Nefret ve Ayrımcılık suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 122.maddesinde düzenlenmiştir. Kişilerin; ırk, din, etnik köken, mezhep ve sosyal grup farklılıklarından dolayı, uygunsuz ve farklı davranışlara maruz bırakılmasıyla “ayrımcılık fiili” ortaya çıkar. Ayrımcılık suçu genellikle kıta Avrupa’sında bir sorun olarak ortaya çıkmış ve ayrımcılık yasağı bir getirilmesi bir ihtiyaç olarak doğmuştur. Çeşitli ulusal ve uluslararası sözleşmelerde de bu husus detaylıca düzenlenmiştir. Nefret suçunda ise failin suçu işlemesinin temelinde önyargı suçun işlemesinin motivasyonunu oluşturur. Nefret suçunun temelinde de ayrımcılık yatmaktadır ve bu yüzden 5237 sayılı TCK’de Nefret ve Ayrımcılık Suçu olarak düzenlenmiştir.
Yazının içeriğini Nefret ve Ayrımcılık suçu ve cezası hakkında detaylı bilgilendirme ve suçla ilgili sıkça sorulan sorular oluşturuyor.
İÇİNDEKİLER
- NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇU NEDİR?
- NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇUNUN UNSURLARI NELERDİR?
- NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇUNDA KORUNAN HUKUKİ DEĞER
- NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇUNUN HAREKET UNSURLARI
- NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇUNUN FAİLİ VE MAĞDURU KİM OLABİLİR?
- NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇUNUN MANEVİ UNSURLARI
- NEFRET SUÇU NE DEMEKTİR?
- SUÇUN MUHAKEMESİ, ZAMANAŞIMI VE ŞİKÂYET SÜRESİ
- ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
- HARBİYE HUKUK BÜROSU OLARAK CEZA HUKUKUNA YÖNELİK HİZMETLERİMİZ
- SIKÇA SORULAN SORULAR
- Ayrımcılığın cezası nedir?
- Nefret suçu cezası nedir?
- Failin ayırt edici özellikler bakımından farklı olması şartı ne demek?
- Nefret ettiğini söylemek suç mu?
- Nefret suçu şikâyete tabi mi?
- Birini aşağılamak suç mu?
- Nefret ve ayrımcılık suçunda suçun içtiması var mıdır?
- Nefret ve ayrımcılık suçuna teşebbüs mümkün müdür?
NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇU NEDİR?
Nefret ve ayrımcılık suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanunda düzenlenen maddeyle birlikte, kişiler arası eşitliği sağlamak amaçlanmıştır. Maddede belirtilen hareketler kişiler arası eşitsizliğin oluştuğu hallerdir. Bir kimsenin etnik köken, din, mezhep, ırk, renk, ideolojisi – mensup olduğu sosyal gruptan dolayı farklılığından ötürü madde metninde belirtilen seçimlik hareketlerden birine uğraması sonucu nefret ve ayrımcılık suçu oluşmaktadır. Bu suçun düzenlenmesi; özel hukuk ilişkilerine, ceza hukuku kurallarıyla gerekli müdahale olarak da değerlendirilebilir. Nefret ve ayrımcılık suçunu düzenleyen kanun maddesi aynı zamanda Anayasa m.10’da düzenlenen “Kanun Önünde Eşitlik” hükmüyle ahenk içindedir ayrıca Anayasa maddesinin uygulanabilirliğini sağlamaktadır.
NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇUNUN UNSURLARI NELERDİR?
Maddi ceza hukukunda suçun unsurları; suçun maddi ve manevi unsurları olarak ayrılmaktadır. Suçun maddi unsurlarını; fail/mağdur, hareket, konu ve nitelikli unsurlar oluşturur iken manevi unsurları ise kast ve taksirdir.
Nefret ve ayrımcılık suçunun maddi unsurları olarak fail/mağdur, fiil ve hukuka aykırılık unsurudur. Suçun maddi unsurları bakımından suçun faili (gerekli koşulun oluştuğu takdirde) ve mağduru herkes olabilir. Fiil bakımından TCK m.122’de sayılan seçimlik hareketlerden birinin gerçekleşmesi gereklidir. Nefret ve ayrımcılık suçun nitelikli hali bakımından kanunda bir hal belirtilmemiştir. Ancak suç ayrıca cebir ve tehdit ile işlendiği takdirde suçun faili ayrıca bu fiillerden de cezalandırılacaktır. İlgili hukuki düzenlemeleri, hükümlerin yerine getirildiği takdirde hukuka uygunluk sebebi oluşur.
Nefret ve ayrımcılık suçunun manevi unsuru bakımından suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir. Nefret ve ayrımcılık suçu kast ile işlenir, bu suçun manevi unsuru kasttır.
NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇUNDA KORUNAN HUKUKİ DEĞER
Nefret ve ayrımcılık suçunda korunan hukuki değer, “bireylerin hukuka uygun olmayan ayrımcılığa maruz kalması ve yasaların kendilerine tanıdığı haktan keyfi olarak bırakılmamaları, bırakılmasının önlenmesi” olarak belirtilebilir. Maddenin temel amacını da kişilerin etnik ya da ideolojik grubuna göre ayrım yapılmaması ve bölücülüğü engellemek oluşturmaktadır.
NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇUNUN HAREKET UNSURLARI
Nefret ve ayrımcılık suçunun hareket unsurları bakımından, bireylerin uğradıkları ayrımcılıktan kaynaklı olarak işlenmesi gereken bazı fiiller vardır. Bu fiiller:
- Bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasının, devrinin veya kiraya verilmesinin,
- Bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasının,
- Bir kişinin işe alınmasının,
- Bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasının,
engellenmesidir.
Günlük hayattan bu hareketlere örnek vererek somutlaştırmak gerekirse, “Kişinin kadın olmasından dolayı işe alınmaması “; “Farklı dine mensup bir esnafın işyeri açmasının engellenmesi, işyerinin kapatılması”, “engelli bir bireyin dolmuşa alınmaması” gibi örneklendirilebilir.
NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇUNUN FAİLİ VE MAĞDURU KİM OLABİLİR?
Nefret ve ayrımcılık suçunun faili herkes olabilir, yani nefret ve ayrımcılık suçuna herkes uğrayabilir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta fail ve mağdurun birbirinden farklı etnik, din, ideoloji, cinsiyet(ten) olması gerekir. Aynı grup içinde yapılan ayrımcılık, kanunun maddeyle ulaşmak istediği amaca hizmet etmeyebilir bu durum somut olaya göre değişkenlik göstermektedir.
Nefret ve ayrımcılık suçunun mağduru herkes olabilir. Suçun mağduru, maddede sayılan özelliklerin kendisinde bulunan ve bu yüzden ayrımcılığa maruz kalan kişi olmalıdır.
NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇUNUN MANEVİ UNSURLARI
Nefret ve ayrımcılık suçunun manevi unsuru “kast”tır. Nefret ve ayrımcılık suçu taksirle işlenemez. Doktrinde TCK m.122’nin gerekçesinde ayrımcılık olarak nitelendirilen fiillerin gerçekleştirilme saiki sebebiyle bu suçta aranan kastın özel kast olduğunu savunan görüşler olsa da suçta aranan kast bakımından genel kastın yeterli olacağını savunan görüşler de mevcuttur.

NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇU VE CEZASI
NEFRET SUÇU NE DEMEKTİR?
Nefret suçu, suçun mağdurunun sahip olduğu etnik köken, cinsiyet, din, renk, engellilik, cinsel yönelimi yahut bu hususlardan birini içine alan gruba bağlılığı sebebiyle ön yargılı motivasyonla temel suçun işlenmesidir. Tanımdan yola çıkarak suçun, ön yargı saiki ile hareket edilerek; kişinin bir gruba mensubiyetinden dolayı işlenmesiyle ortaya çıktığını söylenebilir.
SUÇUN MUHAKEMESİ, ZAMANAŞIMI VE ŞİKÂYET SÜRESİ
Nefret ve ayrımcılık suçunun muhakemesi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun genel hükümlerine göre yapılır. Nefret ve ayrımcılık suçu; şikâyet, izin, talep gibi bir dava şartına bağlanmadığından dolayı, ceza muhakemesinin temel kuralı olarak re ‘sen yapılmaktadır. Yani suçun soruşturma ve kovuşturması re ‘sen yapılır. Nefret ve ayrımcılık suçu şikâyete bağlı bir suç olmadığından dolayı yetkili merciiler tarafından kamu davası açılması ve yürütülmesi gerekir. Takibi şikâyete bağlı olan bir suçlarda ise kamu davasının açılması şikâyet koşulunun gerçekleşmesine bağlıdır.
Nefret ve ayrımcılık suçuyla ilgili görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
Nefret ve ayrımcılık suçunun zamanaşımı süresi, suçun cezası beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektirdiğinden dolayı TCK m.66/1-e hükmünce sekiz yıldır.
ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
Dosyamız incelendiğinde; “sanığın üzerine atılı kişiler arasında ayırımcılık yapma suçunu işlediğine dair dosyada katılanın soyut beyanları dışında başka bir delil bulunmamakla birlikte, katılanın konuşmaları esnasında orada olduğunu söylediği sanığın şoförü olan tanığın beyanlarında böyle bir konuşma olmadığını, katılanın kendisini emniyette teşhis edemediğini söylediği, bu nedenle sanığın müsnet suçtan mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanığın beraatine karar verilmiştir.”
Yargıtay 4. CD, 19.12.2012 gün, 2012/25278 E, 2012/30932 K. sayılı ilamı ile onaylanan Marmaris 2. Sulh ceza mahkemesi 01.03.2010 gün, 2009/746 E, 2010/67 K. sayılı ilamı.
Bir otobüs şoförü, engelli bir yolcuyu sırf engelli olduğu gerekçesiyle araca almamış ve mağdurun tüm ısrarlarına rağmen, “Seninle mi uğraşacağım” diyerek bu talebi reddetmiştir. Yargıtay, otobüs şoförünün mağduru kasıtlı olarak araca almadığını tespit etmiş ve bu davranışın, Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesinde düzenlenen “nefret ve ayrımcılık” suçu kapsamında olduğunu belirlemiştir. Şoför hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir. Bu karar, engelli bireylere yönelik ayrımcılığın cezasız kalmayacağına dair önemli bir hukuki örnek teşkil etmektedir.
Yargıtay 4. CD, E. 2011/17515, K. 2012/18398, T. 25.9.2012
HARBİYE HUKUK BÜROSU OLARAK CEZA HUKUKUNA YÖNELİK HİZMETLERİMİZ
Ceza hukuku, kişinin hayatında önemli etkiler yaratabilecek bir alandır. Bu denli önemli bir hukuk alanında deneyimli bir ekipten destek almak da ayrı bir önem taşır. Harbiye Hukuk Bürosu, ceza hukuku alanında uzman kadrosu ve profesyonel yaklaşımıyla yargı sürecinde yardımınızdadır. Suç isnatlarından savunmaya ve mağdur haklarının korunmasına kadar her aşamada yanınızdayız.
Harbiye Hukuk Bürosu olarak senelere dayanan tecrübemizle ceza hukukuna ilişkin karmaşık davalarda etkin çözümler üretmekteyiz. Her müvekkilimizin davasına özelleştirilmiş yaklaşımla yaklaşıyor ve titizlikle strateji üretiyoruz.
Özellikle günümüzde yaşam gittikçe daha çok hızlanıyor, Harbiye Hukuk Bürosu olarak zamanın kıymetini biliyor ve hukuki çözüm sürecinizi hızlandırmayı ve hakkınızı savunmak adına en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz.
