Ceza HukukuGÜVENLİK TEDBİRLERİ

TÜRK CEZA HUKUKUNDA YAPTIRIMLAR: GÜVENLİK TEDBİRLERİ

Güvenlik tedbirleri; bireylerin, kuruluşların veya toplulukların güvenliğini sağlamak amacıyla alınan önlemlerdir. Bu önlemler; güvenliği artırmak ve riskleri azaltmak için önemlidir. TCK’da yer alan güvenlik tedbirleri, akıl hastalığı, müsadere ve suçta tekerrür gibi pek çok hukuki sebeple başvurulabilen yaptırım türleridir.

GÜVENLİK TEDBİRİ NEDİR?

İşlenen suçla ilintili olarak, bu suçu işleyen kişi hakkında gösterdiği tehlikelilik durumu veya maruz kaldığı tehlike hali göz önüne alınarak veya suçun konusu ile ilgili olarak ya da suçun işlenişinde kullanılan araçla bağlantılı olarak uygulanan, koruma ve iyileştirme amacıyla konan ceza hukuku yaptırımlarıdır. 5237 sayılı TCK’nın 53 ile 60. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, mahkeme tarafından “suçlu bulunan herkes için” uygulanabilmektedir. Hâkim tarafından hükmedilen bir yaptırım türüdür. Misal vermek gerekirse, akıl hastası olan bir kişinin akıl hastalarına uygun olan özel güvenlik tedbirleri uygulanmakta olan bir hastanede tedavi görmesine karar verilebilmektedir.

GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN AMACI NEDİR?

Ceza hukukunda güvenlik tedbirleri kişilerin suç işlemesi durumlarında bu kişilerin yeniden topluma kazandırılabilmeleri nedeniyle uygulanan tedbirlerdir. Güvenlik tedbirleri suç işleyen kişilerin toplumda zararlı olabilecek tüm faaliyetlerini engellemek amacıyla uygulanır. Güvenlik tedbirlerinin uygulanmasındaki temel amaçlardan biri de suçluyu ıslah ederek topluma kazandırma ve yeniden suç işlenmesinin önlenmesidir. Asıl amaç cezalandırma değildir. Önemli olan kişinin tehlikelilik halinin ortadan kaldırılmasıdır. Örneğin çocuklar için mevcut güvenlik tedbirleriyle kanun koyucunun amacı çocuğu yaşadığı ortamdaki insanlara ve çocuğun ailesini koruma altına almaktır.

GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN ÖZELLİKLERİ

 Bir yaptırım çeşidi olarak uygulanmaktadır. Bunun uygulanabilmesi için kişinin suç işlediğinin yargılama sonucunda kanıtlanması gerekir. Ortada kusura dayalı haksızlık teşkil eden bir suç bulunmadığında fiili işleten kişi güvenlik tedbirlerine tabi tutulamaz. Güvenlik tedbiri ancak ceza ile alakalı olan yargılamanın sona ermesi, dava duruşmasının sona erdirilmesi, bitirilmesi ve mahkemenin son kararı vermesinden sonra uygulanabilir. Failin tehlikeli hali söz konusu olduğu hallerde ek önlemler alınarak güvenlik tedbirlerine başvurulur. Kişideki tehlikelilik halinde somut olayın özelliklerine bakılarak hâkim ya da mahkeme aracılığı ile araştırılır ve kişi ile alakalı güvenlik tedbirinin alınıp alınamayacağına karar verilir. Kanunda bulunmayan herhangi bir güvenlik tedbiri kararı hâkim tarafından verilemez.

TCK’DE GÜVENLİK TEDBİRİ TÜRLERİ

 5237 sayılı TCK’nin 53 ile 60. maddeleri arasında aşağıdaki gibi düzenlenmiştir:

  • Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma
  • Eşya müsaderesi
  • Kazanç müsaderesi
  • Çocuklara özgü güvenlik tedbirleri
  • Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri
  • Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
  • Sınır dışı edilme
  • Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbirleri

Güvenlik tedbirleri yazılı şekli ile uygulanmaktadır. Aksine kanunda yazılı olmayan bir güvenlik tedbiri kararı verilemez. Süresi kanunda belirtilmemişse hâkim tarafından karar verilen süre uygulanır. Güvenlik tedbiri süresi şahsın tehlikelisin halinin ortadan kalkmasına kadar devam eder.

  • Belli Hakları Kullanmaktan Yoksun Bırakılma: İşlemiş olduğu suç nedeniyle kişinin belli hakları kullanmasının belirli bir süre yasaklanmasıdır. Bu maddede kişinin işlediği suç dolayısıyla mahkumiyeti durumunda hangi hakları kullanmasının yasaklanacağı veya yoksun bırakılacağı düzenlenmiştir.
  • Eşya Müsaderesi: Suçlu kimsenin suç geliri ile elde ettiği mal üzerinden uygulanan güvenlik tedbiridir. Bu tedbirde suçlunun mal varlığına uygulanan güvenlik tedbirinin mal üzerinde diğer ortaklıklar var ise onların etkilenmemesine özen gösterilir.
  • Kazanç Müsaderesi: Suçta elde edilen geliri konu edinen güvenlik tedbiridir. TCK m.55 de düzenlenmiştir. İyi niyetli 3. kişilerin etkilenmemesi dikkate alınarak uygulanır.
  • Çocuklara Özgü Güvenlik Tedbirleri: Çocukların üstün yararının gözetildiği güvenlik tedbiri olarak ifade edilebilir. Genellikle evlat edinme, velayet davası, boşanma gibi durumlarda konu edilir. Kanunda “koruyucu ve destekleyici tedbirler” olarak sınıflandırılır. Çocuk için eğitim tedbiri, danışmanlık tedbiri, sağlık tedbiri, bakım tedbiri ve barınma tedbiri mevzu bahistir.
  • Akıl Hastalarına Özgü Güvenlik Tedbirleri: İşlediği fiil esnasında akıl hastası olan kişileri konu edinen güvenlik tedbiridir. TCK madde 57’de düzenlenmiştir.
TCK’DE GÜVENLİK TEDBİRİ TÜRLERİ

TCK’DE GÜVENLİK TEDBİRİ TÜRLERİ

BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA (TCK m.53)

Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma, işlemiş olduğu suç nedeniyle kişinin belli bir süreyle bazı hakları kullanması yasaklanmalıdır. TCK madde 53’ te düzenlenmiştir. Bu maddede kişinin işlediği suç nedeniyle mahkumiyeti durumunda hangi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı düzenlenmiştir. İşlediği suç sebebiyle toplumda kişiye karşı duyulan güven sağlamaktadır. Bu nedenle suçlu kişi özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Aslında burada ek bir ceza söz konusudur. Örneğin vakıf veya dernek yöneticisi olmaktan yasaklanma sürücü belgesinin alınması gibi hak yoksunluğu kusurlu bir fiilin varlığı hallerindeki edilen hapis cezasına veya adli para cezasına mahkumiyetin varlığı halinde uygulanabilecektir. Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirine 3 şekilde karar verilebilir:

  • Mahkûmiyet ile birlikte zorunlu olarak belli hakları kullanmak yasaklanabilir (TCK 53/1.madde).
  • Kötüye kullanmak suretiyle suç işlenen bazı hak ve yetkilerin belli bir süre kullanılması yasaklanabilir (TCK 53/5.madde).
  • Ceza mahkeme tarafından bazı şartların gerçekleşmesi halinde takdiri bir şekilde sanık hakkında belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma kararı verebilir (TCK 53/6. madde).

MÜSADERE (TCK m.54)

İşlenen bir suç ile ilgili yasak bir şeyin kanuna uygun olarak devlet kontrolüne alınması ve bireysel denetim altından çıkarılarak kamuya mal edilmesidir. Ceza hukukunda, AY m.38’e göre suç işleyen kişinin tüm mal varlığının devlete geçirilmesi anlamında genel müsadere yasaktır. Bir güvenlik tedbiri veya cezalandırma olduğu öğretide tartışmalı olmakla birlikte müsadereye “zorla almak (zor alım) da denilmektedir. Başkaca suçların işlenmesini önlemek amacıyla ya da ahlaki anlamda öylece kalması uygun görülmeyen bir eşya hakkında uygulanan bir tedbirdir. Eşyanın tehlikeli olmasından ve niteliğinden kaynaklanır. TCK’nin 54. maddesinde eşya 55. maddesinde ise kazanç müsaderesi olmak üzere 2 farklı türde öngörülmüştür.

EŞYA MÜSADERESİ

 İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın zor alımı yani söz konusu eşyaya devletin el koymasıdır. Eşya müsaderesi için kasten işlenmiş bir suç söz konusu olmalıdır. Taksirle işlenen suçlarda müsadereye hükmolunamaz. Ancak el konulma için yeni TCK’da suçtan mahkûmiyet hükmolunması koşulu aranmamaktadır. Eşya üçüncü bir kişiye ve suçun işlenmesinde hiçbir rolü olmayan bir kişiye ait olmamalıdır.

Eşyalar da 3’e ayrılır:

1.Suçun işlenmesinde kullanılan eşyalar (levye gibi)

2.Suçun işlenmesine tahsis edilen eşya, buna özgülenmiş eşya.

3.Suç sonucunda meydana gelen eşya (sahte para gibi)

  • Konusu eşyanın ortadan kaldırılması elden çıkarılması tüketilmesi veya el konulmasının bir surette imkânsız kılınması hâlinde kanunda bunun değeri kadar para tutarının el koyumu öngörülmüştür. (TCK m.54/2).
  • Üretimi bulundurulması kullanılması taşınması alım ve satımı suç oluşturan eşya müsadere edilir bu eşyalarda başkaca şart aranmaz.
  • Orantılı ve hakkaniyete uygun yapılmalıdır. Türk Ceza Kanunu madde 54/3’te “müsaderede orantılılık” kuralı düzenlenmiştir. Müsadere uygulamasında orantılılık ilkesi; mülkiyet hakkına müsadere yoluyla yapılan müdahalenin işlenen suç ile orantılı olmasını ifade eder. Yani suçta kullanılan eşyanın müsadere edilmesi, işlenen suça göre daha ağır sonuçlar doğurmamalıdır.
  • Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak sadece suça iştirak eden kişinin payının el konulmasına hükmolunur.
  • Bir şeyin sadece bazı kısımlarının müsaderesi gerektiğinde tümüne zarar verilmeksizin bu kısmı ayırmak olanaklı ise sadece bir kısmın el konulmasına karar verilir.

ÇOCUKLARA ÖZGÜ GÜVENLİK TEDBİRLERİ (TCK m.56)

Bir yaptırım türü olan güvenlik tedbirlerinden çocuklara ilişkin düzenlemeler TCK madde 56’da düzenlenmiştir. Cezai sorumluluğu bulunmayan çocuklar hakkında ceza kovuşturması yapılamayacağından ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine başvurulabilir. Bu tedbirler Çocuk Koruma Kanunu’nda tek tek sayılmıştır:

  • Eğitim tedbiri: Çocuğun bir eğitim kurumuna gündüzlü veya yatılı olarak devamına iş ve meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına veyahut özel sektöre ya da kamuya ait işyerlerine yerleştirilmesine yönelik belirlenen tedbirlerdir.
  • Bakım tedbiri: Çocuğun bakımından sorumlu olan kişinin bir nedenden dolayı görevini yerine getirememesi halinde çocuğun yurt ya da koruyucu aile hizmetlerinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine imkan sağlayan tedbirlerdir.
  • Sağlık tedbiri: Çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli tıbbi bakım ve rehabilitasyonuna bağımlılık yapan maddeleri kullananların tedavilerinin yapılmasına yönelik güvenlik tedbirleridir.
  • Barınma tedbiri: Barınma yeri olmayan çocuklu kimselere aynı zamanda hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya yönelik güvenlik tedbiridir. Barınma tedbiri uygulanan kimselerin isteği yerine talepleriyle kimlikleri ve adresleri gizli tutulmaktadır.
  • Danışmanlık Tedbiri: Korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocuk hakkında hakim veya mahkeme tarafından verilen destekleyici ve koruyucu tedbirlerdir.

Tehlike altında bulunmadığının tespitiyle ya da tehlike hâlinin devam etmesiyle birlikte veli veya vasinin ya da bakım ve gözetiminden sorumlu kimsenin desteklenmesi şartıyla tehlikenin bertaraf edileceğinin anlaşılması halinde çocuk bu kişilere teslim edilir. Sayılan tüm tedbirler çocuğun 18 yaşını doldurması ile ortadan kalkar.

AKIL HASTALARINA ÖZGÜ GÜVENLİK TEDBİRLERİ (TCK m.57)

 TCK madde 57’ de düzenlenmiştir. Buna göre fiili işlediği sırada akıl hastası olan kişi hakkında yapılan yargılama sonucunda hâkim koruma tedbir ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirinin uygulanmasına karar verilebilir. ÇKK madde 12 kapsamında suça sürüklenen çocuğun aynı zamanda akıl hastası olması halinde; 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı TCK 31 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları kapsamına giren çocuklar hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır. Yani fiili işediği sırada 12 yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında ceza kovuşturması yapılamaz, yargılama olmaz ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

ÇKK madde 12 kapsamında suça sürüklenen çocuğun 0-12, 12-15 yaş grubunda olması ve akıl hastası olması halinde çocuklara özgü güvenlik tedbiri uygulanmalıdır. 15-18 yaş grubundaki çocukların aynı zamanda akıl hastası olması halinde akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanması gerekmektedir.

Güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilen akıl hastaları güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınır. Bu akıl hastası kişinin mahkeme kararıyla yerleştirildiği sağlık kurumunda görevli kişilerden oluşan sağlık kurulunca düzenlenen raporda topluma karşı tehlikelerinin ortadan kalktığı veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine serbest bırakılması mümkündür. Bu karar infaz hâkimi tarafından verilmektedir. Akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri hem hastaların hem de çevrelerindeki kişilerin güvenliğini sağlamak amacıyla tasarlanmış özel önlemler içerir. Bu tedbirler çevresel güvenlik, personel eğitimi, yanlarına güvenlik personeli bulundurulması, ilaç yönetimi, özelleştirilmiş tedavi planları ve acil durum protokolleri gibi önlemler içerir. Bu tedbirler, hasta güvenliğini arttırmak ve potansiyel riskleri minimalize etmek amacıyla uygulanır.

TEKERRÜR NEDİR?

Ceza hukukunda tekerrür bir kişinin daha önce işlediği bir suçun ardından tekrar suç işlemesi durumunu ifade eder. Tekerrür suçu işleyen kişinin suç geçmişine göre çeşitli hukuki sonuçlar doğurabilir ve cezaların belirlenmesinde dikkate alınır.

Tekerrürün iki ana türü vardır:

1.Aynı Suçun Tekerrürü: Suçlu daha önce işlediği aynı suçu tekrar işlerse bu durumda ceza genellikle artırılabilir.

2.Farklı Suçların Tekerrürü: Suçlu daha önce işlediği farklı suçlardan dolayı tekrar suç işlerse. Bu da önceki suçların niteliğine göre ceza yaptırımları etkileyebilir.

Ceza Hukukunda Tekerrür: Suçlunun riskli veya tehlikeli bir birey olup olmadığını değerlendirmek ve suçun tekrarlanmasını önlemek maksadıyla dikkate alınır. Tekerrür durumunda mahkemeler genellikle daha ağır cezalar veya çeşitli önlemler uygulayabilir.

TEKERRÜR VE ÖZEL TEHLİKELİ SUÇLULARA ÖZGÜ GÜVENLİK TEDBİRLERİ (TCK m.58)

Tekerrür kişinin daha önce işlediği suç sebebiyle belli bir cezaya mahkum edilmiş olmasına rağmen suç işlemede gösterdiği istikrarla toplum açısından tehlikeliliğini ifade eder. Diğer bir tanımla tekerrür kişinin daha önceden işlemiş olduğu bir suç nedeniyle hakkındaki mahkûmiyet kararı kesinleştikten sonra kanunda belirtilen süreler içerisinde yeniden bir suç işlemesidir. Önceden işlediği suça ilişkin cezası kesinleştikten sonra cezanın infaz edilmiş olmasına bakılmaksızın tekrardan işlerse mükerrer kabul edilir. Mükerrer suçu işlemeyi alışkanlık haline getirmesinden dolayı kendisi hakkında mükerrerlere özgü infaz rejiminin uygulanmasını gerekli kılmıştır.

Tekerrürün ilk sonucu TCK m.58/3’e göre; sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adli para cezasının öngörülmesi durumunda hapis cezasını hükmolunacağıdır. Aynı maddenin 6.fıkrasına göre bir başka sonuç ise tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrerlere özgü infaz rejimine göre çektirileceğidir.5375 Sayılı kanuna göre tekerrür hâlinde mahkûm olan kişinin koşullu salıverme süresi ilk defa suç işleyen kişiye göre daha uzundur. TCK m.58/6, Tekerrür hâlinde cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağını ve bu tedbirin süresinin de bir yıldan az olamayacağını düzenlemiştir.

TCK’daki tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için failin suçu işlediği tarihte 18 yaşını doldurmuş olması ve bazı şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar;

  • Kesinleşmiş bir ceza mahkumiyetinin bulunması
  • Yeni bir suçun işlenmesi
  • Yeni suçun belirtilen tekerrür süreleri içinde işlenmesi
  • İşlenen yeni suç sebebiyle hapis cezasına hükmedilmiş olması

SINIR DIŞI EDİLME (TCK m.59)

Konu TCK’ 59 da düzenlenmiştir. Sınır dışı edilme, bir kişinin ülkeden çıkarılması sürecini ifade eder. Bu süreç genellikle ülkenin güvenlik ve kamu düzeni veya yasa ihlalleri gibi sebeplerle gerçekleştirilir. Sınır dışı edilme kararı, genellikle yetkili devlet kurumları tarafından alınır ve kişiyi ülkede kalmasını engeller. Bu tür tedbirler çeşitli yasal süreçler ve itiraz mekanizmalarıyla denetlenebilir. Yabancı kişi iki yıldan daha az süreyle hapis cezası alması halinde; çalışma ve oturma izninin sonucunun ne olacağı ilgili hükümlere göre belirlenecektir.

TCK m.59’ da düzenlenen hususa göre yabancı kişinin iki yıl ve daha fazla ceza almış ise infazından sonra başka hiçbir şarta veya duruma bakılmaksızın sınır dışı edileceğine ilişkindir. Eğer ki bir kişi hem Türk vatandaşı hem başka ülkenin vatandaşı ise -çifte vatandaşsa- her ülke kendi vatandaşlığını dikkate alacağından o kişi Türk vatandaşı olarak görülür ve Anayasa’da yer alan vatandaşın sınır dışı edilemeyeceğine ilişkin kural uyarınca çifte vatandaş olan Türk ise hiçbir şekilde bu mahkumiyeti sebebiyle sınır dışı edilemez.

MÜSADERE VE HAGB İLİŞKİSİ (2024 CMK DEĞİŞİKLİKLERİ)

Müsadere ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ilişkisi, Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki (CMK) değişiklikleri ile daha da belirginleşmiştir. Müsadere ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması arasında önemli bir ilişki bulunmaktadır. Bu tedbirin uygulanabilmesi için bir suçun işlenmiş olması ve bu suçun mahkeme tarafından kesinleşmiş bir kararla tespit edilmesi gerekmektedir. Ancak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması durumunda, sanık hakkında kesin bir mahkûmiyet kararı verilmediğinden el konulma tedbirinin uygulanması genellikle mümkün olmamaktadır.

Ancak bazı durumlarda Yargıtay, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı hallerde dahi suçta kullanılan eşyanın el konulmasına karar verilmesine olanak tanımaktadır. Bu noktada, TCK’nın 54.maddesinin birinci fıkrasında belirtilen genel ahlak, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehlike arz eden eşyaların suç işlenmemiş olsa bile müsadere edilebileceği düzenlenmiştir. Aynı şekilde üretimi, bulundurulması veya kullanılması suç teşkil eden eşyaların da müsaderesi mümkündür. Bu tür durumlarda, suçun işlenmesi şartı aranmaksızın toplum için tehlike arz eden eşyalar devlete geçebilir.

Özetle, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı durumlarda suçla doğrudan bağlantılı olmayan ancak toplum güvenliği açısından tehlikeli kabul edilen eşyalara el konulma uygulanabilir. Ancak kazanç gibi suçtan elde edilen menfaatler için kesin bir mahkûmiyet kararının bulunması gereklidir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde bu tür karar verilmesi mümkün değildir.

2024 CMK Değişiklikleri ile

  • HAGB Kararlarına Karşı Artık İstinaf Kanun Yoluna Başvurulabilecektir.
  • HAGB Kurumu Müsadere Hükümlerinin Uygulanmasına Engel Teşkil Etmeyecektir.
  • HAGB Uygulamasında Sanığın Kabulü Şartı Kaldırılmıştır.
  • Yükümlülük İhlali Sebebiyle Hükmün Açıklanmasına Karşı İtiraz Yolu Açılmıştır.

GÜVENLİK TEDBİRLERİNE İLİŞKİN KANUN YOLLARI (İTİRAZ-İSTİNAF-TEMYİZ)

Güvenlik tedbirleri ile ilgili kanun yolları, Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu bağlamda, itiraz, istinaf ve temyiz süreçleri şu şekilde açıklanabilir:

1.İtiraz: Güvenlik tedbirleri kararı, ilgili mahkemenin verdiği kararın aleyhine itiraz edilebilir. İtiraz, genellikle kararın verildiği mahkemeye yapılır ve belirli bir süre içinde (genelde 7 gün) başvurulmalıdır.

2.İstinaf: İlk derece mahkemesinin verdiği tedbir kararına karşı istinaf yoluna gidilebilir. İstinaf başvurusu, kararı veren mahkemenin üstünde bulunan istinaf mahkemesine yapılır. İstinaf hem hukuki hem de maddi yönüyle inceleme imkânı sunar.

3.Temyiz: İstinaf mahkemesinin kararına karşı, Yargıtay’a başvurularak temyiz yoluna gidilebilir. Temyiz genellikle hukuka aykırılık iddiaları ile sınırlıdır ve Yargıtay sadece hukuki denetim yapar.

Bu süreçlerin her biri, güvenlik tedbirinin uygulanabilirliğini ve hukuka uygunluğunu sağlamak amacıyla önemlidir. Başvuruların süresi ve şekli, ilgili kanun maddelerinde belirtilmiştir.

GÜVENLİK TEDBİRLERİ İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 4.Ceza Dairesi -Karar:2020/605

Tehdit suçundan kurulan hüküm yönünden;

TCK’nın 54/1. maddesine göre, kasıtlı bir suçun işlenilmesinde kullanılan eşyanın müsadere edilebilmesi için, söz konusu eşyanın iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamasının gerekmesi karşısında, suçta kullanılan ve av tüfeği ile bu tüfeğe ait fişeklerin, sahibine iade edilmesi gerekirken, müsaderesine hükmolunması,

Kanuna aykırı ve sanık … müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının, karardan adli emanetin 2012/464 sırasında kayıtlı eşyaların içinde olan av tüfeği ve bu tüfeğe ait fişeklerin müsaderesine ilişkin fıkranın çıkarılması ile yerine “emanette kayıtlı olan ve av tüfeği ruhsatnamesi bulunan av tüfeği ile bu tüfeğe ait fişeklerin iyiniyetli üçüncü kişi konumundaki malik …‘e iadesine” ibaresinin eklenmesi biçiminde DÜZELTİLMESİNE, ve başkaca yönleri Yasaya uygun bulunan hükmün, bu bağlamda ONANMASINA karar verilmiştir.

Yargıtay 10. Ceza Dairesi-Karar:2019/3668

CMK’nın 259. maddesinde, suç konusu olmayıp sadece tabi bulunan eşyanın el konulmasına sulh ceza hakimi tarafından duruşma yapılmaksızın karar verileceğinin düzenlendiği, dosyada talep edilen eşyanın ise TCK’nın 54/4. maddesi anlamında “Üretimi, bulundurulması, kullanılması, taşınması, alım ve satımı suç oluşturan eşya” niteliğinde bulunan kenevir bitkisi parçaları olup, suç konusu olduğu gözetildiğinde, duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden verilen el konulma talebinin reddine ilişkin kararın temyiz incelemesine tabi olduğu gözetilerek yapılan incelemede;

5271 sayılı CMK’nın 257. maddesi uyarınca, aynı Kanunun 256. maddesine göre yapılacak incelemesi için duruşma açılması gerekirken, duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucu karar verilmesi, bozma nedenidir.

HARBİYE HUKUK BÜROSU OLARAK CEZA HUKUKUNA YÖNELİK HİZMETLERİMİZ

Ceza hukuku; insan hayatını ve özgürlüklerini en çok etkileyen hukuk dalıdır. Bu nedenle oldukça hassas ve dikkatle yönetilmesi gereken süreçlerdir. Bu noktada ceza avukatlarının rolü büyüktür. Harbiye Hukuk Bürosu uzmanlaşmış ekibiyle faaliyet göstermektedir. Ekibimiz müvekkillere rehberlik yaparak müvekkillerinin haklarını gözeterek hak kayıplarını önlemeye ve minimuma indirmeye çabalar. Dava süreci boyunca deneyimli ve uzman ekibimizle yanınızda bulunarak ihtiyaç duyduğunuz desteği sağlamaktan memnuniyet duyarız.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Güvenlik tedbir çeşitleri nelerdir?

  • 1.Kolluk Tedbirleri: Suç işlenmesini önlemek maksadıyla polis veya jandarma tarafından uygulanan önlemler. Örneğin; gözaltı, arama.
  • 2.Tedbir Kararları: Mahkeme tarafından verilen, davanın gidişatını etkileyen geçici önlemler. Örneğin; mal varlığına tedbir konulması.
  • 3.Koruma Tedbirleri: Kişilerin fiziksel güvenliğini sağlamak amacıyla alınan önlemler. Örneğin; koruma kararı, uzaklaştırma kararı.
  • 4.Hukuki Güvenlik Tedbirleri: Bireylerin hukuki haklarını korumaya yönelik önlemler. Örneğin; ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz.
  • 5.Cezai Güvenlik Tedbirleri: Ceza hukuku kapsamında, suçun önlenmesi veya failin rehabilitasyonu amacıyla alınan tedbirler. Örneğin; psikiyatrik tedavi kararı.

Bu tedbirler, hukukun güvenliğini ve bireylerin haklarını koruma amacını taşır.

Güvenlik tedbiri uygulanması nedir?

Güvenlik tedbiri uygulanması, belirli bir hukuki durumu korumak veya olası bir zararı ya da tehdidi önlemek amacıyla mahkemeler veya kolluk güçleri tarafından alınan önlemlerdir. Bu tedbirlerin uygulanması, hukukun işlerliğini sağlamak, tarafların haklarını korumak ve adaletin tesisine katkıda bulunmak için önemlidir.

Güvenlik tedbiri ne zaman sona erer?

Mahkeme kararıyla, taraflardan birinin talebi üzerine, tedbirin amacının gerçekleşmesi halinde tedbir belirli bir süre için verilmişse süre dolduğunda veya tedbirin kaldırılması yönünde yapılan itiraz mahkemece kabul edilirse sona erer. Tabi bu süreçler, her ülkedeki hukuki düzenlemelere göre değişiklik gösterebilir.

Koruma tedbirleri nelerdir?

Koruma tedbirleri, kişilerin özgürlüğüne yönelik çeşitli kısıtlamalardır. Ceza Muhakemesi Kanununa göre bu tedbirler; gözaltı, tutuklama, yakalama, adlî kontrol, el koyma, arama, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı atanması ve teknik araçlarla izlemedir.

Koruyucu tedbirler nelerdir?

Koruyucu ve destekleyici tedbirler, korunma ihtiyacı olan veya suça sürüklenen çocuğun öncelikle kendi aile ortamında korunmasını sağlamaya yönelik tedbirlerdir. Çocuk Koruma Kanunu’na göre bu tedbirler; eğitim, sağlık, koruma ve barınma tedbirleridir.

Güvenlik tedbirleri ceza niteliğinde midir?

Genellikle ceza niteliğinde kabul edilmez. Ceza, bir suçun sonucunda verilen yaptırımdır; güvenlik tedbirleri ise suçun işlenmesini önlemek veya bireyin topluma zarar verme riskini ortadan kaldırmak amacıyla uygulanan tedbirlerdir. Örneğin; denetimli serbestlik veya zorunlu tedavi gibi tedbirler, bireyin rehabilitasyonu ve toplum güvenliği açısından önem taşır.

Sedef Daşci

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment