçun sonucunda zarar gören kişidir.

NEDENSELLİK BAĞI NEDİR?

Suçun unsurları arasında olan bu nedensellik bağı, failin hareketi ile meydana gelen zarar veya sonuç arasındaki ilişkiyi belirler. Suçun unsurlarından biri olan fiil, failin gerçekleştirdiği hareket olarak tanımlanır. Bu fiil, meydana gelen sonuçla nedensellik bağı içinde olmalıdır; yani failin hareketi olmasaydı, sonuç meydana gelmeyecek miydi sorusu sorulmalıdır. Bu bağ, suçun unsurlarının tamamının bir arada değerlendirilmesi açısından önemlidir çünkü bir eylemin suç sayılabilmesi için, failin fiili ile sonuç arasında doğrudan bir ilişki olması gerekir. Aksi takdirde, eylem ile sonuç arasında bir bağlantı yoksa, fail bu sonuçtan dolayı sorumlu tutulamaz. Kısacası, nedensellik bağı, bir olayın nasıl ve neden meydana geldiğini anlamak ve bu bağlamda sorumluluk belirlemek için kritik bir öneme sahiptir.

HER HAKSIZ FİİL SUÇ OLUŞTURUR MU?

Ceza hukuku bağlamında, her haksız fiil suç oluşturmaz. Haksız fiil, genel olarak bir kişinin hukuka aykırı bir davranışta bulunarak başka bir kişiye zarar vermesi anlamına gelir ve bu tür eylemler genellikle medeni hukuk çerçevesinde incelenir. Ancak, haksız fiillerin ceza hukuku açısından suç sayılabilmesi için belirli unsurların bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu unsurlar arasında kast, taksir, hukuka aykırılık gibi unsurlar bulunur. Eğer bu unsurlar yoksa, haksız fiil ceza hukuku açısından suç oluşturmaz.  Örneğin, bir kişinin başka birinin malına kazara zarar vermesi bir haksız fiil olarak kabul edilir, ancak bu durum eğer kast yoksa ve ceza kanununda suç olarak tanımlanmıyorsa, ceza hukuku açısından suç oluşturmaz.

TÜZEL KİŞİLER SUÇUN FAİLİ VEYA MAĞDURU OLABİLİR Mİ?

Sadece gerçek kişiler suçun mağduru olabilirler. Tüzel kişiler suçun mağduru değil, suçtan zarar görendir.

Türk Ceza Hukuku’nda, bir kişi yalnızca kendi gerçekleştirdiği eylemlerden dolayı cezai sorumluluk taşır. Anayasa’nın 38. maddesi ve Türk Ceza Kanunu’nun 20. maddesi, bu ilkenin yasal temellerini oluşturur. Bu maddeler, kimsenin başkasının fiilinden dolayı ceza yükümlülüğü altına giremeyeceğini vurgular. Bu bağlamda, tüzel kişiler (örneğin şirketler, vakıflar, dernekler) suç işleyemez, çünkü tüzel kişilikler, bireysel bir varlık olarak düşünülmezler. Ancak, tüzel kişilerin gerçekleştirdiği eylemler sonucunda, belirli durumlarda güvenlik tedbirleri uygulanabilir. Bu tedbirler, tüzel kişilerin faaliyetlerini sınırlamaya veya denetlemeye yönelik önlemler olarak işlev görür.

SUÇUN MANEVİ UNSURLARI NELERDİR?

Suçun unsurları maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrılmıştı. Suçun unsurlarından olan suçun manevi unsuru, işlenen fiil ile kişi arasındaki maddi olmayan, manevi bir bağı ifade etmektedir. Suçun manevi unsurları kast ve taksir olmak üzere ikiye ayrılır.

KAST NEDİR? OLASI KAST NEDİR? ÖZEL KAST NEDİR?

Kast kavramı, ceza hukukunda önemli bir yere sahiptir ve suçun oluşumunu etkileyen temel unsurlardan biridir. Kast, bir kişinin belirli bir eylemi bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi anlamına gelir. Yani, kişi eyleminin sonucunu öngörmekte ve o sonucun gerçekleşmesini istemektedir. Arapça kökenli olan “kast” kelimesi, belirli bir amacı veya hedefi gerçekleştirmek için yapılan eylemleri ifade eder. Ceza hukukunda kast, suçun maddi unsurlarının nasıl oluştuğunu anlamak açısından kritik bir rol oynar. Eğer bir kişi bir suçu işlemek için gereken eylemleri bilerek ve isteyerek yapıyorsa, bu durumda kastın var olduğu kabul edilir.

Doğrudan Kast, failin belirli bir suçu bilerek ve isteyerek işlemesidir. Örneğin, bir kişiyi öldürmeyi planlayıp bunu gerçekleştiren bir kişi doğrudan kastla hareket etmiştir.

Olası Kast, failin suçun gerçekleşme ihtimalini öngörmesine rağmen eylemine devam etmesidir. Örneğin, bir kişinin bir kalabalığın ortasında ateş etmesi durumunda, fail bu eylemin birine zarar verebileceğini bilmesine rağmen yine de bunu yapıyorsa, olası kastla hareket etmektedir.

Özel kast, bir suçun işlenmesinde failin belirli bir amaca yönelik hareket etmesini ifade eder. Genel kast, failin suçun maddi unsurlarını bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesini ifade ederken, özel kast, bu eylemin belirli bir saikle yapılmasını gerektirir.

Özel kastın varlığı, bazı suç türlerinin oluşumu için zorunlu bir unsur olarak kabul edilir. Örneğin, cinayet, hırsızlık veya dolandırıcılık gibi suçlarda failin amacının belirli bir hedefe yönelik olması önemlidir. Bu bağlamda, failin eyleminin sonucunda elde etmek istediği bir fayda veya ulaşmak istediği bir sonuç bulunur.

TAKSİR NEDİR? BİLİNÇLİ TAKSİR NEDİR?

Taksir, bir kişinin dikkatsizliği veya özensizliği sonucu istenmeyen bir sonucun meydana gelmesi durumudur. 765 sayılı eski TCK, taksirli suçları tanımlarken, failin dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal etmesini göz önünde bulunduruyordu. Burada, tedbirsizlik ve dikkatsizlik gibi kavramlar önemli bir yer tutuyordu. Suçun oluşmasında bu unsurların varlığı, failin cezalandırılmasında belirleyici oluyordu.

Uyulması gereken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla suçun maddi unsurlarının gerçekleşeceği öngörülmeyerek davranışın icra edilmesi (basit taksir) ya da suçun maddi unsurlarının gerçekleşebileceğinin öngörülmesine ancak gerçekleşmesinin istenmemesine rağmen söz konusu yükümlülüğe aykırı hareketin icrasından kaçınmama (bilinçli taksir) söz konusudur.  Suçun unsurları bakımından, taksirli suçlarda fail, eyleminin sonuçlarını öngöremeyen veya gerekli dikkat ve özeni göstermeyen bir tutum sergilemiştir. Suçun unsurları açısından, taksirde failin iradesiyle meydana gelen sonuç arasında doğrudan bir bağlantı vardır; ancak bu bağlantı bilerek değil, dikkatsizlikten kaynaklanır.

Bilinçli taksir, failin olayın sonucunu öngörmesine rağmen buna engel olacak önlemleri almadığı durumları kapsar. Örneğin, bir kişinin dikkatsizliği nedeniyle bir kazanın meydana gelmesi, bilinçli taksir olarak değerlendirilebilir.

KAST-TAKSİR AYRIMI, BİLİNÇLİ TAKSİR OLASI KAST TESPİTİ NASIL YAPILIR?

Kast ve taksir ayrımı, ceza hukukunda suçun unsurlarını belirlemede önemli bir rol oynamaktadır. Suçun unsurları, bir eylemin cezai sorumluluğunu belirlemek için gereken koşullardır

Kast, bir suçun işlenmesinde failin bilerek ve isteyerek hareket etmesini ifade eder. Yani, fail, eyleminin suç teşkil ettiğini bilmektedir ve bu eylemi gerçekleştirme iradesine sahiptir. Kast durumunda, failin niyeti suçun maddi unsurlarını yerine getirmek ve sonuçları üzerinde bir kontrol sahibi olmaktır. Bir kişi, başka birini öldürmeyi planlayarak, önceden silah edinip hedefini belirleyerek ateş açıyorsa, bu durumda failin eylemi kastla gerçekleştirilmiştir. Burada, failin amacının doğrudan bir zarar vermek olduğu açıktır.

Taksir, bir suçun dikkatsizlik veya gerekli özenin gösterilmemesi sonucu gerçekleşmesini ifade eder. Bu durumda fail, eyleminin suç teşkil ettiğini bilmez veya sonuçlarını öngöremez. Taksirle işlenen suçlar, genellikle ihmal veya dikkatsizlik sonucu meydana gelir. Fail, gerekli dikkat ve özeni göstermediği için suçun sonuçlarına sebep olur. Alkollü bir sürücünün şerit ihlali yaparak karşı şeritten gelen kişinin arabası ile çarpışması şeklinde gerçekleşen bir olayda bilinçli taksirin varlığından söz edilir. Fail neticenin gerçekleşebileceğini öngörür ve neticenin gerçekleşmemesini ister.

Olası kast ise, failin bir eylemin sonucunu öngörmesine rağmen bunu gerçekleştirmekten kaçınmamış olması durumunu ifade eder. Örneğin, bir kişi bir eylemin sonucunun istenmeyen bir duruma yol açabileceğini düşünüyorsa, ancak bu durumu önlemeye çalışmıyorsa, olası kast durumu söz konusu olabilir. Örneğin kalabalık bir ortamda birden fazla ateş edilmesi sonucu mağdurdan başka bir kişinin de yaralanabileceğini ya da ölebileceğini öngörebilir durumda olmasına rağmen olursa olsun bilinciyle neticeye karşı ilgisiz kalmaktadır.

1. Dereceden Doğrudan Kast2.Dereceden Doğrudan KastOlası KastBilinçli TaksirBilinçsiz Taksir
BilmeBeklenen neticenin meydana gelineceği öngörülmektedir.

Fail, neticenin gerçekleşmesini kesin ya da muhtemel olarak varsayar.

Bilme unsuru daha belirgin hale gelir.

Fail neticenin gerçekleşmesini kesin ya da olası olarak gerçekleşeceğini kabul eder.

Muhtemel neticenin sadece öngörülmesi yeterlidir.

Fail neticenin gerçekleşme ihtimalinin farkındadır.

Failin neticeyi biliyor olması gerekmez fakat öngörmesi gerekir.Fail, neticenin gerçekleşeceği ihtimalini öngörebilir durumdadır fakat öngörmemiştir (bunu düşünmeden hareket eder).
İstemeBeklenen neticenin gerçekleştirilmesi konusunda belirgin bir arzu vardır. Netice, failin tasavvuruna göre belli bir hedefi ya da bu hedefe ulaşmak için geçeceği zorunlu basamakları oluşturur.İstemek aranmaz. Failin neticeyi istemesinin bir önemi bulunmaz.

Netice eylemlerinin kaçınılmaz bir yan sonucu olarak ortaya çıkar.

Fail neticeyi göze almaktadır.

Fail neticeye karşı ilgisiz kalmakta/ sonuçla ilgilenmemekte veya doğacak neticenin sonuçlarını üstlenmektedir.

Fail neticenin gerçekleşmemesini temenni eder ve gerçekleşmemesi için çaba sarf eder.İstemek aranmaz.

SUÇUN NİTELİKLİ UNSURLARI NELERDİR?

Suçun unsurlarında cezanın artırılmasını veya azaltılmasını etkileyen koşullardır. Fiilin işleniş şekli, zamanı, yeri, failin ve mağdurun vasfı, fail ile mağdur arasındaki ilişki, suçun konusu ve fiilin işlenmesinden güdülen amaçlar başlıklarıyla incelenebilir.

  1. Fiilin İşleniş Tarzıyla İlgili Unsurlar: Suçun işlenme biçimi, yani failin suçu nasıl gerçekleştirdiği, cezanın ağırlaştırılmasına sebep olabilmektedir. Kasten öldürme suçu, yangın, su baskını veya kimyasal silah gibi yöntemlerle işlenirse, bu durum cezada artırıma neden olabilir.
  2. Fiilin İşlendiği Zaman ve Yerle İlgili Unsurlar: Suçun işlendiği zaman ve yer, cezanın artırılmasına yol açabilecek diğer unsurlardır. Gece saatlerinde yapılan hırsızlık, suçun nitelikli bir unsurudur.
  3. Failin Vasfı ile İlgili Olanlar: Kamu görevlisi bir kişi tarafından işlenen yolsuzluk veya resmi belgede sahtecilik suçları, kamu görevlisinin konumundan dolayı daha ağır bir ceza ile sonuçlanabilir.
  4. Mağdurun Vasfı ile İlgili Olanlar: Çocuklar veya hamile kadınlar gibi savunmasız bireylere karşı işlenen suçlar ceza kanunlarında daha ağır bir şekilde cezalandırılır. Bu, toplumun bu gruplara karşı koruma ihtiyacının bir yansımasıdır.
  5. Fail ile Mağdur Arasındaki İlişki Bakımından Nitelikli Unsurlar: Fail ile mağdur arasındaki ilişki de cezanın belirlenmesinde önemli bir rol oynar. Örneğin, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun üstsoya karşı işlenmesi suçun temel şekline göre cezayı arttıran nitelikli bir unsurdur.
  6. Suçun Konusu İle İlgili Nitelikli Unsurlar: Bir kişi kamu yararına hizmet eden veya genel bir felaketi önleyici nitelikteki bir şeyi çalarsa, bu durum suçun nitelikli bir unsuru olarak değerlendirilebilir ve cezanın artırılmasına yol açabilir. Bu, toplumun genel çıkarlarını korumak adına önemli bir düzenlemedir.

YARGITAY KARARI

  1. Ceza Dairesi         2015/1403 E.  ,  2015/5700 K.
    “İçtihat Metni”

Tebliğname No : 1 – 2014/96796
MAHKEMESİ : Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ VE NO : 12/12/2013, 2013/242 (E) ve 2013/449 (K)
SUÇ : Olası kastla çocuğu öldürme, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, 6136 Sayılı yasaya aykırılık

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık N.. S..’ın çocuk yaştaki maktülü olası kastla öldürme, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, sanık T.. Ş..’nin 6136 sayılı Yasaya aykırılık ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suçların niteliği tayin, takdire ilişen cezaları azaltıcı sebeplerin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümlerde bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmediğinden, sanık Naile müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede eksik incelemeye, delillerin hatalı değerlendirildiğine, sübuta, suç vasfına, vesaireye, sanık Talat müdafiinin vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,
A-Sanık Naile hakkında çocuğu olası kastla öldürme ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarından kurulan kısmen re’sen de temyize tabi olan hükümlerin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
B-Sanık Talat hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık ve genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçlarından kurulan hükümler yönünden ise;
Adli sicil kaydına göre; daha önce kasıtlı bir suçtan mahkumiyeti bulunmadığı anlaşılan sanık hakkında CMK’nun 231/5. maddesinin uygulaması gerekip gerekmediğinin karar yerinde denetime imkan verecek şekilde tartışılmaması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 24/11/2015 günü üye C.. T..’ın A bendiyle ilgili olarak sanık Naile’nin eyleminin bilinçli taksirle ölüme neden olma suçunu oluşturduğu ayrıca maktülün çocuk olmasının suçun nitelikli halinin uygulanmasını gerektirmeyeceği ve buna bağlı olarak bozma yönündeki karşı oyu ve çokluğuyla, B bendiyle ilgili olarak ise oybirliği ile karar verildi.

SUÇUN UNSURLARI, MADDİ VE MANEVİ UNSURLAR

SUÇUN UNSURLARI, MADDİ VE MANEVİ UNSURLAR

HARBİYE HUKUK BÜROSU OLARAK CEZA HUKUKUNA YÖNELİK HİZMETLERİMİZ

Harbiye Hukuk Bürosu, ceza hukuku alanında geniş bir uzmanlık yelpazesine sahip bir ekip ile faaliyet göstermektedir. Bu ekip, karmaşık dava süreçlerinde müvekkillerine detaylı rehberlik sunarak, onların haklarını koruma noktasında büyük bir çaba sarf etmektedir. Bizim hedefimiz, müvekkillerimizin yasal haklarını en etkin şekilde savunmak ve onlara adil bir yargılama süreci sağlayarak, hukukun üstünlüğünü tesis etmektir. Unutulmamalıdır ki, suçun unsurlarını anlamak, müvekkillerimizin savunma stratejilerini geliştirmelerinde önemli bir rol oynamaktadır. Dava süreçlerinin her aşamasında profesyonel ve deneyimli ekibimizle yanınızda olarak, ihtiyaç duyduğunuz destek ve bilgiyi sağlamaktan İstanbul Ceza Avukatı olarak memnuniyet duyuyoruz.

SIKÇA SORULAN SORULAR

  • Cezada manevi unsur nedir?

Kişinin iç dünyasına ilişkindir ve suçun sübjektif boyutunu oluşturmaktadır. Manevi unsur, suçun unsurları arasında özel bir yere sahiptir çünkü bir kişinin ceza sorumluluğu için sadece fiilin varlığı yeterli değildir; aynı zamanda bu fiilin toplumda suç olarak kabul edilmesi için failin niyeti ve kastı da göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer bir deyişle, suçun unsurları arasında manevi unsur, failin ruh halini ve niyetini oluşturarak cezanın belirlenmesinde etkili olur.

  • Maddi ve manevi unsurlar nelerdir?

Suçun unsurları, bir fiilin suç sayılabilmesi için gerekli olan koşulları ifade eder ve bu unsurlar iki ana gruba ayrılır: maddi unsurlar ve manevi unsurlar.

Manevi Unsurlar: Kast ve taksir.

Maddi Unsurlar: Fiil (hareket, netice, nedensellik bağı), mağdur, fail, konu, nitelikli unsurlar.

  • Subjektif unsur ne demek?

Türk Ceza Kanunu’na göre suçun unsurları, bir fiilin suç teşkil edebilmesi için gerekli olan öğelerdir. Suçun unsurları, genellikle subjektif ve objektif olmak üzere iki ana kategoriye ayrılır. Subjektif unsur, bir suçun işlenmesine yönelik failin zihinsel durumunu ifade eden suçun unsurlarındandır. Subjektif unsur, bir suçun unsurları arasında kritik bir yer tutar. Suçun subjektif unsuru, failin suçun işlenmesi esnasındaki niyetini, kastını, taksirini veya diğer iradi halleri içerir.

Suçun unsurları arasında yukarıda belirttiğimiz gibi, subjektif unsurun yanı sıra, suçun işlenmesi sırasında gerçekleşen eylem veya durum, yani objektif unsur da bulunmaktadır. Ancak, her suçun unsurları içinde subjektif unsurun varlığı, suçun nitelik ve derecesini belirler. Örneğin, bir kişiyi kasten öldüren biri ile bir kişinin yanlışlıkla ölümüne sebep olan biri arasında, subjektif unsur açısından önemli bir fark vardır; ilki kast ile hareket ederken, diğeri taksir ile hareket etmiştir.

Subjektif unsur, ayrıca suçun unsurları arasında bir suçun failinin cezasının belirlenmesinde de etkili olur. Failin zihinsel durumu, suçun ağırlaştırıcı veya hafifletici unsuru olarak ceza hukukunda dikkate alınır. Özellikle Türk Ceza Kanunu’nda, subjektif unsurun belirlenmesi, hapis cezası veya para cezası gibi yaptırımların şekillenmesinde önemli bir rol oynar.

  • Suçun aşamaları nelerdir?

  1. Suç işleme kararı (düşünce aşaması)
  2. Hazırlık hareketleri
  3. İcra hareketleri
  4. Suçun tamamlanması
  • Suçun nitelikli unsuru ne demek?

Cezanın artırılmasını veya azaltılmasını etkileyen koşullardır.

Suçun unsurları, bir fiilin suç sayılabilmesi için taşıması gereken temel öğelerdir. Suçun nitelikli unsuru, bu unsurlar arasında, cezanın artırılmasını veya azaltılmasını etkileyen koşullardır. Yani, bir suçun nitelikli unsuru, suçun özelliğini, niteliğini ya da sonuçlarını etkileyen unsurlardır.

  • Suçun manevi unsurları kaça ayrılır?

Kast ve taksir olmak üzere ikiye ayrılır.

DİLAY ERGENÇ

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment