Ceza HukukuHÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması, sanığa verilen cezanın 2 yıl ya da daha az olduğu durumlarda gerekli şartların da mevcut olması halinde mahkemece verilen hükmün 5 yıl denetim süresi boyunca beklemeye alınarak açıklanmamasıdır. Kişinin bu denetim sürecinde kasten bir suç işlememesi, verilen denetime aykırı davranmaması gerekmektedir.

Denetim süresi içerisinde kişi yükümlülüklerini yerine getirirse hüküm ortadan kalkmaktadır. Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması için sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan hüküm almamış olması, mahkemece sanığın yeniden bir suç işlemeyeceği kanaatine varılması, uğranılan zararın ortadan kalkmış olması gerekmektedir. Bu şartların varlığı halinde hükmün açıklanmasının geriye bırakılması hukuki sonuçlarını doğurmaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) sanık hakkında hukuki sonuç doğurmaz. Eğer 5 yıllık denetim süresi içerisinde yükümlülüklerini yerine getirirse hakkında dava düşer ancak kasıtlı olarak yine suç işlerse o zaman yeni bir duruşmayla hakkında infaz hükmü açıklanır.

İÇİNDEKİLER

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI HANGİ DURUMLARDA UYGULANIR?

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararının verilebilmesi için bazı durumların bulunması gerekmektedir. Bunlar;

Sanık hakkında yapılan yargılama neticesinde 2 yıl veya daha az süreyle hapis cezası veya adli para cezası verilmesi (Ceza üzerinde indirim hallerinin bulunması ve bunların uygulanması neticesinde belirlenen ceza 2 yıl veya daha az ise)

Sanık hakkında daha önceden kasten işlenmiş suç sebebiyle hüküm kurulmamış olması gerekmektedir. Görüleceği üzere taksirli suçtan dolayı daha evvel verilen hüküm HAGB’ye engel teşkil etmeyecektir. Yani kişi hakkında bir mahkumiyet kararının olmaması

Sanık hakkında mahkemenin yeniden suç işlemeyeceğine ilişkin kanaate varması (Burada sanığın kişilik özellikleri, yargılama sürecindeki tutum ve davranışları, yeniden suç işlemeyeceğine ilişkin kararlı tutumu dikkate alınmaktadır)

Mağdurun yahut kamunun zararının giderilmiş olması (Zararın aynen iadesi yahut eski hale getirme, zararın giderilmesi gibi eylemler bu noktada değerlendirilmektedir)

Sanığın işlemiş olduğu eylemin hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına engel bir suç teşkil etmemesi

Yukarıda bahsettiğimiz durumların varlığı halinde mahkeme tarafından hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilecektir.

HAGB KARARININ HUKUKİ SONUÇLARI NELERDİR?

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararının hukuki sonucu bakımından; Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kapsamında hüküm kurulması halinde, bu hüküm sanık hakkında hukuki sonuç doğurmamaktadır. Kişi, HAGB kararı verildikten sonra denetim süresi içinde yüklenen yükümlülüklerine uymalıdır. Bu yükümlülüklere uymaması halinde hükmün açıklanması söz konusu olacaktır.

5 yıllık denetim süresi içerisinde kişi kasıtlı olarak bir suç işlemez ve yükümlülüklerine uyarsa bu durumda dava düşmekte olup ceza almaz. Aynı zamanda kişi hakkında verilen Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kişinin e-Devlet vasıtasıyla aldığı Adli Sicil kaydında gözükmemektedir dolayısıyla kişinin sicili temiz kalmaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararları ilgili makam tarafından, HAGB kararlarına özgü bir sicil sisteminde kaydı tutulur. Ancak bu kayıt kişinin adli sicilinde, işe girerken vb. durumlarda gözükmemektedir.

HAGB KARARININ SÜRESİ VE DENETİM DÖNEMİ

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kapsamında, 5 yıl süre ile sanık denetim süresine tabidir. Bu süre çocuklar için 3 yıldır. Mevzuatta bu denetim dönemi içinde kişi hakkında kasten işlediği suçtan mahkumiyet kurulduğu takdirde bu mahkumiyet hakkında tekrar Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı verilemez.

Denetim süresi başlanamadan önce işlenen bir suç için ise denetim süre içinde hakkında hüküm verilecekse Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı verilebilir. CMK 231/8’de denetim süresi içinde denetimli serbestlik olarak tedbir öngörülebileceği de düzenlenmiştir.

Sanık hakkında verilecek bu tedbir hukuka uygun olmalıdır.

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR

Kanuni şartların yerine getirilip getirilmediği tespit edilip bu duruma göre Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı verilmektedir.

Yapılan değişikliklerle takibi şikayete bağlı suç olma şartı kaldırılmış ve hapis cezasına öngörülen sınır 2 seneye çıkarılmıştır.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) için öngörülen şartlar sırasıyla;

  • İnkılap Kanunlarında yer alan bir suç olmamalıdır.
  • Sanık mahkum olmalıdır.
  • Ceza, en fazla 2 yıl hapis cezası veya adli cezası olmalıdır.
  • Daha önce kasıtlı olarak bir suçtan mahkum olunmamalıdır.
  • Sanık hakkında yeni suç işlemeyeceğine ilişkin kanaate varılmalıdır.
  • Mağdur kişinin zararı tamamıyla giderilmelidir.

7499 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) için kabul koşulu kalkmıştır. Uzlaşma hükümlerinin uygulanabileceği takdirde Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) verilemez.

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI (HAGB)

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI (HAGB)

HAGB KARARININ AVANTAJLARI VE DEZAVANTAJLARI

HAGB kararı sanığı hakkında birtakım avantajlar ve dezavantajlar getirmektedir. Avantajlarından bahsetmek gerekirse;

  • HAGB kararı kişinin adli sicil kaydına işlememektedir dolayısıyla kişinin daha sonraki hayatını olumsuz etkilememektedir.
  • Hakkında HAGB kararı verilen kimse topluma tekrar kazandırma, rehabilite edilme şansına sahiptir.
  • Hakkında HAGB kararı verilen kişi cezaevine girmez , “denetimli serbestlik” ile denetim süresindeki yükümlülüklerini yerine getirir.

Dezavantajları ise,

  • Kişi denetim süresi içerisindeki yükümlülüklerine uymazsa hakkında ceza infaz edilir.
  • HAGB, 2 yıl ve fazla az hapis ceza- adli para cezasını içeren suçlar ve metin detaylıca sayılan bazı suçlar için geçerli değildir.
  • HAGB hükmü verilen kararın mağduru üzerinde suçun cezasız kaldığı etkisi yaratabilmektedir.

HAGB KARARI SONRASINDA ADLİ SİCİL KAYDI

HAGB kararının hukuki niteliği bakımından hiçbir hukuki sonucu olmadığından bahsedilmişti. Mevzubahis niteliğinden dolayı HAGB kararı verildikten sonra kişi 5 yıllık denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemezse yahut denetim süresi içerisindeki yükümlülüklerini yerine getirirse bu durumda HAGB kararı kişinin Adli Sicil Kaydı (Sabıka Kaydı)’nda gözükmeyecektir. Dolayısıyla bu kişinin Adli Sicil Kaydı temiz kalacaktır.

Kişi 5 yıl içerisinde kasıtlı bir suç işler veya denetim süresindeki yükümlülüklerine uymazsa bu durumda temyizden sonrası da karar kesinleştiği takdirde hakkında verilen ceza Adli Sicil Kaydı’na işleyecek ve Adli Sicil Kaydı’nda gözükecektir.

HAGB kararları ayrıca bir sistemde tutulmaktadır ve bu sisteme erişim ancak yetkili makamlara açıktır.

Buraya tıklayarak adli sicil kaydı hakkında daha fazla bilgiye erişebilirsiniz.

HAGB KARARINA KARŞI İSTİNAF KANUN YOLU

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararına karşı başvurulacak kanun yolu bulunmaktadır. Daha önce itiraz müessesi uyarınca kanun yoluna başvuru yapılmaktayken Ceza Muhakemesi Kanunu’nda 8. Yargı paketi çerçevesinde yapılan değişiklik ile 01.06.2024’ten itibaren geçerli olmak üzere HAGB kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurmanın önü açılmıştır. Yapılan değişikliklerle beraber doğrudan verilen adli para cezalarının üst sınırı 15.000 TL’ye çıkartılmış olup bu sınırın altında kalan para cezalarına karşı istinafa başvurulamayacaktır. Yani bu hüküm, kesin hüküm teşkil edecektir.

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı karşı istinaf başvurusu, gerekçeli kararın tebliği ile birlikte yapılabilmektedir. İstinaf kanun yoluna başvuru süresi kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftadır. Başvuru, kararı veren mahkemeye verilecek dilekçe ile yapılabilmektedir.

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararına karşı bazı durumlarda istinaf başvurusu yapılamamaktadır. Bunlar;

  • Hapis cezasından çevrilen adli para cezaları hariç olmak üzere 15.000 TL dahil olmak üzere 15.000 TL’ye kadar verilen adli para cezası kararlarına
  • Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine
  • Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere

HAGB KARARI HANGİ SUÇLAR İÇİN GEÇERLİDİR?

HAGB kararının verilebileceği suçlar; HAGB’nin şartlarında ayrıca sayılmış olunup tekrar etmek gerekirse, 2 yıl veya daha az hapis cezası ya da adli para cezası olmalıdır. Bu durumda cezası bu koşulu sağlayan suçlarda HAGB uygulanabilir.

HAGB’nin uygulanamadığı suçları ayrıca belirtmek gerekirse;

  • İnkılap Kanunu’nda yer alan suçlar,
  • 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunu kapsamındaki suçlar,
  • 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kuruluşu, Yargılama Usulü ve Disiplin Suç ve Cezaları Hakkında Kanun kapsamındaki disiplin suçları,
  • İcra İflas Kanunu’nda belirtilen suçlar,
  • İmar Kirliliğine Neden Olma suçu,
  • Disiplin Hapsi ve Tazyik Hapsi Gerektiren fiiller,

olarak bahsedebiliriz. Bu suçlar/fiillere ilişkin HAGB uygulanamaz.

HAGB KARARININ BOZULMASI VE YENİDEN YARGILAMA SÜRECİ

HAGB kararıyla beraber denetim süresinin bulunduğundan ve bu sürenin 5 yıl – çocuklar için ise 3 yıl olduğundan bahsetmiştik. Bu süre içerisinden sanık eğer kasıtlı olarak bir suç işlerse bu durumda mahkeme tarafından HAGB kararı kaldırılır ve kişi hakkındaki ceza kararı verilir. Bu karar hiçbir halde ertelenemez. Kişi eğer denetim süresi içindeki yükümlülüklerine uyarsa bu durumda dava düşer.

Yeniden yargılama sürecinde ise HAGB kararına uyulmamasıyla beraber yargılama süreci yeni bir duruşmayla beraber geri bırakılan/ertelenen hüküm açıklanır.

SIKÇA SORULAN SORULAR

HAGB kararı kimlere uygulanabilir?

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararının uygulanması için kişinin bazı şartları sağlaması gerekmektedir. Öncelikle bir kişi hakkında Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB)  uygulanabilmesi için kişi önceden kasten işlediği bir suçtan hüküm giymemiş olması gerekir ve kişi 2 yıl veya daha az hapis cezası veya adli para cezasını gerektiren bir suç işlemiş olması gerekmektedir. Bu kişiler için diğer gerekli koşulları da sağladığı takdirde Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) uygulanabilir.

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kalktı mı?

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması, güncel mevzuatta kalkmamıştır. 2024 yılında Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) hükmüne ilişkin bazı düzenlemeler yapılmıştır.

Bu düzenlemelere göre Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru, müsadere hükümlerine uygulanmasının engel olmaması, sanığın kabulünün kalkması ve yükümlülükten dolayı hükmün açıklanmasına karşı itiraz yolu hususları düzenlenerek hüküm revize edilmiştir.

Aynı Kişiye 2 Kez HAGB Verilir Mi?

HAGB hükmünün diğer bir özelliği ise sanık kişi hakkında yalnızca “bir kere” verilebilmesidir. HAGB verilmesinin koşullarından biri daha önce kasıtlı suç işlenmemesi gerektiği olduğu gibi HAGB verildikten sonra ise kişi kasten suç işlerse (taksirli suçlarda geçerli değil) artık HAGB verilmez ve ceza infazı gerçekleşir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı istinaf edilir mi?

HAGB’ye ilişkin mevzuatta güncel düzenleme yapılmadan önce istinaf yolu açık değildi. Bu durum karşısında Anayasa Mahkemesi ilgili düzenlemeyi AY’nin “Hak Arama Hürriyeti” maddesine aykırılık teşkil ettiği iptal etmiş ve bu durumda yeniden düzenleme yapılarak HAGB kararlarına karşı istinaf kanun yolu açılmıştır.

01/06/2024 tarihi dahil olmak üzere ve sonrasında verilecek HAGB kararlar için istinaf yolu mümkün olduğu gibi eski tarihli kararlar için itiraz kanun yoluna gidilebilmektedir.

Ceza istinaf başvurusu hakkında detaylı bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz.

1 Ağustos 2024’ten sonra HAGB verilebilir mi?

1 Ağustos 2023 tarihinden 1 yıl sonrasında yürürlüğe girecek iptal kararı ile birlikte HAGB’ye ilişkin hüküm 1 Ağustos 2024 tarihinden itibaren kalkmış olup bu tarihten sonra HAGB kararı verilememektedir.

Bu iptal kararı 1 Ağustos 2024 tarihinden önce verilen HAGB kararlarını etkilememektedir; denetim süresindeki yükümlülüklere uyulduğu takdirde hüküm açıklanmayacaktır.

HAGB kararının verilme şartları nelerdir?

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), belirli koşulların yerine getirilmesi durumunda uygulanır. Yapılan düzenlemelerle, suçun takibi şikayete bağlı olma şartı kaldırılmış ve ceza sınırı 2 yıla çıkarılmıştır.

HAGB kararı verilebilmesi için gereken şartlar şunlardır:

  • Suç, İnkılap Kanunları kapsamına girmemelidir.
  • Sanığın mahkumiyetine karar verilmiş olmalıdır.
  • Verilen ceza, en fazla 2 yıl hapis veya adli para cezası olmalıdır.
  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması gerekir.
  • Mahkeme, sanığın yeniden suç işlemeyeceğine kanaat getirmelidir.
  • Mağdurun zararının tamamen giderilmiş olması gerekir.

Bu koşullar sağlandığında HAGB kararı uygulanabilir.

Hagb arşiv araştırmasında çıkar mı?

HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması) kararı, denetimli serbestlik süresi boyunca veya süresi kasten suç işlenmeden tamamlandığında, memuriyete engel oluşturmaz. HAGB kararı, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması aşamalarında gözükmektedir.

HAGB kararı düşmüş olsa da hâlâ arşivde yer alıyorsa, ilgili hukuki süreç başlatılarak kararın arşivden silinmesi talep edilebilir.

Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması hakkında daha fazla bilgiye buraya tıklayarak erişebilirsiniz.

Hangi suçlarda HAGB kararı uygulanamaz?

HAGB, 2 yıl veya daha az hapis cezası ya da adli para cezası gerektiren suçlar için uygulanabilir. Ancak bazı suçlar bu kapsam dışında bırakılmıştır. HAGB’nin uygulanamadığı suçlar:

  • İnkılap Kanunları kapsamındaki suçlar,
  • 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun kapsamındaki suçlar,
  • 477 sayılı Disiplin Mahkemeleri Kanunu’ndaki disiplin suçları,
  • İcra ve İflas Kanunu’nda belirtilen suçlar,
  • İmar kirliliğine neden olma suçu,
  • Disiplin ve tazyik hapsi gerektiren fiillerdir.

Bu suçlar için Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) uygulanması mümkün değildir.

HAGB kararı alındığında ceza infaz edilir mi?

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı alındıktan sonra kişinin denetim süresi başlamaktadır. Hakkında HAGB verilen kimse 5 yıl süreyle denetim süresine tabidir. Bu süre çocuklar için ise 3 yıldır.

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı sonrasında denetim süresi içerisinde kasıtlı olarak yeni bir suç işlenmesi ya da denetimli serbestlik yükümlülüklerine uyulmadığı, aykırı davranılması halinde mahkeme tarafından hüküm açıklanır yani ceza infaz edilmektedir.

HAGB süresi boyunca denetim yükümlülükleri nelerdir?

HAGB kararı verildikten sonra denetim süresi içerisinde birden seneden fazla olamaması koşuluyla denetimli serbestlik tedbirlerine öngörülebilmektedir. Bu tedbirler mevzuatın ilgili hükmünde sayılmıştır. Bazıları şunlardır:

  • Sanık meslek ve sanat sahibi değilse eğitim programıyla rehabilite edilebilir.
  • Sanık meslek ve sanat sahibiyse başka bir kişinin yanında ücretli çalışabilir.
  • Kişinin belirli yerlere gitmesinin yasaklanabilir.

Denetimli serbestlik hakkında daha fazla bilgiye buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Adli kontrol kararı için detaylı bilgi ise buraya tıklayarak erişebilirsiniz.

HAGB kararı alındığında adli sicil kaydı etkilenir mi?

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı hukuki sonuç doğurmayan bir karardır. 5 yıllık denetim süresinde gerekli yükümlülüklere uyulduğu takdirde, Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararları ilgili birim tarafından ayrı bir sicilde tutulur ve bu sicil e-Devlette yer alan/yetkili kurumdan alacağınız Adli Sicil Kaydı (Sabıka Kaydı)’na işlemez.

Kısaca HAGB kararı Adli Sicil Kaydında gözükmemektedir ve Adli Sicil Kaydı’nı etkilememektedir.

Hagb gbt’de çıkar mı?

GBT (Genel Bilgi Toplama), sorgulama yapmak ve bilgi toplamak amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kullanılan bir sistemdir.

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı özel bir sisteme kaydedilmektedir. Bu sistemde HAGB kararını, hakim ve savcılar ilgi olması üzerine görebilmektedirler. GBT sorgulamasında kolluk kuvvetleri tarafından HAGB kararının olduğu bilgisi çıkmayacaktır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararının Memurluğa Etkisi Nedir?

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı hukuki sonuç doğurmayan bir karardır. Dolayısıyla Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı verildikten sonra denetim süresi içerisinde (5 yıl) gerekli yükümlülüklere uyulduğu takdirde kişinin davası düşer.

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı verilen kişi hakkında bu süreden sonra memurluğa etkisi olumsuz olarak bulunmamaktadır. Yani kişi hakkında Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) verilmesi memur olmaya engel değildir.

Memurluğa engel suçlar hakkında bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz.

HAGB kararı süresi dolduğunda ne olur?

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı sonrasında kişi denetim süresi içerisinde çeşitli yükümlülüklerini yerine getirmesi ve kasten suç işlememesi gerektiğini belirtmiştik. Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) için öngörülen yetişkinler için 5 yıl, çocuklar için ise 3 yıllık süre dolduğu takdirde Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı verilen kişinin davası düşer ve HAGB kararı hukuki sonuç doğurmadığından hakkında aslında hiç karar verilmemiş gibi, bu dava sürmemiş gibi etkisi olur diyebiliriz.

HAGB kararına itiraz edilebilir mi?

Hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB) kararına karşı başvurulabilecek olağan kanun yollarından biri “istinaf”dır.

HAGB’ye ilişkin mevzuatta güncel düzenleme yapılmadan önce istinaf yolu açık değildi. Bu durum karşısında Anayasa Mahkemesi ilgili düzenlemeyi AY’nin “Hak Arama Hürriyeti” maddesine aykırılık teşkil ettiği iptal etmiş ve bu durumda yeniden düzenleme yapılarak HAGB kararlarına karşı istinaf kanun yolu açılmıştır.

01/06/2024 tarihi dahil olmak üzere ve sonrasında verilecek HAGB kararlar için istinaf yolu mümkün olduğu gibi eski tarihli kararlar için itiraz kanun yoluna gidilebilmektedir.

Ceza istinaf başvurusu hakkında detaylı bilgi edinmek için buraya tıklayabilirsiniz.

HAGB süresi içinde kurallara uyulmaması durumunda ne olur?

HAGB kararı verildikten sonra denetim süresi içinde kişi yükümlülüklerine uymalı ve kasıtlı olarak suç işlememelidir.

Kişi eğer HAGB kararı verildikten sonra denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlerse ya da sonrasında kasten işlediği bir suçtan dolayı hüküm kesinleşirse bu durumda ertelenen hüküm açıklanır ve kişinin seçenek yaptırımlara çevirme imkanı bulunmamaktadır.

HAGB kararı sonrası yeniden yargılama mümkün mü?

Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşmiş bir hükümde Ceza Muhakemesi Kanunu’nun öngördüğü şartlar doğrultusunda hükümlü lehine veya aleyhine yeniden yargılama yapılmasını ifade eden bir kanun yoludur. Normalde kesin hükme bağlanmış davalar yeniden ele alınamaz; bu istisnai durum, ancak belirli koşullarda mümkündür.

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararlarına karşı yeniden yargılama kanun yolu mümkün değildir çünkü Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) hukuki sonuç doğurmadığı için kesinleşen bir hükümden de bahsedilemez.

HAGB kararı verildiğinde mağdur tazminat talebinde bulunabilir mi?

Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararının verilmesinin tazminat talebine engel olup olmaması, Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılması (HAGB) kararı verilen ceza davasının mağdurlarının kafasını karıştıran bir husustur.

Yargıtay’ın bu konuyla ilgili kararı üzerinden açıklamak gerekirse, ilgili kararda (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/14832 E.  ,  2019/508 K.) hükmün açıklanmasının geriye bırakılması (HAGB) kararı verilmiş olsa da, bu kararın hukuk hakimlerini bağlamadığı vurgulanmıştır. Ceza yargılamasında toplanan delillerle, davalının davacıya hakaret ve tehdit ettiği sabit olmuştur. Olayın oluş şekli göz önünde bulundurularak, davacının uğradığı manevi zararın tazmin edilmesi gerektiği ve uygun miktarda manevi tazminata hükmedildiği ifade edilmiştir.

Bu karardan yola çıkarak mağdurun tazminat talebinde bulunabileceğini söyleyebiliriz.

HAGB kararının avantajları nelerdir?

HAGB kararının sağladığı bazı avantajlar şunlardır:

  • HAGB, kişinin adli sicil kaydına işlenmez, böylece iş hayatını olumsuz etkilemez.
  • HAGB kararı verilen kişi, topluma yeniden kazandırılma ve rehabilite olma fırsatı bulur.
  • Cezaevine girmeden, denetimli serbestlik kapsamında belirli yükümlülüklerini yerine getirir.

HAGB kararının dezavantajları nelerdir?

HAGB’nin dezavantajları şunlardır:

  • Kişi denetim süresi boyunca yükümlülüklerine uymazsa, ceza infaz edilir.
  • HAGB, 2 yıl ve üzeri hapis cezası veya adli para cezası gerektiren suçlar için geçerli değildir.
  • HAGB, mağdur üzerinde suçun cezasız kaldığı hissiyatını yaratabilir.

HAGB kararı süresince yurtdışına çıkılabilir mi?

Kişi hakkında başka bir suçtan dolayı mahkeme veya hâkim tarafından yurt dışına çıkış yasağı getirilmediği ve denetimli serbestlik süresi boyunca belirlenen yükümlülüklerini yerine getirmeye devam edilmesi halinde, yurt dışına çıkmasına engel teşkil etmemektedir.

Dolayısıyla HAGB kararı süresince yurtdışına çıkılabilir.

HAGB kararı hangi durumlarda bozulur?

HAGB kararı 5 yıllık denetim süresi içinde kasten bir suç işlenip işlenmemesi ve yükümlülüklere uyulup uyulmamasına göre çeşitli sonuçlar doğurmaktadır.

Şayet kişi 5 yıllık denetim süresi içinde kişi kasıtlı bir suç işlemez ve mahkeme tarafından verilen, denetim süresi içindeki yükümlülüklerine aykırı davranış sergilemez ise dava düşer.

Ancak kişi denetim süresi içerisinde kasten bir suç işlerse ve mahkeme tarafından verilen yükümlülüklere uymaz ise bu durumda açıklanması ertelenen hüküm açıklanması için yeni bir duruşma yapılır; ayrıca açıklanması geriye bırakılan hüküm diğer seçenek yaptırımlara çevrilememektedir, ertelenememektedir.

HAGB kararı sonrası suç işlenirse ne olur?

HAGB kararı ile birlikte, denetim süresinin başladığını ve bu sürenin 5 yıl olduğunu, çocuklar için ise 3 yıl olduğunu daha önce belirtmiştik.

Bu süre zarfında sanık, kasıtlı bir suç işlerse, mahkeme HAGB kararını iptal eder ve kişi hakkında ceza hükmü verir. Bu ceza, hiçbir şekilde ertelenemez. Ancak, kişi denetim süresi boyunca yükümlülüklerini yerine getirirse, davanın düşmesi söz konusu olur.

