Tazminat HukukuMANEVİ ZARAR NEDİR

Manevi zarar, haksız bir fiil veya sözleşmeye aykırılık sonucu bir kişinin şahsi varlığında yaşadığı manevi acı, keder, üzüntü ve duygusal zararları ifade eden bir kavramdır. Maddi zarardan farklı olarak ekonomik kayıplarla değil, bireyin ruhsal dünyasında yarattığı olumsuz etkilerle ilgilidir. Bu zararların giderilmesi ise manevi tazminat yoluyla mümkün olabilir.

MANEVİ ZARARIN TANIMI

Manevi zarar, Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve ilgili diğer yasal düzenlemelerde tanımlanmış bir kavramdır. Türk Dil Kurumu’na göre, “manevi” kelimesi, “görülmeyen, duyularla sezilebilen, ruhani, maddi karşıtı” anlamına gelirken; “zarar” ise, “bir olayın yol açtığı olumsuz sonuç, çıkar kaybı veya ziyan” olarak tanımlanır. Tazminat ise, “zarar karşılığı ödenen para” anlamına gelir.

Bu çerçevede manevi zarar; bir kişinin yaşadığı manevi acı, elem, keder ve benzeri olumsuz durumların sonucunda, bu zararların telafisi amacıyla tazminat talep edilebileceğini ifade eder.

MANEVİ ZARARIN HUKUKİ DAYANAKLARI

Manevi zarar, Türk hukuk sisteminde açıkça düzenlenmiştir. Başlıca dayanaklar şunlardır:

1. Türk Borçlar Kanunu (TBK)

• Madde 56: Kişilik haklarının haksız bir fiille ihlal edilmesi durumunda, zarara uğrayan kişinin manevi tazminat talep edebileceği belirtilmiştir.
• Madde 58: Manevi zararın, kişilik haklarının korunmasını sağlamak amacıyla tazmin edilmesi gerektiği ifade edilir.
• Madde 114/2: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, sözleşmeye aykırılık durumlarına da kıyas yoluyla uygulanabilir.

2. Anayasa

• Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. maddesi, kişilerin maddi ve manevi varlıklarının korunmasını güvence altına almıştır.

MANEVİ ZARARIN UNSURLARI

Manevi zarar tazminatı talep edilebilmesi için bazı hukuki unsurların mevcut olması gerekir:

1. Haksız Fiil veya Sözleşmeye Aykırılık

Manevi zararın temel kaynağı genellikle haksız fiildir. Ancak, TBK madde 114/2 gereği, sözleşmeye aykırılık hâllerinde de manevi zarar talep edilebilir.

2. Kişilik Haklarına Saldırı

Manevi zarar, genellikle bireyin kişilik haklarının ihlali sonucu ortaya çıkar. Kişinin onuru, itibarı, özel hayatı veya bedensel bütünlüğüne yönelik saldırılar bu kapsamda değerlendirilir.

3. Zararın Meydana Gelmesi

Manevi zarar, bireyin ruhsal bütünlüğünde bir eksilme, acı, üzüntü veya başka bir manevi etkilenme olarak ortaya çıkar.

4. Fiil ile Zarar Arasında Nedensellik Bağı

Zararın, haksız fiil veya sözleşmeye aykırılık sonucu meydana geldiğinin ispatlanması gereklidir.

MANEVİ ZARARIN ÖRNEKLERİ

Manevi zarar kavramını somutlaştırmak adına bazı örnekler şu şekilde sıralanabilir:

• Kişilik Haklarının İhlali: Hakaret, iftira, tehdit gibi durumlarda kişilik hakları ihlal edilir.
• Özel Hayatın Gizliliğinin İhlali: Bir bireyin mahremiyetine ilişkin bilgilerin izinsiz şekilde kamuoyuna açıklanması.
• Bedensel Bütünlüğün Zedelenmesi: Trafik kazası veya saldırı sonucu kalıcı bedensel hasar oluşması.
• Psikolojik Baskı ve Mobing: İş yerinde uzun süreli mobbing sonucu psikolojik rahatsızlıkların ortaya çıkması.
• Ailevi Değerlerin Zedelenmesi: Eşin veya bir aile bireyinin kaybı sonucunda yaşanan manevi acı.

MANEVİ TAZMİNAT VE AMAÇLARI

Manevi tazminatın amacı, zarar görenin duyduğu acı ve üzüntüyü tamamen ortadan kaldırmak değil, bir nebze olsun hafifletmektir. Mahkeme tarafından belirlenen manevi tazminat miktarı; zararın ağırlığı, tarafların ekonomik durumları ve genel adalet ilkeleri dikkate alınarak belirlenir.

Manevi tazminatın başlıca amaçları şunlardır:
1. Zarar gören kişinin psikolojik olarak rahatlatılması.
2. Hukuki düzenin ihlali durumunda caydırıcılık sağlanması.
3. Haksız fiil veya sözleşmeye aykırılık durumunda adaletin sağlanması.

MANEVİ TAZMİNAT VE KUSUR İLİŞKİSİ

Yaşanan olay sonucunda bireyin çektiği acı, üzüntü, elem ve keder gibi manevi zararların telafisi amacıyla hükmedilen tazminata manevi tazminat adı verilir. Türk hukuk sisteminde önemli bir yer tutan manevi tazminat, uygulamada geniş bir alana sahiptir. Ancak, manevi tazminat talebinde bulunulabilmesi için belirli hukuki şartların mevcut olması gerekir. Bu yazıda, manevi tazminat ve kusur ilişkisi detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

KUSUR VE MANEVİ TAZMİNAT İLİŞKİSİ

Kusur, hukuka aykırı bir fiili işleyen kişinin zihinsel tasavvurunu ifade eden bir kavramdır. Türk hukukundaki doktrin ve uygulamalara baktığımızda, manevi tazminat talebinde bulunabilmek için kusur şartının aranmadığı görülmektedir. Ancak, bir kişinin sorumlu tutulabilmesi için ya kusurlu sorumluluk ya da kusursuz sorumluluk hallerinden birinin bulunması gerekir.

Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 56. maddesi manevi tazminat talebine ilişkin genel düzenlemeyi içerir. Bu hükme göre:

“Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zararlar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir.”

Bu düzenlemede, manevi tazminat talebi için kusur şartı açıkça belirtilmemiştir.

TBK 58. maddesi ise kişilik haklarının ihlali durumunda manevi tazminat talep edilebileceğini şu şekilde düzenler:

“Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.”

Benzer şekilde, 818 sayılı eski Borçlar Kanunu’nun 47. maddesinde de kusur şartına açıkça yer verilmediği görülmektedir. Bu düzenlemeye göre, bir kimse kişilik haklarının ihlali sonucu manevi zarara uğramışsa, failin kusuru olup olmamasına bakılmaksızın manevi tazminat talebinde bulunabilir.

YARGITAY KARARLARI VE KUSURUN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yargıtay’ın çeşitli içtihatları, manevi tazminat ve kusur ilişkisini daha net ortaya koymaktadır.

Yargıtay’ın 22.06.1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nda şu ifadeler yer alır:

“Eğer olayda failin ya da eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru varsa veya cismani zarara uğrayan veya ölen zarara birlikte sebebiyet vermişse, sebebiyet verme nispetlerinin veya karşılık kusurlarının manevi tazminata hükmedilmesinde ve miktarında nazara alınması gerekir.”

Bu karar, manevi tazminat talebinde bulunulabilmesi için kusurun bir şart olmadığını açıkça vurgulamaktadır. Ancak, kusur varsa bu durum tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.10.1999 tarihli kararında ise şu ifadeler yer alır:

“…manevi tazminata hükmedilebilmesi için kusurun özel bir ağırlığının olmasına gerek yoktur.”

Bu kararlar, manevi tazminat talebi için kusur şartının aranmadığını ancak kusurun, tazminat miktarının belirlenmesinde etkili bir unsur olduğunu ortaya koymaktadır.

KUSURSUZ SORUMLULUK HALLERİNDE MANEVİ TAZMİNAT

Türk hukukunda kusursuz sorumluluk hallerinde, failin kusuru aranmaz. Bu nedenle, kusursuz sorumluluk hallerinden doğan manevi tazminat taleplerinde de kusur şartı aranmaz. Ancak, zarar verenin ek kusuru bulunuyorsa bu durum, tazminat miktarının artırılmasına neden olabilir.

Kusursuz sorumluluk hallerinde manevi tazminat talebi, özellikle işverenlerin iş kazaları nedeniyle veya tehlikeli işletme sahiplerinin sorumluluğunda ortaya çıkabilir.

ÖZEL HÜKÜMLERDE KUSUR ŞARTI

Manevi tazminata ilişkin genel hükümlerde kusur şartı açıkça belirtilmemiştir. Ancak, bazı özel düzenlemelerde manevi tazminat talebi için kusur şartının varlığı aranabilir. Bu özel hükümlere örnekler:

1. Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 121

“Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”

2. Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 174/2

“Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”

Bu düzenlemeler, manevi tazminat taleplerinde kusur şartının bazı durumlarda arandığını göstermektedir.

Türk hukukunda manevi tazminat, bireylerin uğradığı manevi zararların telafisi için önemli bir hukuki koruma sağlar. Genel düzenlemelere göre, manevi tazminat talebinde kusur şartı aranmaz. Ancak, kusur, manevi tazminat miktarının belirlenmesinde dikkate alınır.

Bazı özel düzenlemelerde ise manevi tazminat talebi için kusur şartı aranabilir. Bu nedenle, her somut olayda kusur durumu ve tazminat miktarı olayın özelliklerine göre değerlendirilir.

Manevi tazminat davalarında profesyonel hukuki destek almak, hak kaybının önlenmesi ve sürecin sağlıklı yürütülmesi açısından büyük önem taşır.

MANEVİ ZARAR VE MADDİ ZARAR ARASINDAKİ FARKLAR

Manevi zarar, maddi zarardan tamamen farklıdır. Maddi zarar, kişinin ekonomik varlığında bir eksilme meydana gelmesini ifade ederken, manevi zarar, kişinin psikolojik ve duygusal varlığında meydana gelen kayıpları ifade eder.

Örneğin:
• Trafik kazasında araç tamir masrafları maddi zarar iken; kazanın bireyde oluşturduğu psikolojik travma manevi zarar olarak değerlendirilir.

MANEVİ ZARARIN TAZMİNİ

Manevi zararın tazmini için açılan davalarda mahkemeler; fiilin ağırlığını, zarar görenin yaşadığı olumsuz etkileri ve diğer ilgili unsurları dikkate alarak uygun bir tazminat miktarına hükmeder.

Manevi zarar davası açmak isteyen bireylerin şu adımları izlemeleri gerekir:
1. Delillerin Toplanması: Manevi zararı kanıtlamak için psikolojik raporlar, tanık ifadeleri gibi deliller sunulmalıdır.
2. Mahkemeye Başvuru: Zarar gören kişi, uygun bir tazminat talebiyle mahkemeye başvurmalıdır.
3. Mahkeme Kararı: Mahkeme, olayın özelliklerini ve fiilin etkilerini değerlendirerek tazminat miktarını belirler.

MANEVİ ZARAR NEDİR

MANEVİ ZARAR NEDİR

SONUÇ

Manevi zarar, bireylerin ruhsal bütünlüğünü ve psikolojik huzurunu etkileyen bir zarardır. Bu tür zararların telafisi, manevi tazminat yoluyla sağlanır. Türk Borçlar Kanunu, manevi zararları ve bu zararların tazminini açıkça düzenleyerek bireylerin haklarını güvence altına almıştır.

Zarar gören bireylerin, haklarını en iyi şekilde savunabilmesi için hukuki destek alması son derece önemlidir. Bu süreçte alanında uzman bir avukattan yardım almak, manevi tazminatın doğru ve etkili bir şekilde talep edilmesini sağlar.

Harbiye Hukuk gibi hukuki destek sağlayan profesyonel ekipler, müvekkillerine yol göstererek süreci sorunsuz bir şekilde yürütmelerine yardımcı olur. Manevi zarara uğradığınızı düşünüyorsanız, hukuki haklarınızı kullanarak zararlarınızı tazmin ettirebilirsiniz.

SIK SORULAN SORULAR

Manevi Zarar Nedir?

Manevi zarar, bireyin yaşadığı acı, keder ve üzüntü gibi duygusal zararları ifade eder.

Manevi Tazminat Nasıl Belirlenir?

Mahkeme, fiilin ağırlığı ve zarar görenin durumuna göre tazminat miktarını belirler.

Manevi Zarar Talep Edilmesi İçin Şartlar Nelerdir?

Bir haksız fiil veya sözleşmeye aykırılık durumu mevcut olmalı ve bu durum, kişilik haklarını ihlal etmelidir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment