İÇİNDEKİLER
- POLİSE MUKAVEMET SUÇU VE CEZASI- TCK 265
- GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNDA KORUNAN HUKUKİ DEĞER
- GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN UNSURLARI NELERDİR?
- GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN HAREKET UNSURLARI
- GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN ŞARTLARI NELERDİR?
- GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN YARGI MENSUPLARINA KARŞI İŞLENMESİ
- GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ
- Suçun Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle İşlenmesi
- Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından Beraber İşlenmesi
- Suçun Silahla İşlenmesi veya Suçun Var Olan veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak İşlenmesi
- Kasten Yaralamanın Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Hali Meydana Gelirse
- KAMU GÖREVLİSİNİN HAKSIZ TAHRİKTE BULUNMASI SEBEBİYLE MUKAVEMET GÖSTERME
- GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN MUHAKEMESİ, CEZASI VE ZAMANAŞIMI
- GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNA DAİR YARGITAY KARARLARI
- SIKÇA SORULAN SORULAR
POLİSE MUKAVEMET SUÇU VE CEZASI- TCK 265
Polise mukavemet suçu olarak bilinse de esasen TCK’deki düzenleme ‘’görevi yaptırmamak için direnme’’ şeklindedir:
Görevi yaptırmamak için direnme
Madde 265
- Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
- Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
- Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
- Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
- Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Düzenlemeye genel bir bakış attığımızda; görevini yaptırmamak için direnme suçu, failin kamu görevlisine (polis de bir kamu görevlisi olarak bu kapsamdadır.) karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanmasıyla gerçekleşmektedir. Polise mukavemet (polise direnme) de bu kapsamdadır.
Kamu görevlilerinin görevlerini yerine getirirken herhangi bir engellemeyle karşılaşmamaları ve böylece kamu idaresinin işleyişinin düzen içerisinde devam etmesi, kamu düzeni ve güvenliğinin sağlanması açısından büyük önem arz etmektedir. Bu noktadan hareketle, mevzuatımızda bu suç düzenlenmiştir.
GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNDA KORUNAN HUKUKİ DEĞER
Her suç tipi ile bir hukuksal yararın korunması hedeflenmektedir. Suçun işlenmesiyle korunan hukuki değer zedelenir ve bunun için yaptırımlar öngörülmüştür.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda korunan hukuki değer, en başta kamu idaresinin sürekliliği ve düzenliliğidir. Bununla beraber fail, cebir ve tehdit uygulamak suretiyle polise direnme şeklinde bir davranış gösterdiğinden görevini yapmakta olan kamu görevlisinin vücut bütünlüğü ve kişi özgürlüğü de korunan hukuki değerler arasında sayılabilir.
GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN UNSURLARI NELERDİR?
Suç, kanuni tanımında tarif edilen şekilde meydana geldiğinde yani tipik olduğunda işlenmiş olur. Ve bahsettiğimiz tipikliğin kapsamına suçun maddi ve manevi unsurları girmektedir. Bir diğer deyişle, maddi ve manevi unsurlar mevcut bulunmalı ki suçun işlendiğinden söz edilebilsin.
Maddi Unsurlar
- Fail: Suçun hareket unsurunu gerçekleştiren kişi suçun failidir. Bu suç genel bir suçtur ve fail herkes olabilir. Polise karşı görevini yaptırmamak için cebir veya tehdide başvuran yani genel bir anlatım ile polise mukavemet gösteren kimse bu suçun failidir.
- Mağdur: Görevi yaptırmamak için direnme suçunun mağdurunu görevini yapması engellenen kamu görevlisidir. Kanuni düzenlemeyi incelediğimizde bu suçun mağdurunun ancak bir kamu görevlisi olabileceğini görmekteyiz. TCK’nin tanımları içeren 6.maddesine baktığımızda:‘’ c) Kamu görevlisi deyiminden; kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi’’ anlaşılmaktadır. Polis de bu anlamda bir kamu görevlisidir. Kişi polise mukavemet gösterdiğinde mağdur polistir.
- Konu: Kanuni tanımdaki hareketin yöneldiği ve suçun üzerinde icra edildiği kişi veya şey o suçun konusunu oluşturur. Görevi yaptırmamak için direnme suçu, görevini yapmakta olan kamu görevlisine yönelik cebir veya tehdit kullanılmasını içerdiğinden konusu kamu görevlisinin beden bütünlüğü ve kişisel özgürlüğüdür. Diğer bir ifadeyle, bu suçun konusu, kamu görevini yerine getiren kamu görevlisidir.
- Fiil: Kanuni düzenlemede fiil unsuru kamu görevlisine karşı, görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanılması şeklinde belirlenmiştir. Suçun fiil unsuru bir sonraki başlıkta detaylı biçimde incelenmektedir.
- Manevi Unsurlar: Bu suçun manevi unsurları kast ve amaçtır. Görevi yaptırmamak için direnme suçu ancak kasten yani bilerek ve isteyerek işlenebilir. Bununla beraber, kişi görevin yapılmasını engelleme amacı ile bu hareketleri sergiler.
- Nitelikli Unsurlar: Kanuni düzenlemede öncelikle bir suçun temel şekli tanımlanır. Ayrıca, eğer varsa, suç tipinde suçun temel şekline ilaveten bulunan ve suçun temel şeklinde öngörülen cezanın artırılmasını veya azaltılmasını gerektiren unsurlara da yer verilebilmektedir. Bu unsurlara suçun nitelikli unsurları denir. Görevi yaptırmamak için direnme suçunda; suçun yargı mensuplarına karşı işlenmesi, suçun kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle işlenmesi veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi, suçun silahla işlenmesi ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi şeklinde cezayı arttırıcı nitelikte birtakım nitelikli haller öngörülmüştür. Nitelikli unsurlar, aşağıda ilgili başlıkta detaylı biçimde incelenmektedir.
GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN HAREKET UNSURLARI
Polise mukavemet suçunun hareket unsuru kanuni tanımda şu şekilde belirlenmiştir: Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanmak. Anlaşılacağı üzere, suçun hareket unsurunun oluştuğundan söz edebilmek için failin mağdura karşı cebir veya tehdit eylemlerinin bulunması gerekmektedir. Bu itibarla, görevi yaptırmamak için direnme suçunun seçimlik hareketli bir suç olduğu söyleyebiliriz. Bir diğer deyişle, kanuni tanımda gösterilen cebir veya tehdit hareketlerinin bir tanesinin yapılması halinde hareket unsuru oluşur.

POLİSE MUKAVEMET SUÇU VE CEZASI- TCK 265
Görevi Yaptırmamak İçin Cebir Kullanma
Cebir, fiziki kuvvet kullanmayı ifade eder. Fiziki kuvvet uygulanmasıyla kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zorlayıcı bir etki meydana gelir. Görevi yaptırmamak için direnme suçunda cebir, kamu görevlisine karşı uygulanır. Örneğin polise mukavemet söz konusu olduğunda bahsi geçen cebir eylemlerinin polise karşı uygulanması söz konusudur.
Bahsettiğimiz cebir hareketinin kamu görevlisinin görevini yapmasını engelleyecek derecede ve görevini yapmasını engellemeye elverişli hareketler olması gerekir. Ancak, kamu görevlisinin görevini yapmasının engellenmiş olması ayrıca gerekmez, engellemeye yönelik hareketin yapılmış olması yeterlidir.
Örnek vermek gerekirse; kişinin polise direnmesi, görevini yapmaya çalışan polisi ittirmesi ya da sıkıca tutarak engellemesi gibi durumlarda bir cebir uygulandığından söz edilebilir.
Bu cebir eyleminin sınırı kasten yaralamadır. TCK m.265/5’ e göre: ‘’ Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.’’ Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu (TCK m.87), mağdura karşı işlenen fiilin mağdurun vücudunda kalıcı etkiler bırakması halinde söz konusu olur ve bu durumda fail için ayrıca bu hükümler de uygulanır.
Görevi Yaptırmamak İçin Tehdit Etme
Görevi yaptırmamak için tehdit etme hareketi şu şekilde gerçekleşir:
Fail, kamu görevlisinin görevini yerine getirmesi durumunda, kamu görevlisinin veya yakınlarının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden ya da malvarlığına ağır bir zarar verileceğinden veya sair bir kötülük edileceğinden bahisle tehdit eder, bunları görevli olan kamu görevlisine bildirir. Yapılan hareketin tehdit kapsamında olduğundan bahsedebilmek için, kamu görevlisine yapılan tehdidin onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe oluşmasına ve iradesini etkilemeye elverişli olması gerekir.
Yargıtay, şikayet hakkının kullanılacağını bildiren sözleri tehdit kapsamında kabul etmemektedir, dolayısıyla bu hallerde görevi yaptırmamak için direnme suçu oluşmaz. Bu konuyla ilgili birkaç Yargıtay kararını inceleyelim:
- “Sanığın görevli polis memuruna ‘sen kimsen lan, düğünüm olduğu için sen bana kasıtlı yapıyorsun, bayanın şikayeti yok, sen bize ceza yazamazsın, biz de işimizi başka şekilde hallederiz, numaran kaç senin’ diyerek tehdit yoluyla direndiğinden bahisle açılan davada sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ise de, sözlerin görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir ve tehdit unsurunu oluşturmadığı ve sanığın polis memurunun sicil numarasını istemesi şeklindeki eyleminin Anayasal şikayet hakkını kullanacağını bildirme niteliğinde olduğu gözetilmeden, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, …” (Yargıtay 18. CD. , 11.06.2019 Tarih, E. 2017/5930, K. 2019/10371)
Görüldüğü üzere, sanık polise direnme şeklinde eylemler gösterdiğinden, görevini yaptırmamak için tehdit ettiğinden bahisle yargılanmış ve mahkumiyetine karar verilmiş. Ancak Yargıtay, bu kişinin polis memuruna sicil numarasını sormasını şikayet hakkını kullanacağının bildirmesi niteliğinde kabul etmiş ve tehdit unsurunun oluşmadığını söylemiştir.
GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN ŞARTLARI NELERDİR?
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun oluşması için şu hususlar gereklidir:
- Fail, cebir veya tehdit uygulamalıdır.
- Uygulanan cebir veya tehdit kamu görevlisine karşı uygulanmalıdır.
- Uygulanan cebir veya tehdit kamu görevlisine görevini yaptırmamaya elverişli ve o ağırlığa ulaşmış nitelikte olmalıdır.
- Uygulanan cebir veya tehdit kamu görevlisine görevini yaptırmama amacını taşıyarak yapılmış olmalıdır.
GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN YARGI MENSUPLARINA KARŞI İŞLENMESİ
Polise mukavemet suçunun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi, bu suçun daha ağır cezayı gerektiren bir hali olarak düzenlenmiştir:
Görevi yaptırmamak için direnme
Madde 265- … (2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi halinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bu düzenleme ile yargı görevi yapan kamu görevlilerine yerine getirdikleri görev nedeniyle daha güçlü bir koruma sağlama amacı güdülmüştür.
TCK’nin tanımları içeren 6.maddesine baktığımızda: ‘’ d) Yargı görevi yapan deyiminden; yüksek mahkemeler, adlî ve idarî mahkemeler üye ve hâkimleri ile Cumhuriyet savcısı ve avukatlar’’ anlaşılmaktadır.
Bu tanıma göre; ‘’yargı görevi yapan’’ tabirinden sadece mahkemeler nezdinde görev yapan hâkim ve Cumhuriyet savcıları anlaşılmaktadır. Bunların dışında hâkim ve Cumhuriyet savcısı sıfatını taşısa dahi idari görevlerde bulunan (örneğin Adalet Bakanlığı ya da Hâkimler ve Savcılar Kurulu) hâkim ve Cumhuriyet savcıları, ceza hukuku anlamında “yargı görevi yapan kişiler” değildirler. Avukatlar yargı görevini yapan kimseler içindedir.
Ayrıca bilirkişiler de yargı görevi yapan kişiler arasında yer almamaktadır.
Uzlaştırmacı ve arabulucular bakımından ise yürütülen faaliyetlerin kamusal faaliyet olması ve atama yoluyla görevlendirilmeleri sebebiyle kamu görevlisi oldukları söylenebilir ancak kanuni düzenlemede sayılmadıklarından yargı görevi yapan kimseler kapsamına girmeyeceklerdir.
Sonuç olarak, yargı görevi yerine getiren mahkemeler nezdinde görev yapan hâkimlere, Cumhuriyet savcılarına ve avukatlara karşı, görevlerini yapmalarını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanılması durumunda, TCK m.265/2 kapsamında cezayı arttırıcı nitelikli hal söz konusu olacaktır.
GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ
Kanun sistematiğinde bazı suç tiplerinin temel hali düzenlendikten sonra ilave unsurlarla beraber o suçun nitelikli hallerinin düzenlendiği görebiliriz. İşte bu ilave unsurlar temel halin üzerine eklenir ve cezayı ağırlaştıran veya hafifleten etki gösterebilirler. Görevi yaptırmamak için direnme suçunun nitelikli halleri şunlardır:
- Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi (Bir önceki başlıkta incelenmiştir.)
- Suçun kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle işlenmesi
- Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi
- Suçun, silahla işlenmesi
- Suçun var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi
Bu nitelikli unsurlar cezayı arttırıcı etki gösterirler.
Suçun Kişinin Kendisini Tanınmayacak Bir Hale Koyması Suretiyle İşlenmesi
Polise mukavemet suçu
Madde 265- …
(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
Bu suçun kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle işlenmesi halinde, bu durumun cezayı arttırıcı etki gösterdiğini kanuni düzenlemede görmekteyiz. Bunun sebebi şudur: Fail kendini tanınmayacak bir hale koyduğunda mağdurun kendini savunma kabiliyeti azalır ve failin belirlenmesi zorlaşır. İşte bu nedenlerle bu husus, cezayı arttırıcı etki gösteren bir nitelikli hal olarak belirlenmiştir.
Suçun Birden Fazla Kişi Tarafından Beraber İşlenmesi
Yukarıda verilen Kanun maddesinde görüldüğü üzere, suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde verilecek ceza üçte bir oranında arttırılır. Suç birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinde direnmenin yoğunluğu arttığından ve mağdurun kendini savunma imkânı ciddi şekilde azaldığından kanun koyucu bunu cezayı arttırıcı etki gösteren bir nitelikli hal olarak belirlemiştir.
Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesinden kasıt şudur: Suçu oluşturan hareketlerin birlikte yani müşterek fail olarak sorumluluğu gerektirecek şekilde gerçekleştirilmiş olması. Müşterek faillerin her birinin eylemi, o suçun oluşması için zorunlu eylemler olmalıdır, işte bu durumda her bir hareketi yapan kişi o suç bakımından müşterek faildir. Bu suça azmettiren veya yardım eden sıfatıyla iştirak edenler hakkında ise bu nitelikli unsur nedeniyle cezada artırım söz konusu olmayacaktır.
Suçun Silahla İşlenmesi veya Suçun Var Olan veya Var Sayılan Suç Örgütlerinin Oluşturdukları Korkutucu Güçten Yararlanılarak İşlenmesi
Görevi yaptırmamak için direnme
Madde 265- …
(4) Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
…
Polise mukavemet suçunun silahla işlenmesi, cezayı arttırıcı bir nitelikli hal olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun nedeni şudur: Kullanılan silah, faile cesaret vererek suçun icrasını kolaylaştırmaktadır ve mağdurun üzerinde ciddi korku meydana getirmektedir. Bu nedenlerle de cezayı arttırıcı etki göstermektedir.
TCK’nin tanımları içeren 6.maddesine baktığımızda:
‘’ f) Silah deyiminden;
- Ateşli silahlar,
- Patlayıcı maddeler,
- Saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet,
- Saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
- Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif, kimyasal, biyolojik maddeler ‘’ şeklinde bir tanımlama yapılmıştır. Bu maddedeki silah tanımının içine saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler de konularak kapsam epeyce genişletilmiştir ve zaten maddede sayılanlar sınırlayıcı olarak da sayılmamıştır. Somut olayın özelliklerine göre taş, sopa, araba, motosiklet gibi eşyalar da silah olabilmektedir.
Suçun silahla işlenmesinden bahisle nitelikli hal uygulanabilmesi için, kişinin yalnızca silahlı olması yeterli değildir. Silahı, cebir veya tehdit eylemleri kapsamında elverişli şekilde yani kamu görevlisinin iradesi üzerinde etkili olacak şekilde kullanmış olmalıdır. Silahı yalnızca üzerinde bulundurup kullanmaması halinde ise bu nitelikli halden bahsedilemeyecektir.
Silahın sahte veya boş olması ya da kurusıkı olması durumunda bile – somut olayın özelliklerine göre- mağdurun üzerinde korku yaratma kabiliyetine sahipse ve korkutmaya elverişli şekilde kullanılmışsa bu nitelikli halin uygulanması söz konusu olabilir.
Bu suçun, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi, cezayı arttırıcı bir nitelikli hal olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun sebebi şudur: Bu şekilde bir örgüt söz konusu olduğunda mağdurun üzerindeki psikolojik baskının yoğunluğu artacaktır. İşte bu nedenle bu durum, cezayı arttırıcı bir etki göstermektedir.
TCK’nin ilgili maddeleri incelendiğinde bir suç örgütünden bahsedebilmek için şu hususlar gereklidir:
- En az üç üye olmalıdır.
- Suç işlemek amacıyla aralarında hiyerarşik bir bağ olmalıdır.
- Devamlı bir şekilde amaçlanan suçları işlemeye elverişli üye, araç ve gerece sahip bulunmalıdır.
İşte bu durumda bir suç örgütünün varlığından söz edilebilir. Bu suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılır.
Ancak, her zaman bu suç örgütünün gerçekten de var olması gerekmez. Gerçekte olmayan ama var sayılan bir suç örgütünün yarattığı korkutucu güçten yararlanılabilir. İşte bu durumlarda dahi bu nitelikli hal uygulama alanı bulacaktır. Çünkü, mağdur üzerinde yoğun bir psikolojik baskı yine de meydana gelebilmektedir.
Kasten Yaralamanın Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Hali Meydana Gelirse
Failin hareketi sonucunda kastettiğinden daha ağır veya başka bir netice ortaya çıktığında o suçun neticesi sebebiyle ağırlaştığından söz edilir. Bu durum kasten yaralama suçu için de söz konusu olabilir. Fail yaralama hareketlerine kast etmiştir ancak daha ağır veya başka bir netice meydana gelmiştir. Bu durum neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama olarak ifade edilir ve Türk Ceza Kanunundaki düzenlemesi şu şekildedir:
Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama
Madde 87- (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
- a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
- b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
- c) Yüzünde sabit ize,
- d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
- e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
- a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
- b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
- c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
- d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
- e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.
(3) Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
(4) Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, yukarıdaki maddenin birinci fıkrasına giren hallerde sekiz yıldan on iki yıla kadar, üçüncü fıkrasına giren hallerde ise on iki yıldan önekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda seçimlik hareketlerden birinin cebir olduğundan bahsetmiştik. Failin kamu görevlisine karşı görevini yaptırmamak amacıyla uyguladığı cebir dolayısıyla kasten yaralama suçunun yukarıda bahsettiğimiz neticesi sebebiyle ağırlaşmış halleri meydana gelirse, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulama alanı bulacaktır. Düzenleme şu şekildedir:
Görevi yaptırmamak için direnme
Madde 265- …
(5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
KAMU GÖREVLİSİNİN HAKSIZ TAHRİKTE BULUNMASI SEBEBİYLE MUKAVEMET GÖSTERME
Haksız tahrik kusurluluğu etkileyen haller arasındadır. Kusurluluğu etkileyen hallerin varlığı halinde kişi suç oluşturan davranışından ya hiç sorumlu tutulmamakta ya da kişinin sorumluluğu azalmaktadır.
Haksız tahrik Türk Ceza Kanunun 29.maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
Haksız tahrik
Madde 29- (1) Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine on sekiz yıldan yirmi dört yıla ve müebbet hapis cezası yerine on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
Kanun maddesini incelediğimizde haksız tahrikin kusurluluğu azaltan bir hal olarak düzenlendiğini görmekteyiz. Haksız tahrik düzenlemesinin uygulanabilmesi için şu şartlar gereklidir:
- Tahriki oluşturan bir fiil gerçekleştirilmiş olmalı.
- Gerçekleştirilen bu fiil haksız olmalı.
- Bu haksız fiilin sonucunda failde “hiddet ve şiddetli elem” ortaya çıkmış olmalı.
- Suç bu hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında işlenmiş olmalıdır.
Polise mukavemet suçu suçu, haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına elverişli bir suçtur. Örneğin, kamu görevlisinin görevini yerine getirirken keyfi davranması, yasal sınırı aşması kişide hiddete sebep olabilir ve haksız tahrikten söz edilmesi mümkün olabilir. Fail, kamu görevlisinin görevini yerine getirirken yasal sınırı aşması ve keyfi davranması sonucunda öfke ve hiddet duyarak o kamu görevlisine karşı görevini yaptırmamak amacıyla direnebilir. Bu tarz bir durumda fail, haksız tahrik indiriminden yararlanabilir. Konuyla ilgili bir Yargıtay kararı aşağıdadır:
- “Sanığın, mağdur jandarma personelinin kendisine hakaret ve tehdit ettiğine ilişkin savunmasının tanık beyanlarıyla doğrulanması karşısında; olayın çıkış nedeni ve gelişimi üzerinde durularak, sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçu yönünden TCK’nın 29, hakaret suçu yönünden de aynı Kanunun 129. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, …” (Yargıtay 18. CD., 22.01.2019 Tarih, E. 2016/18807, K. 2019/1891)
Somut olayda fail, jandarma görevlisine karşı görevini yaptırmamak amacıyla direnmiştir. Ancak mağdur jandarma görevlisinin de faile hakaret ve tehdit içerikli sözler sarf ederek haksız bir fiil işlediği ortadadır. Bu durumda Yargıtay, somut olayın özelikleri de dikkate alınarak haksız tahrik hükümlerinin uygulama alanı bulacağını ifade etmiştir.
GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN MUHAKEMESİ, CEZASI VE ZAMANAŞIMI
Polise mukavemet suçuşikâyete tabi suçlardan değildir. Bu suç işlediği izlenimini veren bir halin Cumhuriyet savcısı tarafından öğrenilmesiyle beraber re’sen soruşturulur. Yani mağdur kamu görevlisinin şikâyetçi olup olmaması soruşturma ve kovuşturmayı etkilemeyecektir.
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun soruşturulması/kovuşturulması aşamalarında suçun oluşup oluşmadığının tespiti için kamu görevlisine karşı hangi fiillerle direnildiğinin de tespit edilmesi gerekmektedir. Çünkü yukarıda anlattığımız üzere bu suç seçimlik hareketli bir suçtur yani cebir veya tehdit eylemlerinden biriyle gerçekleşebilir. Kamu görevlisinin görevini yerine getirmesini engelleme amacıyla sadece cebir veya tehdit kullanılması durumlarında görevi yaptırmamak için direnme suçu oluşacaktır. Örneğin, kamu görevlisine karşı hakaret söz konusu olduğunda bu suç oluşmayacaktır. Ayrıca, soyut ifadelerle sadece kamu görevlisine direnildiğinin belirtilmesi, görevi yaptırmamak için direnme suçunun oluştuğunun kabulünde yeterli değildir.
Görevi yaptırmamak için direnme suçu uzlaştırmaya tabi değildir. Ancak Ceza Muhakemesi Kanununda m.253/1’de şu ifade yer almaktadır: “mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar”ın uzlaştırma kapsamında olacağı belirtilmiştir. Bu düzenlemeden hareketle, hapis cezasının üst sınırı 3 yıl olarak düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçunun temel şekli, sadece suça sürüklenen çocuklar bakımından uzlaştırma kapsamında kalacaktır.
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunda Zamanaşımı
Görevi yaptırmamak için direnme suçunda 8 yıllık dava zamanaşımı süresi vardır.
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunun Cezası
- Görevi yaptırmamak için direnme suçunun temel şeklinin yaptırımı “altı aydan üç yıla kadar hapistir.
- Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi hâlinde iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.
- Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halinde ceza üçte biri oranında arttırılır.
- Suçun, silahla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi halinde ise ceza yarı oranında artırılır.
- Görevi yaptırmamak için direnme suçunun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda hem görevi yaptırmamak için direnme suçundan hem de kasten yaralama suçundan ceza verileceği düzenlenmiştir.
GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNA DAİR YARGITAY KARARLARI
- “Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez. Bu açıklamalar ışığında; somut olayda, iddianamede, sanığın katılanı ‘haddini bil’ sözleri ile tehdit ettiğinin anlatıldığı, katılanın aşamalardaki beyanlarında ve tanık Murat’ın soruşturma aşamasındaki beyanında da sanığın ‘haddini bil’ dediğinin ifade edildiği, belirtilen sözlerin, objektif olarak kişi üzerinde korku ve endişe meydana getirmeye elverişli olmadığı, …” (Yargıtay 18. CD. , 19.06.2019 Tarih, E. 2017/3435, K. 2019/10958)
Polise mukavemet suçu bakımından kanuni düzenlemede cebir veya tehdit olmak üzere iki çeşit seçimlik hareket belirlendiğinden yukarıda söz ettik. Tehdidin varlığından bahsedebilmemiz için, kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla sarf edilen sözlerin; onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe oluşmasına ve iradesini etkilemeye elverişli olması gerekir. Nitekim Yargıtay da yukarıdaki kararında bu hususu şöyle ifade etmiştir: ‘’Tehdit fiili, kişinin ruh dinginliğini bozan, iç huzurunu, bilinç ve irade özgürlüğünü ihlal eden bir olgudur. Fiilin mağdur üzerinde ciddi bir korku yaratabilmesi açısından sonuç almaya objektif olarak elverişli, yeterli ve uygun olması gerekir. ‘’
Ancak, mağdurun gerçekten de korkmuş olması gerekmez, tehdidin objektif olarak korkutucu nitelikte olması yeterlidir. Yargıtay’ın ifadesiyle: ‘’ Ayrıca tehdidin somut olayda muhatap üzerinde etkili olması şart değildir. Bu nedenle mağdurun korkup korkmadığının araştırılması gerekmez.’’
Somut olayda sarf edilen sözlerin böylece tehdit niteliğinde olmadığı ve dolayısıyla suçun oluşmayacağı belirtilmiştir.
- “Hakkında yürütülmekte olan soruşturma kapsamında gözaltına alınan sanığın üst aramasının yapıldığı sırada ‘siz kimsiniz ki benim üzerimi arıyorsunuz’ diyerek görevli polis memuru Sabri U.’a yumruk vurmak suretiyle gerçekleştirdiği yaralama eylemi sonrası kendisine müdahale eden görevli polis memurları Erdal K., Mehmet A., Muhammet Y. T. ve Sabri U.’a hitaben ‘erkekseniz dışarıya gelin …..’ şeklindeki tehdit sözlerinin polis memurlarının görevlerini engellemeye yönelik olduğu ve bir bütün halinde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek tehdit ve yaralama suçlarından ayrı ayrı hüküm kurulması, …” (Yargıtay 18. CD., 27.05.2019 Tarih, E. 2017/4800, K. 2019/9779)
Yukarıda bu suç için bahsettiğimiz cebrin sınırının kasten yaralama olduğundan bahsettik. Kasten yaralama suçunda kişinin hangi amaçla yaralandığının bir önemi bulunmamaktadır ve iki suç arasındaki en belirleyici ayrım da budur. Polise mukavemet suçunda bahsettiğimiz cebir sadece kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engelleme amacıyla uygulanır. Ancak uygulamada suçun vasıflandırılması konusunda sıklıkla yanılgıya düşülerek görevi yaptırmamak için direnme suçu yerine kasten yaralama suçundan hüküm kurulmakta ve Yargıtay tarafından bu hükümler bozulmaktadır. Yukarıdaki karara konu olan somut olayda da failin uyguladığı cebir ve tehdidin kamu görevlisine yöneldiği ve görevini yapmasını engelleme amacı güttüğü gözetilmeden karar verilmiş ve suç vasfında hataya düşülmüştür.
- “…sanığın saik ve amacı üzerinde de durularak eylemin görevin yapılmasını engelleme amacıyla işlenmiş olması halinde görevi yaptırmamak için direnme, aksi takdirde kamu görevlisine karşı kasten yaralama suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi” (5. CD, 17.11.2014, 2013/6714, 2014/11041)
Bu suçun manevi unsurlarının kast ve amaç olduğundan yukarıdaki ‘’GÖREVİ YAPTIRMAMAK İÇİN DİRENME SUÇUNUN UNSURLARI NELERDİR? ‘’ başlığında söz etmiştik. Nitekim kararda da görüldüğü üzere, fail tarafından sergilenen hareketlerin görevin yapılmasını engelleme amacıyla yapılmış olması suçun oluştuğunun kabulü için mutlaka gereklidir. Somut olayda, kişinin cebir içeren hareketlerinde bu amaç unsuru bulunmadığından, görevi yaptırmamak için direnme suçu değil de kamu görevlisine karşı kasten yaralama suçunun oluşacağı belirtilmiştir.
SIKÇA SORULAN SORULAR
Polise mukavemetin cezası ne kadar?
Polise mukavemet olarak kastedilen, polise karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit uygulamak suretiyle polise direnme şeklinde vuku bulan bir olay ise, görevi yaptırmamak için direnme suçunun oluştuğundan bahsetmek mümkündür. Cezası altı aydan üç yıla kadar hapistir.
Polise mukavemet şikâyete tabi midir?
Görevi yaptırmamak için direnme suçu şikâyete tabi suçlardan değildir. Bu suç işlediği izlenimini veren bir halin Cumhuriyet savcısı tarafından öğrenilmesiyle beraber re ’sen soruşturulur. Yani mağdur kamu görevlisinin şikâyetçi olup olmaması soruşturma ve kovuşturmayı etkilemeyecektir.
Polise yumruk atmanın cezası nedir?
Polise yumruk atma eylemi; polise direnme niteliğindeyse, görevini yapmasını engellemek amacıyla yumruk atılmışsa görevi yaptırmamak için direnme suçundan bahsedilir. Cezası altı aydan üç yıla kadar hapistir. Kişi yumruk atmak şeklindeki cebri, polisin görevini yapmasını engelleme amacı gütmeden uygulamışsa görevini yaptırmamak için direnme suçu oluşmaz. Bu durumda –elbette somut olayın özelliklerine göre değişkenlik göstermesi mümkündür- uygulanan cebrin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunması söz konusu olabilir.
Polisi itmek suç mu?
Polisi görevini yaptırmamak için itmek, polise direnme kapsamında değerlendirilebilir ve görevi yaptırmamak için direnme suçu gündeme gelebilir.
Polisle kavga etmenin cezası var mı?
Polisle kavga etmek şeklinde tarif edilen olay birçok farklı şekilde meydana gelmiş olabilir. Somut olayın özelliklerine göre hakaret, tehdit, yaralama, görevi yaptırmamak için direnme suçu gibi farklı suçların oluşmuş olma ihtimali bulunmaktadır. Sitemizde yer alan Avukata Sor bölümünden, ceza hukuku ile ilgili sorularınızı yönelterek uzman avukatlarımızdan hızlı ve profesyonel yanıtlar alabilirsiniz.
Polisin bağırma hakkı var mı?
Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu m.16’ya göre: ‘’Polis, görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde, bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkilidir.’’ Kanun maddesinde bahsedilen bu zor kullanma yetkisinin çok dikkatli ve ölçülü biçimde kullanılması gerekir. Bu durumda somut olayın özelliklerine göre ölçülü olduğu söylenebiliyorsa polisin bağırma hakkı vardır.
Alkollüyken polise mukavemetin cezası
Alkollüyken polise mukavemet yani polise direnme şeklindeki davranışların, kusurluluğu etkileyen haller kapsamında değerlendirmeye alınması mümkündür. Ancak bunun için alkolün irade dışı alınmış olması gerekir. Hayatın olağan akışında ise kişinin iradesi dışında alkol alması pek olası görünmemektedir. Bu durumda alkollüyken polise mukavemet gösterildiğinde kusurluluğu etkileyen bir halden bahsetmek çoğu zaman mümkün olmayacaktır.