İÇİNDEKİLER
- UNUTULAN BİR ŞEYİ ALMAK HIRSIZLIĞA GİRER Mİ?
- KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇU NEDİR?
- KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNUN MADDİ UNSURLARI NELERDİR?
- KAYBOMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNUN HAREKET UNSURLARI
- KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNUN HIRSIZLIK SUÇUNDAN FARKI NEDİR?
- EŞYANIN MAĞDURUN HAKİMİYETİNDEN ÇIKMIŞ OLMASI NEYİ İFADE EDER?
- KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNA HATA HÜKÜMLERİ UYGULANABİLİR Mİ?
- KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNUN MUHAKEMESİ, ŞİKÂYET SÜRESİ VE ZAMANAŞIMI
- KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNUN CEZASI
- ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
- SIKÇA SORULAN SORULAR
- Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu şikâyete tabi mi?
- Malın üzerinde tasarrufta bulunmak ne demek?
- Bulunan parayı teslim etmemek suç mu?
- Unutulan bir şeyi almak hırsızlığa girer mi?
- Yolda bulunan eşya ne yapılmalı?
- Unutulmuş telefonu aldım, suç mu?
- Yerde cüzdan buldum, ne yapmalıyım?
UNUTULAN BİR ŞEYİ ALMAK HIRSIZLIĞA GİRER Mİ?
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’muzun “Özel Hükümler” başlıklı ikinci kitabının “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Mal Varlığına Karşı Suçlar” başlıklı onuncu bölümünde madde 160 hükmüyle açıkça düzenleme altına alınmıştır. Basit anlatımla kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu, bir kişinin bir eşyası üzerinde fiili hakimiyetini kaybetmesi sonucunda bir başkasının bu eşya üzerinde tasarrufta bulunması ya da hata sonucunda ele geçirilen eşya üzerinde tasarrufta bulunması nedeniyle cezalandırılma halini düzenlemekte olan suçtur.
Günlük hayatta karşılaşması en mümkün suçlardan biri olan kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu çeşitli fiillerle oluşabilmektedir. Eşyanın zilyetlikten çıkması kaybetme sonucu olabileceği gibi unutma sonucunda da meydana gelebilmektedir. Bunun karşılığına kaybedilerek ya da unutularak malikinin zilyetliğinden çıkan eşya üzerinde ya da hata sonucu elde edilen eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunan kişi, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunu işlemiş olur. Aşağıda kaleme alınan makalemiz ışığında kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçuna ilişkin bilinmesi gereken her türlü bilgiye ulaşabilir, sorularınıza cevap bulabilirsiniz.
KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇU NEDİR?
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Mal Varlığına Karşı Suçlar” başlıklı onuncu bölümünde madde 160 hükmüyle açık düzenleme bulmuştur. Buna göre “Kaybedilmiş olması nedeniyle malikinin zilyetliğinden çıkmış olan ya da hata sonucu ele geçirilen eşya üzerinde, iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin, malik gibi tasarrufta bulunan kişi, şikâyet üzerine, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” denilmiştir. Madde hükmüyle suç ve unsurları açık ve net bir şekilde düzenlenmiştir. Hükümden de anlaşıldığı üzere kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya suçunu işleyen kişi hakkında seçimlik olarak bir yıla kadar hapis cezası ya da adli para cezası verilmektedir.
Türk Ceza Kanunu madde 160’ta açıkça düzenlenmekte olan “Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf” başlıklı hüküm bünyesinde esasen iki farklı suçu içermektedir: Kaybolmuş eşya üzerinde tasarruf ve hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf. Bu iki suçun aynı madde hükmünde düzenlenmesinin sebebi ise aynı fiil unsurlarını ihtiva etmeleridir.
