Ceza HukukuHABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU VE CEZASI

Haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasında gizlilik esasına dayanarak yapılan haberleşmelerin mahremiyetini ihlal etmek suretiyle yapılan ve Türk Ceza Kanununda yer alan suç oluşturan hareketlerden biridir. Haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek demek; haberleşmeye engel olmak demek değil, kişiler arasında mahremiyetin esas olduğu ve yapılmakta olan haberleşmenin mahremiyetini ihlal etmek demektir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.132’de haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu başlığı altında üç farklı suç tipi belirlenmiştir.

Bunlar; haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek veya ağır hali olan haberleşmeyi kayda almak, haberleşmenin gizliliğini birine veya bir kitleye ifşa etmek ve kendisiyle yapılan bir haberleşmede karşı tarafın rızasını almadan ve hukuka aykırı şekilde ifşa etmek davranışlarıdır. Bu suç sırf hareket suçudur. Sırf hareket suçu olması demek, suç fiilinin işlenmesi ile başkaca bir davranışa gerek olmadan veya herhangi bir neticeye bağlı olmadan Ceza Kanunu anlamında suçun oluştuğu anlamına gelir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal etme suçunun konusu, söz konusu haberleşmenin içeriğidir. Yani bir kimse, yalnızca haberleşmenin yapıldığını veya kimler arasında olduğunu açıklar veya ifşa ederse bu suç oluşturmaz. Önemli olan haberleşmenin içeriğinin, mesajların veya konuşmaların açığa çıkarılması veya gizliliğinin ihlal edilmesidir.

Haberleşmenin gizliliği, özel hayatın gizliliğinin bir uzantısıdır. Temel insani haklardan olan bu gizlilik Anayasayla ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle hüküm ve koruma altına alınmaktadır. Haberlerleşmenin gizliliği mutlak ve her zaman geçerli bir gizlilik anlamına gelmez. Haberleşmenin gizliliğinin hukuka uygun şekilde ortadan kalktığı haller olabilir. Bu haller ise kanun ile düzenlenir. Örneğin hakim kovuşturma aşamasında dava sürerken veya soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı kararı ile delil elde etmek amacıyla sanık veya şüphelinin konuşmalarını dinleyebilir. Bu durumlarda hukuka aykırılık hali kalktığı kabul edildiği için haberleşmenin gizliliğinin ihlal edildiği kabul edilmemektedir.

İÇİNDEKİLER

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU NEDİR?

  Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, kişiler arasında özel olarak yapılan haberleşmenin içeriğinin 3. bir kişi tarafından gizliliğinin ihlal edilmesi suretiyle işlenen suç tipidir. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, özel hayata karşı suçların özel görünüş biçimi olarak TCK’de ayrı düzenlenmiştir. Bunun için öncelikle bir haberleşmenin mevcut olması gerekir. Buna göre haberleşme eylemi bir araç vasıtasıyla gerçekleşen iletişimdir. Türk Ceza Kanunu m.133’te düzenlenen “kişiler arasında düzenlenen konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunda” olduğu gibi yüz yüze ve bireylerin doğrudan herhangi bir araç kullanmadan gerçekleştirdikleri iletişim olan konuşmadan farklıdır.

Haberleşme telefon, mesaj, fax, mektup vb. araçlar ile gerçekleşir ve bu tür araçlar ile iletişim kuran bireylerin haberleşme içeriğini, telefon konuşmalarının, mesajlaşmalarının gizliliğinin ihlal edilmesi sonucu haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun konusu oluşur. TCK m.132’de üç farklı ihlal hali düzenlenmiştir. Bunlar birbirinden bağımsız suçlar olmakla birlikte korunan hukuki değer haberleşmenin gizliliği olduğu için aynı başlı altında düzenlenmektedir.

Bunlar;

  1. Haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi suçu ve bu suçun nitelikli hali olan haberleşmenin içeriğinin kayda alınması
  2. Haberleşmenin içeriğinin ifşa edilmesi
  3. Kendisiyle yapılan haberleşmenin, karşı tarafın rızası olmadan ve aleni bir şekilde ifşa edilmesi halleridir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu şikayete bağlı suçlardandır. Yaptıkları haberleşmenin gizliliği ihlal edilen kişiler şikayette bulunmadıkları takdirde suçun unsurları gerçekleşmiş olsa bile hukuka aykırılık sebebi ortadan kalktığı için ortada herhangi bir suç bulunmaz. Ve dolayısıyla fail hakkında bu fiilinden dolayı soruşturma açılmaz. Burada haberleşen tüm tarafların rızası gerekir. Haberleşmesinin gizliliği ihlal edilen mağdur veya mağdurlar bu suçun işlendiğini veya bununla birlikte faili öğrendikleri tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunmaları gerekir.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNUN HUKUKİ DAYANAĞI

 Yukarıda da bahsedildiği üzere haberleşmenin gizliliği, özel hayatı gizliliğinin görünüş biçimlerinden biridir. Temel insani haklardan olan özel hayatın korunması kişilerin insani değerlerini koruyabilmesi ve rahatlıkla yasayabilmesi açısından önem arz eder. Aynı şekilde haberleşme özgürlüğü ve bu özgürlüğün kullanılması açısından haberleşmenin gizliliği ilkesi;  bireylerin düşüncelerini korkmadan, güven içinde ifade edebilmeleri ve kişiliklerini geliştirmeleri açısından önemlidir.

Bundan dolayı haberleşmenin gizliliği İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri gibi uluslararası sözleşmelerle ve Anayasamızda temel hak ve özgürlükler başlığı altında güvence altına alınmıştır. Türkiye bu sözleşmelere taraf olmakla birlikte Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 22.maddesinde haberleşme hürriyeti başlığı altında “Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.” hükmü ile gizlilik anayasa ile güvence altına alınmıştır. Haberleşmenin gizliliği hakkı mutlak olmamakla birlikte anayasa sayılan sebeplerle kanunen getirilebilen bazı istisnaları bulunmaktadır.

Haberleşme özgürlüğünün temel haklardan olması sebebiyle yukarıda da sayılan uluslararası sözleşmeler, T.C. Anayasası, kanunlar bu hakkın korunmasına yönelik devlete pozitif yükümlülük yüklemektedir. Bununla birlikte haberleşme özgürlüğünün ve gizliliğinin etkin bir biçimde sağlanması açısından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.132’de gizliliği ihlal edenler hakkında ceza verileceği düzenlenerek gizliliğin ihlal edilmesinin engellenmesi sağlanmak istenmiştir.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU NASIL OLUŞUR? 

  Haberleşmenin gizliliğinin ihlal suçu oluşabilmesi için öncelikle bir haberleşmenin mevcut olması ve bu haberleşmenin gizlilik esası ile gerçekleşmiş olması gerekir. Haberleşen taraflar gizlilik esasını kabul etmelerinin dışında bunu sağlayan araçlarla haberleşmeleri gerekir. Örneğin iki kişinin aralarında yaptıkları telefon görüşmesi, gizli kalması inancıyla hareket edilen özel hayata ilişkin olsun olmasın başkalarının duyması istenmeyen haberleşme yöntemidir. Haberleşmenin gizliliğinden söz edilemediği durumlarda gizliliğin ihlalinden de söz edilemez. Bunun yanında haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunda ihlal edilen şey haberleşmenin yapıldığının veya kimlerin yaptığının açıklanması değil haberleşmenin içeriğidir.

Haberleşmenin gizliliği ihlal suçu m.132’de 3 farklı suç tipine ayrılmıştır. Bu üç farklı suç tipinde korunan temel hukuki değer haberleşmenin gizliliği, suçun konusu da haberleşmenin içeriği olmakla birlikte suçun işlenme koşulları farklılık arz eder. Bu 3 tip suç taksirle işlenebilen suçlar değildir. Hepsinde söz konusu eyleme yönelik bir iradenin yani kastın mevcut olması gerekir.  Aşağıda bunları inceleyelim.

  1. Haberleşmenin Kayda Alınması” Suretiyle Gizliliğin İhlal Edilmesi Suçu Ve Cezası

TCK m.132/1.fıkrasına göre haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Burada kişinin gizliliği ihlal eden bir harekette bulunması yeterli olmaktadır, haberleşmenin içeriğinin başkasına ulaşması veya ulaşmaması suçun oluşmasına etki etmez. Yargıtay kararlarında, bir kimsenin başkasına ait bir mektubun zarfını açmadan ışığa tutmak suretiyle okuması haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşturacağı yer almaktadır. (Örnek; 12.Ceza Dairesi, 2014/25461 K. nolu kararı)

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu sırf hareket suçudur. Sırf hareket suçlarında suç olan eylemi gerçekleştirmek yeterlidir, eylemin sonucu önem taşımaz. 2.fıkrada yer alan, haberleşmenin gizliliğinin kayıt almak suretiyle ihlal edilmesi ilk suçun ağır halidir ve bu fiili işleyen için ceza 1 kat arttırılarak uygulanır. Burada kayıt alan kişi haberleşmenin içeriğini muhafaza altına alarak başkalarına iletme amacıyla hareket ettiği kabul edilir. Bu fıkra için failin olası kastı aranır. Olası kastın bulunmak, failin yaptığı hareketinin olası sonuçlarını öngörmesine rağmen hareketi yapma iradesi göstermesidir.

  1. “İfşa Etme” Suretiyle Haberleşmenin Gizliliğinin İhlali Suçu Ve Cezası

Haberleşmenin içeriğinin hukuka aykırı şekilde ifşa edilmesi halinde TCK 132/2’ye göre fail 2 ila 5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılır. İfşa etme fiili biren fazla kişi tarafından duyulma, görülmeye sebep olacak şekilde açıklama gösterme davranışıdır. İfşa fiili sonunda haberleşme içeriğinin bir kişi tarafından görülmesi veya hiç görülmemesi suçun oluşmadığı sonucunu doğurmaz. Bu suçun meydana gelmesi için bir diğer unsur ifşanın hukuka aykırı şekilde yapılması gerekir. İfşa eylemini hukuka uygun kılan sebeplerden biri soruşturma aşamasında toplanan delillerden haberleşme içeriğinin mahkemeye sunulması örnek verilebilir.

  1. Kişinin Kendisi İle Yapılan Haberleşme İçeriğini İfşa Etmesi” Suretiyle Gizliliğin İhlal Edilmesi Suçu Ve Cezası

Haberleşmenin taraflarından biri, diğer taraf ile yaptığı haberleşmenin içeriğini, karşı tarafın rızası olmadan alenen ifşa etmesi halinde TCK132/3’teki suç oluşur. Bu davranışta bulunan fail 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Burada haberleşmenin tarafı olan kişi, söz konusu haberleşmeyi alenen ifşa etmek suretiyle haberleşme gizliliğini ihlal etmektedir. Alenen ifşa 2.fıkradan farklı olarak birden çok kişinin görebileceği, duyabileceği bir mecrada ifşa etmektir. Kişinin haberleşmenin içeriğini bireysel olarak örneğin bir arkadaşına, annesine vb. göstermesi alenen ifşa etmek sayılmaz. Haberleşmenin tarafı olmayan kişilerin görebileceği bir mecrada açık bir surette ilan ederse ifşa fiili olur. İfşa sonucu kaç kişinin haberleşmeyi gördüğü önem taşımaz bu fiilin gerçekleşmesiyle suç meydana gelir.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNUN UNSURLARI

 Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun unsurları maddi unsurlar ve manevi unsurlar şeklinde ayrılabilir;

Maddi unsurlar:

  • Haberleşmenin gizliliğini ihlal eden bir failin olması; TCK 132/1 ve 132/2 fıkralarında, haberleşmenin tarafı olmayan 3. bir kişinin failliği söz konusudur. TCK 132/3’te ise suçu işleyen fail haberleşmeyi gerçekleştiren taraflardan biridir.
  • Mağdur; TCK 132/1 ve 132/2’de suçun mağduru haberleşmeyi gerçekleştiren tarafların hepsidir. TCK 132/3’te ise birlikte gerçekleştirdiği haberleşmeyi ifşa eden failin karşı tarafında bulunan kişi veya kişiler mağdur sıfatındadırlar. Bu suç şikayete bağlı bir suç olduğu için mağdur sıfatı bulunan kişilerin şikayet etmesi halinde suç soruşturulur.
  • Özel hayatın gizliliğinin görünüm şekillerinden olan haberleşme gizliliği suçunun konusu; haberleşmenin içeriğidir. Suçun konusu olan haberleşme içeriğinde önemli olan bu haberleşmenin gizlilik güdülerek yapılmış olmasıdır. Haberleşme eylemi herkesin görebileceği duyabileceği şekilde ve gizli kalması amacıyla yapılmaması halinde gizlilikten söz edilemeyeceğinden ihlalden de söz edilemez. İki kişinin telefonla konuşması, mesajlaşması, kişisel mailleri ile mailleşmesinde gizliliğin esas olduğu kabul edilir.
  • Fiiller; TCK 132’de 3 fıkrada üç ayrı suç ve üç ayrı fiilleden söz edilmektedir. 132/1’de, yabancı bir kişinin taraflar araşında yapılan haberleşmenin içeriğini öğrenmeye yönelik eylemde bulunması ve içeriği kaydetmek suretiyle gizliliği ihlal etmesi fiilleri vardır. 132/2’de yine 3. Bir kişinin haberleşme içeriğini ifşa etme eylemi söz konusudur. 132/3’te ise haberleşme tarafının haberleşme içeriğinin alenen ifşa etme fiili ile gizliliğinin ihlali vardır.

