Ceza HukukuSUÇA İŞTİRAK VE CEZASI

SUÇA İŞTİRAK NEDİR?

Suça iştirak bir kişi tarafından da işlenebilecek bir suçun birden fazla kişi tarafından aralarında önceden anlaşarak işlenmesi halinde söz konusu olur. Suça iştirak halleri Türk Ceza Kanununun 37’nci ve 41’inci maddeleri arasında düzenlenmiştir.

SUÇA İŞTİRAK NEDİR?

Suça iştirak bir kişi tarafından da işlenebilecek bir suçun birden fazla kişi tarafından aralarında önceden anlaşarak işlenmesi halinde söz konusu olur. Suça iştirak halleri Türk Ceza Kanununun 37’nci ve 41’inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bahse konu maddelerde suça iştirak durumunun müşterek faillik, dolaylı faillik, azmettiren ve yardım eden olmak üzere 4 türü olduğu düzenlenmiştir.

 Kanunda öngörülen suç tanımına karşılık gelen hareketi işleyenin tek kişi değil birden çok kişi olması ve bu kişilerin de cezalandırılması dolayısıyla suça iştirak ceza sorumluluk alanını genişletir.

SUÇA İŞTİRAK ŞARTLARI

*İşlenmek istenen suçun kanunun öngördüğü kişi sayısından fazla kişiyle işlenmesi gerekir.

Çok failli suçlar: Kanunda öngörülen tipe uygun hareketin suçun doğası icabı birden fazla kişi tarafından gerçekleştirilmesi gereken suç tiplerindendir. Bu gibi suç tiplerinde suça iştirak mümkündür ancak bu tip suçlarda iştiraktan bahsedebilmek için söz konusu suç için kanunda öngörülen asgari fail sayısından fazla failin varlığı gerekir.

Özgü suçlar: Kanunda öngörülen tipe uygun hareketin sadece belli özelliklere sahip kişiler tarafından gerçekleştirildiği suç tipleridir. TCK m.40/2 gereğince özgü suçlarda suça iştirak mümkündür ancak bu gibi suç tiplerinde suça iştirak ancak azmettiren veya yardım eden olarak mümkün olabilmektedir.

*Suçun icrasına başlanılmalıdır.

Suça iştirak hükümlerinin uygulanabilmesi için suçun bütün unsurları ile beraber tamamlanmış olması şart değildir. Suçun icrasına başlanılmış olması yeterlidir. Dolayısıyla teşebbüs halinde kalan suçlarda da suça iştirak mümkündür.

*İştirak iradesinin varlığı gereklidir.

Suçun işlenmesinden önce veyahut en geç icra hareketlerinin gerçekleştiği ana kadar suçu işleme iradesinin varlığı gerekir. Bu bağlamda suça katılanlar önceden aralarında anlaşmalı ve suçu işleme yönünde ortaya bir irade koymalıdır. Suça tamamlandıktan sonra suça iştirak mümkün değildir.

Suça katılma iradesinin söz konusu olması için suça katılanların kasıtlı hareket etmeleri gerekmektedir. Dolayısıyla taksirli suçlarda suça iştirak mümkün değildir. Taksirli bir suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi halinde her fail kendi kusuru oranında sorumlu olacaktır. Sadece kasten işlenebilen suçlarda suça iştirak mümkündür.

*İşlenmesi kararlaştırılan suçun suça katılan herkes için aynı olması şarttır.

İştirak iradesi ile kararlaştırılmış olan suçtan başka bir suç işlenmesi halinde iştirak hükümleri uygulanmayacaktır.

ÖZEL OLARAK İŞTİRAK İRADESİ NEDİR?

Özel olarak iştirak iradesi birden fazla kişinin kanunun öngördüğü suç tanımına uygun hareketi birlikte gerçekleştirmek amacıyla söz konusu suç hareketinden önce veyahut en geç hareketin gerçekleştiği ana kadar aralarında anlaşmasını ifade eder.

SUÇA İŞTİRAK VE CEZASI

SUÇA İŞTİRAK VE CEZASI

İŞTİRAK TÜRLERİ

Türk Ceza Kanununda suça iştirak için 4 tür öngörülmüştür. Söz konusu bu türler müşterek faillik, dolaylı faillik, azmettiren ve yardım edendir.

  • Müşterek faillik TCK m.37/1’de “Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.” denilmek suretiyle düzenlenmiştir. Dolayısıyla müşterek faillik için iki şart söz konusudur. Bu şartlar şunlardır;

*Failler arasında birlikte suç işleme kararı olmalıdır.

*Failler suçun işlenişi üzerinde birlikte hakimiyet kurmalıdır.

  • Dolaylı faillik TCK m.37/2’de “ Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır.” denilmek suretiyle düzenlenmiştir. Dolaylı faillikte kişi suçu bir başkasını araç olarak kullanmak suretiyle gerçekleştirmektedir. Arka plandaki kişi, suçun icra hareketlerini gerçekleştiren şahsın ve hareketinin üzerinde hakimiyet kurmaktadır ve bu hakimiyet nedeniyle fail olarak sorumlu tutulmaktadır. Araç olarak kullanılan kişinin ise suç bakımından kusuru bulunmamaktadır.
  • Azmettiren TCK m.38’de “Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.” denilmek suretiyle düzenlenmiştir. Azmettiren kişi belirli bir suçu işleme konusunda henüz herhangi bir fikri olmayan kişiye bir suçu işlemeye teşvik etmektedir.

Azmettiren kişi işlenen suçun cezası ile cezalandırılacaktır. Ancak bu durumun söz konusu olması için suçun en az teşebbüs aşamasında kalması gerekmektedir.

Azmettirilen kişi azmettirenin dediğinden başka bir suç işler ise azmettiren azmettirmeye konu olan suç dışındaki suçlardan sorumlu olmayacaktır.

Azmettirenin suçun basit halinin işlenmesi için azmettirdiği durumda fail suçun nitelikli halini işler ise azmettiren suçun temel halinden sorumlu olacaktır. Ancak azmettiren söz konusu olayda suçun nitelikli halinin mevcut olduğunu biliyor ise azmettiren de suçun nitelikli halinden sorumlu olacaktır.

Azmettirilen ve azmettiren arasında üstsoy veyahut altsoy akrabalık ilişkisi var ve bu ilişkinin kötüye kullanılması suretiyle suç işleme kararı aldırılırsa azmettirenin cezası artacaktır. Aynı zamanda azmettirilen kişinin çocuk olması durumunda kanun koyucu bu durumu azmettiren aleyhine ağırlaştırıcı sebep olarak düzenlemiştir.

  • Yardım eden TCK m.39’da “Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on beş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.” denilmek suretiyle düzenlenmiştir. Yardım eden sıfatı ile sorumlu olmak 3 durumda söz konusu olur. Bu durumlar şunlardır;

*Suç işlemeye teşvik etmek veyahut suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek

*Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak

*Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak

Yardım eden suçun icra hareketleri üzerinde hakimiyet kurmadan işlenmek istenen suça katkı sağlar.

MÜŞTEREK FAİLLİK

Müşterek faillik TCK m.37/1’de “Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.” denilmek suretiyle düzenlenmiştir. Dolayısıyla müşterek faillik için iki şart söz konusudur. Bu şartlar şunlardır;

*Failler arasında birlikte suç işleme kararı olmalıdır.

*Failler suçun işlenişi üzerinde birlikte hakimiyet kurmalıdır.

Örneğin, iki kişi üçüncü bir kişinin kolyesini alma konusunda anlaşmıştır. Buna göre bir kişi cebir kullanarak üçüncü kişiyi etkisiz hale getirirken diğer kişi kolyeyi almıştır. Dolayısıyla her iki suç ortağı da suçun işlenişi açısından ortak hakimiyet kurmaktadır ve müşterek fail olarak sorumlu olacaklardır.

DOLAYLI FAİLLİK NEDİR?

Dolaylı faillik TCK m.37/2’de “ Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır.” denilmek suretiyle düzenlenmiştir.

Dolaylı faillikte kişi suçu bir başkasını araç olarak kullanmak suretiyle gerçekleştirmektedir. Arka plandaki kişi, suçun icra hareketlerini gerçekleştiren şahsın ve hareketinin üzerinde hakimiyet kurmaktadır ve bu hakimiyet nedeniyle fail olarak sorumlu tutulmaktadır. Araç olarak kullanılan kişinin ise suç bakımından kusuru bulunmamaktadır. Dolayısıyla suçun hareketlerini gerçekleştiren kişi hukuka aykırı bir eylem gerçekleştirdiğinin farkında değildir veyahut kişinin iradesi tehditle etkilenmiştir.

FAİL VE ŞERİK AYRIMI

Suça iştirak hallerinde faillik ve şerik olmak üzere iki kavram düzenlenmiştir. Bu iki kavram da birbirinden tamamıyla farklıdır. Fail söz konusu suçun işlenişine doğrudan katılarak bundan sorumlu olur ancak şerik suçun icrasına iştirak etmek ile beraber yapmış olduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen kişilere denir. Şeriklik azmettiren ve yardım eden olarak ortaya çıkar.

AZMETTİREN OLARAK İŞTİRAK NEDİR?

Azmettiren TCK m.38’de “Başkasını suç işlemeye azmettiren kişi, işlenen suçun cezası ile cezalandırılır.” denilmek suretiyle düzenlenmiştir. Azmettirme, belli bir suçu işleme hususunda henüz bir fikri olmayan bir kişinin başkası tarafından bu suçu işlemeye karar verdirilmesidir. Azmettiren suçun işlenmesine manevi yardımda bulunur. Buradaki en önemli husus azmettirilen kişinin azmettirenden önce suç işleme fikrine sahip olmamasıdır.

MADDİ YARDIM EDEN VE MANEVİ YARDIM EDEN OLARAK İŞTİRAK

Maddi yardım yaparak suça iştirak fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak veyahut suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak olmak üzere 2 şekilde söz konusu olur.

Manevi yardım yaparak suça iştirak ise suç işlemeye teşvik etmek ve suç işleme kararını kuvvetlendirmek olmak üzere 2 şekilde ortaya çıkar.

BAĞLILIK KURALI

İştirak ile bağlılık kuralı TCK m.40’ta “ Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.” denilmek suretiyle düzenlenmiştir.

*Suça katılanların iştirakten ötürü sorumlu olabilmesi için işlenmek istenen suçun tamamlanması şart değildir. Teşebbüs aşamasında kalan suçlar için de iştirak mümkündür. Ancak teşebbüs aşamasına dahi ulaşmayan bir eylem için ise iştirak söz konusu olamaz. Örneğin, bir kişi başka bir kişiyi üçüncü bir kişiyi öldürmesi için azmettirmiştir ancak bir süre sonra azmettirilen kişi bu suçu işlemekten vazgeçmiştir. Bu durumda eylem teşebbüs aşamasına dahi gelmediği için iştirak söz konusu olmayacaktır ve azmettirenin sorumluluğu olmamış olacaktır.

*Özgü suçlarda iştirak ancak azmettiren ve yardım eden olarak mümkün olabilecektir.

*Cezayı azaltan veya ortadan kaldıran kişisel sebepler ancak ilgili suç ortağı bakımından sonuç doğurur. Suça katılan diğer kişiler bu durumdan yararlanamaz.

SUÇA İŞTİRAK HALİNDE GÖNÜLLÜ VAZGEÇME

Suça iştirak halinde gönüllü vazgeçme TCK m.41’de “İştirak halinde işlenen suçlarda, sadece gönüllü vazgeçen suç ortağı, gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır.” denilmek suretiyle düzenlenmiştir. Suça iştirak halinde işlenen suçlarda en önemli özellik gönüllü vazgeçmede sadece gönüllü vazgeçen suç ortağının bundan yararlanacağıdır. Buna bağlı olarak diğer suç ortaklarının sorumlulukları devam etmektedir.

Bu düzenlemenin haricinde iki halde daha gönüllü vazgeçen gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanacaktır. Söz konusu 2 hal şunlardır;

*Gönüllü vazgeçen suç ortağı suçun işlenmemesi için elinden gelen bütün gayreti göstermiş ancak suç başka bir nedenle işlenememiş olabilir.

*Gönüllü vazgeçen suç ortağının bütün çabalarına rağmen suç işlenmiş olabilir.

MÜŞTEREK HAKİMİYET NEDİR?

Her iki suç ortağının suçun işlenişine yaptığı katkıların söz konusu suçun icrası bakımından birbirlerini tamamlayıcı niteliktedir. Buradan hareketle söz konusu suç ortakları suçun icrası üzerinde müşterek bir hakimiyet kurmuş olurlar. Örneğin, iki kişinin üçüncü bir kişinin bilgisayarını bir suç ortağının cebir kullanarak diğerinin de gasp etmesi sureti ile çalması suçunda her iki suç ortağı suçun işlenişi üzerinde ortak bir hakimiyet kurmaktadır. Bu durumun bir sonucu olarak suç ortakları müşterek fail olarak sorumlu olacaktır.

SUÇA İŞTİRAKA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

YARGITAY 11. CEZA DAİRESİ Esas: 2018/2161 Karar: 2019/2108 Tarih: 28.02.2019

1-Sanık … hakkında 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında mali müşavirlik hizmeti verdiği ”… Elek. Mad. Tur.… Ltd. Şti” yetkilisinin sahte fatura düzenlemek suçuna iştirak ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın suçlamayı kabul etmemesi ve sanık hakkında düzenlenen vergi tekniği ve vergi suçu raporlarında sanığın sahte fatura düzenleme suçuna ne şekilde iştirak ettiklerinin belirtilmemesi karşısında, gerçeğin ve iştirak iradesinin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için; faturaları kullanan kişi ya da şirket yetkilileri dinlenip,

sanığı tanıyıp tanımadıkları, faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıkları ve faturaların verilmesine sanığın iştirak olup olmadığı konusunda beyanlarının alınması, gerekli görülmesi halinde, düzenlenen faturalardaki yazı ve imzaların sanık …’ye ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca muhasebecilik mesleği gereği olarak verilen hizmet kapsamında sanığın mükellef şirketin beyannamelerini vermek dışında ne şekilde sahte belge düzenlemek suçuna iştirak ettiğinin ve buna dair delillerin açıklanıp tartışılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükümler kurulması,

2-Kabule göre;

 TCK’nin 37-39. maddeleri uyarınca suçu, doğrudan doğruya birlikte işleyerek iştirak edilebileceği gibi azmettirerek veya yardım etmek suretiyle de iştirak edilebileceği cihetle, iştirakin niteliği belirlenmeden ve VUK’nin 360. maddesine göre suçtan menfaat elde edip etmediği araştırılmadan hüküm tesisi,

5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

SUÇA İŞTİRAK VE CEZASI

SUÇA İŞTİRAK VE CEZASI

HARBİYE HUKUK BÜROSU OLARAK CEZA HUKUKUNA YÖNELİK HİZMETLERİMİZ

Ceza davaları hassas ve aynı zamanda karmaşık süreçlerdir. Dolayısıyla ceza davalarında tarafların avukatları büyük önem arz eder. Tüm bu durumlar göz önüne alındığında iyi bir ceza hukuku hizmeti almak çok önemlidir. Söz konusu bu davalarda en iyi hizmeti vermek amacı ile Harbiye Hukuk Bürosu olarak alanında uzman ve tecrübeli avukat kadromuzla beraber hizmetinizdeyiz.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Suça iştirak etmek nedir?

Cevap: Suça iştirak bir kişi tarafından da işlenebilecek bir suçun birden fazla kişi tarafından aralarında önceden anlaşarak işlenmesi halinde söz konusu olur. Suça iştirak halleri Türk Ceza Kanununun 37’nci ve 41’inci maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Suça iştirak suç işlendikten sonra olur mu?

Cevap: Suça iştirak suçun işlenmesinden önce veyahut en geç suçun icra hareketlerine başlandığı ana kadar mümkün olmaktadır.

-Kasten yaralamada iştirak olur mu?

Cevap: Suça iştirak sadece kasten işlenebilen suçlarda söz konusu olmaktadır. Dolayısıyla kasten yaralamada da suça iştirak mümkündür.

-Hakarette iştirak olur mu?

Cevap: Hakaret suçunda suça iştirak vardır ancak bu durum sadece müşterek faillik durumunda söz konusu olur.

-Yardım ve yataklık etmek nedir?

Cevap: Yardım ve yataklık etme TCK m.39’da düzenlenmiştir. Buna göre yardım ve yataklık etme fail derecesinde sorumlu olmamayı ancak suça yardım ederek suça katılma durumunu oluşturur.

-Yataklık görevi yapmak ne demek?

Cevap: Bir suçun işlenmesinde fail derecesinde olmayıp fakat faile yardım etme şeklinde suça katılmaya suça yataklık denir.

Emir Berkay İYİBİL

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment