Ceza HukukuORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇU VE CEZASI

ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇU VE CEZASI TCK 91. MADDE

Organ veya doku ticareti suçu, bir kişinin rızası olmaksızın veya maddi kazanç amacıyla başka bir kişiden organ veya doku alınması, satılması, satılmasına aracılık edilmesi, hukuka aykırı şekilde organ veya dokunun elde edilmesi, nakledilmesi veya saklanması gibi fiilleri kapsayan yasa dışı bir faaliyettir.

Organ veya doku ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca düzenlenmiştir ve ciddi cezai yaptırımlara tabidir. Kanun, organ veya dokunun hukuka aykırı yollarla elde edilmesi, ölüden organ alınması, ticari amaçla organ veya doku nakli yapılması gibi durumları kapsar. Ayrıca, bu suçun bir örgüt kapsamında işlenmesi halinde ceza daha da ağırlaştırılmaktadır. Organ veya doku ticareti suçu, insan haklarına ve insan onuruna aykırı bir eylem olarak kabul edildiği için birçok ülke yasaları tarafından ağır cezalara bağlanmıştır.

ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇU NEDİR?

Organ veya doku ticareti suçu; hukuki geçerliliği olmayan bir rıza ile bir kişiden organ veya doku alarak, organ ya da doku satın alma, satma, satışına aracılık yapma, hukuka aykırı elde edilmiş organ veya dokuyu saklama, taşıma ya da nakletme, belirli bir menfaat karşılığında organ veya doku teminine yönelik ilan veya reklam verme veya bu tür içerikleri yayımlama gibi çeşitli şekillerde işlenebilen bir suçtur.

Organ veya doku ticareti suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 91. maddesinde “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlığı altında düzenlenmiştir.

ORGAN VE DOKU TİCARETİ SUÇUNUN MADDİ UNSURLARI

  1. Fail
    Türk Ceza Kanunu’nun 91. maddesi kapsamında düzenlenen fiilleri gerçekleştirecek kişi açısından herhangi bir özellik şartı aranmamaktadır. Yani, organ ve doku ticareti suçu herkes tarafından işlenebilir. Ancak, TCK’nın 91. maddesinin 3. fıkrası organ ve doku alım-satımı hususunda çok failli bir suç olarak değerlendirilir.

Ayrıca, 91. maddenin 7. fıkrası, suçun bir tüzel kişinin faaliyetleri kapsamında işlenmesinin de mümkün olduğunu ve bu durumda ilgili tüzel kişi hakkında güvenlik tedbirlerine hükmedileceğini belirtmektedir.

  1. Mağdur
    Organ ve doku ticareti suçu mağduru, geçerli bir rıza olmaksızın organ veya dokusu alınan kişidir. Suçun mağduru, herkes olabilir.

Maddenin ikinci fıkrasında yer alan ölüden organ ve doku alınması suçunda ise mağdur, organları alınan ölünün yakınlarıdır. Buradaki “yakınlar” kavramı, organ bağışına onay verme yetkisine sahip kişileri ifade etmektedir.

  1. Suçun Konusu
    Organ ve doku ticareti suçunun konusu, eylemin gerçekleştirildiği organ veya dokudur. Organ ya da doku niteliği taşımayan bir şeyin alınması bu suç kapsamında değerlendirilemez.

ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇUNUN HAREKET UNSURLARI (Hangi hareketlerle işlenebilir?)

Türk Ceza Kanunu’nun 91. maddesine göre organ ve doku ticareti suçu, kişiden organ veya doku alınması, her türlü eylemle gerçekleştirilebileceğinden, bu suç türü serbest hareketli bir suç niteliği taşımaktadır. Hukuka aykırı şekilde kişiden organ veya doku alınması suçun oluşması için yeterlidir.

Organ veya doku ticareti suçu türünde fiil, hem icrai (aktif) hem de ihmali (pasif) biçimde işlenebilir. Örneğin, hukuka aykırı kişiden organ veya doku alınmasına kayıtsız kalan bir doktorun bu tutumu ihmali bir davranış olarak değerlendirilebilir.

Aynı maddenin ikinci fıkrasında tanımlanan suç ise, hukuka aykırı olarak ölüden organ veya doku alınmasıdır. Suçun tamamlanabilmesi için organ veya dokunun yerinden çıkarılması gerekmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nun 91. maddesinin 3. fıkrasında yasaklanan fiiller, kişiden organ veya doku alma, satma ya da organ ve doku ticaretine aracılık etme şeklindedir. Bu fiiller seçimliktir. 91. maddenin 5. fıkrasında tanımlanan suçun oluşabilmesi için, elde edilen organ veya dokunun saklanması, nakledilmesi ya da aşılanması fiillerinden birinin işlenmesi yeterlidir. 92. maddenin 6. fıkrasında ise organ veya doku teminine yönelik ilan ya da reklam verme veya yayınlama eylemleri yasaklanmıştır.

ORGAN VE DOKU TİCARETİ SUÇUNUN MANEVİ UNSURLARI

Türk Ceza Kanunu’nun 91. maddesi kapsamındaki suçlar ancak kasıtlı olarak işlenebilir. Yani, yaşayan bir kişiden organ veya doku alınması, ölüden organ veya dokuların alınması, organ veya doku satın alma, satılmasına aracılık etme, organ veya dokuyu saklama, nakletme, aşılama, belirli bir çıkar karşılığında organ veya doku teminine yönelik ilan veya reklam verme ya da yayınlama gibi eylemler kasıt unsuru ile gerçekleştirilmelidir.

Türk Ceza Kanunu’nun 22. maddesine göre taksirle işlenen fiiller sadece kanunda açıkça düzenlenmişse cezalandırılabilir. 91. maddede taksirle işlenmeye ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Fail, geçerli bir rıza olmadığını bilerek ve isteyerek organ veya dokuyu almalıdır. Eğer hukuka uygun bir rıza olduğu düşünülerek eylem gerçekleştirilmişse, hataya ilişkin kurallar devreye girecektir.

ORGAN VE DOKU TİCARETİ SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ

Türk Ceza Kanunu’nun 91. maddesinin 4. fıkrasında, “Birinci ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.” şeklinde bir hüküm bulunmaktadır.

Yani, organ veya doku ticareti suçunun bir örgütün faaliyetleri çerçevesinde işlenmesi daha ağır bir ceza gerektiren nitelikli bir haldir. Çünkü organ ve doku ticareti suçunun bir örgütle bağlantılı şekilde işlenmesi, bu suçla mücadeleyi zorlaştırmaktadır.

Örgütlü olarak işlenen organ veya doku ticareti suçu, suça iştirak kavramından farklıdır. Organ ve doku ticareti yapan örgütlerde organize bir yapı ve suçları planlı bir şekilde işleme iradesi bulunmalıdır.

ORGAN VE DOKU TİCARETİ SUÇUNUN NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ HALİ (91/8)

Organ veya doku ticareti suçu

Madde 91- (1) Hukuken geçerli rızaya dayalı olmaksızın, kişiden organ alan kimse, beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun konusunun doku olması halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(8) Birinci fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi sonucunda mağdurun ölmesi halinde, kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

Maddenin sekizinci fıkrasında, organ veya doku ticareti suçunun işlenmesi sonucunda mağdurun hayatını kaybetmesi durumunda, kasten öldürme suçuna ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu durumda aslında neticesi sebebiyle ağırlaşan bir suç söz konusudur. Ancak, bu tür eylemleri gerçekleştiren kişinin ortaya çıkan ölüm sonucuna en azından olası kastla hareket etmiş olabileceği kabul edilmiştir.

KİŞİDEN ORGAN VE DOKU ALMA

On sekiz yaşını doldurmamış, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk veya benzeri sebeplerle makul bir şekilde hareket etme yeteneğinden yoksun olan kişilerden organ veya doku alınması kesinlikle yasaktır. Veli veya vasilerin rızası olsa bile on sekiz yaşından küçük bireylerin organları alınamaz.

On sekiz yaşını doldurmuş ve akıl sağlığı yerinde olan, sarhoşluk ya da benzeri durumlar nedeniyle makul bir şekilde hareket etme yeteneğini kaybetmemiş kişiden organ veya doku alınabilmesi için, vericinin en az iki tanığın huzurunda açık, bilinçli ve etkiden uzak bir şekilde daha önce verilmiş yazılı ve imzalı bir beyanı veya en az iki tanık önünde sözlü olarak beyan edip imzaladığı tutanağın bir hekim tarafından onaylanması zorunludur.

Verici, rızasını organ veya dokunun alınması işleminden önce ya da alınma esnasında verebilir.

Organ veya doku bağışında bulunan kişi, bu bağış karşılığında herhangi bir bedel, menfaat ya da tazminat talep edemez. Ancak, vericinin organ bağışı nedeniyle hastanede kalması veya günlük işlerini yapamaması gibi masrafları olabilir ve bu masrafları alıcıdan talep edebilir.

ÖLÜDEN ORGAN VE DOKU ALMA

Verici ölmüş olabilir. Ancak burada asıl sorun, kişinin ne zaman ölmüş sayılacağıdır. Bu konuda tıp alanında iki tür ölüm durumu kabul edilmektedir: Birincisi biyolojik ölüm, ikincisi ise beyin ölümü.

Geçmişte yaygın olarak kabul edilen ölüm anlayışına göre, insanın hayati fonksiyonları olan dolaşım, solunum ve sinir sistemlerinin durmasıyla ve kalp atışlarının sona ermesiyle ölüm gerçekleşir. Bu duruma biyolojik ölüm ya da klinik ölüm denir.

Beyin ölümü ise, beyin hücrelerinin hasar görmesi sonucu beyin fonksiyonlarının durması anlamına gelir. Bu, yavaş yavaş meydana gelen bir süreçtir. Beyin ölümü, klinik bir tanı olup, tüm beyin fonksiyonlarının tam ve geri dönülmez şekilde kaybedilmesi anlamına gelir.

Beyin ölümü gerçekleşmiş bir kişinin solunumu ve kan dolaşımı yapay cihazlarla sağlanabilir. Ancak bu, kişinin hala yaşıyor olduğu anlamına gelmez. Eğer beyin vücudu yönetmiyor veya yönetme kapasitesini tamamen kaybetmişse, bu kişi ölmüş kabul edilir.

Türk tıp hukukunda beyin ölümü kavramı kabul görmektedir.

Kişi vefat ettikten sonra, hayatta iken yaptığı bir beyanla bedenine yönelik tasarruflarda bulunabilir ve organ bağışında bulunabilir. Eğer kişi hayatta iken ölümünden sonra organ veya doku alınmasına karşı olduğunu açıkça ifade etmişse, ölümünden sonra kişiden organ veya doku alınması mümkün değildir.

ORGAN VE DOKU TİCARETİ SUÇU VE ZORUNLULUK HALİ

Organ veya doku ticareti suçunda, kişinin organ veya dokularını zorunluluk hali içinde satarak organ veya doku ticareti suçunu işlemesi durumunda, hakkında ceza indirimi yapılabilir veya ceza verilmemesine karar verilebilir. Organ veya dokularını satan bireyin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak, verilecek cezada hafifletme yapılabileceği gibi, ceza verilmemesi de mümkündür (TCK m.92).

Yargıtay’ın uygulamalarında, kişinin yaşadığı ekonomik sıkıntıyı hayati önem taşıyan bir organını para karşılığında satmak dışında başka yollarla çözme imkânının olup olmadığı araştırılmaktadır. Örneğin, çocuğunun yüksek sağlık masraflarını başka türlü karşılama olanağı bulamayan bir kişinin böbreğini satması durumunda cezalandırılmayabilir. Ancak, sıradan bir ekonomik sıkıntıyı organını satarak çözmeye çalışan kişinin bu davranışı, bedeni üzerinde yarattığı ciddi tehlike ve ekonomik sıkıntıyı giderme yöntemi birlikte değerlendirildiğinde, hukukun genel ilkeleri çerçevesinde kişinin vücut bütünlüğü üzerindeki tasarruf yetkisini aşmak olarak kabul edilmektedir. Bu tür durumlarda, failin bu madde kapsamından faydalanması mümkün değildir.

ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇU VE ETKİN PİŞMANLIK

Burada amaç, organ veya doku ticareti yapan kişiyi takip ederek organ ve doku ticareti suçunun diğer faillerini ve işbirlikçilerini ortaya çıkarmaktır. Eğer organ ve doku ticareti suçu, bir örgüt çerçevesinde işlenmişse, elde edilen bilgilerle bu örgütün zayıflatılması ya da mümkünse çökertilmesi hedeflenir.

Bu durumda, failin işlediği suçtan kendi iradesiyle pişman olması söz konusu değildir. Suçunu itiraf eden kişi, devletin sağladığı çıkarlar karşılığında, suça katılan diğer kişileri ifşa etmektedir.

Türk Ceza Kanunu’nun 93. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, organ veya dokusunu satan kişi, resmi makamlar durumdan haberdar olmadan önce durumu yetkililere bildirir ve diğer suçluların yakalanmasına yardımcı olursa ceza almaz.

Ancak, TCK madde 93/1’in uygulanabilmesi için sadece organ ve doku ticareti suçunun bildirilmesi yeterli değildir. Failin, diğer suçluların yakalanmasını kolaylaştıracak nitelikte bilgi sağlaması gerekmektedir. Verilen bilginin niteliğine ve yeterliliğine göre, organ veya doku satan kişinin cezası dörtte birden yarısına kadar indirilebilir.

ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇU VE CEZASI

ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇU VE CEZASI

ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇUNUN SORUŞTURULMASI VE CEZASI

Organ veya doku ticareti suçu şikâyete tabi olmaksızın re ‘sen soruşturulur ve kovuşturulur.

Organ veya doku ticareti suçu, bir tüzel kişinin faaliyetleri kapsamında işlenmişse, ilgili tüzel kişiye özel güvenlik tedbirleri uygulanır.

Organ veya doku ticareti suçunun cezaları şu şekildedir:

  1. Eğer hukuki bir rıza olmaksızın bir kişiden organ alınmışsa, organ ve doku ticareti suçunu işleyen kişi beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezasına çarptırılır. Eğer organ ve doku ticareti suçunun konusu organ değil de doku ise, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir (TCK m.91/1).
  2. Ölü bir kişiden hukuka aykırı şekilde organ veya doku alan kişi ise, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.91/2).
  3. Organ veya doku alıp satan ya da satışa aracılık eden kişi hakkında, birinci fıkrada belirtilen cezalar uygulanır (TCK m.91/3).
  4. Eğer organ ve doku ticareti suçu bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenirse, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ve on bin güne kadar adli para cezası verilir (TCK m.91/4).
  5. Hukuka aykırı şekilde elde edilmiş organ ya da dokuyu saklayan, taşıyan ya da aşılayan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.91/5).
  6. Bir çıkar karşılığında organ veya doku teminini sağlamak amacıyla ilan veya reklam yapan ya da bu ilanı yayımlayan kişi ise, bir yıla kadar hapis cezası alır (TCK m.91/6).
  7. Organ ve doku ticareti suçu bir tüzel kişi tarafından işlenirse, tüzel kişiye özgü güvenlik tedbirleri uygulanır (TCK m.91/7).
  8. Eğer birinci fıkrada tanımlanan organ ve doku ticareti suçu sonucunda mağdur ölürse, kasten öldürme suçuna dair hükümler uygulanır (TCK m.91/8).

ÖRNEK YARGITAY KARARLARI

Yargıtay Kararı- 12. CD., E. 2013/17615 K. 2014/14203 T. 10.6.2014

Organ veya doku ticareti suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:

İhbar ve yakalama tutanakları, sanığın savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre; CMK’nın 231. maddesi gereğince haklarındaki hükmün açıklanması geri bırakılan ve temyize gelmeyen sanıklardan böbrek hastası olup organ alıcısı olan …’ın, organ vericisi …’dan böbreğini alabilmek için daha önceden yasaya aykırı şekilde organ nakli işlemlerinde yer aldığını öğrendikleri sanık … ile irtibata geçtikleri, sanığın organ alıcısı …’ın kızı …’ın kimliğini alıp organ vericisi … için sahte nüfus cüzdanı temin etmesi üzerine organ nakli için Antalya’da bulunan Medical Park Hastanesine müracaat edip işlem yaptırdıkları, hastanece yapılan testler sonucu organ verici ve alıcısının genetik olarak uygunluk bulunmadığı nedeniyle akraba olmadıklarının anlaşılması üzerine hastane

yetkililerinin durumu emniyete bildirmeleri sonrasında soruşturma başlatıldığı yapılan soruşturma sonunda sanık …’ın organ alıcısı ve verici olan ve temyize gelmeyen … ve … ile ayrı ayrı bağlantı kurarak ve maddi menfaat karşılığında yasaya aykırı şekilde iki tarafın anlaşmasını ve organ alıcısı …’ın kızına ait kimliği alıp organ nakli ve noter işlemlerinde kullanılacak olan sahte nüfus cüzdanını temin etmesi üzerine tarafların hastaneye başvurdukları ve hastane yetkililerinin ihbarı ile yakalandıkları anlaşılmakla;

Organ veya doku ticareti yapılmasının suç olarak tanımlandığı TCK’nın 91/3. maddesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere, burada önemli olan hususun organ veya dokunun para veya sair bir maddi menfaat karşılığında tedavüle tabi tutulması olup, suçun oluşması için ödemenin ne zaman yapıldığının ya da yapılıp yapılmadığının öneminin olmaması, hatta organ veya dokunun alınmasına dahi gerek bulunmaması karşısında, somut olayda yasa maddesinde öngörülen suçun tamamlandığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, suç kastıyla hareket etmediğine mahalli Cumhuriyet savcısının ise suçun teşebbüs aşamasında kaldığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 10.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

HARBİYE HUKUK BÜROSU OLARAK CEZA HUKUKUNA YÖNELİK HİZMETLERİMİZ

Ceza davaları hassas ve karmaşık hukuki süreçlerdir. Ceza hukuku avukatı, tarafların haklarını korumakta önemli bir rol oynarlar. Hakkınızda açılmış veya sizin açtığınız ceza hukukunu ilgilendiren uyuşmazlıklarda kaliteli ve iyi bir hizmet almak her zaman en güveniliridir. Harbiye Hukuk Bürosu olarak uzman ve tecrübeli avukat kadromuzla müvekkillerimizin ceza hukukundan doğan uyuşmazlıklarını en hızlı şekilde sonuçlandırmak ve menfaatlerini korumak bizim önceliğimizdir. Ceza hukuku uyuşmazlıklarından doğan davalarda ve ceza hukukunu ilgilendiren pek çok alanda da hizmet vermekte olup müvekkillerimize çok yönlü bir hukuki koruma ve uyuşmazlık çözümü sunmayı amaçlamaktayız. İstanbul Avukatı

SIKÇA SORULAN SORULAR

Organ ve Doku Ticareti Nedir?

Organ veya Doku Ticareti, hukuka aykırı olarak bir kişiden organ veya doku temin edilmesi, kişiden organ veya doku alınması, satılması, satılmasına aracılık edilmesi, hukuka aykırı şekilde elde edilen organ ya da dokunun saklanması, nakledilmesi ya da aşılama yapılması gibi eylemleri içeren bir suçtur. Bu suç, organ ve doku teminine yönelik çıkar sağlama amacı güden ilanlar veya reklamların verilmesi ya da yayınlanmasını da kapsar.

Organ ve doku ticareti neden yasak?

Organ veya doku ticareti birçok önemli nedenle yasaklanmıştır. Yasaklanmasının başlıca nedenleri şunlardır:

  1. İnsan Onurunun Korunması: Organ veya dokuların alınıp satılması, insan bedeninin bir mal gibi ticaret konusu yapılmasına neden olur. Bu, insan onuruna aykırı bir durumdur. İnsan bedeni, maddi bir eşya gibi alınıp satılamaz. Organ ticareti, bireylerin ekonomik çaresizlik içinde organlarını satmak zorunda kalmalarına neden olabilir, bu da insan onurunun korunmasına aykırıdır.
  2. Adalet ve Eşitlik İlkelerinin İhlali: Organ ticareti, yalnızca ekonomik olarak güçlü olanların organ ve doku temin edebildiği adaletsiz bir sistem yaratabilir. Parası olanların sağlıklı bir yaşam için organlara daha kolay ulaşabildiği bir düzen, sağlık hizmetlerinde eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu, toplumdaki ekonomik farklılıkları derinleştirir. Ankara Avukat
  3. İnsan Sağlığına Yönelik Tehlike: Organ ve doku ticareti yasadışı yollardan ve kontrolsüz şekilde yapıldığında, sağlık açısından ciddi riskler doğurur. Bu tür ticaret, tıbbi standartlara uygun olmayan koşullarda gerçekleştirildiğinde hem organı alan hem de organı veren kişiler ciddi sağlık sorunları ile karşılaşabilir. Enfeksiyonlar, yanlış nakil işlemleri ve tıbbi gözetimin yetersizliği, bu tür işlemlerde sıkça görülür.
  4. Zorlayıcı ve Tehdit Edici Koşullar: Bazı durumlarda insanlar, özellikle de ekonomik olarak zor durumda olanlar, organlarını satmaya zorlanabilir. Bu, bireylerin özgür iradeleri dışında yapılan zorlayıcı işlemlere maruz kalmalarına yol açabilir. Bu durum, suistimallere ve organize suç örgütlerinin işin içine girmesine neden olabilir.
  5. Yasal ve Etik Düzenlemelere Aykırılık: Çoğu ülkede organ veya doku ticareti, yasalar ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde kesin olarak yasaklanmıştır. Hukuka aykırı bir organ ticareti faaliyeti hem ulusal hem de uluslararası hukuk kurallarını ihlal eder. Organ bağışı ise gönüllü ve etik kurallar çerçevesinde yapılmalıdır.

Bu sebeplerle, organ veya doku ticareti insan onurunu korumak, sağlık ve güvenlik standartlarına uyulmasını sağlamak, toplumsal eşitliği ve adaleti korumak amacıyla dünya genelinde yasalarla sıkı bir şekilde denetlenir ve yasaklanmıştır.

 

Organ veya Doku Ticareti Suçunun Cezası Nedir?

Geçerli bir rıza olmadan bir kişiden organ alınması durumunda, suçlu beş yıldan dokuz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Eğer organ veya doku ticareti suçunun konusu doku ise, ceza iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak belirlenmiştir (TCK m.91/1). Hukuka aykırı olarak ölüden organ veya doku alınması ise bir yıla kadar hapis cezasını gerektirir (TCK m.91/2).

Organ veya doku alım satımı yapan, satan veya bu işlemlere aracılık eden kişiler, birinci fıkrada belirtilen cezalara tabi tutulur (TCK m.91/3). Bu suçların bir örgüt çerçevesinde işlenmesi durumunda ise ceza, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası olarak belirlenmiştir (TCK m.91/4).

Hukuka aykırı yollarla elde edilen organ veya dokunun saklanması, nakledilmesi veya aşılması suçları iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasını gerektirir (TCK m.91/5). Ayrıca, organ veya doku teminine yönelik ilan veya reklam veren kişiler bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır (TCK m.91/6).

Bu maddede tanımlanan organ ve doku ticareti suçlarının tüzel kişilerin faaliyetleri çerçevesinde işlenmesi durumunda, tüzel kişi hakkında uygun güvenlik tedbirleri uygulanır (TCK m.91/7). Ayrıca, birinci fıkrada tanımlanan suçların işlenmesi sonucunda mağdurun ölmesi durumunda, kasten öldürme suçuna ilişkin hükümler devreye girer (TCK m.91/8).

Organını Satan Kişi de Suç İşlemiş mi olur?

Bir örgütün faaliyetleri çerçevesinde organ ticareti yapmak suçtur. Ölüden hukuka aykırı bir şekilde organ veya doku nakli yapılması durumunda, ilgili kişiye bir yıla kadar hapis cezası verilmektedir. Eğer organ veya doku ticareti sırasında nakil yapılan kişi hayatını kaybederse, bu durumda kasten adam öldürme suçunun hükümleri uygulanmaktadır. Mahkeme, organ ve doku ticareti suçunda bir yıldan daha kısa bir ceza verirse, bu durumda ek olarak adli para cezası da verilmektedir.

Ekonomik zorluklar yaşayan kişilerin organ satışı suçunu işlemeleri durumunda, ceza indirimi uygulanabilmektedir. İnternetin yaygınlaşması ile organ ticareti internet üzerinden de yapılabilmektedir. İnternet üzerinden organ alım-satım ilanları hızla tespit edilmekte ve bu tür faaliyetler hakkında dava açılmaktadır.

Organ Nakli Yapan Doktorlar da Suç İşler mi?

Organ nakli yapan doktorlar, eğer işlemi hukuka uygun ve etik kurallara göre yapıyorsa suç işlemiş sayılmazlar. Ancak organ nakli süreci, çeşitli yasal ve etik kurallara tabidir ve bu kurallara uyulmaması durumunda suç işlenmiş olabilir.

Organ nakli işlemi şu koşullara bağlı olarak suç teşkil edebilir:

  1. Geçerli Rıza Olmadan Yapılan Nakiller: Eğer organ bağışında bulunan kişinin rızası hukuken geçerli değilse (örneğin, rıza zorla alınmışsa veya kişinin yasal rızası yoksa), doktor bu durumda suçlu olabilir.
  2. Hukuka Aykırı Organ veya Doku Alımı: Ölüden veya canlıdan hukuka aykırı bir şekilde organ veya doku alımı yapılıyorsa, bu durum suç teşkil eder ve doktor da suçlu olabilir.
  3. Organ ve Doku Ticareti: Eğer doktor, organ veya doku ticareti ile ilgili bir organizasyonun parçası olarak hareket ediyorsa, bu durum da suç teşkil eder.
  4. Organ ve Doku Bağışı İçin Yasa Dışı Süreçler: Eğer doktor, organ bağış sürecini yasa dışı yollardan yürütüyorsa (örneğin, sahte belgeler kullanmak veya bağış sürecinde yasal olmayan işlemler yapmak), suç işlemiş olur.

Organ Bağışı ve Organ Ticareti Aynı Şey mi?

Hayır, organ bağışı ve organ ticareti aynı şey değildir.

Organ bağışı, bir kişinin kendi rızasıyla, hiçbir maddi karşılık beklemeden, ihtiyacı olan başka bir kişiye organ veya doku vermesidir. Bu süreç tamamen gönüllülük esasına dayalıdır ve yasal mevzuat çerçevesinde düzenlenir.

Organ ticareti ise, organ veya dokuların yasa dışı yollarla, maddi kazanç karşılığında alınıp satılmasıdır. Bu suç, birçok ülkede ağır cezalara tabidir ve etik, hukuki ve sağlık açısından kabul edilemez bir eylemdir. Organ ticareti insan haklarına aykırı olup hem alıcı hem de satıcı için ciddi riskler barındırır.

Organ ve Doku Ticareti Sadece Ülkemizde mi Yasak?

Organ ticareti, dünya genelinde sadece İran’da yasal olarak uygulanmakta olup, diğer tüm ülkelerde yasaklanmıştır. Ayrıca, organ satışları Dünya Sağlık Örgütü gibi ilgili kuruluşlar tarafından da etik açıdan kabul edilebilir bir seçenek olarak değerlendirilmemektedir.

 NİL KÜLEGE

ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇU VE CEZASI

ORGAN VEYA DOKU TİCARETİ SUÇU VE CEZASI

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment