İÇİNDEKİLER
- MEŞRU SAVUNMA (MÜDAFAA) ve ZORUNLULUK HALİ NEDİR?
- MEŞRU SAVUNMA (MÜDAFAA) NEDİR?
- MEŞRU SAVUNMANIN ŞARTLARI?
- SALDIRIYA İLİŞKİN KOŞULLAR
- SAVUNMAYA İLİŞKİN KOŞULLAR
- ÜÇÜNCÜ KİŞİ LEHİNE MEŞRU SAVUNMA YAPILABİLİR Mİ?
- MEŞRU SAVUNMADA SINIRIN AŞILMASI
- MEŞRU SAVUNMADA CEZALANDIRMA NASIL OLUR?
- MEŞRU SAVUNMA VE HAKSIZ TAHRİK
- ZORUNLULUK HALİ NEDİR?
- ZORUNLULUK HALİNDE CEZALANDIRMA OLUR MU?
- TAZMİNAT SORUMULUĞU
- ZORUNLULUK HALİNE DAİR ÖRNEKLER
- MEŞRU SAVUNMA VE ZORUNLULUK HALİNE DAİR YARGITAY KARARLARI
- HARBİYE HUKUK BÜROSU OLARAK CEZA HUKUKUNA YÖNELİK HİZMETLERİMİZ
- SIKÇA SORULAN SORULAR
- Meşru savunma nedir örnek?
- Meşru savunma hali ne demek?
- Meşru savunmada ceza verilir mi?
- Üçüncü kişi lehine meşru savunma yapılabilir mi?
- Meşru savunma ve haksız tahrik aynı anda olur mu?
- Hayvana karşı meşru müdafaa olur mu?
- Zorunluluk halinde ceza verilir mi?
- Zorunluluk hali kusuru kaldırır mı?
- Zorunluluk halleri nelerdir?
MEŞRU SAVUNMA (MÜDAFAA) ve ZORUNLULUK HALİ NEDİR?
Meşru savunma Türk Ceza Kanunu’nda hukuka uygunluk sebebi olarak düzenlenmekle birlikte bir kişinin veya bir başkasının haksız bir saldırıya maruz kaldığında, bu saldırıyı durdurmak amacıyla gerçekleştirdiği eylemleri ifade eder.
Zorunluluk hali, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) düzenlenen bir kusurluluğu ortadan kaldıran bir sebeptir ve bir kişinin kendisini veya başkalarını bir tehlikeden kurtarmak amacıyla işlediği fiillerde cezalandırılmamasını sağlar.
MEŞRU SAVUNMA (MÜDAFAA) NEDİR?
Meşru savunma, bir bireyin kendisini veya başka birini koruma amacıyla, haksız bir saldırıya karşı orantılı bir şekilde hareket etmesi durumunu ifade eder. Bu kavram, Türk Ceza Kanunu’nun 5237 sayılı yasasının 25/1 maddesinde ele alınmıştır.
Meşru savunma, hukuka uygunluk sebeplerinden biri olarak kabul edilir. Bu, normalde suç olarak nitelendirilebilecek bir davranışın, savunma amacı taşıdığında, hukuki olarak cezasızlık sebebi olarak ortaya çıkmaktadır.
MEŞRU SAVUNMANIN ŞARTLARI?
Meşru savunmanın şartları 2 grupta incelenmektedir:
- Saldırıya İlişkin Koşullar:
- Bir saldırının bulunması
- Saldırının haksızlığı
- Saldırının bir hakka yönelmiş olması
- Saldırının halen mevcut olması
- Savunmaya İlişkin Koşullar:
- Savunmada zorunluluk olması
- Savunmanın saldırıya ve saldırana karşı yapılması
- Savunmanın saldırı ile orantılı olması
SALDIRIYA İLİŞKİN KOŞULLAR
- Bir saldırının bulunması: Gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan bir saldırı bulunmalıdır. 3. Kişilere yönelik saldırılar da meşru savunma hakkını doğurur.
- Saldırının haksızlığı: Saldırının haksız olması yeterlidir, ayrıca suç teşkil etmesi gerekmez.
- Saldırının bir hakka yönelmiş olması: TCK hakkın niteliği konusunda ayrıma gitmiş olmasa da yalnızca ferdi nitelikteki hukuki değerlere yönelik saldırılar karşısında meşru savunma olabilir.
- Saldırının halen mevcut olması: Saldırı doğrudan doğruya başlamış ve henüz sona ermemiş olmalıdır.
SAVUNMAYA İLİŞKİN KOŞULLAR
- Savunmada zorunluluk olması: Saldırının defedilmesi için savunmaya ihtiyaç duyulması ve savunmanın gerekli olması lazımdır.
- Savunmanın saldırıya ve saldırana karşı yapılması: Savunma saldırının sonucu olmalı ve saldırana karşı yapılmalıdır dolayısıyla saldırıyı gerçekleştirenin belli olması gerekir.
- Savunmanın saldırı ile orantılı olması: Orantılılık, savunma eyleminin, saldırının niteliği ve büyüklüğü ile orantılı olması gerektiği anlamına gelir. Yani, bir tehdit veya saldırıya karşılık verdiğinizde, kullandığınız güç veya araçlar, maruz kaldığınız tehdidin seviyesini aşmamalıdır. Örneğin, fiziki bir saldırıya (örneğin, yumruk) maruz kalan bir kişi, bu saldırıya karşılık olarak silah kullanmamalıdır; bu durum, meşru savunma sınırlarını aşan bir tepki olarak kabul edilebilir. Savunma eylemlerinin, saldırıda kullanılan araçlarla aynı olmaları zorunlu değildir; fakat savunma amacını aşacak şekilde aşırıya kaçmamalıdır.
ÜÇÜNCÜ KİŞİ LEHİNE MEŞRU SAVUNMA YAPILABİLİR Mİ?
TCK’nın 25/1 inci maddesinde “Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş” olmasından bahisle üçüncü kişi lehine meşru savunma yapılabileceği açıktır.
MEŞRU SAVUNMADA SINIRIN AŞILMASI
Meşru savunmada sınırın aşılması, bir kişinin kendini korumaya çalışırken, bu koruma eyleminin gereğinden fazla ya da orantısız bir şekilde gerçekleştirilmesi durumunu ifade eder. Türk Ceza Kanunu’na göre, meşru savunma hakkı bazı şartlar altında geçerlidir, ancak bu hakkın kötüye kullanılması, yani sınırın aşılması, hukuki sonuçlar doğurabilir.
Meşru savunmada sınırların aşılması, bir kişinin kendisini veya başkasını korumak amacıyla uyguladığı savunmanın gereğinden fazla güç kullanarak gerçekleştirilmesi anlamına gelir. Yani, savunma hakkını kullanırken, karşı tarafın saldırısına karşı verilen tepki, orantılılık ilkesini ihlal ediyorsa bu durum meşru savunmanın sınırlarını aşmak olarak değerlendirilir.
Sınırın aşılması durumları arasında, kişinin yaşadığı yoğun duygusal durumlar önemli bir yer tutar. Bir kişinin saldırı anında hissettiği korku, heyecan ya da panik gibi duygular, bu kişinin normalde mantıklı bir şekilde hareket etmesini engelleyebilir. Bu tür durumlarda, kişinin verdiği tepkiler, yaşadığı anlık stres ve kaygı nedeniyle daha aşırı olabilir. Türk Ceza Kanunu madde 27/2’ye göre meşru savunmada kişinin yaşadığı heyecan, korku veya telaştan ötürü meşru savunmada sınır aşılmışsa kişiye ceza verilmez. Meşru savunmada sınırın mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaş ile aşılması halinde failin kusurluluğu ortadan kalkmaktadır. Çünkü failin sınırı aşmasıyla suç oluşmakta fakat failin içerisinde bulunduğu heyecan, korku ve telaş sebebiyle haklı davranışı seçme ve hareketlerini bu doğrultuda yönlendirme yeteneğinin ortadan kalktığı kabul edilmektedir.
MEŞRU SAVUNMADA CEZALANDIRMA NASIL OLUR?
Meşru savunma koşullarının gerçekleşmesi halinde ceza verilmez. Meşru savunmada sınırın mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaş ile aşılması halinde de ceza verilmez.
MEŞRU SAVUNMA VE HAKSIZ TAHRİK
Kusurluluğu azaltan hal olarak haksız tahrik, bir kişinin, başka birinin haksız bir hareketi sonucunda aşırı öfke veya derin bir üzüntü hissetmesi sonucu suç işlemesi durumunu ifade eder. Bu kavram, kişinin iradesinin dışındaki bir etki altında hareket ettiğini kabul eder ve Türk Ceza Kanunu’nda belirli koşullar altında cezai sorumluluğun azaltılmasına olanak tanır.
Türk Ceza Kanunu’nun 29. maddesi, haksız tahrik durumunu düzenler. Bu maddeye göre, failin haksız bir davranışa maruz kalması ve bu davranışın, onun suç işleme kararını etkilemesi, cezada indirim sebebi olarak kabul edilir. Ancak, bu durumun geçerli olabilmesi için failin maruz kaldığı durumun gerçekten haksız bir fiil olması ve bu fiilin, failin ruhsal durumunu etkileyen bir yoğunlukta olması gerekmektedir.
Meşru savunma Türk Ceza Kanunu’nda hukuka uygunluk sebebi olarak düzenlenmekle birlikte bir kişinin veya bir başkasının haksız bir saldırıya maruz kaldığında, bu saldırıyı durdurmak amacıyla gerçekleştirdiği eylemleri ifade eder.
ZORUNLULUK HALİ NEDİR?
Türk Ceza Kanunu’nun 25. maddesi, zorunluluk halini kusurluluğu ortadan kaldıran bir sebep olarak düzenlemiştir. Zorunluluk hali, bir kişinin kendisine veya başkalarına yönelik bir tehlikeden kaçınmak amacıyla hukuka aykırı bir eylemde bulunmasını ifade eder. Bu durumun geçerli olabilmesi için, kişinin karşılaştığı tehlike ile gerçekleştirdiği eylemin sonuçları arasında bir orantı olmalıdır. Ayrıca, kişinin tehlikeden başka bir şekilde kurtulma imkânı bulunmamalıdır.
Tehlikeye ilişkin şartlar:
- Ağır bir tehlikenin varlığı
- Tehlikenin muhakkak olması
- Tehlikenin kişinin kendisine veya başkasının hakkına yönelik olması
- Tehlikeye bilerek sebebiyet verilmemesi
Korunmaya ilişkin şartlar:
- Tehlikeden başka türlü korunma imkanının bulunmaması
- Zorunluluk halinde işlenen fiil ile tehlike arasında oran bulunması
- Tehlikeye göz germe mükellefiyetinin bulunmaması
ZORUNLULUK HALİNDE CEZALANDIRMA OLUR MU?
Kusurluluğu ortadan kaldıran zorunluluk halinde şartların gerçekleşmesi halinde faile ceza verilmez.
TAZMİNAT SORUMULUĞU
Zorunluluk hali, kusurluluğu ortadan kaldırsa da failin zarar verdiği kişi veya kişiler karşısında tazminat sorumluluğunu otomatik olarak ortadan kaldırmaz. Fail, zorunluluk halinde eylemde bulunmuş olsa bile, zarar veren eylem nedeniyle tazminat yükümlülüğü doğabilir.
ZORUNLULUK HALİNE DAİR ÖRNEKLER
- Bir kar fırtınasında mahsur kalan bir birey, donma riskiyle karşı karşıya kalır. Hayatta kalabilmek için, dağlık alandaki bir yazlık evin kapısını kırarak içeri girer ve bu sayede donmaktan kurtulur. Bu durumda, mal sahipliğine zarar verme ve konut dokunulmazlığını ihlal etme suçları işlenmiş olur. Ancak, kişinin hayatını kurtarma zorunluluğu nedeniyle bu fiiller hafifletici bir neden olarak kabul edilebilir ve böylece ceza almaz; fakat verdiği zararın tazmin edilmesi gerekecektir.
- Kış aylarında, kurtların tehditlerine maruz kalan bir dağ köyünde yaşayan insanlar için, kendilerini korumak amacıyla ruhsatsız silah bulundurma durumu zorunluluk hali olarak değerlendirilebilir.
- Bir köpek saldırısından kaçan bir kişi, boş bir kulübeye sığınma imkânı varken komşusunun aracının camını kırarak kaçmayı seçerse, bu durum zorunluluk hali olarak kabul edilmez.
MEŞRU SAVUNMA VE ZORUNLULUK HALİNE DAİR YARGITAY KARARLARI
Meşru Savunmada Sınırın Aşılması
Ceza Genel Kurulu 2015/1039 E. , 2016/96 K.
“İçtihat Metni”
Mahkemesi :..Ağır Ceza Mahkemesi
Meşru savunma durumunda olan sanığın maktulün oğulları … ve …’e yaptığı gibi hayati bölgesine hedef almadan ateş ederek saldırıyı bertaraf etmesi mümkün iken yakın mesafeden maktulü göğsünden vurması eyleminde, saldırı ve savunmaya ilişkin diğer şartların bulunduğunda şüphe bulunmamakta ise de, savunma ile saldırı arasındaki denge savunma lehine bozulmuş olup dolayısıyla da ölçülülük ya da orantılılık ilkesi ihlal edilmiştir.
Ancak üç oğlu ile birlikte olay yerine gelen ve oğullarında da silah bulunan maktül tarafından silahla yaralanan ve darp edilmiş vaziyette yerde yatan kardeşine de maktül tarafından ateş edildiğini gören sanığın olayın gelişimi ve gerçekleşme biçimi nazara alındığında meşru savunmada sınırı mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaş ile aştığının kabulü gerekir. Sanığın maruz kaldığı saldırının etkisiyle içine düştüğü psikolojik hal nedeniyle heyecanlanması, paniğe kapılması ve hatta korkması, bunun sonucunda da meşru savunma sınırını aşması hayatın olağan akışında beklenebilecek bir durum olup, somut olayda TCK’nun 27. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma şartları gerçekleşmiştir.
Zorunluluk Hali
- Ceza Dairesi 2016/4051 E. , 2018/524 K.
“İçtihat Metni”
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Organ veya doku ticareti
Hüküm : TCK’nın 91/1,62/1,53 maddeleri gereğince mahkumiyet
“Sanık …’nun böbrek hastası olduğu ve diyalize girmek için gittiği özel diyaliz merkezinden tanıdığı sanık …’un ayarladığı, verici olan ve hüküm ile hakkında tefrik kararı verilen sanık …’ın böbreğinin alınarak sanık …’ye nakledildiği, organ naklinden sonra, nakil karşılığında ödenmesi taraflarca kabul edilen miktarın sanık …’nin babası sanık … tarafından sanık …’ya ve sanık …’a ödendiği, böbrek naklinde kullanılmak üzere sanık … ‘un kimlik bilgileri kullanılarak düzenlenen sahte kimlik ile sanık …’ın nakilden sonra bankadan para çekmek için başvuruda bulunduğu ve banka tarafından kimliğin sahte olduğu anlaşılarak yapılan ihbar üzerine yürütülen soruşturmada verdiği beyanında organ ticareti suçunu anlatması üzerine adli soruşturmaya başlanılarak sanıklar hakkında organ ticareti yapma suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği olayda, zorunluluk halinin düzenlendiği TCK’nın 25/2. maddesinde, gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup
bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez hükmünü içermekte olup, böbrek hastası olan sanık … ile oğluna böbrek alan sanık …’nun, suça konu hastalığın hayati tehlike arz edecek derecede olup olmadığı, gelişen tıp bilimi çerçevesinde suç oluşturan organ nakli eylemi dışında başka bir yolla tedavi edilme imkanı ve organ naklinde zaruret bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre sanıklar hakkında TCK’nın 25/2. maddesinin uygulanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği…”
HARBİYE HUKUK BÜROSU OLARAK CEZA HUKUKUNA YÖNELİK HİZMETLERİMİZ
Harbiye Hukuk Bürosu, ceza hukuku avukatı alanında geniş bir uzmanlık yelpazesine sahip bir ekip ile faaliyet göstermektedir. Bu ekip, karmaşık dava süreçlerinde müvekkillerine detaylı rehberlik sunarak, onların haklarını koruma noktasında büyük bir çaba sarf etmektedir. Bizim hedefimiz, müvekkillerimizin yasal haklarını en etkin şekilde savunmak ve onlara adil bir yargılama süreci sağlayarak, hukukun üstünlüğünü tesis etmektir. Meşru savunma, haksız tahrik ve zorunluluk hali alanlarında sahip olduğu derin bilgi ve deneyimi ile müvekkillerine en etkili çözümleri sunmaktadır. Dava süreçlerinin her aşamasında profesyonel ve deneyimli ekibimizle yanınızda olarak, ihtiyaç duyduğunuz destek ve bilgiyi sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz.
SIKÇA SORULAN SORULAR
Meşru savunma nedir örnek?
Bir çocuk veya akıl hastası eline aldığı dolu silahı bir kişiye doğrultup ateşleyeceği sırada çocuğun veya akıl hastasının koluna vurmak suretiyle yaralama eyleminde meşru müdafaa şartları oluşmuştur.
Meşru savunma hali ne demek?
Meşru savunmanın özü her canlının hayatta kalma içgüdüsüdür. Kişinin kendisine yönelen haksız ve ağır saldırıya karşı kendi hakkını müdafaa etmesinden ibarettir.
Meşru savunmada ceza verilir mi?
Meşru savunma koşullarının gerçekleşmesi halinde ceza verilmez. Meşru savunmada sınırın mazur görülebilecek bir heyecan, korku veya telaş ile aşılması halinde de ceza verilmez.
Üçüncü kişi lehine meşru savunma yapılabilir mi?
TCK’nın 25/1 inci maddesinde de belirtildiği gibi “Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş” olması durumunda üçüncü kişi lehine meşru savunma yapılabilir.
Meşru savunma ve haksız tahrik aynı anda olur mu?
Meşru savunma ve haksız tahrik bir olayın hukuki değerlendirilmesini önemli bir yere sahiptir ve çoğu zaman birlikte ortaya çıkabilirler dolayısıyla bu iki kavramın aynı anda gerçekleşmesi mümkündür. Haksız tahrik sonucu öfkelenen ve bu öfkesinden dolayı karşı tarafa zarar vermek isteyen kişiye karşı meşru savunmanın yapılması bu iki kavramın aynı anda olabileceğini göstermektedir.
Hayvana karşı meşru müdafaa olur mu?
Türk Ceza Kanunu’nda meşru müdafaa, “kişinin kendisine veya başkasına yönelik bir saldırıyı önlemek amacıyla” müdahalede bulunabileceğini belirtir. Hayvanlara karşı doğrudan bir meşru müdafaa hakkı tanınmaz. Yani bir insanın bir hayvana karşı tehlikeli bir durumla karşılaşması halinde, bu durum meşru müdafaa kapsamında değerlendirilmez. Bunun yerine, hayvanlara karşı zarar vermek, Türk Ceza Kanunu’nda hayvanlara karşı işlenen suçlar olarak kabul edilir ve bu tür eylemler cezai yaptırımlara tabi olabilir.
Zorunluluk halinde ceza verilir mi?
Zorunluluk halinde şartların gerçekleşmesi halinde faile ceza verilmez.
Zorunluluk hali kusuru kaldırır mı?
Türk Ceza Kanunu’nun 25. maddesi, zorunluluk halini kusurluluğu ortadan kaldıran bir sebep olarak düzenlemiştir.
Zorunluluk halleri nelerdir?
Bir kişinin kendisine veya başkalarına yönelik bir tehlikeden kaçınmak amacıyla kişinin karşılaştığı tehlike ile gerçekleştirdiği eylemin sonuçları arasında bir orantı çerçevesinde tehlikeden başka bir şekilde kurtulma imkânı olmaması halinde gerçekleştirdiği hukuka aykırı bir eylemlerdir.
DİLAY ERGENÇ