Suç Duyurusu Nasıl Yapılır? ,Ceza İstinaf Dilekçesi ve Örneği , Yasadışı Bahis Cezası Suçu ve Şartları konulu yazılarımız olmak üzere web sitemizdeki Ceza Hukuku kapsamındaki diğer yazılarımızdan sorununuz hakkında detaylı bilgi edinebilirsiniz.
SIKÇA SORULAN SORULAR
Ayrımcılığın cezası nedir?
Ayrımcılık suçunun yaptırımı TCK m.122 hükmünce bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Hükümde suçun yaptırımı olarak hapis cezası öngörülmüştür, adli para cezasına çevirme hakkı tanınmamıştır.
Nefret suçu cezası nedir?
Nefret suçunun cezası TCK m.122 hükmünce bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Hükümde suçun yaptırımı olarak hapis cezası öngörülmüştür, adli para cezasına çevirme hakkı tanınmamıştır.
Failin ayırt edici özellikler bakımından farklı olması şartı ne demek?
Nefret ve ayrımcılık suçunun faili bakımından; suçun faili herkes olabileceği gibi fail ve mağdurun aynı etnik köken, ırk, cinsiyet, din veya mezhepten olmaması gerekir bu hususa “failin ayırt edici özellikler bakımından farklı olması şartı” denilmektedir.
Bu şartın temeli suçun mağduru için getirilen koruma sisteminden kaynaklanmaktadır; aynı gruptan kişiler arasında meydana geldiğinde maddenin amacına uygunluk sağlanamaz.
Nefret ettiğini söylemek suç mu?
Kanaatimizce birinden nefret ettiğinizi söylerken, söylemin niteliği; etnik bir grup, cinsiyet, ırk, din vb. bir gruba karşı önyargı saiki ile söylenip söylenmediği ve kişinin aynı gruba mensup biri olup olmadığı dikkate alınmalıdır. Bu hususlar ve kişinin ifade hürriyeti göz önünde bulundurarak fiilin nefret ve ayrımcılık suçu oluşturup oluşturmadığı tespit edilmelidir.
Nefret suçu şikâyete tabi mi?
Takibi şikâyete bağlı suçların soruşturulması ve kovuşturulması için suçtan zarar gören kimse tarafından şikâyette bulunulması gerekir. Takibi şikâyete bağlı olmayan suç ise kanunda ayrıca belirtilmemek ile beraber soruşturulması ve kovuşturulması re ‘sen yapılır.
Nefret suçu takibi şikâyete bağlı bir suç değildir, dolayısıyla nefret suçu; savcı/mahkeme tarafından re ‘sen muhakeme edilecektir.
Birini aşağılamak suç mu?
TCK m.216’da “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçu” hüküm altına alınmıştır.
İlgili maddenin birinci ve ikinci fıkrasında; halktan bir kesiminin mensup olduğu sosyal sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge farklılığından dolayı alenen aşağılayan kimse ile halkın bir kesimi tarafından benimsenen dini değerleri alenen aşağılayan kişinin fiilinin kamu barışını bozmada elverişli olması durumunda altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır.
Nefret ve ayrımcılık suçunda suçun içtiması var mıdır?
Nefret ve ayrımcılık suçu aynı kişiye farklı zamanlarda birden fazla kez işlenebilmektedir, aynı zamanda bu suç tek hareket ile birden fazla kişiye karşı da işlenebilir. TCK m.43/1-2 hükümleri bu durumlarda uygulanabilir.
Nefret ve ayrımcılık suçuna teşebbüs mümkün müdür?
Doktrinde Nefret ve Ayrımcılık suçunda hem sırf hareket suçu hem de ihmal niteliğinde olduğundan icra hareketlerinin bölünmesinin ve teşebbüsün imkânı olmadığını savunan görüş hâkim iken tam tersi olarak öğretide icra hareketlerinin bölünebileceğini ve teşebbüsün mümkün olduğunu savunan görüşler de mevcuttur. Kısaca öğretideki hâkim görüşü esas almak gerekirse nefret ve ayrımcılık suçuna teşebbüsün mümkün olmadığını söyleyebiliriz.