EROL EFE BAYEZİT

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIKARILMASI HAGB KARARI İSTİNAF DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

…… BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE

Gönderilmek Üzere

………..……… CEZA MAHKEMESİ’NE

İSTİNAF EDEN SANIK: İsim-Soyisim, T.C Kimlik Numarası, Adres

KONU: ………….. Ceza Mahkemesi’nin …….. dosya numaralı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz ile beraat kararı verilmesi talebi

AÇIKLAMALAR: 

  1. … suçundan dolayı ………… Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş hüküm usul ve yasaya aykırı olup itirazlarımı sunmaktayım.
  1. Tarafımın  ………….. suçunu işlediğine dair  kesin ve inandırıcı deliller mevcut değildir. Dosya içeriği ve şikayetçilerin ifadeleri, şahsımın suçlamaya konu edilen olayda …………… suçunu gerçekleştirmediğini açıkça ortaya koymaktadır.
  1. Şikayetçilerin olay ile ilgili vermiş olduğu beyanlar birbiri ile uyuşmamakta olup açık bir şekilde çelişki bulunmaktadır. Bu husus dikkate alınmadan yapılan yargılama neticesinde hakkımda mesnetsiz bir şekilde HAGB kararı kurulmuştur. Mezkur nedenlerle beraat kararı verilmesi elzemdir.
  1. ……………. suçunun kanuni unsurları oluşmamış ve tarafımın cezalandırılması için yeterli ve kesin delil bulunmamaktadır. Bu sebeplerle, üzerime atılan suçlamadan beraatimi talep ederim.

HUKUKİ SEBEPLER: Ceza Muhakemesi Kanunu madde 231 ve sair hukuki sebepler

HUKUKİ DELİLLER: ………. Dosya Esas Numaralı Mahkeme Kararı ve sair yasal deliller

NETİCE-İ TALEP: Yukarıda belirtilen durumların tamamını içeren deliller ve mahkemeniz tarafından dikkate alınması gereken diğer meşru sebepler ile HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kararının lehime bozulmasını talep ederim.(…../……../……)

İSİM-SOYİSİM

                                                                                                            İMZA

İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İLGİLİ CEZA DAİRESİNE
Gönderilmek Üzere
BAKIRKÖY 9. AĞIR CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO :

İSTİNAF KANUN YOLUNA
BAŞVURAN SANIK :

MÜDAFİİ : Av. Haşim ELMAS – Hürriyet Mah. Dr. Cemil Bengü Cad. No:39/1 Kağıthane/İstanbul

SUÇ : Bilişim Sistemlerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık

SUÇ TARİHİ :

KONU : Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …….. K. Sayılı kararının istinaf incelemesine yönelik gerekçeli istinaf dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR :

Bakırköy …… Ağır Ceza Mahkemesi’nin ….. Esas Sayılı kararı ile müvekkil sanık hakkında hükmedilen dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararı USUL VE YASAYA aykırılık teşkil etmektedir. Şöyle ki;

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda, müvekkil sanığın “Bilişim Sistemlerinin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık” suçundan TCK’nın 158/1.f, son cümle maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.

Mahkemenizin yukarıda belirtilen esasında kayıtlı bulunan dosyanın 12/11/2024 tarihinde yapılan son duruşmasında, iddia makamının mütalaası doğrultusunda, üzerine atılı bulunan suçtan dolayı müvekkil sanığın; TCK’nın 158/1-f-son maddesi gereğince 1 YIL 8 AY HAPİS VE 5.000 TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA ve bu HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA karar verilmiştir.

Öncelikle iddia makamının iddianamesine ve kovuşturma aşamasındaki esas hakkındaki mütalaasına, ilgili mevzuat ve yerleşik yargı içtihatları açısından kesinlikle katılmıyoruz. İlk derece mahkemesinin de işbu kararının eksik ve hatalı inceleme sonucu alındığı ve hüküm tesis ederken ortaya koyduğu gerekçelerin ayrıca usul ve yasaya açıkça aykırı olduğu kanaatindeyiz. Şöyle ki;

Müvekkil, müştekiye karşı nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacak bir girişimde bulunmamıştır. Müvekkilin iddianame kapsamında üzerine atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmamıştır. MÜVEKKİL HAKKINDAKİ BU SUÇLAMALAR TAMAMEN MESNETSİZ VE GERÇEK DIŞIDIR.

Müvekkil dava konusu olayda müşteki ………….’ı hakkında soruşturma başlatılıp, ifadeye çağrılana kadar tanımamakta hatta ismini bile bilmemektedir. Müvekkil açık öğretim muhasebe bölümünden mezun olup olay tarihinde ve halen muhasebecilik yapmaktadır. Olay tarihinde ek iş olarak internetten iş araştırmış ve müvekkil yasal, güncel ve onaylı (tik işaretine sahip) iş arama sitesi olan İşin Olsun sitesinden iş bakarken bir kaç başvuru yapmıştır. Yapmış olduğu başvurulardan bir tanesinden müvekkile dönüş yapılmış ve kendisini ……… olarak tanıtan bir kişi ile Whatsapp üzerinden ……….. telefon numarasından müvekkil ile iletişime geçilmiştir. Söz konusu iş ilanına ilişkin ekran görüntüsü ve onaylı işveren profili işbu istinaf dilekçemiz ekinde sunulmuştur [EK-1].

Bu şahıs müvekkile hesap hareketlerinin kontrol edilmesi üzerine bir iş olduğunu, bu işten %3 komisyon alacağını söylemiş ve işin detaylarını Whatsapp üzerinden anlatmıştır. Müvekkile yapacağı işin ……… isimli firma için olduğunu, bu iş için bir hesap açması gerektiğini, gelen paraları da binance hesabına göndermesi gerektiği söylenmiştir. Daha sonrasında müvekkile binance hesabını nasıl kullanacağı detaylı olarak anlatılmıştır. Müvekkil ile ………. isimli şahıs arasında geçen Whatsapp mesaj konuşmalarının ekran görüntülerini işbu istinaf dilekçemiz ekinde sunulmuştur [EK-2].

……… isimli şahıs tarafından Çin asıllı bir firma oldukları, TL olarak gelen paraların binance hesabı üzerinden TRN para birimine çevrileceği söylenmiştir. Müvekkil kendisine teklif edilen işin tamamen yasal olduğunu düşünmüş ve işi kabul etmiştir. Kaldı ki ortalama zekaya sahip her kişinin yasal bir iş arama sitesinde tamamen yasal görünen bir profil ile verilmiş bir iş ilanına güvenerek iş yapması beklenen ve hayatın olağan akışına uygun bir durumdur. Bu nedenle tamamen yasal bir firma ile iş yaptığını düşünen müvekkile işi kabul edince hesabına paralar gelmeye başlamış, müvekkil de gelen ödemeleri ………. isimli şahsın dediği gibi binance hesabına göndermiştir.

Müvekkil çalışmaya başladıktan sonra 6. gün hesaba 1 TL “seni bulacağım” gibi tehdit ve küfür içerikli bir açıklama ile para gelmiştir. Tehdit ve küfür içerikli açıklama sonrasında durumdan şüphelenen müvekkil bunun üzerine …………isimli şahsa “siz insanları mı dolandırıyorsunuz” diye yazmış ve akabinde hesabına para gönderilmemesini istemiştir. Bunun üzerine …………..isimli şahıs müvekkili engellemiştir. Ekte sunduğumuz konuşma kayıtlarından müvekkilin beyanlarının doğruluğu açıkça anlaşılmakta ve suçsuzluğu kanıtlanmaktadır.

Müvekkil sadece bir şirket için çalıştığını sanmakta olup hiçbir şekilde dolandırma kastı yoktur. Somut olayda dolandırıcılık suçuna konu eylemin icrası için sahte bir iş ilanı oluşturulmuş ve bu iş ilanı dışarıdan bakıldığında ortalama zekaya sahip bir insan tarafından sahte olduğu anlaşılamayacak kadar gerçekçidir. Sahte olduğunu fark edemediği iş ilanına başvuran hile ve aldatma ile iradesi fesada uğratılan müvekkil çalıştığını ve sadece işini yaptığını sandığı sırada ………. …….. başta olmak üzere Mahkemenizce re’sen araştırılıp bulunacak şüphelilerce hile ile kandırılarak, bilmeden ve istemeden dolandırıcılık eylemine alet edilmiştir.

Müvekkilin dolandırıcılık suçuna konu eylemi gerçekleştirmeye yönelik kastı yoktur. Hile ile kandırılarak, bilmeden suça alet edilen ve bu eyleme ilişkin hakkında birden fazla ceza davası açılmasına sebep olunduğu için bu olaydaki asıl mağdur olan kişi müvekkildir. Bu nedenle müvekkil hakkındaki suçlamalar tamamen mesnetsiz ve gerçek dışıdır. Müvekkil üzerine atılı suçu işlememiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ TARAFINDAN DOSYA KAPSAMINDA MÜVEKKİLİN İFADESİNDE BEYAN ETTİĞİ ……..’İN İFADESİNE BAŞVURULMADAN VE TARAFIMIZCA SUNULAN MÜVEKKİL İLE ………. ARASINDAKİ WHATSAPP GÖRÜŞMELERİ DİKKATE DAHİ ALINMADAN EKSİK VE HATALI İNCELEME SONUCU MÜVEKKİL HAKKINDA VERİLEN CEZALANDIRMA KARARININ BOZULMASI GEREKMEKTEDİR.

…………… isimli şahıs müvekkili hile ile kandırarak iş ilanı yayınlamış ve müvekkili iş adı altında dolandırıcılık eylemine bilmeden ve istemeden alet ederek işbu dosyanın ve müvekkil hakkında açılan bütün dolandırıcılık dosyalarının faili olması sebebi ile ifadesinin alınması gerekmekte olup bu şahsın tanıklığı adaletin sağlanması ve dahi işbu dosyanın aydınlanması için elzemdir.

Aynı zamanda müvekkilin soruşturma dosyasındaki ifadelerinde ve ilk derece mahkemesinin huzurunda vermiş olduğu ifadesinde zikretmiş olduğu ve ayrıca tarafımızca T.C kimlik numarası bildirilen Mehmet Şahin Deniz ile whatsapp konuşmaları ve onaylı iş ilanının ekran görüntüsü tarafımızca esas mahkemesine sunulmuş fakat SUNMUŞ OLDUĞUMUZ DELİLLER İNCELENMEDEN ve etkin bir soruşturma yapılmadan ve tanık Mehmet dinlenilmeden müvekkilin cezalandırılmasına karar verilmiştir. Oysa ki bu deliller dosyanın esasına etki eden ve müvekkilin suçsuzluğunu ve kandırıldığını ispat etmektedir.

MÜVEKKİL İRADESİNİN FESADA UĞRATILMASI İLE İŞİNİ YAPTIĞINI SANARAK HİLE İLE KANDIRILMIŞ VE HATAYA DÜŞMÜŞTÜR. DOLANDIRICILIK SUÇU KASTEN İŞLENEBİLEN BİR SUÇ OLUP MÜVEKKİLİN KESİNLİKLE DAVA KONUSU DOLANDIRICILIK SUÇUNU İŞLEME KASTI BULUNMAMAKTA OLDUĞUNDAN MÜVEKKİLİN NEZDİNDEN DOLANDIRICILIK SUÇUNUN MADDİ VE MANEVİ UNSURLARI OLUŞMAMIŞTIR.

CEZA YARGILAMASINDA MAHKÛMİYET, BÜYÜK VEYA KÜÇÜK BİR OLASILIĞA DEĞİL, HER TÜRLÜ KUŞKUDAN UZAK BİR KESİNLİĞE DAYANMALIDIR. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2017/87 E., 2017/352 K. Sayılı kararı, “… Ceza mahkûmiyeti, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır.” şeklindedir.

T.C. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ İzmir 2. Ceza Dairesi 2017/2720 E., 2017/3100 K. Sayılı ilamı, “Sanık hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği suçunu islediğinden bahisle kamu davası açılmış ve ilk derece mahkemesi tarafından sanığın mahkûmiyetine karar verilmiş ise de; açıklanan delil durumu itibarı ile sanığın süreklilik ve çesitlilik gösteren eylemleri ile silahlı terör örgütü hiyerarşisine dahil oldugunu gösteren her türlü şüpheden arındırılmış kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, sanığın istinaf talebi doğrultusunda ilk derece mahkemesi hükmün kaldırılarak, sanığın beraatine karar verilmiştir.” şeklindedir.

Yargıtay kararlarında da yer alan, Uluslararası hukuk terimi olarak “presumption of innocence” olarak bilinen Masumiyet karinesi, isnat edilen suç kesinleşmediği sürece kimsenin hükümlü sıfatıyla değerlendirilemeyeceğini ifade eden, temel hukuk doktrinidir. Bu doktrin evrensel bir yargı doktrini olup, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde yer almaktadır. Ceza Muhakemesi faaliyeti gerçekleştirilirken, bu faaliyetin doğası gereği temel hak ve özgürlüklere ağır müdahalelerde bulunulması sonucu doğmaktadır. Bu sebeple uyulması gereken bazı ilkelerin olması, bir devleti insan haklarına saygılı, demokratik hukuk devleti olarak nitelendirebilmek için oldukça büyük önem arz etmektedir, hatta temel kriterdir.

İŞTE TAM DA BU SEBEPLE HİÇ KİMSE , İSNAT EDİLEN SUÇ KUŞKUYA YER VERMEYEN BİR KESİNLİKLE İSPAT EDİLENE KADAR CEZALANDIRILAMAZ! Aksi takdirde modern ceza hukukununda bireyin en temel teminatı olan masumiyet karinesinin korunması mümkün olmayacaktır.

Tüm bu içtihatlar ışığında somut olayda söz konusu suça ilişkin olarak müvekkil sanığı suçlamaya yeter bir delil bulunmamaktadır. Müvekkilin suçu işlediğine ilişkin şüpheye yer vermeyecek şekilde kanaat oluşturacak bir delil sunulamamıştır. Savcılık makamınca müvekkil hakkında yeterli araştırma yapılmadan, somut bir delil ortaya konulmadan, sosyal çevresi araştırılmadan, temiz geçmişi dikkate alınmadan; ÖNCEDEN BELİRLENEN BİR SONUCA ULAŞMAK İÇİN, ÖNYARGIYA, KANAATE, İNANCA VE VARSAYIMA DAYANILARAK GENEL VE TOPTANCI BİR YAKLAŞIMLA kabul edilemez nitelikte bir mütalaa verilmiştir.

Bu haliyle mahkumiyetine yeter derecede kesin, inandırıcı ve her türlü şüpheden uzak bir delil bulunmamaktadır. Müvekkilin atılı suçu işlediğinin sabit olmaması, müvekkilin beyanlarını destekleyen mesaj görüntülerinin bulunması ve müvekkil hakkında söz konusu olaya ilişkin dolandırıcılık eylemi ile ilişkili başlatılan farklı soruşturma dosyalarında ve kovuşturma dosyasında verilen Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararlar ve Beraat kararı göz önüne alındığında hukukun ve hakkaniyetin gereği olarak müvekkil hakkında beraat hükmü verilmesi gerekmektedir.

Yukarıda açıklamış olduğumuz nedenler ve Sayın Mahkemenizin res’en gözeteceği sebepler ışığında, müvekkil hakkında verilen mahkumiyet kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmak zorunluluğu hasıl olduğundan istinaf kanun yoluna başvuruyoruz.

SONUÇ VE İSTEM :

Yukarıda açıkladığımız nedenler ve res’en gözeteceğiniz sebeplerle birlikte,
İstinaf başvurumuzun kabulüne, Hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine; Hükmün bozulması yerine, davanın Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse; ilk derece mahkemesinin hükmünün KALDIRILMASINI ve duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde müvekkil hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin de uygulanarak YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA ve müvekkilin beraatine karar verilmesini talep ederiz. 13/12/2024

Sanık Müdafii
Av. Haşim ELMAS

EKLER :

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment