İtirazın iptali davası, icra takiplerinde alacaklı ve borçlu tarafların sık karşılaştığı bir hukuki yoldur. Hayatın olağan akışı içerisinde yer alan alacaklıların alacaklarını tahsil etmek amacıyla başvurdukları hukuki yollardan biri olan icra takiplerinde genellikle itirazın iptali davasına başvurulmaktadır.
Bu dava aracılığıyla alacaklı, icra takibine itiraz sonucunda alacaklı alacağını ispatlamaya çalışır iken borçlu taraf, borcunun olmadığını veya başka sebeplerle borcun ifasının mümkün olmadığını ispatlamaya çalışmaktadır.
Bu tarz muhalefetler, itirazın iptali davasını gündeme getirmektedir ve itirazın iptali davası aracılığıyla alacaklı ve borçlu tarafın iddialarını hukuki yollarla ispatlamasına yardımcı olmaktadır. Bu yazımızda itirazın iptali davasının nasıl açılacağı, neler talep edilebileceği gibi hususlar ele alınacak olup önemli bilgilendirmelere yer verilecektir.
İÇİNDEKİLER
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI NEDİR
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI HANGİ DURUMLARDA AÇILIR
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMELER
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI MAHKEME HARÇ VE MASRAFLARI
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇMA SÜRECİ VE AŞAMALARI
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ VE ZAMANAŞIMI
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI VE ARABULUCULUK BAŞVURUSU
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA TALEP EDİLEBİLECEK TAZMİNATLAR
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA DELİL VE İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI VE İCRA TAKİBİ BAĞLILIK İLİŞKİSİ
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASININ SONUÇLARI
- SIKÇA SORULAN SORULAR
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI NE KADAR SÜRER?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI KESİN Mİ?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI REDDEDİLİRSE NE OLUR?
- İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN İPTALİ HANGİ MAHKEMEDE AÇILIR?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINI KAZANDIKTAN SONRA NE YAPILIR?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA NE İNCELENİR?
- İTİRAZIN İPTALİ İSPAT YÜKÜ KİMDEDİR?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA ARABULUCULUK ZORUNLU MU?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA BORÇ ÖDENİRSE NE OLUR?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA DAVA DEĞERİ NASIL BELİRLENİR?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ALACAK DAVASINA DÖNÜŞÜR MÜ?
- İTİRAZIN İPTALİ KARARI NASIL İCRAYA KONUR?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI KABUL EDİLİRSE NE OLUR?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA TANIK DİNLENİR Mİ?
- İCRA İNKAR TAZMİNATI YÜZDE KAÇTIR?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA FAİZ İSTENİR Mİ?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA DAVA AÇMA SÜRESİ NE ZAMAN BAŞLAR?
- İTİRAZIN İPTALİ DAVASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI NEDİR
İtirazın iptali davası, alacaklı tarafından başlatılan icra takibine belirli bir sebebe dayanarak veya bir sebep göstermeksizin borçlunun itirazının tebliği üzerine alacaklının, alacağa ilişkin iddiasını kanıtlamak amacıyla başvurduğu hukuki yoldur.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI HANGİ DURUMLARDA AÇILIR
İtirazın iptali davası, ilamsız icra takiplerinde söz konusu olup ilamlı bir icra takibi söz konusu ise bu yola başvurulamayacaktır. Ayrıca kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itiraz icra mahkemesine yapılacağından dolayı itirazın iptali davası yoluna başvurulamayacaktır.
İtirazın iptali davası, borçlunun, alacaklı tarafından başlatılan icra takibine itiraz etmesi sonucunda başvurulan hukuki yoldur. Alacaklı, eğer İcra ve İflas Kanununda itirazın kaldırılması davası için gerekli belgeleri haiz değilse, itirazın iptali davası yoluna başvurmalıdır.
İtirazın iptali davasının açılabilmesi için geçerli bir icra takibi başlatılmış olmalı ve bu icra takibi dolayısıyla tebliğ edilen ödeme emrine süresi içerisinde itiraz edilmiş olmalıdır. Bu şartlar sağlanmadığı sürece itirazın iptali davası açılamaz. Geçerli bir icra takibinden söz edilebilmesi için ise alacak kural olarak para ve teminat alacağı olmalıdır ve daha önceden alacağa dair bir ilamın bulunmaması gerekmektedir. İlamsız icra takibi, kural olarak eğer bu alacaklara ilişkin değilse veya alacağa ilişkin olmak üzere bir ilam bulunuyorsa geçerli bir ilamsız icra takibinden söz edilemeyecektir.
Ayrıca borçlunun, ilamsız icra takibine dayanılarak tebliğ edilen ödeme emrine geçerli bir itirazı bulunmalıdır. Borçlu, süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmediği takdirde itirazın iptali davası açılamayacaktır. Borçlu, 7 günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz ettiyse, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açılmalıdır. Belirtilen şartlar yerine usulüne uygun olarak yerine getirilmediği takdirde, itirazın iptali davası açılamayacaktır.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEMELER
İcra takibi ve itirazın iptali davası birbiriyle sıkı sıkıya bağlı hukuki yollardır. Bu sebeple itirazın iptali davasında yetkili mahkeme, icra takibinin yapıldığı yerde bulunan mahkeme yetkilidir.
Görevli mahkeme ise yetkili mahkemeden farklı unsurları içermektedir. Kanunlarda aksine bir düzenleme olmadıkça malvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Dolayısıyla icra takibinin konusu farklı unsurlar barındırmadığı müddetçe itirazın iptali davası, asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır. Ancak aşağıda belirtildiği üzere icra takibinin konusu farklı unsurlar içerdiği takdirde görevli mahkeme de değişmektedir.
İcra takibinin konusu İş Mahkemelerinin görev alanına giren bir hususa ilişkin ise, itirazın iptali davasında görevli mahkeme, iş mahkemeleri olmaktadır. İcra takibinin konusunun tüketici kanununa kapsamına giren bir konuyu barındırıyorsa, bu durumda tüketici mahkemeleri, görevli mahkeme konumundadır.
Ayrıca icra takibi, ticari bir işe ilişkin ise, başka bir deyişle ticari dava niteliği taşıyorsa, itirazın iptali davasında görevli mahkeme, ticaret mahkemeleri olmaktadır.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI MAHKEME HARÇ VE MASRAFLARI
İtirazın iptali davası, nispi harca tabidir. Nispi harç hesaplanırken harca esas alınacak miktar, asıl alacak miktarıdır. Bu durumda icra takibi başlatılırken yapılan masraflar, asıl alacağa dahil değildir. İcra takibinde asıl alacağın fer’i konumunda olan faiz de belirtilmiş ise, harca esas alınan asıl alacağa faiz de eklenmektedir.
Ayrıca davada tebligat, keşif, bilirkişi vb. bir hususa gerek duyulduğu takdirde buna ilişkin olarak gider avansının da yatırılması gerekmektedir.
İcra takibi başlatılırken yatırılan binde beş peşin harç ise, itirazın iptali davası açılırken alacaklıya geri verilebilmektedir. Ancak alacaklı talep ettiği takdirde, itirazın iptali davası açılırken ödenmesi gereken nispi harçtan mahsup etme yoluna da gidilebilmektedir.

İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI AÇMA SÜRECİ VE AŞAMALARI
Alacaklı, alacağının ifa edilmesini sağlamak amacıyla icra dairesine takip talebinde bulunmaktadır. Alacaklının takip talebinde bulunması üzerine icra dairesi tarafından borçluya ödeme emri gönderilmektedir. Borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine yedi günlük itiraz süresi bulunmaktadır. Borçlu bu süre içerisinde ödeme emrine itiraz ettiği takdirde alacaklının buna karşı gidebileceği iki çeşit yol bulunmaktadır. Bunlardan biri itirazın kaldırılması, diğer yol ise, itirazın iptali davasıdır.
İcra ve İflas Kanunda belirtilen belgeleri haiz olmayan alacaklılar, itirazın kaldırılması yoluna gidebilmektedir. Kanunda belirtilen belgeleri haiz olan alacaklılar ise, her iki yoldan birini tercih etmekte serbesttir.
Alacaklı, borçlunun ödeme emrine karşı yaptığı itirazın tebliğinden itibaren süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak yukarıda belirtilen görevli ve yetkili mahkemelerde itirazın iptali davası açabilmektedir.
İtirazın iptali davasının açılması sonucunda taraflar, başka bir deyişle alacaklı ve borçlu taraf, karşılıklı olarak dilekçelerini sunar. Bu dilekçelerde taraflar, karşı tarafın neden haksız olduğunu gerekçeleriyle açıklar ve buna ilişkin delillerini sunarlar. Mahkeme ise sunulan delilleri değerlendirir ve gerekirse tanık, bilirkişi, keşif vb. delillere başvurur. Dava sonucunda ise borçlunun itirazının haksız olup olmadığına yönelik değerlendirme yapar.
İtirazın iptali davası kabul edilirse alacaklı, alacağını tahsil etmek amacıyla icra işlemlerine devam edebilir. Ancak itirazın iptali davası reddedilirse, alacaklı tekrardan aynı konu ve alacağa ilişkin olarak icra takibi başlatamayacağı gibi, bu karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiğinden dolayı genel mahkemelerde alacak davası da açamaz.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ VE ZAMANAŞIMI
Zamanaşımı süresi, bir hakkın talep edilmesi ya da başka bir amaçla dava açmak, icra takibi başlatmak vb. için gereken süreyi ifade etmektedir. Zamanaşımı süresinin geçmesi, hak sahibinin hakkını ortadan kaldırmamakla birlikte, buna ilişkin olarak dava yoluna gidilmesine engel olmaktadır.
Zamanaşımı süresi, hak düşürücü süreden farklı olup def’i niteliği taşımaktadır. Bu nedenle mahkeme tarafından re’sen gözetilmemektedir; tarafların def’i olarak ileri sürmesi zorunludur.
Hak düşürücü süre ise, bir hakkın süresi içerisinde kullanılması gerektiğini belirten süredir. Zamanaşımından farklı olarak burada hak, süresi içerisinde ileri sürülmediği takdirde ortadan kalkmaktadır. Hak düşürücü süre, itiraz niteliğini taşımaktadır. Bu nedenle hakim tarafından re’sen göz önünde bulundurulması zorunlu olup tarafların ileri sürmesi zorunlu değildir ancak ileri sürmelerinde bir engel bulunmamaktadır.
İtirazın iptali davası, borçlunun itirazının alacaklıya tebliği tarihinden itibaren bir yıl içerisinde açılmalıdır ve bu süre, hak düşürücü süre niteliğindedir. Dolayısıyla mahkeme, söz konusu bir yıllık süreyi re’sen gözetecektir. Bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmaması durumunda hak ortadan kalkacaktır ve talep edilemeyecektir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI VE ARABULUCULUK BAŞVURUSU
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu uyarınca, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerekmektedir.
Türk Ticaret Kanun madde 4’de ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması, 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren dava şartıdır.
Dolayısıyla itirazın iptali davası açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu olup başvurulmadığı takdirde dava şartı arabuluculuk eksikliğinden dolayı dava reddedilecektir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA TALEP EDİLEBİLECEK TAZMİNATLAR
İCRA İNKAR TAZMİNATI
İcra inkar tazminatı, borçlunun haksız yere ödeme emrine itiraz etmesi sonucunda alacaklı tarafa ödediği bir tazminattır. İcra inkar tazminatının ödenebilmesi için alacaklının, dava dilekçesinde açıkça bu yönde talepte bulunması gerekmektedir. İtirazın iptali davası sonucunda borçlunun haksız çıkmaması durumunda icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi mümkün değildir.
İcra inkar tazminatı, kural olarak %20’den az olamaz. Ancak tazminatın miktarı ise, alacaklının talebine göre farklılık gösterebilmektedir. Alacaklı, dava dilekçesinde herhangi bir oran belirtmeden icra inkar tazminatı talebinin olduğunu belirtmişse mahkemece kural uygulanacaktır ve hükmedilecek icra inkar tazminatı %20’den az olamayacaktır. Ancak alacaklı, dava dilekçesinde icra inkar tazminat oranını %20’den az olarak belirtmişse, mahkeme istem ile bağlı olduğundan dolayı alacaklının talebi oranında, yani %20’den az bir oranda icra inkar tazminatına hükmedilebilecektir.
Ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için alacaklının herhangi bir zarara uğraması aranmadığı gibi kötüniyet tazminatından farklı olarak kötüniyet de aranmamaktadır. Ancak ödeme emrine itirazın borçlu yerine onun velisi, vasisi veya kayyım tarafından yapılması durumunda, genel kuraldan farklı olarak, kötüniyetin bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde borçlunun icra inkar tazminatı ile yükümlü olduğuna karar verilemez.
KÖTÜNİYET TAZMİNATI
Kötüniyet tazminatı, icra inkar tazminatından farklı olarak borçlu aleyhine değil, alacaklı aleyhine hükmedilmektedir. Bu tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının açtığı itirazın iptali davasının reddedilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde kötüniyet tazminatına hükmedilemez.
Kötüniyeti ispat yükü ise, borçlu üzerindedir. Borçlu, alacaklı tarafın icra takibinin haksız olduğunu bildiği veya bilebilecek durumda olduğunu ispatlamak ile yükümlüdür.
Kötüniyet tazminatı, %20’den az olamaz ve borçlunun dava dilekçesinde açık talebini gerektirmektedir. Borçlu, %20 oranından daha az oranda bir talepte bulunduğu takdirde, mahkeme istemle bağlı olduğundan dolayı %20’den az oranda kötüniyet tazminatına hükmedebilecektir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA DELİL VE İSPAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ
İtirazın iptali davasında alacaklı taraf, alacağını, alacağı hususunda neden haklı olduğunu ve bunlara dayanan delillerini ispat ile yükümlüdür. Borçlu taraf ise alacağının bulunmadığını, zamanaşımına uğradığını, itfa edildiğini veya hangi sebebi ileri sürüyor ise o hususu ispat ile yükümlüdür.
İtirazın iptali davasında taraflar, haklarını her türlü delil ile ispat edebilirler. Bu husus, itirazın kaldırılmasından farklı olup itirazın kaldırılmasına ilişkin davada taraflar haklarını kanunda belirtilmiş olan belgelerle ispat edebilir. Ancak itirazın kaldırılması davasında tarafların iddialarını kanıtlamaları açısından bir delil kısıtlaması getirilmemiştir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI VE İCRA TAKİBİ BAĞLILIK İLİŞKİSİ
İtirazın iptali davası ile icra takibi arasında sıkı bir ilişki vardır. İtirazın iptali davası ile icra takibi, birbirini etkileyen süreçlere tabidir.
İtirazın iptali davası, borçlunun tebliğ edilen ödeme emrine itiraz etmesi durumunda açılabilir. Aksi takdirde böyle bir davanın meydana gelmesi mümkün değildir.
İtirazın iptali davası, icra takibinin başlatılması sonucunda gönderilen ödeme emrine itiraz eden borçlunun itirazının kaldırılması amacıyla açılmaktadır. Söz konusu dava açıldığı durumda icra takibi durmaktadır.
İtirazı iptali davasının reddi sonucunda icra takibi düştüğünden dolayı alacaklı, icra takibine devam edemez. Ayrıca aynı konu özelinde tekrardan icra takibi başlatamaz. Davanın kabul edilmesi durumunda ise alacaklı, alacağın tahsili amacıyla icra işlemlerini yapmaya devam edebilir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASININ SONUÇLARI
İtirazın iptali davasının kabulü halinde alacaklı, icra işlemlerine kaldığı yerden devam edebilir. Ayrıca yukarıda açıklandığı üzere şartlar gerçekleştiği takdirde borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilir. Yargılama giderleri ve vekalet ücreti borçlu üzerine bırakılır. Ayrıca davanın kabulü halinde alacaklı, icra işlemlerine devam edebilmek için kararın kesinleşmesini beklemek zorunda değildir. Mahkeme kararı kesinleşmeden de icra işlemlerine devam edebilme imkanına sahiptir.
İtirazın iptali davasının reddi halinde ise icra takibi düşer ve alacaklı, icra işlemlerine devam edemez. Ayrıca alacaklı, aynı konuda tekrardan icra takibi başlatamaz. Burada alacaklının haksız olduğu, borcunun muaccel olmadığı, itfa edildiği vb. gerekçelere dayanılarak davanın reddi mümkündür. Ancak burada davanın reddinin hükümlerini doğurabilmesi için kesinleşmesi gerekmektedir. Ret durumunda alacaklı eğer kötüniyetli ise, alacaklının aleyhine ve karşı tarafın da açık talebi olmak şartıyla kötüniyet tazminatına karar verilir. Alacaklı aleyhine olmak üzer yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilir.
İtirazın iptali davası sonucunda mahkemenin hükmettiği karar, kesin hüküm niteliği taşımaktadır. Bu nedenle söz konusu davanın reddi durumunda alacaklı, alacağının tahsiline yönelik olarak genel mahkemelerde dava açamaz veya yeniden icra takibi yoluna başvurarak alacağını talep edemez.
SIKÇA SORULAN SORULAR
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI NE KADAR SÜRER?
İtirazın iptali davasının süresi, mahkemelerin iş yoğunluğu, dosyanın içeriği ve tarafların hareketlerine göre değişkenlik göstermektedir. Ancak ortalama olarak ilk derece mahkemesinde 6 ay ila 1.5 sene arasında dava sonuçlanmaktadır. Söz konusu süre, itirazın iptali davasının sonucuna karşı kanun yollarına başvurulması durumunda değişkenlik göstermektedir ve uzamaktadır.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI KESİN Mİ?
İtirazın iptali davasında verilen karar, kesin değildir. Bu konuda Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanacak olup olağan ve olağanüstü kanun yollarına başvurulabilir. Ancak miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kalması durumunda itirazın iptali davasının da kesin olarak karar verilebilmesi mümkündür.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI REDDEDİLİRSE NE OLUR?
İtirazın iptali davasında mahkeme, borcun bulunmadığı, itfa edildiği, muaccel olmadığı vb. sebeplerle ret kararı verebilir. Ret kararı sonucunda dava konusuz kalacaktır ve icra işlemlerine devam edilemeyecektir.
İtirazın iptali davasında verilen karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmektedir. Dolayısıyla söz konusu davada verilen karar sonrasında genel mahkemelerde dava açılarak tekrar aynı yönde talepte bulunulamaz.
Davanın reddi durumunda alacaklı taraf aleyhine olmak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilebilir. Ancak kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için borçlu tarafın açık talebi olmalı ve davacı taraf kötüniyetli olmalıdır. Burada söz konusu olan kötüniyetten kasıt ise, alacaklının, karşı tarafın borçlu olmadığını, itfa edildiğini, borcun muaccel olmadığını vb. bilmesi veya bilebilecek durumda olmasıdır.
İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN İPTALİ HANGİ MAHKEMEDE AÇILIR?
Kanunlarda aksine bir düzenleme olmadıkça malvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Bundan dolayı itirazın iptali davası da asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır. Ancak icra takibinin konusu iş mahkemelerinin görev alanına giren bir hususa ilişkin ise itirazın iptali davasında iş mahkemeleri görevli hale gelmektedir. Tüketici kanunu kapsamına giren bir husus var ise, tüketici mahkemeleri, görevli mahkeme konumundadır. İcra takibinin konusu bir ticari ise ilişkin ise, görevli mahkeme, ticaret mahkemeleridir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINI KAZANDIKTAN SONRA NE YAPILIR?
İtirazın iptali davasının kabul edilmesi sonucunda icra işlemlerine devam edilebilir. Eğer borçlun, ilerleyen süreçte borcunu ödememeye devam ederse alacaklı taraf haciz talep edebilir ve buna yönelik işlemleri gerçekleştirebilir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA NE İNCELENİR?
İtirazın iptali davasında mahkeme, alacaklı ve borçlunun iddialarını, iddialarına ilişkin gerekçelerini ve delillerini inceler ve buna yönelik bir değerlendirmede bulunur. Buna göre mahkeme, alacağın varlığı ve geçerliliği, borçlunun itirazlarını ve itiraz sebeplerini, tarafların talep ettikleri tazminatları, icra takibinin hukuka ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı yönünde bir inceleme yapmaktadır.
İTİRAZIN İPTALİ İSPAT YÜKÜ KİMDEDİR?
İtirazın iptali davasında ispat yükü alacaklıdadır. Alacaklı alacağın varlığı, muaccel hale geldiğini vb. ispat etmekle yükümlüdür. Alacaklının bu yönde bir ispatı bulunduğu takdirde ispat yükü borçlu tarafa geçmekte ve borçlu taraf, sunmuş olduğu itirazlarını ispatlamakla yükümlü hale gelmektedir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA ARABULUCULUK ZORUNLU MU?
İtirazın iptali davasının görülecek uyuşmazlık türüne göre arabuluculuk dava şartıdır. Dava şartı eksikliği durumunda dava reddedilecektir. Dolayısıyla itirazın iptali davasında arabuluculuk önem arz etmekte olup zorunluluk arz etmektedir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA BORÇ ÖDENİRSE NE OLUR?
İtirazın iptali davasında borç ödendiği takdirde dava konusuz kalacaktır. Bu durumda mahkeme, davanın konusuz kaldığına yönelik olarak karar verir. İcra dosyası da kapanacağından dolayı icra işlemlerine devam edilemez ve icra dosyası da konusuz kalacağından dolayı işbu dosya kapsamında herhangi bir talepte bulunulamaz.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA DAVA DEĞERİ NASIL BELİRLENİR?
İtirazın iptali davasında dava değeri, asıl alacak üzerinde belirlenmektedir. Bu nedenle işlemekte olan faiz, alacaklı talep ettiği takdirde icra inkar tazminatı vb. unsurlar, dava değerinin belirlenmesi noktasında dikkate alınmamaktadır.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI ALACAK DAVASINA DÖNÜŞÜR MÜ?
İtirazın iptali davası, kural olarak alacak davasına dönüşemez. Ancak söz konusu dava, ıslah yoluyla alacak davasına dönüştürülebilmektedir ve Yargıtay da bu yönde içtihatlar ortaya koymaktadır.
İTİRAZIN İPTALİ KARARI NASIL İCRAYA KONUR?
İtirazın iptali davası, halihazırda devam eden icra takibine borçlunun itiraz etmesi sonucunda açılan davadır. Söz konusu dava, mevcut bir icra takibine ilişkin olduğundan dolayı mahkemenin kararı işbu icra takibine yönelik olup ayrıca icraya konulmaz.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI KABUL EDİLİRSE NE OLUR?
İtirazın iptali davası kabul edildiği takdirde durmuş olan icra takibi, mahkeme ilamının icra dairesine verilmesiyle birlikte kaldığı yerden devam eder. İcra takibinin devamı sonucunda alacaklı, icra işlemleri yapmaya devam edebilir. Borçlu borcunu ödemediği takdirde haciz talep edebilir ve buna yönelik işlemler gerçekleştirebilir.
Alacaklı talep ettiği takdirde mahkeme, borçlunun asıl alacağın en az %20’si oranında icra inkar tazminatı ödemesine karar verir. Kötüniyet tazminatından farklı olarak icra inkar tazminatında kötüniyet aranmamaktadır.
Tüm bu sonuçlar için davanın kesinleşmesine gerek olmayıp kesinleşmemiş mahkeme ilamının icra dairesine verilmesiyle birlikte icra işlemlerine kalındığı yerden devam edilebilir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA TANIK DİNLENİR Mİ?
İtirazın iptali davasında yazılı delillere başvurulabileceği gibi yemin teklif edilebilir ve tanık dinetilebilir.
İCRA İNKAR TAZMİNATI YÜZDE KAÇTIR?
İcra inkar tazminatı, itirazın iptali davasında borçlunun haksız çıkması ve alacaklının da bu yönde bir talebinin olması kaydıyla en az %20 oranında borçlu aleyhine hükmedilmektedir. Kural her ne kadar bu şekilde olsa da mahkeme istem ile bağlı olduğundan dolayı alacaklı, %20’den az oranda icra inkar tazminatı talep ettiği takdirde mahkeme bu oranda hüküm verebilir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA FAİZ İSTENİR Mİ?
İtirazın iptali davasında faiz talep etmek mümkündür ancak yargılama sürecinde davaya konu olan icra takibindeki faiz talebi dikkate alınacağından dolayı ayrıca faiz talebinde bulunmak gerekmemektedir.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDA DAVA AÇMA SÜRESİ NE ZAMAN BAŞLAR?
İtirazın iptali davası, bir yıllık hak düşürücü süreye tabidir. Söz konusu bir yıllık süre, borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlamaktadır.
İTİRAZIN İPTALİ DAVASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ
BEYKOZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNE
DOSYA NO : 2024/
DAVACI :
VEKİLİ : Av. Haşim ELMAS
-adres antettedir.-
DAVALI :
KONU : Davalının İstanbul 31. İcra Dairesi 2024/………..
E. Sayılı dosyasına yaptığı borca ilişkin İtirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesi ve borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan davalı borçlunun alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebidir.
HARCA ESAS DEĞER : ……..
İCRA DOSYA NO : İstanbul 31. İcra Dairesi 2024/………..
AÇIKLAMALAR
Davalı (İcra Dosyasının Borçlusu) tarafından İstanbul 31. İcra Dairesi 2024/………… E. sayılı dosyası kapsamında ödeme emri ……… tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu ödeme emri tebliğ edildikten sonra ………… tarihinde borca itiraz etmiş, itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Dosyada bulunan söz konusu itiraz usul ve esasa aykırı olup, işbu itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı, ………………………………………. adresli taşınmaza ilişkin alacaklı müvekkil tarafından kendisine ödenen depozito alacağını iade etmemiştir. Davalı, icra takibindeki itiraz dilekçesinde de haksız ve hukuka aykırı şekilde müvekkile borçlu olmadığını iddia etmiştir. Ancak ekte sunmuş olduğumuz dekontlar uyarınca müvekkille davalı arasındaki kira sözleşmesine istinaden davalıya müvekkil tarafından depozito ücreti gönderilmiş, davalı ise bu depozito ücretlerini iade etmemiştir. (EK- Dekontlar)
Yetkili Mahkemenin Belirlenmesi
Sayın Mahkemenin de bilgi ve takdirlerinde olduğu üzere takip hukukunda yetkili icra dairesinin belirlenmesi için belirli bir kural olmamakla borçlunun yetki itirazı olmadığı durumda icra dairesinin yetkisi takip hukuku açısından kesinleşecektir. Davalı, ………………….. tarihli borca itiraz dilekçesinde borca ve ferilerine itiraz etmiş, yetkiye itiraz etmemiştir. Hal böyleyken takip hukuku açısından yetkili İcra Dairesi İstanbul İcra Müdürlüğüdür.
İtirazın iptali davasında ise yetkili ve görevli mahkemenin belirlenmesinde ise genel hükümlere bakılacaktır. HMK hükümleri gereği yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Hal böyleyken eldeki dava Sayın Mahkemeniz huzurunda ikame edilmiştir.
Nitekim Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, Esas: 2010/5730, Karar 2010/5917 sayılı kararı; “Takip borçlusu ödeme emrine itiraz ederken icra dairesinin yetkisine itirazda bulunmamışsa, icra dairesinin ve İcra Hukuk Mahkemesi’nin yetkisini kabul etmiş sayılır. Bu kural, takip hukuku açısından geçerli olup, mahkemede açılan itirazın iptali davasında etkili değildir.”
Yine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27.01.2016 tarihli 2014/6945 E. 2016/1011 sayılı kararı; “Davalı borçlu, ilk başlatılan …. İcra Müdürlüğünün 2006/6935 sayılı dosyasında sadece borca itiraz etmiş, yetkiye itiraz etmemiştir. Dolayısıyla, bu borçlu yönünden yetki hususu kesinleşmiş olup …… İcra Dairesinin yetkisi kabul edilmiştir. İtirazın iptali davası yönünden özel bir yetki kuralı getirilmediğinden genel hükümlere göre yetkili mahkeme belirlenecektir. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi itirazın iptali yönünden yetkili hale getirmez. Dolayısıyla davalı borçlu açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edebilir.” şeklinde olmakla itirazın iptali davasında yetkinin farklı düzenlemelere tabi olduğu ve takip hukukundaki yetki ile bağının bulunmadığı belirtilmiştir. Hal böyleyken eldeki dava davalının yerleşim yerine göre yetkili mahkeme olan Beykoz Mahkemelerinde ikame edilmiştir.
Açıklanan durumlar üzerine İstanbul 31. İcra Dairesi 2024/…………. E. Sayılı dosyası ile alacağın tahsili için davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatılmıştır. Davalı borçlu borcu banka kayıtları ile sabit olmasına rağmen haksız ve kötüniyetle, aynı zamanda alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla borca itiraz etmiş ve icra takibi durdurmuştur. Bunun üzerine tarafımızca yapılan arabuluculuk başvurusu olumsuz sonuçlanmıştır. Bu nedenle haksız ve hukuka aykırı itiraz eden davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına da hükmedilmesini talep ediyoruz.
HUKUKİ SEBEPLER : TBK, HMK, TTK, Yargıtay Kararları, vs. mevzuat hükümleri.
HUKUKİ DELİLLER : Banka kayıtları, Taraflar arasındaki kira sözleşmesi, Bilirkişi, İstanbul 31. İcra Dairesi 2024/……………. E. Sayılı dosyası, 2024/…………….. Sayılı Arabuluculuk dosyası, Tanık ve her türlü yasal delil.( Davalı yanın delillerine karşı delil sunma hakkımız saklıdır.)
SONUÇ VE İSTEM
Yukarıda arz ve izah edilen ile sayın Mahkemece resen nazara alınacak nedenlerle;
1. Davanın kabulü ile davalını İstanbul 19. İcra Dairesi 2023/………….. E. Sayılı dosyasına yaptığı haksız İTİRAZININ İPTALİ İLE TAKİBİN DEVAMINA,
2. Kötü niyetli davalı aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
3. Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz. 21.10.2024
Davacı Vekili
Av. Haşim ELMAS