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçirilmiş eşya üzerinde tasarruf maddesi hükmüyle birlikte korunması amaçlanan hukuki değerin ne olduğu konusunda ise çeşitli doktrin görüşleri mevcuttur. Korunan hukuki değerin malvarlığı değeri olduğunu ve mülkiyet hakkı olduğunu savunan görüşler mevcuttur. Baskın görüş ise korunan hukuki değerin mülkiyet hakkı olduğu yönündeki görüştür, zira madde hükmünde de “malikin zilyetliğinden çıkmış olma” ifadesine yer verilmekle bu görüş desteklenmektedir.
KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNUN MADDİ UNSURLARI NELERDİR?
Bir fiil suç olarak nitelendirilebilmesi için, eylemlerin suçun kanunda belirtilen unsurlarını tam olarak içermesi gerekmektedir. Aksi halde eylemleri suç olarak kabul etmek mümkün olmayacaktır. Her suç bakımından ise unsurlar ayrı ayrı düzenlenmiştir. Dolayısıyla bir fiilin tam olarak hangi suçu oluşturduğunu belirleyebilmek için suçu oluşturan hareketlerin detaylıca ve düzgünce incelenmesi gerekmektedir. Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun oluşması için de belirli unsurların bir araya gelmesi gerekmektedir.
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun oluşabilmesi için de aynı şekilde belirli unsurların bir arada bulunması şarttır. Bu bağlamda kaybolmuş veya hata sonucu ele geçirilmiş eşya üzerinde tasarruf suçu bakımından tipikliğin maddi unsurlarını sıralamak gerekirse şu şekilde bir liste oluşturulabilir:
- FAİL: Madde metninde failin kim olacağı bakımından “kişi” kavramı kullanılmıştır. Bu nedenle her gerçek kişi suçun faili olabilir.[1] Fail olarak nitelendirilen kişi, kaybedilmiş veya unutulmuş eşyayı bulabilir ya da eşyayı hata sonucu ele geçirdikten sonra bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyerek bulduğu ya da ele geçirdiği eşya üzerinde onun maliki gibi tasarrufta bulunan gerçek kişidir. Eğer kaybolmuş veya unutulmuş eşya ya da hata sonucu ele geçirilmiş eşya üzerinde tüzel kişi adına malik gibi tasarrufta bulunulacaksa, bu durumda tüzel kişi adına işlem yapma yetkisi bulunan gerçek kişiyi fail olarak nitelendirmek mümkün olacaktır.
- MAĞDUR: Mağdur sayılan kişi, suç konusu eşyanın maliki olan kişidir. Eşyanın zilyedi bu suç bakımından suçtan zarar gören konumunda olabilir. Tüzel kişiler bakımından ise eğer suç konusu mal bir tüzel kişiye ait ise; tüzel kişiler ancak suçtan zarar gören konumunda olabilirler, tüzel kişinin ortakları ise mağdur sıfatını haiz olabilirler.
- SUÇUN KONUSU: Bu suç bakımından suçun konusunu oluşturabilecek eşyaların hangileri olduğu kanunda açıkça belirtilmiştir. Buna göre kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya, Türk Ceza Kanunu’nun 160. maddesinde düzenlenen suçun konusunu oluşturabilir. Bir şeyin hukuki anlamda eşya sayılabilmesi için aşağıda sayılan belirli durumları ihtiva etmesi gerekmektedir:
- Maddi bir varlığa sahip olmalıdır.
- Sınırlarının belirli olması gerekmektedir.
- Üzerinde hakimiyet kurulabilir olması gerekmektedir.
- Şeyin kişisel olmaması gerekmektedir.
Bu özellikleri içeren şeyler hukuki olarak eşya olarak nitelendirilmektedir. Eğer hukuki olarak eşya kabul edilen şey, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya statüsündeyse, Türk Ceza Kanunu madde 160’ta düzenlenen suçun konusunu oluşturabilecektir.
- FİİL VE NETİCE: Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun fiil unsurunu sahibine iade etmeksizin veya yetkili mercileri durumdan haberdar etmeksizin eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunmak eylemi oluşturmaktadır. Dolayısıyla belirtmek gerekir ki kaybolmuş eşyayı olduğu yerden almak ya da hata sonucunda eşyanın zilyetliğini ele geçirmek, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun oluşması sonucunu doğurmaz. Ek olarak belirtmek gerekir ki suçun oluşması için kişinin yükümlülüklerini yerine getirmeden eşyanın maliki gibi tasarrufta bulunması şarttır. Eşyanın malikine ya da ona ulaşılamıyorsa yetkili kişiler aracılığıyla eşyanın malikine ulaştırılması gerekmektedir, kaybolmuş ya da hata sonucu ele geçmiş eşyayı bulan kişinin yükümlülüğü bunu gerektirmektedir. Dolayısıyla eşyanın malikine ulaştırılması için eşyanın yetkili üçüncü kişilere verilmesi, eşya üzerinde tasarruf etme niteliğinde olmayacaktır.
Eklemek gerekir ki yetkili makamların tasarrufta bulunma niteliğinde eylemlerde bulunması olağandır. Örneğin Türk Medeni Kanunu madde 770 fıkra 2 uyarınca bulunan şey kolluk kuvvetleri ya da kamu kurumları tarafından 1 yıllık saklama süresi boyunca saklanmasına rağmen sahibi tarafından teslim alınmadıysa, eşya açık artırma yöntemiyle satılabilir. Burada saklama süresi sonrasında eşyanın satılması hukuka aykırı olarak kabul edilemeyecektir.
Tipikliğin maddi unsurları yukarıda açıklandığı gibidir. Bunun yanında bir de tipikliğin manevi unsuru bulunmaktadır ki onu da açıklamakta fayda görmekteyiz. Tipikliğin manevi unsuru olarak kavramlaştırdığımız durum esasında suçun kasten mi yoksa taksir sonucunda mı işlenebileceğini açıklamaya hizmet etmektedir. Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerine tasarruf suçunun işlenebilmesi için kastın varlığı aranmaktadır. Yani kişiyi Türk Ceza Kanunu madde 160’ta düzenlenen suçun faili sayabilmemiz için kişinin fiili gerçekleştirdiği eşyanın kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya olduğunu, yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunduğunu bilmesi ve bunu istemesi gerekmektedir. Failin sorumluluğu bakımından ise özellikle malik gibi tasarrufta bulunmaktaki kastına bakmak gerekmektedir. Nitekim fail kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşyayı iade etme imkânı bulamamış ya da uğraşmasına rağmen iade edememişse bu durumda kişinin kastının olduğu iddia edilemez.
KAYBOMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNUN HAREKET UNSURLARI
Türk Ceza Kanunu madde 160 hükmünde düzenleme bulan “Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf” suçunun hangi fiiller doğrultusunda işlenebileceği kanun maddesinde açık ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmiştir. Suçun tipiklik unsurlarının gerçekleşebilmesi için icra edilen eylemler şu şekilde açıklanabilir:
- Kaybedilmek suretiyle malikinin zilyetliğinden çıkan bir eşyayı ya da hata sonucu bir eşyayı ele geçirmek.
- Bu eşyayı malikine iade etmemek ya da yetkili mercileri durumdan haberdar etmemek.
- Ele geçirilen eşya üzerinde maliki gibi tasarrufta bulunmak.
Bu üç suç hareketinin de kümülatif bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Yani yukarıda sayılan üç hareket de bir arada bulunmalıdır aksi halde oluşacak suç, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu olmayacaktır.
Bu suçun hangi fiiller doğrultusunda işlenebileceği kanunda açıkça düzenlendiğinden suç bağlı hareketli suç niteliğindedir. Keza tek bir hareket yetmeyip birkaç hareketin bir arada bulunması zorunlu tutulduğundan aynı zamanda çok hareketli bir suçtur. Ayrıca bu suçun gerçekleşmesi için muhakkak bir netice aranmadığından, sırf hareket suçu olarak da bilinen ‘tehlike suçu’ niteliğini haiz bir suçtur. Eklemekte fayda vardır ki bu suç ihmali hareketlerle (bildirim yükümlülüğünü ihmal etmek) ve icrai hareketlerle (eşyayı ele geçirmek ve üzerinde malik gibi tasarruf etmek) işlenebilen bir suçtur.
KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNUN HIRSIZLIK SUÇUNDAN FARKI NEDİR?
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141. maddesinde düzenlenen “Hırsızlık” suçu ile 160. Maddesinde düzenlenmekte olan “Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf” suçlarının birbirine karıştırılmaması gerekmektedir. Bu iki suç arasındaki temel fark eşyanın malikin egemenlik alanında olup olmamasıyla ilgilidir. Nitekim kaybolmuş eşya üzerinde tasarruf ve hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu oluşmada önce eşya, malikinin egemenlik alanından çıkmış bulunmaktadır. Fakat hırsızlık suçu bakımından bulunduğu yerden alınan taşınır eşya, malikinin egemenlik alanında bulunmaktadır.
Hırsızlık suçunun oluşabilmesi için taşınır eşyanın zilyedi olan kişinin rızası bulunmadığı halde eşyanın, kendisine veya bir başkasına yarar sağlama amacı güderek bulunduğu yerden alınması gerekmektedir.
Oysa kaybedilmek suretiyle malikinin zilyetliğinden çıkan ya da hata sonucu ele geçirilmiş bir eşya varsa ve bu eşya iade edilmeden veya yetkili makamlara bildirilmeden o eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunuluyorsa, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçundan söz edilir.
O halde fail, ele geçirdiği eşyanın kaybedildiğini veya hata sonucu eline geçirdiğini biliyorsa kaybedilmiş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu, bunu bilmiyorsa bu durumda hırsızlık suçu oluşur.
EŞYANIN MAĞDURUN HAKİMİYETİNDEN ÇIKMIŞ OLMASI NEYİ İFADE EDER?
Eşyanın bir kişinin fiili hakimiyetinde bulunmasına zilyetlik denilmektedir. Eşyayı fiili hakimiyetinde bulunduran kişiye ise zilyet denilmektedir. Zilyetlik esasından Türk Medeni Kanunu’muzda düzenlenmekte olan bir müessesedir. Zilyet olabilmek için zilyet olmak iradesi ve fiili hakimiyetin bulunması şart olarak aranır, bu iki koşulun oluşması halinde kişiye zilyet denilir.
Eşyanın mağdurun hakimiyet alanında bulunması ise kişinin eşyanın zilyetliğini haiz olması anlamına gelmektedir. Dolayısıyla zilyetliğin kaybedilmesiyle birlikte eşya üzerindeki hakimiyet de sona ermiş olacak ve eşya mağdurun hakimiyetinden çıkmış olacaktır. Türk Ceza Kanunu madde 160 bağlamında ise zilyetlik, kaybolmuş eşya, unutulmuş eşya, hata sonucu ele geçmiş eşya gibi durumlarda kaybedilmiş olacak ve bu durumlarda eşyanın mağdurun hakimiyetinden çıkmış olacağı kabul edilecektir.
KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNA HATA HÜKÜMLERİ UYGULANABİLİR Mİ?
Hata, kişinin düşündüğü ve aklından geçirdiklerinin bilmeme veya yanlış bilme sonucunda gerçekle uyuşmamasını ifade eden bir ceza hukuku kurumudur. Türk Ceza Kanunu’muzda madde 30 “Hata” başlığını taşımakta ve açık bir düzenleme içermektedir. Madde 30 hükmünde hatanın dört türü düzenleme bulmuştur: Suçun maddi unsurlarında hata (TCK m. 30/1), suçun nitelikli unsurlarında hata (TCK m.30/2), suçun maddi şartlarında hata (TCK m.30/3) ve haksızlık yanılgısı (TCK m. 30/4).
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu bakımından değerlendirilmesi gereken müesseselerden biri de hatadır. Nitekim suçun konusunu oluşturma imkânı tanıyan eşya gereği failin hatası farklı sonuçlara yol açabilir. Hata hali dolayısıyla gerçekleştirilen hareket, düşünülen suçtan başka bir suçun oluşmasına yol açabileceği gibi mevcut hareket hiçbir suçun tipiklik unsurlarının oluşmaması sonucunu da doğurabilir.
Türk Ceza Kanunu madde 30 hükmünü değişik perspektiflerden değerlendirmek gerekmektedir. Mesela fail eşya üzerinde kimsenin mülkiyet hakkının olmadığını yani eşyanın sahipsiz bir eşya olduğunu düşünerek zilyetliğini ele geçirmesinde bir hata olmadığı varsayımıyla eylemi icra ediyorsa ve bu duruma ilişkin haklı sebepleri varsa, bu durumda kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu bakımından taksirli hali kanunda yer almadığı için suç oluşmayacaktır.
Bir diğer perspektifte ise fail eşyanın kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş olma niteliklerine sahip olmamasına rağmen sanki böyle bir eşya üzerinde malik gibi tasarruf ettiği düşüncesiyle eylemi icra etmesidir. İlk perspektiften farklı olarak burada eşya üzerinde zilyetlik ve mülkiyet hakkının mevcut olduğu varsayımı vardır. Örnekle açıklamak gerekirse unutulmuş eşyayı kaybolmuş eşya olduğunu düşünerek alan kişinin bu tür bir hataya düşmüş olacaktır. Bu perspektif bakımından kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu ile hırsızlık suçu birlikte değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.
KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNUN MUHAKEMESİ, ŞİKÂYET SÜRESİ VE ZAMANAŞIMI
Ayrıca ve açıkça düzenleme bulunmadığı hallerde sulh ceza hakimliği ve ağır ceza mahkemelerinin görevleri dışında kalan dava ve işlere bakmakla görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir. (5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun madde 11). Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu bakımından yargılama yapmaya görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu şikâyete bağlı suçlardan biridir. Buna göre bu suç hakkında harekete geçilebilmesi için şikâyette bulunmak bir şart olarak aranır. Şikâyet süresinin kaçırılması ise suç hakkında harekeye geçmeye engel teşkil edecek bir durumdur. Şikâyet süresi ise mağdurun, fiili ve faili öğrenmesinden itibaren başlayarak 6 aydır. Belirtmek gerekir ki suçun şikâyete bağlı bir suç olması dolayısıyla şikâyetten vazgeçilmesi halinde ceza davası düşmeyle sonuçlanacaktır. Şikâyete bağlı bir suç olması gerekçesiyle de 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu madde 253/1-a uyarınca uzlaştırmaya tabi bir suçtur.
Dava zamanaşımı, suç fiilinin gerçekleştirilmesiyle birlikte suçun işlendiği tarihten itibaren belirli bir sürenin geçmesi durumunda davanın açılmamış olması veya dava açılmış olmasına rağmen kanunda belirtilen süre içerisinde davanın sonuçlandırılmaması dolayısıyla ceza davasının düşmesiyle sonuçlanan bir müessesedir. Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu bakımından ise dava zamanaşımı süresi 8 yıl olarak belirlenmiştir.
KAYBOLMUŞ VEYA HATA SONUCU ELE GEÇMİŞ EŞYA ÜZERİNDE TASARRUF SUÇUNUN CEZASI
Türk Ceza Kanunu madde 160 hükmünde açıkça düzenlenen kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun cezası şikâyet üzerine 1 YILA KADAR HAPİS VEYA ADLİ PARA CEZASI olarak belirlenmiştir.
Hapis cezası veya adli para cezası şeklinde seçimlik ceza söz konusu olan bir suçtur. Buna göre hâkim hapis cezasına hükmedeceği durumda takdir yetkisini ve vicdani kanaatini kullanarak en fazla 1 yıla kadar hapis cezasına hükmedebilir. Ya da bunun yerine hâkim tarafından adli para cezasına hükmedilmesi de mümkün kılınmıştır.
ÖRNEK YARGITAY KARARLARI
“Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2019/8513 E., 2019/18976 K.
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık hakkında kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçundan hüküm kurulurken uygulama maddesi olarak 5237 sayılı TCK’nın 160/1. maddesinin yazılmaması mahallinde tamamlanabilir yazım noksanlığı olarak kabul edilmiş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
TCK’nın 160/1. maddesinde düzenlenen ve suç tarihi itibari ile uzlaşmaya tabi olan sanığın üzerine atılı kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu ile ilgili olarak soruşturma ve kovuşturma aşamalarında taraflara uzlaşma teklif edilmediği anlaşılmakla; 5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddeleri uyarınca taraflara uzlaşma teklif edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 09.12.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.”
“Yargıtay 2. Ceza Daire 2015/2134 E., 2018/960 K.
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
a)17.08.2012 günü gece vakti müştekinin aracını kilitlemek suretiyle sokak üzerine park ettiği ve ön camını yarı açık bıraktığı aracında bulunan cep telefonunun çalındığı, yapılan kolluk araştırması sonucunda cep telefonu işi ile uğraşan … …’in 01.09.2012 günü suça konu cep telefonunu sanıktan satın aldığının belirlendiği olayla ilgili olarak sanığın savunmasında Bahçelievler’de gece vakti dolaşırken yerde bulduğunu, çalmadığını beyan etmesi karşısında, sanığın eyleminin hırsızlık suçunu oluşturmasına karşın suç vasfında yanılgı sonucunda TCK’nın 160.maddesinde düzenlenen kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu olarak nitelendirilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre;
b) Müştekinin, 31.12.2013 tarihli oturumda şikayetinden vazgeçtiğini bildirdiği, 5237 sayılı TCK’nın 160. maddesinde düzenlenen kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı olduğunun anlaşılması karşısında; sanıktan şikâyetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre, 5237 sayılı TCK’nın 73/4-6 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince davanın düşmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 08/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
SIKÇA SORULAN SORULAR
Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu şikâyete tabi mi?
Türk Ceza Kanunu madde 160 hükmünde düzenleme bulan bu suç, madde hükmünde de açıkça “şikâyet üzerine” ifadesine yer verildiği üzere, şikâyete bağlı suçlardan biri olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla mağdurun, fiil ve failin öğrenmesinden itibaren 6 ay içerisinde şikâyette bulunmaması halinde bu suç doğrultusunda herhangi bir ceza soruşturması ve kovuşturması yapılması mümkün olmayacaktır.
Malın üzerinde tasarrufta bulunmak ne demek?
Eşya üzerinde kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkileri söz konusu olabilir. Bunlardan tasarrufta bulunmak yetkisi sadece eşyanın maliki kim ise onun kullanabileceği bir yetkidir. Tasarruf işlemi; bir hakkı doğrudan etkilemek suretiyle hakkı devreden, hakkı sona erdiren, hakkı sınırlayan ve hakkın içeriğini değiştirmeye yarayan hukuki işlem türüdür. Örnek vermek gerekirse eşyanın satılması, eşyanın bağışlanması, eşyanın tüketilmesi, yok edilmesi, eşyanın şahsi ihtiyaçlar doğrultusunda özgülenmesi veya eşya üzerinde üçüncü kişiler lehine ayni hak kurulması tasarruf işlemi niteliğini haiz hukuki işlemlerdir.
Bulunan parayı teslim etmemek suç mu?
Kaybolmuş veya unutulmuş eşya ya da hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu bakımından bu suçun oluşmaması için bulunan paranın malikine iade edilmesi ya da edilemiyorsa yetkili mercilere durumun bildirilmesi gerekmektedir. Bulunan para malikine teslim edilmezse ya da durum yetkili mercilere bildirilmezse, bununla birlikte para üzerinde malik gibi tasarrufta bulunulursa, Türk Ceza Kanunu madde 160 hükmündeki “Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf” başlıklı suçu oluşturacaktır.
Unutulan bir şeyi almak hırsızlığa girer mi?
Unutulmuş eşyanın alınması hırsızlık suçunu mu yoksa kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunu mu oluşturur konusunda suçun oluşum sürecinin detaylıca irdelenmesi gerekmektedir. Unutulmuş eşyayı alan kişinin iradesinden fiili işleyiş biçimine kadar her şey oluşacak suç tipini değiştirmeye meyillidir. Bu durumda fail, unutulmuş eşyanın unutulduğunu biliyorsa ve buna rağmen unutulmuş eşyayı kendine ya da başkasına yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alıyorsa hırsızlık suçu oluşacaktır. Fakat unutulmuş eşyayı kaybedilme sonucu malikinin zilyetliğinden çıkan veya hata sonucu ele geçirilen bir eşya olarak biliyorsa bu durumda Türk Ceza Kanunu madde 160’ta düzenlenen kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun oluşması sonucunu doğuracaktır.
Yolda bulunan eşya ne yapılmalı?
Yolda bulunmuş veya unutulmuş eşya; biliniyorsa ve mümkünse eşyanın malikine iade edilmeli, aksi halde yetkili mercilere durum bildirilerek eşyanın yetkili mercilere teslim edilmesi sağlanmalıdır. Bu şekilde öncelikli olarak eşya, malikine iade edilerek malikin hak kaybına uğraması engellenmiş olacaktır. Aksi halde eşyanın bulunduğu yerden alınması, malikine iade edilmeksizin ya da yetkili mercilere durum hakkında bilgi verilmeksizin yükümlülüklerin ihlal edilerek eşya üzerinde malik gibi tasarrufta bulunmak suretiyle, kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçunun oluşması sonucunda kişinin cezalandırılması yoluna gidilebilir.
Unutulmuş telefonu aldım, suç mu?
Unutulmuş eşyanın bulunduğu yerden alınması suç oluşturmaya elverişli bir harekettir. Hatta unutulmuş eşya bakımından hangi suçun oluşacağının anlaşılması için hareketlerin detaylıca incelenmesi ve doğru yorumlanması gerekmektedir. Çünkü bu hareket Türk Ceza Kanunu madde 141 uyarınca “Hırsızlık” suçunu oluşturabileceği gibi, Türk Ceza Kanunu madde 160 uyarınca “Kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf” suçunun oluşmasına da sebebiyet verebilir. Nitekim fail, ele geçirdiği unutulmuş eşyanın kaybedildiğini veya hata sonucu eline geçirdiğini biliyorsa kaybedilmiş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf suçu, fakat durumu bilmiyorsa hırsızlık suçu oluşur.
Yerde cüzdan buldum, ne yapmalıyım?
Yerde cüzdan bulunması halinde cüzdanın, biliniyorsa sahibine iade edilmesi gerekmektedir. Cüzdanın kime ait olduğunun bilinmediği durumlarda ise eşyanın kolluk kuvvetleri gibi ulaşılması en mümkün yetkili mercilere ulaştırılması ve durumun bildirilmesi gerekmektedir. Bu sayede cüzdanın sahibi bulunmaya çalışılacak ve eşya sahibine iade edilebilecektir. Yerde bulunan cüzdanın ne kadar sürede sahibine iade edilmesi ya da yetkili mercilere durumun bildirilmesi bakımından açık bir düzenleme bulunmasa da ulaştırılabilecek en makul süre içerisinde cüzdan sahibine ya da yetkili mercilere ulaştırılması gerekmektedir.
[1] Kılıç, A. (2018). “Kaybolmuş veya Hata Sonucu Ele Geçmiş Eşya Üzerinde Tasarruf Suçu.” Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi (2), 1-36.