Mehir alacağı davası, İslam hukukundan kaynaklanan bir müessese olarak, evlilik sırasında kararlaştırılan ve kadına ödenmesi gereken mehir bedelinin talebiyle açılan bir dava türüdür. Bu dava, Türk hukukunda evlilik birliğinin sona ermesi ya da mehir bedelinin ödenmemesi durumlarında sıkça gündeme gelmektedir ve kadınların ekonomik haklarının korunmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Mehir, İslam hukuku kökenli bir kavram olmakla birlikte, günümüz hukuk sisteminde evlilik birliği içerisinde kadına ekonomik bir güvence sağlamak amacıyla başvurulan önemli bir alacak türü olarak değerlendirilmektedir. Türk hukukunda mehire ilişkin doğrudan bir düzenleme bulunmamakla birlikte mehir, sözleşme serbestisine dayalı olarak Yargıtay içtihatları doğrultusunda, bağışlama vaadine dayalı bir sözleşme olarak kabul edilmektedir.
İÇİNDEKİLER
- MEHİR ALACAĞI NEDİR?
- MEHİR ALACAĞI NASIL ORTAYA ÇIKAR?
- MEHİR ALACAĞI İÇİN DAVA NE ZAMAN AÇILABİLİR?
- MEHİR ALACAĞI DAVASI NASIL AÇILIR?
- MEHİR ALACAĞI HANGİ MAHKEMEDE GÖRÜLÜR?
- MEHİR ALACAĞINDA TANIK VE DELİL ŞARTI
- MEHİR ALACAĞI VE MAL PAYLAŞIMI DAVALARI ARASINDAKİ FARKLAR
- MEHİR ALACAĞINDA ZAMANAŞIMI
- MEHİR ALACAĞINDA İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ
- MEHİR ALACAĞI DAVASI MASRAFLARI VE HARÇLAR
- MEHİR ALACAĞI DAVASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ
- SIKÇA SORULAN SORULAR
- Boşanmada Mehir Talep Edilebilir Mi?
- Mehir Alacağı İçin Dava Nasıl Açılır?
- Mehir Alacağı Nasıl İspat Edilir?
- Kadına Takılan Altın Mehir Sayılır Mı?
- Mehir Alacağı Üçüncü Kişilerden İstenebilir Mi?
- Mehir Alacağı Hangi Durumlarda Talep Edilebilir?
- Mehir Alacağı İçin Dava Ne Zaman Açılabilir?
- Mehir Alacağı Davası Hangi Mahkemede Açılır?
- Mehir Sözleşmesi Nasıl Yapılır? Geçerlilik Şartları Nelerdir?
- Mehir Alacağı Davası İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?
- Evlilik Devam Ederken Mehir Alacağı Talep Edilebilir Mi?
- Boşanma Durumunda Mehir Alacağı Nasıl Talep Edilir?
- Mehir Alacağı Davasında Hangi Deliller Kullanılır?
- Mehir Alacağı Davasında Tanık Beyanı Kabul Edilir Mi?
- Mehir Alacağı İçin Zamanaşımı Süresi Nedir?
- Mehir Alacağı ile Mal Paylaşımı Davası Aynı Anda Açılabilir Mi?
- Mehir Alacağı Dava Masrafları Kim Tarafından Ödenir?
- Eşlerin Anlaşmalı Boşanmasında Mehir Alacağı Nasıl Çözülür?
- Düğünde Takılan Altınlar Mehir Alacağına Dahil Midir?
- Evlilikte Mehir Bedeli Zorunlu Mudur?
MEHİR ALACAĞI NEDİR?
Mehir alacağı, İslam hukuku kökenli bir kavram olup, evlilik birliği içerisinde veya bu birliğin sona ermesi halinde kadına ekonomik bir güvence sağlama amacı güden bir alacaktır. Mehir; erkeğin, evlilik sırasında veya evliliğin sona ermesinde kadına taahhüt ettiği mal veya ekonomik değer taşıyan varlıkları ifade etmektedir. Bu bağlamda, mehir alacağı, özellikle mehr-i müeccel türüyle, evliliğin sona ermesi durumunda kadının talep edebileceği bir hak olarak tanımlanabilmektedir.
Türk hukukunda doğrudan mehir ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, mehir uygulamaları tarafların iradeleriyle sözleşme serbestisi kapsamında devam etmekte ve bu tür alacaklar, bağışlama vaadi sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.26 hükmüne göre, bir sözleşmenin içeriği Kanun’da öngörülen sınırlar çerçevesinde özgürce belirlenebilmektedir. Kanun’da öngörülen sınırlar ise sözleşmenin içeriğinin hukuka, kamu düzenine ve ahlaka uygun olmasıdır. Bu şekilde içerik yönünden Kanun ile çizilen sınırların dışına çıkmayan bir sözleşme konusu, taraflarca serbestçe belirlenebilecektir.
Bu doğrultuda her sözleşmenin de kanunda düzenlenme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle mehir, her ne kadar kanunda açıkça düzenlenmemiş olsa da Türk Borçlar Kanunu’nda bağışlama vaadi ile ilgili düzenlemeler (TBK m. 285-298), mehir alacaklarına dair uyuşmazlıkların çözümünde uygulanabilir niteliktedir. Ayrıca, Yargıtay kararlarında mehir senetleri, bağışlama vaadi sözleşmesi olarak nitelendirilmiş ve bu tür sözleşmelere ilişkin geçerlilik koşulları, mehir için de uygulanmıştır.
Mehir alacağı, mehr-i muaccel ve mehr-i müeccel olarak ikiye ayrılmaktadır. Mehr-i muaccel, evlilik sırasında veya evlilik akdinin gerçekleşmesiyle birlikte kadına verilen mehri ifade ederken, mehr-i müeccel, evliliğin sona ermesi durumunda kadına verilen mehirdir. Mehr-i müeccel, boşanma ya da eşin ölümü gibi durumlarla talep edilebilen ve ileriye yönelik ödenmesi kararlaştırılan mehirdir. Evliliğin boşanma nedeniyle sona ermesi halinde, kadın mehir alacağını talep edebilecektir. Eğer evlilik, erkeğin ölümüyle sona ermişse, kadın, mehir alacağını, eşinin mirasından talep etme hakkına sahiptir.
Mehir alacağının talebi durumunda, eğer yazılı bir mehir senedi varsa, bu senet, alacağın ispatında önemli bir delil niteliği taşımaktadır. Mehir senedinin bulunmadığı durumlarda ise tarafların iradeleri, örf ve adetler ya da taraflar arasındaki yazılı veya sözlü anlaşmalar dikkate alınarak, mehir alacağının varlığı ve miktarı belirlenmektedir. Mehir alacağına yönelik uyuşmazlıklarda, bağışlama vaadi sözleşmelerine ilişkin geçerlilik şartları ve hükümler göz önüne alınmaktadır. Örneğin, mehir senedinin yazılı olarak düzenlenmesi, tarafların imzalarını içermesi ve mehir konusu malın belirli ya da belirlenebilir olması gerekmektedir. Eğer mehir bir taşınmaz ise, sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.
HUKUKİ DANIŞMANLIK İÇİN BİZİ ARAYABİLİRSİNİZ
MEHİR ALACAĞI NASIL ORTAYA ÇIKAR?
Mehir alacağı, evlilik birliği içerisinde ya da bu birliğin sona ermesi halinde kadına maddi güvence sağlama amacı taşıyan bir alacak hakkıdır. Mehir, kocanın kadına vermeyi taahhüt ettiği ekonomik değeri olan varlık veya mallardan oluşmaktadır. Mehir alacağının doğması, evlilik akdi ve tarafların iradesine bağlı olarak şekillenmektedir. Bu alacak, evlilik sırasında mehr-i muaccel olarak derhal teslim edilmek üzere ortaya çıkabileceği gibi, mehr-i müeccel olarak evliliğin sona ermesiyle talep edilmek üzere de doğabilmektedir.
Mehir alacağı, kural olarak tarafların iradelerine dayanmakta ve evlilik akdi sırasında ya da sonrasında mehir senedi adı verilen bir yazılı sözleşme ile hüküm altına alınabilmektedir. Mehir senedinin düzenlenmesi, mehir alacağının varlığını ispat açısından büyük önem taşımakla birlikte mehir alacağının doğması için bir geçerlilik şartı değildir. Taraflar, mehir senedi düzenlememiş olsa bile mehir alacağının doğduğunun ispat edilmesi durumunda da kanının mehir alacağı hakkı geçerlidir. Temel olarak mehirin doğması için aşağıdaki şatlar gerekmektedir:
- Geçerli Bir Evlilik: Mehir alacağı, geçerli bir evlilik ile birlikte doğmaktadır. Geçersiz bir evlilik mehir alacağının doğmasını engellemektedir.
- Tarafların Mehir Hususunda Anlaşması: Mehirin miktarı, cinsi ve ödeme şekli taraflarca belirlenmektedir. Mehir konusunun hangi miktarda paradan veya hangi mallardan oluştuğu hususunda tarafların iradelerinin uyuşması, mehir alacağının doğması için şarttır. Eğer açık bir anlaşma yoksa, örf ve adetlere göre mehir miktarı belirlenebilecektir. Ancak mehir miktarının hiç belirlenmemiş olması ve tarafların mehir hususunda örtülü de olsa hiçbir anlaşmalarının olmaması durumunda mehir alacağı doğmayacaktır.
- Evliliğin Sona Ermesi Halinde Mehr-i Müeccel: Eğer taraflar, mehr-i müeccel üzerinde anlaşmışsa, bu durumda mehir alacağı, boşanma veya eşlerden birinin ölümü gibi evliliğin sona ermesi halinde doğmaktadır. Eşin ölümü durumunda, kadının mehir alacağı, miras borçları arasına dahil edilmekte ve mirastan karşılanmaktadır.
Türk hukukunda mehir doğrudan düzenlenmemiş olsa da, Yargıtay içtihatları doğrultusunda mehir, bağışlama vaadi sözleşmesi niteliğinde kabul edilmektedir. Bu nedenle, mehir alacağına yönelik talepler, Türk Borçlar Kanunu’nun bağışlama vaadi sözleşmelerine ilişkin hükümleri çerçevesinde incelenmektedir. Bu bağlamda mehir alacağının konusunun bir taşınmaz olması durumunda resmi şekilde bir sözleşmenin yapılması gerekmektedir. Çünkü TBK m.288 hükmünde bağışlama vaadinin konusunun bir taşınmaz olması halinde bu bağışlamanın geçerli olabilmesinin koşulu, bağışlamanın resmi şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Mehire ilişkin uyuşmazlıklarda bağışlama vaadi sözleşmelerine ilişkin hükümler uygulandığından mehirin konusunun taşınmaz olması halinde de TBK m.288 hükmü uygulanmaktadır. Bu nedenle konusu taşınmaz olan mehir alacağının doğması için mehir anlaşmasının resmi şekilde yapılması gerekmektedir.
MEHİR ALACAĞI İÇİN DAVA NE ZAMAN AÇILABİLİR?
Mehir alacağı davası, kadının evlilik birliği çerçevesinde kocasından talep ettiği mehir hakkının yerine getirilmemesi halinde açılabilecek bir davadır. Mehir, kocanın eşine ekonomik güvence sağlamak amacıyla taahhüt ettiği mal veya değerlerden oluştuğundan, mehir alacağı davası, mehirin ödenmemesi ya da taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık çıkması durumunda kadının haklarını koruyucu bir hukuki yol olarak öne çıkmaktadır.
Mehir alacağı davasının açılabilmesi için belirli koşulların ve durumların gerçekleşmesi gerekmektedir. Öncelikle, taraflar arasında bir mehir anlaşmasının bulunması ya da evlilik sırasında tarafların iradesiyle mehr-i muaccel veya mehr-i müeccel niteliğinde bir mehir taahhüdü verilmiş olması gerekmektedir. Mehirin yazılı bir mehir senediyle belgelendirilmesi, alacağın ispatını kolaylaştırsa da yazılı bir belge olmaksızın da dava açılması mümkündür. Bu durumda, tarafların beyanları, örf ve adetler ya da mevcut diğer deliller (tanık gibi) dikkate alınmaktadır.
Mehr-i muaccel niteliğindeki mehir için dava, evlilik sırasında mehirin ödenmemesi durumunda hemen açılabilmektedir. Mehr-i muaccel, evlilik akdi ile birlikte derhal ödenmesi gereken mehir türü olduğundan, kocanın bu borcunu yerine getirmemesi durumunda kadın mehir alacağı davası açma hakkına sahiptir.
Mehr-i müeccel ise boşanma, kocanın ölümü ya da evliliğin başka bir sebeple sona ermesi halinde talep edilebilen bir alacaktır. Bu nedenle, mehr-i müeccel niteliğindeki mehir için mehir alacağı davası, evliliğin sona erdiği tarihten itibaren açılabilmektedir. Boşanma durumunda, boşanma davasının kesinleşmesiyle birlikte kadın mehir alacağı için dava açabilecektir. Kocanın ölümü halinde ise mehir alacağı, miras borçları arasına dahil edilmekte ve kadın, kocanın mirasçılarına karşı mehir alacağı davası açabilmektedir.
MEHİR ALACAĞI DAVASI NASIL AÇILIR?
Mehir alacağı davası, eşler arasında kararlaştırılan mehirin ödenmemesi durumunda kadının haklarını korumak amacıyla başvurduğu hukuki bir yoldur. Bu dava, evlilik sırasında kararlaştırılan mehir borcunun yerine getirilmemesi ya da evliliğin sona ermesi halinde mehr-i müeccel niteliğindeki mehirin talep edilmesi için açılmaktadır.
Mehir alacağı davasının açılabilmesi için öncelikle bir mehir anlaşmasının varlığı gerekmektedir. Bu anlaşma yazılı bir mehir senedi ile belgelendirilmiş olabilir. Ancak yazılı bir senet bulunmasa bile tarafların iradesi, örf ve adetler veya diğer delillerle mehirin varlığı ispatlanabilmektedir. Dava açacak taraf, öncelikle mehirin kararlaştırıldığını ve ödenmediğini ispat etmekle yükümlüdür.
Dava, görevli ve yetkili mahkemede açılmaktadır. Mehir alacağı davasında görevli mahkeme, aile hukuku uyuşmazlıklarına bakan Aile Mahkemesidir. Eğer davanın açıldığı yerde Aile Mahkemesi bulunmuyorsa, Asliye Hukuk Mahkemesi davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakmaktadır. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesidir. Yetkili ve görevli mahkeme tespit edildikten sonra bu mahkemeye sunulacak bir dava dilekçesi hazırlanmalıdır. Dilekçede mehir alacağının niteliği (mehr-i muaccel veya mehr-i müeccel), miktarı, dayanakları ve ödenmediği hususları açıkça belirtilmelidir.
Burada önemle belirtmemiz gereken bir diğer husus, senede bağlanmış bir Mehir alacağının varlığı halidir. Şayet ki Mehir alacağı senede bağlı ise, senede bağlı bir borç gündeme gelecektir. Bu durumda HMK’de yer alan alacak davalarının genel yetkili ve görevli mahkemeleri olan Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın açılabilmesi, alacağın talep edilebilmesi mümkündür.
Mehir alacağı davasında, kadın, mehirin kararlaştırıldığını, kararlaştırılan mehirin miktarını ve ödenmediğini ispatlamak için varsa tanık beyanları, yazılı belgeler (mehir senedi) ve mevcut diğer delillerden yararlanabilmektedir. Eğer dava, mehr-i müeccel niteliğindeki bir alacağa dayanıyorsa, evliliğin sona erdiği tarih (boşanma kararı kesinleşmesi ya da eşin ölümü gibi) zamanaşımı hususunda önem taşımaktadır bu nedenle ilgili tarih dava dilekçesinde açıkça belirtilmelidir.
MEHİR ALACAĞI HANGİ MAHKEMEDE GÖRÜLÜR?
Mehir alacağı davaları, aile hukuku kapsamında değerlendirilen uyuşmazlıklar arasında yer almaktadır. Bu nedenle, mehir alacağı davası açmak isteyen tarafların başvurması gereken görevli mahkeme, Aile Mahkemesidir. Eğer davanın görüleceği yerde Aile Mahkemesi yoksa, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesi sıfatıyla bakmaktadır.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere Mehir alacağı, senede dayalı bir alacak olarak da karşımıza çıkabilir. Mehir alacağının senede dayandığı durumlarda ise Asliye Hukuk Mahkemesi görev yapacaktır. Zira bu durumda dava konusunun senede dayalı bir alacak olmasından ötürü dava türü bir eda davası olacaktır.
Yetkili Mahkeme açısından ise, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan genel yetki kuralları geçerlidir. Buna göre, mehir alacağı davası, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilecektir. Ayrıca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre kadın, boşanma veya ölüm gibi sebeplerle mehr-i müeccel mehir alacağı için dava açıyorsa, boşanma kararının kesinleştiği veya eşin ölümünün gerçekleştiği yer mahkemesi de yetkili mahkeme olabilecektir.
MEHİR ALACAĞINDA TANIK VE DELİL ŞARTI
Mehir alacağı davası, kadının, kocasından talep ettiği mehirin ödenmemesi durumunda başvurulan hukuki bir yoldur. Bu davada, kadının mehir hakkını talep edebilmesi için mehirin varlığını ve ödenmediğini ispatlaması gerekmektedir. Mehir alacağı davasında ispat yükü, genel hukuk kurallarına uygun olarak davayı açan tarafa aittir. Dolayısıyla, kadın, mehir alacağını dayandırdığı olguları mahkemeye sunacağı delillerle ortaya koyma yükü altındadır.
Mehir Senedi ve Yazılı Belgeler: Mehir alacağı davasında en güçlü delil, eşler arasında düzenlenmiş bir mehir senedidir. Mehir senedi, tarafların iradelerini açıkça ortaya koyan yazılı bir belge olduğu için, davanın kadının lehine olarak sonuçlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Eğer mehir senedi resmi şekil şartlarına uygun düzenlenmişse, bu belge mahkeme tarafından bağlayıcı bir delil olarak kabul edilecektir. Ancak mehir senedi olmadan da dava açılabilmektedir. Bu durumda, davacı tarafın mehirin varlığını ve ödenmediğini tanık ifadeleri ve diğer delillerle ispatlaması gerekmektedir.
Bununla birlikte mehirin konusu bir taşınmaz veya taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka ilişkin ise mehirin, bağışlama vaadi sözleşmesi gibi resmi bir şekilde yapılmış olması gerekmektedir. Resmi şekilde düzenlenmeyen taşınmaz mehri, geçersiz kabul edilmektedir. Mehirin konusunun taşınır bir mal veya bir miktar para olması durumunda ise tarafların, resmi şekilde bir sözleşme düzenlemeleri gerekmemekte, yazılı bir sözleşmenin olmaması durumunda da mehir, her türlü delille ispat edilebilmektedir.
Tanık İfadeleri: Mehir alacağı davasında tanık beyanları, özellikle yazılı bir mehir senedinin bulunmadığı durumlarda büyük önem taşımaktadır. Tanıklar, mehirin evlilik sırasında taraflar arasında kararlaştırıldığını, miktarını ve ödeme şartlarını mahkemeye açıklayabilecektir. Tanık ifadeleri, mehirin varlığını destekleyen deliller arasında yer almakla birlikte, tek başına yeterli olmayabilmektedir. Bu nedenle, mahkeme, tanık ifadelerini diğer delillerle birlikte değerlendirmektedir.
Örf ve Adetler: Mehirin yazılı bir belge ile kararlaştırılmadığı durumlarda, mahkeme, tarafların yaşadığı bölgede geçerli olan örf ve adetlere de başvurabilmektedir. Örf ve adetler, mehir miktarının ve türünün belirlenmesinde tamamlayıcı bir delil niteliği taşımaktadır. Özellikle dini nikah sırasında mehirin kararlaştırıldığı iddia ediliyorsa, mahkeme, bölgesel gelenekleri ve tarafların beyanlarını dikkate alarak bir sonuca varmaktadır.
İspat Yükümlülüğü
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190. maddesi gereğince, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı ve ileri sürdüğü vakıaların somut olayda var olduğunu ispat etmekle yükümlüdür. Bu kural gereği, mehir alacağı davası açan tarafın, mehirin kararlaştırıldığını, miktarını ve ödenmediğini ispat etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
MEHİR ALACAĞI VE MAL PAYLAŞIMI DAVALARI ARASINDAKİ FARKLAR
Mehir alacağı davası ve mal paylaşımı davası, Türk hukukunda tarafların malvarlığına yönelik taleplerinin hukuki temellerini oluşturan iki farklı dava türüdür. Bu davalar, tarafların ekonomik haklarını korumayı amaçlasa da dayandıkları hukuki ilkeler, kapsamları, amaçları ve uygulanma süreçleri bakımından farklılık göstermektedir.
Hukuki Dayanak
Mehir alacağı davası, genellikle evlilik birliği sırasında ya da bu birliğin sona ermesi halinde kadına ekonomik güvence sağlama amacını taşımaktadır. Türk hukukunda mehir ile ilgili doğrudan bir düzenleme bulunmamakla birlikte, Yargıtay içtihatları doğrultusunda mehir, bağışlama vaadi sözleşmesi olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle mehir alacağı davaları, Türk Borçlar Kanunu’nun bağışlama vaadine ilişkin hükümleri çerçevesinde çözümlenmektedir Mal paylaşımı davaları ise, Türk Medeni Kanunu’nun 202 vd. maddelerinde düzenlenen mal rejimi hükümlerine dayanmaktadır. 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren edinilmiş mallara katılma rejimi, yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Mal paylaşımı davaları, bu mal rejiminin sona ermesiyle tarafların edinilmiş mallarının tasfiyesi ve alacak haklarının belirlenmesi amacıyla açılmaktadır.
Kapsam ve Amaç
Mehir alacağı davası, eşler arasında kararlaştırılan ve kadının ekonomik güvence olarak talep edebileceği mehr-i muaccelin ödenmemesi nedeniyle veya evliliğin sona ermesiyle mehr-i müeccelin talep edilmesi amacıyla açılmaktadır. Bu dava, genellikle evlilik sırasında belirlenen mehir senedine dayanmakta ve mehirin cinsi, miktarı ve ödeme şartları, davanın kapsamını oluşturmaktadır. Mehir alacağı davasının amacı, kadının evlilik birliği süresince ya da sonrasında ekonomik güvenceye sahip olmasını sağlamaktır. Mal paylaşımı davaları ise, evlilik süresince kazanılan malvarlığının tasfiyesi ile tarafların hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesini amaçlamaktadır. Bu davanın kapsamı, edinilmiş malların ve kişisel malların ayrımını, değer artış payı alacağını ve katılma alacağını içermektedir.
Tarafların Talepleri ve Dayanakları
Mehir alacağı davası açan taraf, davada mehir senedi gibi yazılı belgeler ya da tanık ifadeleriyle mehirin varlığını ve ödenmediğini ispat etmek zorundadır. Mehir alacağı davasında talep edilen şey, genellikle evlilik sırasında kararlaştırılan ekonomik değeri olan malvarlığı unsurlarıdır (örneğin, altın, taşınmaz, para). Mal paylaşımı davalarında ise taraflar, tasfiye sürecinde edinilmiş mallar üzerinden hak talep etmektedirler. Bu davada her eş, kendi kişisel mallarını koruyarak diğer eşin edinilmiş mallarından alacak hakkına sahip olmaktadır. Talep, evlilik süresince çalışarak kazanılan maaş, taşınmaz, araç gibi malvarlığı değerleri üzerine yöneliktir.
Tasfiye Süreci ve Zamanı
Mehir alacağı davası, evlilik birliği devam ederken veya evlilik sona erdiğinde açılabilmektedir. Mehr-i muaccel (peşin mehir) için dava, evlilik sırasında mehirin ödenmediği durumlarda açılırken, mehr-i müeccel (ertelemeli mehir) için dava, evlilik sona erdikten sonra boşanma ya da eşin ölümü durumunda açılmaktadır. Mal paylaşımı davaları ise yalnızca mal rejiminin sona ermesiyle birlikte açılabilir. Mal rejimi, boşanma, eşlerden birinin ölümü ya da tarafların başka bir mal rejimini seçmesiyle sona ermektedir. Mal paylaşımı davasında tasfiye, edinilmiş malların toplamı üzerinden katılma alacağı ve değer artış payı hesaplanarak gerçekleştirilmektedir.
Delil ve İspat Yükü
Mehir alacağı davasında, en önemli deliller mehir senedi, tanık beyanları ve taraflar arasındaki yazılı ya da sözlü anlaşmalardır. Mehirin varlığı yazılı bir belgeyle ispatlanmasa bile tanıklar ve örf-adetler dikkate alınarak karar verilebilmektedir. Mal paylaşımı davalarında ise tarafların malvarlığı dökümü, tapu kayıtları, banka hesapları gibi belgeler mahkemeye sunulmaktadır. Edinilmiş malların tespiti, tarafların evlilik süresince elde ettikleri malvarlıklarının türüne ve niteliğine göre yapılmaktadır.
Sonuç olarak, mehir alacağı davası, kadının kişisel bir hakkını talep ettiği, evlilik sırasında ya da sonrasında açılabilen bir dava iken, mal paylaşımı davaları, evlilik birliği süresince kazanılan ortak malların tasfiyesini düzenleyen ve yalnızca mal rejiminin sona ermesi durumunda açılabilen davalardır.
MEHİR ALACAĞINDA ZAMANAŞIMI
Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre, mehir alacağı davası zamanaşımı süresi, bağışlama vaadi sözleşmelerine ilişkin düzenlemelere tabi tutulmaktadır. Yargıtay içtihatları da mehirin, bağışlama vaadi sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Zamanaşımı Süresi: Türk Borçlar Kanunu’na göre, bağışlama vaadine dayalı alacaklar için genel zamanaşımı süresi 10 yıldır (TBK m. 146). Mehir alacağı davasında da bu zamanaşımı süresi geçerlidir. Zamanaşımı süresi, mehir alacağının talep edilebilir hale geldiği tarihten itibaren işlemeye başlamaktadır. Örneğin, mehr-i müeccel niteliğindeki bir mehir, evlilik sona erdiğinde talep edilebileceği için zamanaşımı süresi de boşanma kararının kesinleştiği veya eşin ölümünün gerçekleştiği tarihten itibaren işlemeye başlamaktadır.
Zamanaşımı Süresinin Kesilmesi veya Durdurulması: Mehir alacağı davasında zamanaşımı, alacaklı kadının dava açması, icra takibi başlatması veya borçlunun alacağı yazılı olarak kabul etmesi gibi durumlarda kesilebilmektedir. Zamanaşımı süresi kesildiğinde, süre yeniden işlemeye başlamaktadır. Ayrıca, taraflar arasında mehirle ilgili müzakerelerin devam ettiği veya alacaklı tarafın hak talebinde bulunmasının engellendiği durumlarda zamanaşımı süresi durabilmektedir.
MEHİR ALACAĞINDA İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ
Mehir alacağı davasında alacaklı tarafın hakkını korumak amacıyla mahkemeden ihtiyati tedbir talebinde bulunması mümkündür. İhtiyati tedbir, dava sürecinde alacaklı tarafın hak kaybına uğramaması için mahkeme tarafından geçici koruma tedbirlerinin alınmasını ifade etmektedir.
İhtiyati tedbir, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiş olup, dava açılmadan önce veya dava sırasında talep edilebilmektedir. Alacaklı taraf, alacağını tahsil etmenin risk altında olduğunu gösterebiliyorsa mahkeme, borçlu tarafın malvarlığına tedbir koyabilmektedir.
Mehir alacağı davasında ihtiyati tedbir talebi, aşağıdaki durumlarda gündeme gelebilecektir:
- Borçlunun Mallarını Kaçırma Riski: Eğer kocanın, mehir borcunu ödememek amacıyla taşınır veya taşınmaz mallarını devretme ya da elden çıkarma riski varsa, tedbir kararı talep edilebilmektedir.
- Hakkın Gerçekleşmesinin Engellenmesi Riski: Mehir alacağına konu olan malların zarar görmesi veya başkalarına devredilmesi durumunda, tedbirle alacağın güvence altına alınması mümkündür.
Tedbir Talebinin Şartları ve Süreci
İhtiyati tedbir talebi, mehir alacağı davası açılmadan önce yapılabileceği gibi dava sırasında da talep edilebilmektedir. Talepte bulunacak taraf, hakkını ve bu hakka yönelik bir tehlikenin bulunduğunu mahkemeye ispat etmekle yükümlüdür.
- Dilekçe ve Delillerin Sunulması: İhtiyati tedbir talebi, gerekçeleri açıkça belirtilmiş bir dilekçe ile yapılmaktadır. Mehir senedi, tanık beyanları ve diğer deliller tedbir talebini desteklemek için sunulmalıdır.
- Mahkemenin Kararı: Mahkeme, talep edilen ihtiyati tedbiri uygun gördüğü takdirde, borçlu tarafın malvarlığına ilişkin devir, satış veya ipotek işlemlerini durdurabilmektedir. Bu karar, mehir alacağı davası sonuçlanana kadar geçici olarak uygulanmaktadır.
- Teminat Gösterilmesi: Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca, ihtiyati tedbir talebinde bulunan taraf, gerektiğinde karşı tarafın zararını karşılamak üzere teminat göstermekle yükümlü olabilmektedir.
MEHİR ALACAĞI DAVASI MASRAFLARI VE HARÇLAR
Mehir alacağı davası, diğer davalarda olduğu gibi belirli masraf ve harçlara tabidir. Davayı açacak olan tarafın, hukuki süreci başlatabilmek için bu masraf ve harçları yatırması gerekmektedir.
Dava Harçları
- Başvuru Harcı: Mehir alacağı davasının açılabilmesi için mahkemeye yatırılması gereken sabit bir başvuru harcı bulunmaktadır. Bu harç, her yıl güncellenen tarifelere göre belirlenmekte ve davayı açarken peşin olarak ödenmesi gerekmektedir. 2024 yılı için güncel başvuru harcı 427,60 TL’dir.
- Peşin Harç: Davanın konusunun belirli bir meblağa dayanması durumunda, dava değeri üzerinden hesaplanan bir miktar peşin harç alınmaktadır. Mehir alacağı davasında, mehirin miktarı dava değeri olarak kabul edilmektedir. Harç, bu miktar üzerinden belirli bir oran kullanılarak hesaplanmaktadır.
- Karar ve İlâm Harcı: Dava sonucunda mahkemenin karar vermesiyle, karar ve ilâm harcının da ödenmesi gerekmektedir. Bu harcın, davanın kabul edilmesi halinde davalıdan tahsil edilmesine hükmedilebilmektedir. Bu harç da dava değeri üzerinden hesaplanmakta ve dava sonunda alınmaktadır.
Gider Avansı: Dava sürecinde yapılacak işlemler için davacının mahkemeye yatırması gereken bir miktar da gider avansı bulunmaktadır. Gider avansı, aşağıdaki kalemleri kapsamaktadır:
- Tebligat masrafları
- Tanıkların çağrılması için yapılacak masraflar
- Gerekirse bilirkişi incelemesi veya keşif masrafları
Masrafların Tahsili
Dava sonunda mahkeme, yargılama giderlerinin ve harçların hangi tarafça karşılanacağını belirlemektedir. Eğer mehir alacağı davası davacının lehine sonuçlanırsa, bu masraflar davalıya yükletilmektedir. Ancak dava reddedilirse, masraflar davacı üzerinde bırakılmaktadır.
MEHİR ALACAĞI DAVASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ
T.C.
… AİLE MAHKEMESİ SAYIN HÂKİMLİĞİNE
DAVACI:
VEKİLİ:
DAVALI:
DAVA KONUSU: Mehir alacağına ilişkin talebin yerine getirilmesinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR:
- Müvekkilim (davacı), davalı ile … tarihinde evlenmiştir. Evlilik sırasında, bir mehir taahhüdü yapılmış ve taraflar arasında … üzerinde anlaşmaya varılmıştır.
- Bu doğrultuda, mehr-i muaccel (peşin mehir) olarak … evlilik sırasında ödenmiş, ancak mehr-i müeccel (ertelemeli mehir) olarak kararlaştırılan … bugüne kadar ödenmemiştir.
- Taraflar arasında düzenlenen mehir senedi, mehir alacağının açık bir kanıtıdır. Bununla birlikte, mehir alacağının ödenmediği, tanık beyanları ve diğer delillerle de ispat edilecektir.
- Evlilik boşanma nedeniyle sona ermiş olup, Türk Borçlar Kanunu’nun bağışlama vaadine ilişkin hükümleri çerçevesinde, davalıdan mehir alacağının tahsilini talep etme zorunluluğu doğmuştur.
- Mehir alacağı davası açma hakkı, yasal süreler içerisinde kullanılmaktadır. Davalının mehir borcunu yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilimin mağduriyeti devam etmektedir.
HUKUKİ DAYANAKLAR:
- Türk Borçlar Kanunu (Bağışlama Vaadine İlişkin Hükümler)
- Yargıtay İçtihatları
- Genel Hukuk Kuralları
DELİLLER:
- Mehir senedi (varsa)
- Tanık beyanları
- Yazılı ve dijital belgeler
- Evlilik cüzdanı
- İhtiyaç duyulması halinde bilirkişi incelemesi
SONUÇ VE TALEP:
Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle, Davalıdan, tarafıma ödenmeyen (mehir miktarı ve türü, örn: 100 gram altın veya 50.000 TL) değerindeki mehir alacağının tahsiline, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, Davanın görüldüğü süreçte, davalının mal kaçırma ihtimaline binaen ihtiyati tedbir kararı alınarak mehir alacağımın güvence altına alınmasına, Karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. (Tarih)
Davacı Adı Soyadı
İmza

MEHİR ALACAĞI DAVASI NASIL AÇILIR?
SIKÇA SORULAN SORULAR
Boşanmada Mehir Talep Edilebilir Mi?
Evliliğin boşanma ile sona ermesi halinde eğer daha önce kararlaştırılmışsa, kadının mehr-i müeccel talep hakkı doğmaktadır. Eğer taraflar arasında mehir anlaşması yapılmış ve mehir senedi düzenlenmişse, boşanma sonrasında kadın, bu hakkını mahkemeye başvurarak talep edebilir.
Mehir Alacağı İçin Dava Nasıl Açılır?
Mehir alacağı davası, görevli ve yetkili Aile Mahkemesi’ne sunulacak bir dava dilekçesi ile dava açılabilmektedir. Dilekçede varsa mehir senedi, tanık beyanları ve diğer deliller belirtilmelidir.
Mehir Alacağı Nasıl İspat Edilir?
Mehir alacağı, mehir senedi, tanık beyanları, taraflar arasındaki yazılı veya sözlü anlaşmalar ve örf ve adetlerle ispat edilebilmektedir. Mehir senedi mevcut değilse, tarafların beyanları, örf ve âdet ve tanık ifadeleri delil olarak kabul edilmektedir.
Kadına Takılan Altın Mehir Sayılır Mı?
Düğünde kadına takılan altınlar, taraflarca mehir olarak kararlaştırılmışsa mehir sayılabilir. Ancak böyle bir kararlaştırma yoksa kadına takılan altın, kadının malı olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle kocanın mehir borcu yerine geçmemektedir.
Mehir Alacağı Üçüncü Kişilerden İstenebilir Mi?
Mehir alacağı, yalnızca kocaya veya onun mirasçılarına karşı talep edilebilmektedir. Üçüncü kişilere karşı mehir talebi ileri sürülemez.
Mehir Alacağı Hangi Durumlarda Talep Edilebilir?
Mehir alacağı, evlilik sırasında mehr-i muaccel için hemen talep edilebilmektedir. Mehr-i müeccel ise boşanma, kocanın ölümü veya evliliğin başka bir nedenle sona ermesi durumunda talep edilebilecektir.
Mehir Alacağı İçin Dava Ne Zaman Açılabilir?
Mehir alacağı davası, mehirin talep edilebilir hale gelmesinden itibaren (örneğin boşanma kararı kesinleştikten sonra veya eşin ölümünden sonra) 10 yıl içinde açılabilir.
Mehir Alacağı Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Mehir alacağı davaları, görevli Aile Mahkemesi’nde açılmaktadır. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise davaya Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile Mahkemesi sıfatıyla bakmaktadır. Yetkili mahkeme ise taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Mehir Sözleşmesi Nasıl Yapılır? Geçerlilik Şartları Nelerdir?
Mehir sözleşmesinin konusu para veya taşınır mal ise, sözleşme sözlü veya yazılı yapılabilir. Ancak sözleşmenin yazılı yapılması ispat açısından kolaylık sağlamaktadır. Bununla birlikte taraflar, resmi şekilde mehir senedi düzenleyebilirler. Mehir senedinin düzenlenmesi halinde mehir alacağının ispatı da daha kolay olacaktır. Ayrıca, taşınmaz mehirlerinin geçerli olması için mehir sözleşmesinin noterde düzenlenmesi gerekmektedir. Şekil şartlarının yanında sözleşmenin geçerliliği için hukuka ve ahlaka aykırı hükümler içermemesi de gerekmektedir.
Mehir Alacağı Davası İçin Gerekli Belgeler Nelerdir?
Mehir alacağı davasının açılabilmesi ve davanın davacı lehine sonuçlanabilmesi için gerekli belgeler şu şekildedir:
- Mehir senedi (varsa)
- Evlilik cüzdanı
- Tanık listesi
- Taraflar arasındaki yazışmalar veya anlaşmalar
- Mehire konu mallara ilişkin belgeler (örneğin tapu kaydı, altınlara ilişkin belgeler)
Evlilik Devam Ederken Mehir Alacağı Talep Edilebilir Mi?
Evet, mehr-i muaccel evlilik sırasında talep edilebilmektedir. Çünkü mehr-i muaccel, evlenme sırasında ödenmesi konusunda anlaşılan mehirdir. Bu mehir borcu, evlenmeyle muaccel hale gelmektedir. Bu nedenle evlilik devam ederken mehr-i muaccel talep edilebilecektir.
Boşanma Durumunda Mehir Alacağı Nasıl Talep Edilir?
Boşanma kesinleştikten sonra, Aile Mahkemesi’ne başvurarak mehir alacağı davası açılabilecektir.
Mehir Alacağı Davasında Hangi Deliller Kullanılır?
Mehir alacağının ispat edilebilmesi için kullanılan deliller şu şekildedir:
- Mehir senedi
- Tanık ifadeleri
- Örf ve adetlere ilişkin belgeler veya uzman görüşleri
- Tarafların yazılı veya sözlü anlaşmaları
- Mehire konu mallara ilişkin belgeler
Mehir Alacağı Davasında Tanık Beyanı Kabul Edilir Mi?
Evet, tanık beyanları, özellikle yazılı bir mehir senedinin bulunmadığı durumlarda önemli bir ispat aracıdır.
Mehir Alacağı İçin Zamanaşımı Süresi Nedir?
Mehir alacağı davası için zamanaşımı süresi, mehirin talep edilebilir hale geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. Bu süre, Türk Borçlar Kanunu’nun genel zamanaşımı süresi hükümlerine tabidir.
Mehir Alacağı ile Mal Paylaşımı Davası Aynı Anda Açılabilir Mi?
Evet, mehir alacağı davası ile mal paylaşımı davası aynı anda açılabilmektedir. Ancak bu iki dava, hukuki dayanakları ve kapsamları farklı olduğundan ayrı ayrı değerlendirilmektedir.
Mehir Alacağı Dava Masrafları Kim Tarafından Ödenir?
Mehir alacağı davası sonunda, mahkeme masrafları kural olarak davayı kaybeden tarafa yüklenmektedir. Davacı haklı bulunursa, masraflar ve vekalet ücreti davalı tarafından ödenmektedir.
Eşlerin Anlaşmalı Boşanmasında Mehir Alacağı Nasıl Çözülür?
Eşlerin anlaşmalı boşanması durumunda, anlaşmalı boşanma protokolüne mehir alacağına ilişkin hükümler eklenebilecektir. Protokolde mehirin nasıl ödeneceği ve miktarı açıkça belirtilmelidir. Anlaşmazlık olması durumunda mehir alacağı ayrıca dava konusu yapılabilecektir.
Düğünde Takılan Altınlar Mehir Alacağına Dahil Midir?
Düğünde takılan altınlar, mehir olarak kararlaştırılmışsa mehir alacağına dahil edilebilecektir. Ancak böyle bir anlaşma yoksa, düğün takıları mehirden ayrı değerlendirilmektedir.
Evlilikte Mehir Bedeli Zorunlu Mudur?
Türk hukukunda mehir, zorunlu bir uygulama değildir. Ancak taraflar arasında mehir kararlaştırılmışsa, bu durum hukuken geçerli bir borç olarak kabul edilmekte ve bağlayıcı olmaktadır.