İmam nikahı diğer adıyla, Türkiye’de dini bir nikah türü olup, İslam inancına göre evlilik bağını oluşturur. Ancak, Türk hukukunda resmi bir geçerliliği bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik işlemleri yalnızca devlet tarafından yetkilendirilen memurlar aracılığıyla yapılmakta olup, dini nikahtan önce mutlaka resmi nikah kıyılması zorunludur. Resmi nikah olmaksızın yalnızca imam nikahı ile yapılan evlilikler, hukuki olarak tanınmamaktadır. Bu durum, özellikle miras, boşanma, mal paylaşımı gibi hukuki süreçlerde önemli sorunlar yaratabilir. Peki, imam nikahı Türk hukukunda nasıl ele alınmaktadır ve ne gibi sonuçlar doğurmaktadır? Bu yazımızda, imam nikahının Türk hukukundaki yeri ve etkilerini ele alacağız.
İÇİNDEKİLER
- İMAM NİKAHI NEDİR? DİNİ VE HUKUKİ TANIMI
- RESMİ NİKAH NEDİR?
- TÜRK HUKUKUNDA İMAM NİKAHININ GEÇERLİLİĞİ
- İMAM NİKAHI İLE RESMİ NİKAH ARASINDAKİ FARKLAR
- TÜRK MEDENİ KANUNU’NDA EVLİLİK: RESMİ NİKAHIN ZORUNLULUĞU
- RESMİ NİKAH OLMADAN İMAM NİKAHI KIYILMASI
- TEK BAŞINA DİNİ NİKAHIN SAKINCALARI
- İMAM NİKAHI VE MİRAS HUKUKU
- İMAM NİKAHI YAPTIRMANIN CEZAİ YAPTIRIMLARI
- İMAM NİKAHI İLE EVLİLİKTE KADIN HAKLARI
- SIKÇA SORULAN SORULAR
İMAM NİKAHI NEDİR? DİNİ VE HUKUKİ TANIMI
Dini nikah veya daha yaygın kullanımı uyarınca imam nikahı, aralarında evlenmelerine dair herhangi bir engel bulunmayan erkek ve kadın arasında kıyılan nikahtır. Şahitler iki erkek veya bir erkek iki kadın olmalıdır.
Dini tanım olarak imam nikahı, evlilik birliğini dini kurallara göre resmiyete erdiren işlemdir. İslamiyet inancında nikahsız erkek ve kadının birlikte yaşamaları caiz görülmemiştir. Bu engeli ortadan kaldıracak olan dini kurum ise imam nikahıdır.
Hukuki tanım olarak imam nikahı, mülga (eski kanun) 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi (TKM) 110. madde ve yürürlükte olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) 143. maddelerinde birbirlerini destekler nitelikte resmi nikah yapılmadan dini tören yapılamaz hükmü mevcuttur.
TMK 143 Aile cüzdanı ve dinî tören
Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir. Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz. Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir.
Hukuki olarak herhangi bir temeli bulunmayan dini nikahın kanunda kendine yer edinmesinin sebebi kanun koyucunun kendini bu konuya bir açıklık getirmesi gerektiğini hissetmesidir. Toplum ile iç içe olan hukuk, toplumun ihtiyaçlarına göre şekillenebilmektedir.
RESMİ NİKAH NEDİR?
Resmi nikah, toplumları oluşturan bireylerin güncel hayata, “en” medeni şekilde uyum sağlayabilmeleri adına aldıkları eğitimin ilk durağını oluşturan aile kurumunu hukuki bir belge ile resmiyete döken bir çeşit medeni hukuk sözleşmesidir. Fakat medeni hukuk sözleşmesi tanımının tam anlamıyla isabetli olduğu söylenemez. Borçlar hukuku uyarınca sözleşmenin tarafları şartları serbestçe belirleyebilir. Ancak medeni kanun resmi nikahın hukuki olarak geçerli olabilmesi için maddi ve şekli şartlar belirlemiştir. Evlenecek olan taraflar bu şartları diledikleri şekilde değiştirememektedir. Medeni hukuk sözleşmesi tanımının yöneldiği bakış açısı tarafların evlilik süresince birbirlerine karşı yükümlülüklerinin olduğuna ve bu yükümlülüklere uyacaklarına dair birbirlerine “söz” vermeleridir.
Resmi nikah sonucunda evlilik hukuki temel kazanmış olur. Devletlerin resmi nikah işlemini kanunlar aracılığıyla emredici bir şekilde düzenlemesi sosyolojik açıdan pek çok insana yanlış veya gereksiz gelebilir. Fakat devletlerin ve kanun koyucuların asıl amaçları insanların birbirleriyle olan duygusal birlikteliklerine müdahale etmek değildir. Asıl amaç toplumun önemli bir yapıtaşı olan aile kurumunu sistematik bir şekilde ve sosyolojik açıdan sağlıklı kurulabilmesini sağlamaktır. Sağlıklı ve huzurlu bir ailede dünyaya gelen bir çocuk çevresine yani “kamuya” olumlu etkide bulunacaktır. Bu sebeple kanun koyucuların nihai amacının aslında kamu menfaati olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
TÜRK HUKUKUNDA İMAM NİKAHININ GEÇERLİLİĞİ
Türk hukukunda resmi anlamda tek bir nikah türü vardır. Bu nikah türü de TMK uyarınca koşulları düzenlenen resmi nikahtır. İmam nikahının hukuksal anlamda bir geçerliliği yoktur. Fakat her ne kadar mevcut anayasamızda da belirtildiği gibi laik ve hukuk devleti olsak da nüfuzumun büyük bir çoğunluğu geleneklerine bağlı ve İslam dinine mensup olduğundan ötürü kanun koyucu hem mülga yani güncel olmayan medeni kanunumuzda hem de güncel medeni kanunumuzda imam nikahına yer vermiştir. Söz konusu imam nikahı kanunlar uyarınca “dini tören” olarak telaffuz edilmiştir.
İMAM NİKAHI İLE RESMİ NİKAH ARASINDAKİ FARKLAR
İmam nikahı ve resmi nikah aralarındaki farklar hukuksal zeminde net ve çoktur. Fakat sosyolojik zeminde sonuçları birbiri ile örtüşmektedir. Her iki işlem de birbiri ile duygusal bir bağ kuran veya menfaatleri uğruna bu yola çıkan kişilerin birlikteliklerini mevcut otorite karşısında resmiyete erdirme girişimidir. Fakat toplumsal yaşamımızı düzenleyen yegâne kurallar bütünü olan hukuk bağlamında farklarını incelememiz gerekmektedir. İlgili farklar:
- Resmi nikahta şahitler için 18 yaşını doldurması ve akıl sağlının yerinde olması yeterli olurken; İmam nikahında 2 erkek veya 2 kadın 1 erkek şahit bulunması gerekmektedir.
- Resmi nikah, söz konusu evliliği hukuksal zeminde resmiyete kavuşturur. Fakat yalnızca imam nikahı ile kurulan “birliktelikte” resmi anlamda evlilik söz konusu değildir.
- Resmi nikahını yetkili memurlar, belediye başkanları veya muhtarlar kıyabilirler. Fakat imam nikahını imam gibi din adamları kıyarlar.
TÜRK MEDENİ KANUNU’NDA EVLİLİK: RESMİ NİKAHIN ZORUNLULUĞU
TMK 134 vd. maddelerinde “Evlenme başvurusu ve töreni” düzenlenmiştir. “Tören” ifadesinde ile anlatılmak istenen resmi nikahtır. Kanun koyucu, aile kurumunun toplumun yani kamunun refahına ve menfaatine doğrudan etki ettiği için evlenme işlemine maddi ve şekli şartlar koymuştur. Maddi şartlar gayet uzun ve ayrıntılıdır. Fakat yazımın odak noktasından uzaktır. Bu sebeple bu yazımızda evlenmenin maddi şartlarına değinilmeyecektir.
Evlenme, kanun koyucu tarafından sıkı şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Söz konusu şekil şartlarını yorumlayacak olursak üçlü bir ayrım vardır diyebilir. Evlenmeden önceki, evlenme sırasındaki ve evlenmeden sonraki şekil şartları. Resmi nikah, evlenme sırasındaki şekil şartları kapsamındadır.
Evlenme sırasındaki şekil şartları asli ve tali şartlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Asli şartların yokluğunda oluşan evlilik yok hükmündedir. Fakat tali şartların yokluğunda oluşan evlilik TMK 155 uyarınca geçerliliğini korumaya devam etmektedir. TMK 155 “Evlendirmeye yetkili memur önünde yapılmış olan bir evliliğin kanunun diğer şekil kurallarına uyulmaması sebebiyle butlanına karar verilemez.
Evlenmenin asli şartları iki tanedir. Bu şartlar, nişanlıların evlenme iradelerini açıklamaları ve evlenmenin yetkili memur huzurunda yapılmasıdır. Söz konusu iki şartın sağlanmaması durumunda gerçekleşen evlilik yok hükmündedir. Buradan da evlenmenin hukuki temele sahip olabilmesi için resmi nikahın zorunluluğu sonucuna ulaşmaktayız.
RESMİ NİKAH OLMADAN İMAM NİKAHI KIYILMASI
Türk hukukunda evliliğin hukuki bir temele sahip olabilmesi için TMK’de düzenlenen maddi ve şekil şartlarına uyularak resmi nikah yapılması gerekmektedir. Fakat kanun koyucu insanların imam nikahı yani kanun koyucunun ifadesi ile “dini tören” yapmasına herhangi bir engel koymamıştır. Dini tören yani imam nikahı resmi nikahın da yapıldığı evlilik töreninin dini ve kültürel olarak devamına eklenen bir “merasim” olarak kabul edilmiştir.
TMK 143 “Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir. Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz. Evlenmenin geçerli olması dinî törenin yapılmasına bağlı değildir.”
TEK BAŞINA DİNİ NİKAHIN SAKINCALARI
Ülkemiz hukuk sisteminde evliliğin hukuki bir temele sahip olabilmesi ancak TMK’de düzenlenen şartlara uyulması ile olabilmektedir. Bu durumun da getirdiği üzere tek başına dini nikahın yapılmasının en büyük sakıncası resmiyette herhangi bir karşılığı olmayan sözde evlilik durumunun gerçekleşmesidir.
Evliliğin hukuki tanımı olarak birden fazla görüş mevcuttur. Bu görüşlerden bir tanesi de medeni hukuk sözleşmesi tanımıdır. Bu tanımın dayanak noktası söz konusu evlilik sözleşmesinin taraflarını yanı karı ve kocaya yükümlülükler yüklemesidir. Bu yükümlülükler her koşulda birbirine destek olmak ve ailelerinin refahını korumak gibi yükümlülüklerdir. Resmi bir nikah olmadan yalnızca dini nikah yapılması eşleri herhangi bir yükümlülük altına sokmayacaktır. Her ne kadar resmi nikahın yapılmasıyla eşlere yüklenen yükümlülükler şeklen yani görünüşte olsa da eşlere sınırlarını aşmamaları gereken soyut bir çerçeve çizmektedir. Bu çerçeveyi aşıp aşmamak eşlerin inisiyatifindedir.
İMAM NİKAHI VE MİRAS HUKUKU
Miras hukukunun temel düzenleme amaçlardan bir tanesi de evlilik yolu ile kurulan soy bağını oluşturan bireylerin aralarında kurulan bağa dayanarak birlikte edindikleri aktif ve pasif (alacakları ve borçları) malvarlığını gelecek nesillerine aktarmadır. Söz konusu soy bağının kurulabilmesinin yolu ise hukuki olarak temeli olan evlilik bulunmasıdır yani resmi nikah yoluyla evlenmedir.
Kurdukları birlikteliği herhangi bir hukuki temele dayandırmayı tercih etmeyip yalnızca dini nikah ile birliktelik kuran insanlar için de bu durumun getirdiği başkaca sakıncalar mevcuttur. Bu sakıncalardan biri de miras konusundadır. Türk hukukunda geçerli bir evlilik içinde dünyaya gelen çocuklar doğumlarıyla birlikte ana ve babanın mirasçıları konumuna gelirler. Aynı şekilde Ana ve baba da çocuğun mirasçısı olurlar. Fakat yalnızca dini nikah ile kurulan birliktelik sonucunda dünyaya gelen çocuklar için durum farklı olmaktadır. Ana ve çocuk için mirasçılık konusunda herhangi bir sorun meydana gelmez. Bunun sebebi ana ve çocuk her durumda birbirlerinin mirasçısı konumundadırlar. Fakat baba çocuğu ile mirasçı olabilmesi için ya çocuğun anasıyla resmi nikah gerçekleştirip evlenmelidir ya da çocuğu yargı yoluyla tanıma işlemini gerçekleştirmelidir.
İMAM NİKAHI YAPTIRMANIN CEZAİ YAPTIRIMLARI
Dini nikah yani imam nikahı TMK hükümleri uyarınca öncesinde resmi nikahın yapılmış olması koşuluyla dini nikahı yani kanun koyucunun ifadesiyle dini töreni serbest tutmuştur. Fakat 27.05.2015 tarihine kadar TCK hükümleri uyarınca resmi nikah olmadan yalnızca dini nikah yapılması bir suç olarak düzenlenmekteydi. İlgili kanun hükümleri:
TCK 230/5 “Aralarında evlenme olmaksızın, evlenmenin dinsel törenini yaptıranlar hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir. Ancak medeni nikah yapıldığında kamu davası ve hükmedilen ceza bütün sonuçlar ortadan kalkar.”
TCK 230/6 “Evlenme akdinin kanuna göre yapılmış olduğunu gösteren belgeyi görmeden bir evlenme için dinsel tören yapan kimse hakkında iki aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.”
İlgili kanun hükümlerinin 27.05.2015 tarihinde kaldırılmasıyla imam nikahının cezai yaptırımları ortadan kalkmıştır. Kanun hükümlerinin kaldırılma gerekçesi olarak din ve vicdan özgürlüğü gösterilmiştir.
İMAM NİKAHI İLE EVLİLİKTE KADIN HAKLARI
Hukuk, toplum ile iç içe olan bir bilim dalıdır. Bu durumun gereği olarak da ulaşılması gereken hukuk sistemini meydana getirmek istiyorsak hitap ettiğimiz toplumun dinamiklerini doğru analiz etmemiz gerekmektedir. Yazımızda da ayrı bir başlık olarak ele almak istediğimiz daha doğrusu ele almayı zorunda hissettiğimiz ilgili başlığın kaynağı, kadınlarla resmi nikah olmadan yalnızca imam nikahı ile birliktelik kurup haklarından mahrum bırakılmasıdır. Her ne kadar dini nikah, tarafların her ikisi içinde sakıncalı olsa da içinde bulunduğumuz toplumun dinamikleri ve dini nikahın kocaya daha fazla yetki verdiğini de göz önünde bulundurduğumuzda “imam nikahı ile evlilikte kadın hakları” başlığının daha isabetli olduğu kanaatindeyiz.
Resmi nikah ile kurulan evlilik taraflarına hak ve yükümlülükler getirmektedir. Söz konusu hakların ihlali durumunda da hakkı ihlal edilen eş, hakkını hukuk alanında arayabilmektedir. Fakat söz konusu haklarını talep edebilmek için kanunen tanınan bir evlilik birliği içinde olmak ya da evliliğin boşanma yoluyla bitmesi gerekmektedir. Resmi nikah olmadan yalnızca imam nikahı yapıldığında ortada resmi bir evlilik olmamaktadır. Bu sebeple de hakkı ihlal edilen eş, bu hakkını hukuk alanında arayamayacaktır. Bu durumun istisnası olarak Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) düzenlenen 49. maddedir.
TBK 49 “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
İlgili madde uyarınca hakkı ihlal edilen eş manevi tazminat talep hakkına sahiptir.
Bir başka mahrum kalınacak hak da eşlerin birlikte oturdukları evin yani aile konutunun şerh edilemeyecek olmasıdır. Şerh, tapu kaydında ilgili taşınmaz (arsa ve konut gibi mallar) mal üzerine kayıt konmasıdır. Aile konutu şerhi, aile konutunun maliki yani sahibi olmayan eşin talebiyle getirilen bir şerh türüdür. İlgili şerh sayesinde aile konutunun maliki eş diğer eşin izni olmadan aile konutunu üçüncü kişilere devredemeyecek ya da üçüncü kişiler lehine irtifak hakkı (kiralama gibi) tesis edemeyecektir. Aile konutu şerhi konabilmesi için resmi nikah ile evliliğin kurulması gerekmektedir. Yalnızca imam nikahı yapıldığında evlilik kurulamayacağı için malik olmayan eş bu hakkından mahrum kalacaktır.
SIKÇA SORULAN SORULAR
İmam nikahı nasıl kıyılır?
İmam nikahı, adından anlaşılacağı üzere imam tarafından kıydırılan bir dini nikahtır. İmam nikahında iki erkek veya iki kadın bir erkek şahit bulunması gerekmektedir.
İmam nikahı şartları nelerdir?
Dini anlamda imam nikahının gerçekleşebilmesi için evlenecek kişilerin ikisinin de Müslüman olması ve reşit olması gerekmektedir. İmam nikahı gerçekleştirilirken şahit bulunmalıdır.
Medeni hukuk anlamında ise TMK 143 uyarınca dini tören yani imam nikahı gerçekleştirilmeden önce resmi nikahın yapılması gerekmektedir.
TMK 143 “Evlenme töreni biter bitmez evlendirme memuru eşlere bir aile cüzdanı verir. Aile cüzdanı gösterilmeden evlenmenin dinî töreni yapılamaz.”
Dini nikah evlilik için yeterli mi?
Dini nikah yaygın kullanımıyla imam nikahı resmi anlamda bir evlilik için tek başına yeterli değildir. Evliliğin hukuki anlamda resmiyete ulaşabilmesi için TMK’de düzenlenen maddi ve şekli şartlara uyulması gerekmektedir.
Resmi nikah olmadan dini nikah yapmak suç mudur?
27.05.2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi TCK’nin 230. maddesinin beşinci ve altıncı fıkralarını iptal etmiştir. İlgili maddenin fıkraları uyarınca resmi nikah gerçekleştirmeden yalnızca dini nikah gerçekleştirilmesi suç teşkil edip, cezası iki aydan altı aya kadardı. Aynı şekilde evlenme işleminin kanuna uygun yapıldığına dair belgeyi görmeden dini nikahı gerçekleştiren din adamı da iki aydan altı aya kadar cezalandırılmaktaydı. Fakat Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla birlikte söz konusu fiil suç olmaktan çıkarılmıştır.
Resmi nikah olmadan dini nikah yapmanın cezası nedir?
27.05.2015 tarihinde iptal edilen kanun maddesinin ilgili fıkraları resmi nikah olmadan yalnızca dini nikah yapılmasını bir suç olarak düzenlemiş olup; ilgili suçun cezasını iki aydan altı aya kadar olarak düzenlemiştir. Fakat güncel durumda resmi nikah yapmadan dini nikah yapmanın herhangi bir kanuni cezası bulunmamaktadır.
İmam nikahı nasıl bozulur?
İmam nikahının bozulmasının şartları dini kurallar ile düzenlenmiştir. İlgili kurallar gereği erkek olan taraf, birlikteliklerini sonlandıracak ifadeleri kullanmasıyla veya üç kez “boş ol” ifadesini kullanmasıyla imam nikahı bozulmuş olmaktadır. İmam nikahının gereklerinden biri olan her iki tarafın da Müslüman olması gerektiğinden dolayı eşlerden birinin dini inancını değiştirmesiyle imam nikahı bozulmuş olmaktadır.
İmam nikahı ne zaman geçersiz olur?
İslamiyet inancında dini nikah yani imam nikahıyla başlayan birlikteliğin bitmemesi öncelikli tercihtir. Bu sebepten dolayı zaman açısından herhangi bir zamanaşımı bulunmamaktadır. Fakat güncel medeni hukukumuzla benzer olacak şekilde birlikteliğin karşılıklı hatalar sebebiyle sürdürülmesinin imkansıza yakın derecede zora girmesiyle imam nikahı bozulabilir. Evliliğin taraflarından biri olan erkek tek yanlı irade açıklamasıyla dini nikah ile başlayan evliliği sonlandırabilir.
Medeni hukukun sosyal yaşamı düzenleme konusunda bir otorite olarak kabul edilmesiyle birlikte imam nikahı gibi dini temelli örf ve gelenekler medeni kanuna bağlı hale geldiği söylenebilir. Bunun bir sonucu olarak da resmi nikahın boşanma yoluyla bitmesiyle de imam nikahının da bittiği kabul edilmektedir.
Resmi boşanmada dini nikah düşer mi?
Resmi boşanma işlemi ile günümüzde kabul edilen medeni kanunu uyarınca evlilik sonlandırılır. Fakat bir dini zorunluluk veya gelenek olarak kabul edilen dini nikahın resmi boşanma sonrasında geçerliliğini koruyup korumadığı durumu medeni kanunumuzda düzenlenmemiştir. Zamanla dini anlayışların da günümüz yaşam koşullarına göre şekillendiğini göz önünde bulundurursak, resmi nikah ile sonlandırılan evlilikte dini nikahın da sonlandığını kabul edebiliriz. Bir başka sebebi de evli olan çiftleri boşanma aşamasına gelmelerinin artık mutlu ve huzurlu bir birlikteliğin olmadığı anlamına gelmektedir. Bu sebeple de resmi boşanma ile sonlanan birlikteliğin dini nikaha dayandırılarak sürdürülmesinin mantığı bulunmamaktadır.