Manevi unsurlar

  • Haberleşme gizliliğini ihlal suçu kasıtlı davranışla işlenebilen bir suçtur, taksirli bir davranışla işlenemez. Yani failin ihmali davranışı ile gerekli özeni göstermemek nedeniyle bu fiili işlemesi söz konusu değildir.
  • Hukuka aykırılık unsuru; 132’deki suçlar şikayete bağlı suçlar oldukları için, gizliliği ihlal edilen kişinin şikayette bulunmaması, eyleme rıza göstermesi hallerinde ortada soruşturmaya ve kovuşturmaya elverişli bir suç oluşmamaktadır. Bunun yanında, kanunda bazı kamu görevlilerine belli koşullarda haberleşme içeriğini denetleme yetkisi verilmiştir. Bu kişiler kanundan doğan görevlerini ifa ederken haberleşmenin gizliliği ihlalinden bahsedilemez. Örneğin Cumhuriyet Savcısı, soruşturma ve kovuşturma kapsamında şüpheli veya tanığın iletişiminin dinlenmesi kararı verebilir. Bu karar daha sonra hakim onayı ile işlenmeye başlar. Bu halde herhangi bir suçtan bahsedilmez.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNDA MAĞDUR KİMDİR?

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunda suçun mağduru, haberleşmesinin gizliliği ihlal edilen haberleşme tarafıdır. Haberleşme tarafı olmayan bir kişi bu suçun mağduru olamaz. TCK 132.maddesinin 1. ve 2. fıkralarında suçun mağdurları haberleşmeyi gerçekleştiren tarafların hepsidir. 132/3’te ise suçu işleyen kişi haberleşmenin bir tarafı olduğu için suçu işlediği kişi olan haberleşmenin diğer tarafı veya tarafları bu suçun mağduru sayılırlar. Örneğin; arkadaşı ile yaptığı mesajlaşmaları kendi rızası olmadan, arkadaşı herkesin görebileceği şekilde alenen sosyal medya hesabından paylaşmışsa bu kişi suçun mağduru sayılır ve şikayette bulunarak suçun soruşturulmasını sağlar.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU VE CEZASI

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU VE CEZASI

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNUN CEZASI NEDİR?

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kanunda üç farklı suç olarak düzenlenmiştir. Her suç türü için farklı sürer cezalar öngörülmüştür. Haberleşme içeriğinin gizliliğini 3.bir kişinin ihlal etmesi halinde faile suçun işlenme koşularına göre 1-3 yıl arasında hapis cezasına hükmolunur. Bu gizlilik ihlalini kayda almak suretiyle işlerse cezası ilk cezaya göre 1 kat arttırılarak uygulanır. Haberleşmenin gizliliğini ifşa etmek suretiyle ihlal eden fail hakkında, 2-5 yıl arasında hapis cezasına hükmolunur. Haberleşmenin taraflarından biri diğer tarafın rızası olmadan haberleşme içeriğini alenen ifşa etmişse 1-3 yıl arasında bir süreyle hapis cezasına hükmedilir.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ NELERDİR?

Haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçu TCK132’deki suçun temel halidir, 1.fıkrasında düzenlenmiştir. İlk fıkradaki bu suçun haberleşmenin içeriğini kayıt altına almak suretiyle işlenmesi halinde ise suçun ağır şekli meydana gelir. Bu nitelikli hal yalnızca ilk fıkradaki suçun nitelikli halidir.

Bir diğer nitelikli haller ise TCK137’de düzenlenmiştir. Bu maddedeki nitelikli haller esas olarak Özel Hayata Ve Hayatın Özel Alanına Karşı Suçlar başlıklı 9.Bölümdeki suçların tamamı için uygulanan hükümlerdir. TCK137’de suçun nitelikli halini oluşturan, belirli özellikte olan kimselerce suçun islenmesidir. Buna göre fail eğer kamu görevlisi ise ve bu görevini kötüye kullanmak suretiyle suçu işlemişse, veya fail bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle bu suçu işlemişse haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun nitelikli hali oluşmuş olur. Bu durumda fail TCK132’de yer alan suçlardan birini işlemesi halinde alacağı hapis cezası yarısı oranında arttırılır.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNDA İSPAT YÜKÜ KİME AİTTİR?

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu şikayete bağlı suçlardandır. Mağdur olduğunu iddia eden kişi mağduriyetine sebep olan fiil ve durumları şikayetinde belirtmek durumundadır, dolayısıyla ispat yükü mağdurdadır. Mağdur, haberleşmenin varlığını, haberleşmenin içeriğinin gizliliğinin ihlal edildiğini ve ne şekilde, ne zaman ihlal edildiğini ispat etmelidir. Bunun yanında failin de gösterilmesi gerekir. Fakat kimi zaman fail belirlenebilir bir kişi olmayabilir bu durumda ihlalin nerede nasıl kimin gerçekleştiğinin açıklığa kavuşturulması için ayrıntıların öğrenilmesinde mağdurun ispat yükü vardır.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU NASIL ŞİKAYET EDİLİR?

Haberleşmesinin gizliliği ihlal edilen mağdur kişi, suçun soruşturulmasını sağlamak daha sonra da kovuşturulması için öncelikle şikayette bulunmalıdır. Mağdurun şikayette bulunmaması halinde, söz konusu suç bilinse dahi herhangi bir işlem başlamaz. Mağdur şikayetini kendisine en yakın kolluk birimlerine veya savcılığa yapmalıdır. Şikayetin suçun işlenmesinden veya mağdurun suçun işlendiğini öğrendiği tarihten başlayarak 6 ay içinde yapılması gerekir. Mağdur, soruşturma aşamasında her zaman ve kovuşturma aşamasında ise hükmün kesinleşmesine kadar şikayetini geri alabilir. Şikayetini geri alan mağdur tekrar aynı fiilden dolayı şikayette bulunamaz. Kovuşturma aşamasında yüküm kesinleştikten sonra şikayetin geri alınması cezanın uygulanmasını etkilemez.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNA TEŞEBBÜS, İŞTİRAK VE İÇTİMA

 Teşebbüs eylemi TCK m.35’te tüm suç tipleri için düzenlenmiştir. Buna göre teşebbüs, işlenmeye kastedilen bir suçun faili, elinde olmayan sebeplerle suçu tamamlayamaz ise suç teşebbüs aşamasında kalmış sayılır. Teşebbüste suç tamamlanmamış olmasına rağmen failin bundan sorumluluğu doğar. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu yalnızca kasıtlı işlenebilen bir suç olduğu için teşebbüs edilebilen suçlardandır. Teşebbüs halinde kalan suçun cezası asıl cezanın dörtte biri ile dörtte üçü arasında indirilerek uygulanır.

  Suça iştirak eden, suçun işlenmesinde kasıtlı olarak ve faille birlikte hareket edendir ve fail gibi sorumlu olur. İştirak halleri TCK m.37-41 arasında genel hükümlerde düzenlenmiştir. İştirak etmek; yardım etme, fiili işleyeni azmettirme gibi şekillerde ortaya çıkar. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu da iştirak ile işlenebilir. Örneğin bir kişi haberleşmenin içeriğini kayıt için gerekli teçhizatı sağlar bir diğeri haberleşmeyi kaydederse ortada iştirak halinde işlenmiş bir suçtan söz edilir.

  Haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişinin aynı fiilleri sonucu farklı  bir suç oluşmuşsa burada suçların fikri içtimasından bahsedilir. Bu durumda iki suçtan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı fail ceza alır. Fail haberleşmenin gizliliği suçunu zincirleme suç şeklinde işlerse yani aynı suçu aynı kişiye farklı zamanlarda işlemişse bu fiillerinden dolayı yalnızca işlemiş olduğu suçtan dolayı ceza alır fakat alacağı ceza dörtte biri ile dörtte üçü arasında arttırılır.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNDA SÜRELER VE ZAMANAŞIMI

Haberleşmenin gizliliği ihlal edilen mağdur kişi, suçun oluştuğu veya suçun oluştuğunu öğrendiği tarihten başlayarak 6 ay içinde savcılığa veya kolluk kuvvetlerine şikayette bulunması gerekir. Bu süre hak düşürücü süredir, süreyi kaçıran mağdur şikayette bulunma hakkını kaybeder. 6 aylık süresi olan şikayet hakkı, genel hükümlerde gösterilen ceza ve dava zamanaşımı süresi içerisinde kullanılmalıdır. Haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçunda dava açma hakkı 8 yıl, cezaya hükmetme ise 10 yıl geçmekle düşer. Bu zamanaşımı sürelerinin geçirilmesi halinde, mağdur suçu öğrenmesinden 6 ay içinde şikayette bulunsa bile faile dava açılması veya ceza verilmesi söz konusu olamaz.

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNDA HUKUKİ SÜREÇ NASIL İŞLER?

  Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunda hukuki süreç mağdurun şikâyeti ile başlamaktadır. süresi (ihlalin öğrenilmesinden itibaren 6 ay) içinde kolluğa veya savcılığa şikayette bulunulması üzerine soruşturma evresi başlar. Soruşturma evresinde suçun oluştuğuna yönelik yeterli şüphe bulunursa iddianame düzenlenir ve kovuşturmaya geçilir. Mahkeme bu aşamada delilleri değerlendirir tarafların savunmalarını dinler ve elindeki bulgularla bir karara varır. Karar üst mahkemeye gitmediği veya yargı yolları tüketildiği zaman kesinleşir ve ceza infaz edilir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Soruşturma Aşaması

 Soruşturma aşması şikayet ile başlar. Cumhuriyet savcısı ve sulh ceza hakimliği bu aşamada karar mercileridir. Soruşturma aşamasında suça yönelik lehe veya aleyhe her türlü hukuka uygun delil toplanır. Burada suçu islediği şüphesi bulunan kişi şüpheli sıfatındadır. Şüphelinin ifadesi ve sorgusu alınır. Şüphelinin avukat yardımından yararlanabileceği, susma hakkı gibi hakları anlatılır. Hukuka uygun şekilde alınan ifade tutanağa geçirilir. Şüphelinin kaçma, delil karartma şüpheleri bulunuyorsa Cumhuriyet Savcısı tarafından 24 saate kadar gözaltı kararı verilebilir.

Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu şikayette bağlı olduğu için uzlaşmaya elverişlidir. Uzlaştırmacı eşliğinde, yargı mercilerine çıkmadan çeşitli yöntemler ile zararın giderilmesi ve mağdurun tatmin edilmesi sağlanabilir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda Soruşturma Sonucu Verilebilecek Kararlar

Soruşturma evresi sonucunda elde edilen deliller ve suç şüphesinin yeterli olup olmadığına bakılarak çeşitli kararlar verilir:

  • Şikayet üzerine ilk bakışta ortada bir suç olmadığı anlaşılıyorsa Cumhuriyet Savcısı soruşturmaya yer olmadı kararı verir. Bu karar verilmesi ile soruşturma aşaması başlamaz ve kişi şüpheli sıfatını almaz
  • Soruşturma sürerken söz konusu fiilin haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu oluşturduğuna yönelik yeterli delil elde edilmemişse bu durumda Cumhuriyet Savcısı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verir.
  • Soruşturma işlemleri sonucu ortada suç oluştuğuna yönelik yeterli derecede şüphe bulunuyorsa bu durumda Cumhuriyet savcısı iddianamenin düzenlenmesi kararı verir. İddianame düzenlendikten sonra mahkemeye sunulur. İddianamenin mahkemece kabulüyle birlikte dava açılır ve kovuşturma aşamasına geçilir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda Mahkemenin Verebileceği Kararlar

Mahkemenin haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna ilişkin iddianamenin kabulü ile birlikte yargılama aşamasına geçilmiş olur. Şüpheli, sanık sıfatını alır. Yargılama sonucu mahkeme sanık hakkında;

  • TCK132’deki suçun oluşmadığına veya suçun faili olmadığına kanaat getirirse, beraat kararı
  • Sanık suçu işlemiş fakat belli irade sakatlığı hallerinin veya özel bazı durumların bulunması halinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı
  • Sanığın suçu işlediğinin sabit olması halinde, mahkumiyet kararı
  • Ceza ve dava zamanaşımının geçmesi, mağdurun şikayetten vazgeçmesi, tanığın ölmesi gibi sebeplerde, davanın düşmesi kararı
  • (HAGB) hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
  • Sanığın iyi halden yararlanması gibi sebeplerle cezası 1 yılın altına düşerse, adli para cezasına çevirme kararı
  • Cezanın ertelenmesi kararı

     verebilir.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Ne Demek?

  Haberleşmenin gizliliğini ihlal, iki veya daha fazla kişinin kendi aralarında yaptıkları ve başkalarının bilmemesini bekledikleri bir haberleşme aracı vasıtasıyla kurdukları gizli olan iletişimin, haberleşmenin tarafı olmayan 3.kişinin veya haberleşmenin taraflarından birinin diğerinin rızası olmadan, gizliliğini ortadan kaldırma, kayda almak, ifşa etmek gibi yollarla ihlal etmesidir.

Whatsapp Yazışmalarını İfşa Etmek Suç Mu?

  Whatsapp üzerinden yapılan mesajlaşmalar TCK m.132 anlamında haberleşme sayılmaktadır. Tarafların bu uygulama üzerinden kurdukları iletişimin gizli kalmasını bekledikleri kabul edilir. Dolayısıyla whatsapp yazışmalarının, haberleşmenin tarafı olmayan 3. Bir kişi tarafından veya yazışmanın taraflarından biri tarafından diğerlerinin rızası olmadan ifşa edilmesi TCK m.132/2 ve 132/3 anlamında suç oluşturur. Yazışmanın taraflarından birinin bu suçu işlediğinin kabul edilmesi için diğer tarafın buna rıza göstermiyor olması ve ifşa eyleminin alenen herkesin görebileceği bir ortamda veya mecrada yapılması gerekmektedir. Bunun dışında WhatsApp yazışmalarının mahkemede delil olarak kabul edildiği Yargıtay kararlarında görülmektedir. Kişinin bunu delil olarak sunabilmesinin ön şartı, yazışmanın taraflarından biri olmasıdır (whatsapp konuşmalarının delil olarak kullanılması hakkındaki yazımıza göz atabilirsiniz). 12. Ceza Dairesinin 2024/2149 sayılı kararında bölge adliye mahkemesinin “dosyaya sunulan evrakların delil niteliğinde olduğunu düşünen ve katılanın olay tarihinde kayden eşi olan sanığın, suç işleme kastıyla hareket etmediği ve suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından…” şeklindeki hükmünü geçerli sayılmıştır. Görüldüğü üzere tanığın suç işleme kastıyla değil fakat yazışmanın taraflarından bir olarak yazışmayı mahkemeye delil olarak sunma saikiyle hareket etmesi halinde haberleşmenin gizliliği suçu unsurları gerçekleşmemiş sayılır.

Özel Hayatın Gizliliği Hangi Durumlarda Geçersiz Sayılır?

  Özel hayatın gizliliği bireylerin temel insani haklarından biridir. Bu hak uluslararası sözleşmelerde ve Anayasa ile ve kanunlar aracılığıyla güvence altına alınmıştır. Özel hayatın gizliliğinin farklı görünüş biçimleri vardır; haberleşmenin gizliliği, kişisel verilerin gizliliği, kişiler arasındaki konuşmaların gizliliği gibi. Özel hayatin gizliliği en temel haklardan olmakla birlikte istisnaları bulunmaktadır. Örneğin bir kamu davasında taraflardan biri, bir diğeriyle yaptığı haberleşmeyi hukuka uygun bir biçimde ve delil olarak kullanma amacı güderek mahkemeye delil sunarsa burada hukuka uygunluk hali devreye girdiği için özel hayatın gizliliğini ihlal sayılmaz. Yahut bir soruşturma aşamasında sulh ceza hakimi gerekli bulduğu hallerde şüphelinin telekominikasyon yoluyla iletişiminin dinlenmesi kararı verebilir. Bu gibi hallerde suçun kasten islenmesi unsuru bulunmadığı için veya kanundan doğan bir yetki kullanıldığı için özel hayatın gizliliğini ihlal sayılmaz.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu Nedir?

  Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen, özel hayata karşı suçlar başlıklı 9. Bölümde yer alan suç tiplerinden biridir. TCK m.132’de haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu 3 farklı birbirinden bağımsız suç tipi olarak düzenlenmiştir. Bunlar; haberleşmenin gizliliğini ihlal ve haberleşme içeriğinin bu surette kayda alınması, haberleşmenin 3.kişi tarafından ifşa edilmesi, ve haberleşmenin taraflarından birinin diğerinin rızası olmadan alenen ifşa etmesi suçlarıdır.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu Hangi Kanunda Düzenlenmiştir?

  Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu Türk Ceza Kanunu m.132’de düzenlenmiştir. Haberleşmenin gizliliği suçu, Özel Hayata Ve Hayatin Özel Alanına Karşı Suçlar başlıklı 9. Bölümde yer alan suçlardan ilkidir. Özel hayatın gizliliğinin özel görünüş biçimlerinden biri sayılır.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunun Cezası Nedir?

  Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun cezası Türk Ceza Kanunu m.132’de düzenlenmiştir. TCK m.132’de üç farklı suç tipi düzenlenmekle birlikte üçü için de ayrı ceza öngörülmüştür. M.132/1. fıkrada haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kişi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu suçu haberleşmeyi kayıt almak suretiyle işlerse cezası 1 kat artırılır. m.132/2.fıkrasında haberleşmenin içeriğini ifşa eden faile 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası hükmolunur. M.132/3.fıkrada taraflarından biri olduğu haberleşmeyi diğer tarafın rızası olmadan alenen ifşa eden kişiye ise 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası hükmolunur.

Telefon Görüşmelerini İzinsiz Kaydetmek Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Sayılır Mı?

  Telefon görüşmelerini haberleşen tarafların izni olmadan kaydeden kişi TCK m.132/1’deki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun nitelikli hali olan kayıt almak suretiyle ihlal etmiş olur. Bu fıkraya göre haberleşmenin tarafı olmayan bir kimse başka kimselerin arasında gizliliğin esas olduğu kabul edilen telefon görüşmelerini kayıt altına alması söz konusudur. Dolayısıyla TCK m.132 anlamında suç unsurlarına uygundur. Bunun dışında haberleşmenin taraflarından birinin diğerinin rızası olmadan kendi yer aldığı haberleşme içeriklerini kayıt altına alması TCK m.132’de düzenlenen suç tiplerinden biri değildir. Çünkü burada kişi yalnızca kendisinin de yer aldığı haberleşmeyi kayıt altına almış haberleşme içeriğini alenen ifşa etmemiştir(TCK M.132/3).

E-Posta Veya Mesaj İçeriklerini İzinsiz Okumak Suç Mudur?

  E-posta ve mesajlaşma içerikleri TCK 132 anlamında haberleşme içeriği kabul edilmektedir. Bunun sebebi, haberleşmeden söz edebilmek için taraflar arasındaki iletişimin bir araç vasıtasıyla gerçekleşmesi aranır. E-posta ve mesaj içeriklerinin, haberleşmenin tarafı olmayan 3. Kişi tarafından okunması TCK m.132/1’deki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturmaktadır. Bu kişi başkalarına ait haberleşme içeriklerinin gizliliğini kasıtlı bir şekilde ihlal etmesi iradesi aranır. Farkında olmadan, kendine ait sanarak başkasına ait haberleşme içeriklerinin okunmasında suçun kasıt unsuru olmadığı için suç meydana gelmez.

Bu Suçta Delil Olarak Neler Kullanılabilir?

  Haberleşmenin gizliliğinin ihlal edildiğini öğrenen mağdur bu durumu cumhuriyet savcısına veya kolluk kuvvetlerine şikâyet ederek soruşturmanın başlamasına yol açar. Mağdur kişi, söz konusu hak ihlalini şikayet ederken ispatla yükümlüdür. Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna sebebiyet veren tüm durumlar mağdur tarafından şikayet ederken sunulur. Soruşturma ve kovuşturma aşamasında bu suça yönelik delillerin toplanması suçun varlığının ortaya çıkarılması bakımından önem arz eder. Mağdur veya dava aşamasında katılan bu suç için her türlü belge, bilgi ve kayıtları delil olarak sunabilir. Örneğin mağdur (veya katılan), sanık veya şüpheli tarafından kaydedilen mesajlaşma içeriklerinin yer aldığı USB cihazı, failin sosyal medya hesabında başkalarına ait veya failin kendisinin yer aldığı konuşma veya mesajlaşmaları paylaştığını kanıtlayan görüntü ve belgeler bu suçun tespitinde delil olarak kullanılabilir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu Şikayete Tabi Midir?

 Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu şikayete tabi suçlardandır. Şikayete tabi olması nedeniyle bu suçun mağduru, herhangi bir şikayette bulunmadığı takdirde yetkili organlar tarafından kendiliğinden, fail hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. Mağdur, bu suçun işlendiği veya işlendiğini öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde kolluk kuvvetlerine veya cumhuriyet savcısına şikayette bulunmalıdır. 6 ay içinde şikayette bulunulmaması durumunda mağdurun şikayet hakkı düşer ve daha sonra şikayette bulunamaz.

İzinsiz Ses Kaydı Almak Bu Suç Kapsamında Değerlendirilir Mi?

  İzinsiz bir başkasının ses kaydını alma halinde, ortada bir haberleşme eylemi yoktur, kişi veya kişiler yüz yüze ortada herhangi bir haberleşme aracı olmadan doğrudan bir iletişim ve konuşma içindedirler. Haberleşmenin gizliliğinden söz edebilmek için öncelikle ortada bir haberleşme eylemi ve bunu sağlayan bir haberleşme aracı olması gerektiği için haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi suçundan söz edilemez. Fakat başkasının konuşmasını izinsiz bir şekilde kayıt altına alma Türk Ceza Kanununda ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir. TCK m.133’te “Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması” başlıklı suç yer almaktadır. Dolayısıyla izinsiz ses kaydı almak haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (TCK m.132) kapsamında değil, TCK m.133 anlamında suç oluşturur.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçu İle Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Arasındaki Fark Nedir?

  Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu (TCK m.132) ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçu (TCK m.134), TCK’da 9.Bölümde ayrı maddelerde yer alan farklı suçlardır. Esasen temel insan haklarından olan özel hayatın gizliliği uluslararası sözleşmelerde ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında daha geniş bir kavramı ifade eder. Haberleşme Hürriyeti başlıklı Anayasa m.22, Kişi Hakları ve Ödevleri adlı 2.bölümün 4 numaralı Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması isimli alt bölümünde yer almaktadır. Bunun yanında Ceza Kanunumuzda haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu, ortada bir haberleşmenin mevcut olduğu, haberleşmenin gizlilik esasıyla yapıldığı ve gizliliğinin ihlal edildiği gibi özel hallerde ortaya çıkan suç tipi olmakla birlikte özel hayatın gizliliğini ihlal daha geniş anlamda gizlilik ihlalidir.

Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunda Şirket Yöneticileri Veya Çalışanları Sorumlu Tutulabilir Mi?

  TCK m.137/1-b’de bir kimsenin mesleğin sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle söz konusu suçları islemesi halinde verilecek cezanın artırılacağı hüküm alana alınmıştır. Cezanın artmasına sebep olan bu nitelikli hal haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu bakımından da geçerlidir. Şirket yöneticileri veya çalışanları şirkette bulundukları konumdan kaynaklanan kolaylıktan yararlanmak suretiyle TCK m.132’de yer alan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu işlemişlerse bu suçtan ötürü sorumlulukluklarının doğmasının yanında ayrıca nitelikli hal oluştuğu icin cezalarında arttırım yapılır. TCK m.137’ye göre söz konusu fail veya failler hakkında verilecek ceza yarı oranında arttırılır.

ZEYNEP AKIN

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment